Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Dünya Organ Nakli Derneği'nin ilk bölgesel toplantısı İstanbul'da

        Türkiye'deki ilk organ nakli ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın 4 Temmuz tarihinde başkanlığını resmen devraldığı Dünya Organ Nakli Derneği'nin ilk bölgesel toplantısı, 28-29 Mart tarihlerinde İstanbul'da yapılıyor.

        DÜNYA ORGAN NAKLİ DERNEĞİNE İLK TÜRK BAŞKAN

        Türkiye’de ilk böbrek naklinin ardından 1988’de ilk karaciğer nakli, 1990’da çocuklarda ve erişkinlerde ilk kısmi karaciğer nakli, 1992'de dünyada ilk defa aynı canlı donörden aynı anda kısmi böbrek ve karaciğer naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Haberal, Dünya Organ Nakli Derneği başkanlığını ABD’li meslektaşı Prof. Dr. Nancy Ascher’den devralarak, Dünya Organ Nakli Derneği'nin ilk Türk başkanı oldu.

        İlki İstanbul'da yapılan Dünya Organ Nakli Derneği'nin ilk bölgesel toplantısı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Mehmet Haberal, dünyanın birçok ülkesinden bilim insanının katıldığı toplantının ana başlığının 'Kadavradan Organ Bağışı' olduğunu söyledi. Toplantının amacı ise; ülkemizde yeterli düzeyde olmayan kadavradan bağış sayısını artırmak.

        Prof. Dr. Mehmet Haberal

        "21. ASIR DOKU VE ORGAN ASRI OLARAK KABUL EDİLİYOR"

        Toplantının açılış töreninde Habertürk'e açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Haberal, "Artık 21. asır doku ve organ nakli asrı olarak kabul edilmektedir. Geçmişte kronik organ hastalıklarının tedavisi yok denilecek kadar azdı ama bugün transplantasyon sayesinde gerek kronik organ hastalıkları gerekse de kemik iliği transplantasyonu, kornea transplantasyonu, onların tedavisi mükemmel bir şekilde yapılabilmektedir.

        Bizim ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın her tarafında kronik organ hastası çok fazla ama yeteri kadar organ yok. Türkiye, özellikle canlıdan organ naklinde dünyanın en etkin ülkelerinin başında gelmektedir. Bizim özelliğimiz şu; 1979'da dünyada bu konuda etkin yasalar yokken 2238 sayılı organ nakli yasasını çıkarttırdık ve transplantasyonu yasalaştırdığımız gibi yine o tarihlerde dünyada bu konuda hiçbir şey yokken yasanın üçüncü maddesinde organ satışını, organ turizminin yasaklanmasını sağladık. Bugün dünyanın birçok ülkesinde organ nakilleri başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Artık öyle bir dönem olacak ki; tedavi edilemeyen hastalık sayısı çok az olacak. Bu, insanlık için çok önemli ve başarılı bir gelişmedir ama hasta çok yeteri kadar organ yok. Amacımız; canlıdan transplantasyonu geliştirmek değil; beyin ölümü gerçekleşen kişiden transplantasyon yapmak. Hasta olmak, hasta sahibi olmak, özellikle de ölü sahibi olmak kolay bir şey değildir ama bilelim ki; biz hastalarımızın sağlıklarına kavuşmaları için tıbben bütün imkanları kullanıyoruz ama onların kaderini değiştiremeyiz. Dolayısıyla diyorum ki; 'Organlarımızı bağışlayalım, birçok kronik hastasına yeniden yaşam sağlayalım. Bu insanların hayatı ameliyat masasında değişiyor. Ben 'Yeniden Yaşama Yolculuk' diye bir slogan geliştirdim. Organ nakliyle bu insanlar gerçekten yeniden yaşam yolculuğuna başlıyorlar. Bu yüzden öncelikle insanlarımız, biz hekimlere güvensinler, inansınlar" diye konuştu.

