Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Habertürk'e konuştu: Bölgedeki salgın hastalıklara dikkat
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, deprem bölgesinde bulunan insanları olası hastalıklara karşı uyardı. Habertürk'te Kübra Par'a önemli açıklamalarda bulunan Prof. Ceyhan, el dezenfektanları başta olmak üzere, yüz felci, kızamık, su çiçeği aşılarına dikkat çekerek, bölgede mutlaka dializ merkezlerinin kurulmasının kritik önemine işaret etti. Prof. Ceyhan, pandemi döneminde kazanılan maske alışkanlığının deprem bölgesinde de kullanılması gerektiğinin altını çizdi...
Kahramanmaraş'ı üst üste iki kez vuran depremin ardından bölgede tuvalet eksikliği var, su yok, enkaz altında vefat eden vatandaşlarımızın bedenleri hala çıkarılmadı. Bölgede salgın riski ne derecede var? Neler yapılması gerekir? Nasıl toparlanabilir?
Habertürk TV, Açık ve Net'te Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Mehmet Ceyhan, hayati öneme sahip bilgileri şöyle sıraladı:
"HASTALIKLAR ŞU AN KULUÇKA DÖNEMİNDE"
Böyle felaketlerin belli döneminden sonra böyle sağlık problemleri ile karşılaşıyor. Biz hep hastaneleri o ilin en dayanıklı binaları olarak düşünürüz. Ancak burada maalesef görüyoruz ki Antakya ve İskenderun'da hastaneler yıkılmış durumda. Bu hizmet ağır hastanelerin Adana'ya gönderilerek, daha hafif hastaneler ilçe hastanelernide tedavi ederek sağlanmaya çalışılıyor. Ancak ilçe hastaneleri bu işe hazır şekilde planlanmamış. Şu anda ortamda zaten çok yoğun şekilde solunum yolu enfeksiyonları var. Deprem bölgesindeki insanlarda da grip, kovid var, virüs var. Bu insanlar kapalı alanlarda ve yoğun şekilde yaşıyorlar. Bir çadırda aile kalmıyor, spor salonunda birçok kişi bir arada kalıyor. Dolayısıyla birçok hastalıkları bulaştırmaya başlıyor. Şu anda kuluçka döneminde. Birkaç gün sonra bunları da göreceğiz.
"DIŞKI PROBLEMİ VE İSHAL VAKASINA DİKKAT"
İkincisi özellikle dışkı yoluyla bulaşan hastalıklar. Bunlarda da mutlaka ortaya çıkacak. İnsanlar dışkılarını elle temizlemiyorlar. Ancak bir süre sonra kullandıkları malzemelerden tutun da gıdaya kadar dışkıyla temas etmeye başlıyor. Birinci tehlike mevsim itibariyle çocuklarda ishal vakalarında artış göreceğiz.
"1 VAKA DA OLSA TÜRKİYE İÇİN SALGIN SAYILIR"
Bunun yanında çok daha büyük bir tehlike var ki. O da çocuk felci. Bir süre sora o bölge, aşılanmasından emin olmadığımız Suriye'den giriş çıkışlar kontrol edilemezse, o aşısız insanların girişiyle. Çocuk felciyleilgili en son vakayı 26 Kasım1998'de gördük. O tarihten beri sokak virüsünde çocuk felci vakası görmedik. Bir tane vaka bile Türkiye için salgın sayılır.
"KIZAMIK VE SU ÇİÇİĞİ AŞILARI YAPILMALIDIR"
Eğer oradan aşılanma iyi yürütülmezse, ciddi şekilde bu vakaların olma riski var. Dolayısıyla orada herkesin mutlaka çocuk felcine karşı aşılanması lazım. Kızamık ve su çiçeği aşılarının yapılması lazım. Bir süre sonra henüz tam görmedik, kemirgenlerin çıktığını göreceğiz.
"KÖPEKLER CANSIZ BEDENLERİ PARÇALAYABİLİR"
Bunu ilk Kocaeli'nde yaşadık 1999 depreminde. Kemirgenlerle ilgili şunu söyleyeyim, Türkiye'de kemirgenlerde kuduz yok. Sadece onların yaralanmalarında özel tedavilerin yapılması lazım. Şöyle bir risk çıkabilir. Özellikle sokak köpeklerin bakılması ve doyurulması lazım. Aç kalan köpekler daha sonra cesetleri parçalamaya başlarlar.
