Bipolar ergenlikte farklı erişkinlikte farklı!
"İki uçlu bozukluk" ya da "manik depresif bozukluk" olarak da adlandırılan Bipolar Afektif Bozukluk, ergenlik döneminde yüzde 1 oranında görülüyor. Ergenlik döneminde belirtiler Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ya da davranım bozukluğu belirtileriyle karışabiliyor
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “iki uçlu bozukluk” ya da “manik depresif bozukluk” olarak da adlandırılan Bipolar Afektif Bozuklukta kişinin duygu durumunda normalden belirgin sapmalar meydana geldiğini, hastalığın ergenlik döneminde de görülebildiğini söyledi.
Hastalığın en önemli tanı koydurucu ataklarının manik ya da hipomanik ataklar olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Kişi bu ataklar sırasında normalde olduğundan çok daha az uyur, buna rağmen kendini oldukça enerjik hisseder, normale göre daha fazla konuşur, oldukça neşeli, keyifli hisseder, kendini her şeyi yapabilecek kadar güçlü görür. Düşünmeden hareket eder, bazen de çok çabuk öfkelenir ve taşkınlıklar yapar. Manik ataklar sırasında belirtiler o kadar şiddetli olur ki çoğu zaman kişinin hastaneye yatırılması gerekir. Manik atakların şiddet olarak daha hafifçe geçen şekline hipomanik atak denir. Bipolar bozuklukta kişiler manik atakların dışında depresif ataklar geçirirler. Depresyonda oldukları dönemlerde enerjileri azdır, çok uyur ancak dinlenmiş hissetmezler, huzursuzdurlar, konsantre olmakta zorlanırlar, keyifsiz ve karamsar hissederler. Bu ataklar dışında kişi normal işlevsellik düzeyine döner ve yaşamını sürdürür” diye konuştu.
Bipolar Afektif Bozukluğun ergenlerde yaklaşık yüzde 1 oranında görüldüğünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Ergenlik döneminde belirtiler Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ya da davranım bozukluğu belirtileriyle karışabilir” dedi.
Ergenlik dönemindeki Bipolar Bozukluğun erişkinlikten farklı olduğunu da kaydeden Doç.Dr. Emel Sarı Gökten, bu farklılıkları da şöyle sıraladı: “Daha hızlı döngülüdür. Ataklar daha çok mixt tipte (depresif ve manik belirtiler aynı anda) görülür. İrritabilite (sinirlilik, kolay tepki verme) önde giden belirtidir. Dikkat bozuklukları ile karşı gelme belirtileri eşlik eder. Kronik gidişlidir, ataklar arasında normal dönemler olmayabilir.”
Ergenlik döneminde manide, erişkinde olduğu gibi sebepsiz yere mutlu olma hali (öfori) görülmeyebildiğini, daha sıklıkla görülen belirtinin sinirlilik ile ani öfkelenme ve tepki verme olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Yaş ilerledikçe Bipolar Bozukluk manik atağında yetişkinlikteki gibi öfori (sebepsiz mutlu olma hali) görülme sıklığı artar. Hem depresyon hem de mani belirtilerinin bir arada olduğu mixt tipte mani atağı çocuklarda daha sık görülür” dedi.
DEHB İLE ORTAK ÖZELLİKLERİ ÇOK
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve Bipolar Bozukluğun dikkat dağınıklığı, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik gibi birbirine benzeyen birçok özelliği olduğunu da belirten Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Bununla birlikte Bipolar Bozukluk birkaç ayırt edici özelliğe sahiptir. Gerçeği değerlendirme bozuklukları, depresyon, gerginlik, uyarılmışlık, duygudurum dalgalanmaları, büyüklenmecilik, uygunsuz duygu ifadesi belirtileri Bipolar Bozuklukta daha çok görülür. Davranım bozukluğunun belirtileriyle de benzerlik gösterir. Örneğin, dürtüsellik, çalma davranışı, madde kötüye kullanımı, kurallara uymama ve çabuk öfkelenme her iki bozuklukta da sıktır” diye konuştu.