        BİR TARAFTA SAĞLAM ORGANLARLA GÖMÜLENLER, DİĞER TARAFTA ORGAN BEKLERKEN YAŞAMINI YİTİRENLER...

        Prof. Dr. Haberal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birçok insan sağlam organlarıyla hayatını kaybediyor. Birçok insan da o organlara ihtiyacı olduğu için hayatını kaybediyor. Bugün ülkemizde hem canlıdan hem de ölen insanların organlarından transplantasyon yapıyoruz. Dünyanın bazı ülkelerinde karaciğer nakillerinin yüzde 90'ı, böbrek nakillerinin ise yüzde 95'i ölen insanlardan yapılıyor. Halbuki onlarda yasalar bizden çok sonra çıktı. Dünyanın bazı ülkelerinde ölen insanların organlarından yararlanma oranları yüzde 40'a kadar çıkıyor. Bizde ise bu sayı yüzde 30 civarındadır. Yaptığımız araştırmalarda transplantasyonların yüzde 75'i canlıdan oluyor."

        Dünya Organ Nakli Derneği başkanlığına seçildikten sonra bir şeye karar verdiğini açıklayan Prof. Dr. Haberal, "Dedim ki; Dünya Organ Nakli Derneğinin Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya'dan oluşan altı bölgesi var. İlk bölgesel toplantıyı yapmak zorundayım. Bunun konusu da; ölen insanların organlarından nasıl daha fazla yararlanabiliriz? olmalı. Bu toplantının en önemli özelliği budur. Hem ülkemiz için hem de diğer dünya ülkeleri için bu çok önemli bir konudur. Bu toplantıya Tokyo'dan, Buenos Aires'den, ABD'den ve daha birçok ülkeden bilim insanı katılmış durumda. Çünkü bu konu dünyanın her tarafında var. Şu an Afrika gibi birçok ülkede transplantasyon bile yok. Dolayısıyla bu tür toplantılar hem transplantasyonun ne kadar önemli olduğunu hem de ölen insanların organlarından daha fazla nasıl yararlanabiliriz konusunu gündeme getiriyor" açıklamasında bulundu.

        NOBEL ÖDÜLLÜ MURRAY: "ORGANLARIM ALINACAKSA HİÇ DEĞİLSE EŞİME SORSUNLAR"

        Fransa'daki sağlık yasasına göre; ölmeden önce aksini belirtmeyen herkesin tüm organlarını bağışlamış sayılacak olması hakkında ne düşündüğünü sorduğumuz Prof. Dr. Haberal, "Benim kuralım da inancım da o değil. Öncelikle insanlara saygı duymamız gerekir. Ben, dünyada ilk böbrek naklini gerçekleştiren nobel ödüllü Dr. Joseph Murray'a bu konuda ne düşündüğünü sorduğumda bana çok enteresan bir cevap verdi, beni çok etkilemişti. Dedi ki: 'Benim organlarım alınacaksa hiç değilse eşime sorsunlar.' Bu, insani bir hareket, insani bir duygudur ve benim anlayışımla bağdaşmaz" dedi.

        Prof. Dr. Münci Kalayoğlu

        "ÖLEN KİŞİLER TOPRAK OLUYOR AMA BİZ CAN VERMELERİNİ İSTİYORUZ"

        Günümüzde hayatta olan dünyanın en yaratıcı 20 çocuk cerrahından biri kabul edilen Prof. Dr. Münci Kalayoğlu ise "Organ nakli yapabilmek için organa ihtiyaç var. Organ olmazsa organ nakli olmaz. Bu yapılamazsa da insanlar ölür. Ölen kişilerin vücutları toprak oluyor ama biz o kişilerin can vermelerini istiyoruz. Onun için insanlar ne kadar organlarını bağışlayıp, yardım ederlerse o kadar çok insan yaşar. Çocuklar büyür, insanlar ağrı çekmeden yaşamaya devam ederler. Onun için organ bağışı çok önemli" dedi.