"CANSIZ BEDENLER TORBALARLA DEFNEDİLMELİDİR"
Mutlaka orada el dezenfektanlarını yaygın olarak bütün noktalara, insanların, gönüllülerin yakınında olması lazım. El temizliğinin sadece kakayla bulaşan hastalıktan değil, solunum yoluyla bulaşan hastalıklarda önemi var. Cesetlerin gömülmesinde. Aslında bu bir salgın hastalık değil. Son derece önemlidir, ölülerin ceset torbaları ile gömülmesi önemlidir. Aç kalan köpekler, vahşi hayvanlar, ceset kokularını aldığı zaman nereye gömerseniz gömün gidip parçalarlar. Bir süre sonra ceset parçaları görürsünüz. Dolayısıyla toplu ölümler varsa, ceset torbalarıyla gömülmesinde çok büyük yarar vardır.
"ÇALIŞANLAR EL DEZENFEKTANI KULLANMALIDIR"
Hastanelerin normal hizmetini yürütemediğini hesaba katarsanız. Hatay, İskenderun'da çadırlarda sağlık hizmeti verilmeye çalışılıyor. Bu andan itibaren yapılacak aşılamanın çok bir anlamı yok. Demirle, çimento, toprakla temas tetanoz riskini arttırır. Özellikle gönüllülerin, kurtarma ekiplerinde çalışanların dezenfektanı mutlaka yanlarında bulundurmaları lazım. Her çalışmada yaralanma olabilir. Hiç değilse el dezenfektanı ile ellerini temizlemeleri lazımdır. Islak mendil aynı işi maalesef görmüyor. Ne kadar alkollü sıvı geçtiğini standardize edemezsiniz. Cepte taşınabilen büyüklükteki dezenfektanlar çok daha işe yarar.
"HAVA NE KADAR SOĞUKSA O KADAR UZUN DAYANILABİLİR"
Soğuk sağlığa nasıl zarar verir? Sağlığa verdiği zarar donmadır. Kas ağrılarıyla başlar. Bazı avantajları da vardır. Depremde yaralıların kaybına yol açan durum ezilme sendromudur. Hava ne kadar soğuksa o kadar uzun dayanabilir kişi.
"BÖLGEDE MUTLAKA DİALİZ MERKEZLERİ KURULMALIDIR"
Genellikle 3 günde sonra zarar verebilir susuzluk insan vücuduna. Hayatta kalabilme süresi nadir vakalarda anormal rakamlar da görülür. Mahatma Gandi'nin 27 günlük ölüm orucu hep anlatılır. Bazen bu kadar uzun yaşam süreleri görülmüş. Ne kadar kişiyi enkazdan erken çıkarırsanız, hem hastalıktan koruma hem böbrekleri susuz bırakmama açısından hem ezilme sendromunun gelişmesini önlemek açısından önemlidir. 7 günde çıkarttığınız yaralı ile 24 saatte çıkarttığınız yaralının hayatta kalabilme şansları aynı değildir. Örneğin dializ merkezlerinin deprem bölgelerinde hemen kurulmalı gerekir.w
"MEYVE VE SEBZELERDEKİ RİSKLERE ÇOK DİKKAT"
Kurtarma ekiplerinin de eğer son tetanoz aşılarının üzerinden 10 ve uzun süre geçmişse, giderken aşılanmaları lazım. Ülkemizde şu anda tetanoz aşısı ile temin sorunu var maalesef. İkincisi orada yemek yerken çok dikkatli olmak lazım. Gıdaların temizliğinde büyük sıkıntı var. Mümkün olduğu kadar temizlenmesi zor yiyecekleri, meyve ve sebze gibi hazır soyulmuş şeyleri pek servis etmemek lazım.
"VAKİT KAYBETMEDEN SEYYAR TUVALETLER KURULMALIDIR"
Şu anda seyar tuvaletler yeterli olmadıkları için insanlar sahada ihtiyaçlarını görüyorlar. Gayta yoluyla bulaşan salgınlarda pisletilmiş yer toplanır, çukur açılır, toprak örtülür, onun üstünde bir parmak kalınlığında sönmemiş kireç atılır. Bu orada halk uzmanları tarafından bilinir. İdeal çözüm seyyar tuvaletlerdir. Üçüncü önerim maskedir. Deprem bölgesinde son derece önemlidir. Tozdan korur. Çadırların içinde toplu halde durduğunuzda başkasına bulaşmasını engeller. Maskenin burada hastalık bulaşmasını önleyebilir.
"BÖLGEDE VE KAPALI ALANLARDA MUTLAKA MASKE KULLANILMALIDIR"
Mutlaka o bölgede aşı kampanyası yapılmalı. Aşısı eksik olan kişilere aşı yapılmasının zararı yok. Grip ve Kovid aşısı, çocuklara su çiçeği, çocuk felci ve kızamık aşısının hemen yapılmasında fayda var. Tetanoz aşısının yaralanma riski taşıyan kişilere, gönüllü çalışanlara yapılması, yaralanmış kişilere ilk 72 saatte yapılması önemli. Mümkün olduğu kadar kabalalıkları toplu yaşam yerine çekip sadece ailelerin bir arada yaşamasını temin etmeliyiz.