Manik atak tedavisinde hastanın genellikle hastaneye yatırılması gerektiğini belirten Gökten, koruyucu tedavinin önemini vurgulayarak şunları söyledi: “Tedaviye başlamadan önce biyokimyasal değerlendirme yani kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, tiroid hormon testleri gibi analizler yapılır. İlaç ya da madde kullanım öyküsü, olası tıbbi hastalıklar sorgulanır. İlaçlarla hasta genellikle 2-4 hafta içinde tam veya tama yakın düzelme gösterir. Bipolar Bozuklukta tedavide asıl önemli nokta koruyucu tedavidir. Çünkü ataklar geçicidir ama tekrarlama riski her zaman vardır. Bipolar Bozukluğun koruyucu tedavisinde kullanılan ilaçlara “duygudurum düzenleyicileri” adı verilmektedir. İlk atakta BAB tanısı koymak zor olabilir, duygudurum düzenleyicileri atak sonrasında koruyucu amaçlı kullanıldığı için, bazı durumlarda bu ilaçlara başlamak için ikinci atak beklenebilir. Akut dönemde bazı ilaçlar (özellikle antipsikotikler ve anksiyolitikler) kullanılabilir. Antidepresan kullanımı varsa kesilir. Eşlik eden belirtilere göre örneğin uyku sorunları, agresyon, belirgin dikkat ve öğrenme sorunları ortaya çıkarsa ek ilaç tedavileri uygulanabilir. Karışık tipte bir atak söz konusu ise, depresyon belirtileri olmasına karşın, antidepresan kullanımından kaçınılır. İlaç tedavisine ek olarak bireysel psikoterapi, aile terapisi, aile eğitimi, bilişsel davranışçı terapiler de tedaviye eklenebilir. BAB tedavisinde en önemli konulardan birisi atakların önlenmesidir. Atakların başlangıç belirtilerinin tanınması ve zaman kaybetmeden psikiyatri kontrolüne gidilmesi koruyucu tedavide esastır.”
BU MEVSİMLERE DİKKAT!
Bipolar Afektif Bozukluğun temel özelliğinin zaman zaman kötüleşme dönemleri ile yani ataklarla seyretmek olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Pek çok olguda bu ataklar çeşitli mevsimlerde sıklaşır. Özellikle Mayıs-Ağustos arası dönem daha riskli olarak kabul edilmektedir” uyarısında bulundu.
BİLGİ EDİNİN VE GERÇEKÇİ OLUN
Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, Bipolar Afektif Bozukluk tanısı alan bir ergenin ailesine ve yakınlarına da önemli tavsiyelerde bulundu. Gökten, önerilerini şöyle sıraladı:
1.Öncelikle BAB hakkında olabildiğince bilgi edinin. Kanıta dayalı ve derinlemesine bilgilendirmeyi amaçlayan kaynaklar edinmek konusunda doktorunuza başvurun.
2.Uzmanlardan yardım almayı, gerektiğinde danışmayı ihmal etmeyin.
3.Hayatınızdaki stres etkenlerinin sayısını azaltmaya çalışın. Artan stres faktörleri hem BAB gidişini olumsuz etkiler, hem de hastalığın tedavisini güçleştirir.
4.Uykusuzluk, esrar gibi madde kullanımı manik atağı tetikleyebilir. Bu tür riskleri kontrol etmeye özen gösterin.
5.Gerçekçi beklentiler içinde olun. BAB ataklar halinde giden kronik süreçli ve oldukça zorlayıcı bir hastalık olabilir ve her türlü tedaviye rağmen belirtiler tümüyle ortadan kalkmayabilir. Bu nedenle mükemmele değil, daha iyiye odaklanın.
6.Kendinizi ihmal etmeyin. Sizin ruhsal ve fiziksel sağlığınız yerinde olmadan BAB tanısı almış olan yakınınıza da yeterince yardımcı olamayabilirsiniz. Öte yandan, sizin yaşadığınız sıkıntılar ona olumsuz yansıyabilir.
7.Tedaviyi aksatmadan sürdürmesi konusunda dikkatli olun.
8.İlaçların olası etki ve yan etkileri hakkında bilgi edinin ve bu etkileri gözlemleyin, not alın.
9.Acil durumlarla ilgili bir eylem planınız olsun. Bazen beklenmedik belirtiler ya da ilaç yan etkileri olabilir. Bu durumda arayabileceğiniz ya da başvurabileceğiniz bir klinik olmalı. Bu olası durumlarla ilgili ne yapmanız gerektiğini önceden doktorunuza sorabilirsiniz.”