        Prof. Dr. Kalayoğlu, "Hepimizin ülkece ayağa kalkması lazım. İdarecilerin, memleketini sevenlerin, insanları sevenlerin, acı çekmek istemeyenlerin organ bağışında bulunması gerekir. O kadar basit oluyor ki... Mesela 30 küsur yıl ABD'de kaldım. Eğer bir insanda beyin ölümü olursa ve aile, yakınının organlarını bağışlarsa kalp alınır, yan odada birine takılır ve o kalp çalışmaya başlar. İki tane akciğer var, nakille iki kişinin rahat nefes alması sağlanır. Bunun çok büyük faydası var. Nakilin yapılmaması için hiçbir sebep yok. Yapılması için ise sadece insanların organlarını bağışlaması gerekiyor. Devlet büyüklerinin buna öncülük etmeleri, bize yardım etmeleri lazım. Bir kişinin hayatını kurtarmakla dünyadaki bütün insanların hayatını kurtarmış kadar sevap kazanıyorsunuz. Bu da Kur'an'ımız da yazıyor. Dinsel bakımdan da hiçbir mahsur yok" diye konuştu.

        Prof. Dr. Faissal Shaheen

        "KUZEY AFRİKA GİBİ ÜLKELERDE NAKİL BİLE GERÇEKLEŞMİYOR"

        Dünya Organ Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Faissal Shaheen, "Organ bağışı ve naklinin duyurulması, özellikle de bunun bizim bölgemizde olması çok önemli. Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın sunduğu fikir bizim için çok önemliydi çünkü ihtiyaç olan bir alandı. Dünya genelinde organ bağışı konusunda iyi değiliz. Kuzey Afrika gibi bazı ülkelerde nakil bile gerçekleşmiyor. Çok sayıda hasta organ beklerken hayatını kaybediyor. Ortadoğu gibi gelişmekte olan ülkelerde organ naklinin yüzde 70'i canlıdan oluyor ama Kuzey Amerika'da nakillerin çoğu kadavradan yapılıyor. Bizim de bunu artırmamız gerekiyor" açıklamasında bulundu.

        PROF. DR. MEHMET HABERAL TÜRKİYE'DE VE DÜNYADA İLKLERE İMZA ATTI

        * 3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü'nde, Türkiye'de ilk kez annesinden 12 yaşındaki bir çocuğa, akrabalar arası böbrek naklini gerçekleştirdi.

        * 10 Ekim 1978'de Avrupa Transplantasyon Birliği'nden (Eurotransplant) sağlanan ölmüş kişiden alınan böbrekle Türkiye'de ilk defa kadavradan böbrek transplantasyonununu gerçekleştirdi.

        * 2238 sayılı "Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli" yasasının hazırlanıp, 3 Haziran 1979'da Türkiye'de ilk defa yürürlüğe girmesine de öncülük etti.

        * 1983'te, o zamana kadar tüm dünyada en fazla 36 saat saklanabilen kadavra böbreklerin saklanma süresini 111 saate kadar uzatılmasını sağlayan çalışmasını yaptı.

        * 8 Aralık 1988'de Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye'de ilk kadavradan karaciğer naklini gerçekleştirdi.

        * 15 Mart 1990'da Kuzey Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye'de ilk kez çocuklarda canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi.

        * 24 Nisan 1990'da dünya'da ilk kez yetişkinlerde canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi.

        * 16 Mayıs 1992'de Dünya literatüründe ilk kez yapılan bir uygulamayla aynı vericiden, aynı anda hem kısmi karaciğer naklini, hem de böbrek naklini gerçekleştirdi.

        * 2000’de Dünya Organ Nakli Derneği tarafından ilk kez Türk ve Müslüman bir bilim insanı olarak "Milenyum Madalyası" verildi.

        * 2010’da Amerikan Cerrahlar Koleji'nin 97 yıllık tarihinde ilk kez bir Türk cerrahına “Şeref Üyeliği” verildi.

        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