Gotik güzel AVIGNON
İçinden tarih geçen bu şık şehir, dünyanın en eski tiyatro festivaline ev sahipliği yapıyor
Levent Özçelik / HT Cumartesi
Bir dönem Hıristiyanlığın başkenti olan Avignon, gotik yapılarıyla olduğu kadar kültürel ve sanatsal etkinlikleriyle de dünya çapında tanınıyor.
Picasso ününe ün kattı
Avignon ismi, İspanyol ressam Pablo Picasso'nun "Avignon'lu Kızlar" tablosuyla çınladı kulaklarımda ilk kez. Her ne kadar Picasso kübizm akımını başlatan eser olarak kabul edilen bu tabloyu Barcelona'daki Avignon Sokağı'ndan esinlenerek yaptıysa da, yaşamı boyunca pek çok kez Avignon'u ziyaret etmiş ve tablosuyla kentin ününe ün katmıştı. Avignon'la ilgili aklımda kalmış diğer bilgiler; ortaçağ şatoları, üzüm bağları ve dolayısıyla da şaraplarıyla ünlü oluşuydu. Sonradan öğrendim ki kent, şöhretini asıl tarihteki önemine borçlu.
Avignon'a gideceğim belli olunca Fransa'da yaşayan bir arkadaşımı aradığımda, tekerleme benzeri bir şarkıyla kenti anlatmaya başladı: "Sur le pont d'Avignon, L'on y danse, l'on y danse, Sur le pont d'Avignon, L'on y danse tout en rond." Eski bir geleneğe göre; Avignon'daki St. Benezet Köprüsü üzerinde kadınlar, erkekler, müzisyenler, askerler toplanır; erkekler şapkalarıyla selam verir, kadınlar reverans yapar, askerler ellerini şapkalarına götürüp selam çakar, müzisyenler çalgılarına vurur, hep birlikte bu şarkıyı söyleyerek dans ederlermiş.
Şarkının tercümesi ise şöyle: "Avignon Köprüsü'nde dans ediliyor, dans ediliyor. Avignon Köprüsü'nde hep birlikte dans ediliyor döne döne." Ve şarkı, güzel bayanlar şöyle, müzisyenler böyle, askerler öyle yapıyor tarzında cümlelerle devam ediyor. Bir yeri en güzel yerel şarkıları, türküleri anlatır öyle değil mi? İşte Avignon'un bu en bilinen şarkısı da, geleneklerine bağlı, neşeli bir toplumu işaret ediyor bize.
Avrupa Kültürel Kenti
İstanbul'dan Avignon'a ulaşmak için öncelikle Marsilya, Nice ya da Lyon'a gitmek zorundasınız. Kabaca bir hesapla; üç saatlik uçuş ve ardından bir buçuk saatlik tren yolculuğuyla toplam beş saatte bu gizemli şehre gidilebilir.
Avignon 2000'de "Avrupa Kültürel Kenti" seçilmişti. Ama zaten her yıl pek çok önemli sanatsal etkinliğe ve festivale ev sahipliği yapıyor. Dünyadan yarım milyondan fazla insanı kente çeken Avignon Tiyatro Festivali bunların başında geliyor.
Papazlar Sarayı çok önemli
Avignon bir zamanlar Hıristiyan dünyasının başkentiydi. Dünyanın en büyük ve göz kamaştırıcı gotik yapılar topluluğuna sahip olan kent, hâlâ Orta Fransa'nın ruhi, gotik, ekonomik ve kültürel başkenti. 12. yüzyılda inşa edilmiş Saint Benezet Köprüsü UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde.
Avignon, Fransa'nın Provence bölgesinin kapısı. Kültürel ve sanatsal etkinliklerin yanı sıra gastronominin de en önemli şehirlerinden biri. Bu şık şehrin en işlek caddesi Rue de la Republique. Hareketli kafelerin arasından yürüyerek Palais des Pape'a yani Papazlar Sarayı'nın bulunduğu en büyük meydana ulaşırsınız. İnşasına 1335'te başlanan ve 20 yılda tamamlanan bu yapı, dünyanın en önemli gotik sarayı sayılıyor. Aynı zamanda, Fransa'nın en çok ziyaret edilen 10 yapıtı arasında. Şehri panoramik görmek için sarayın bitişiğindeki minik yokuşları tırmanarak Rocher des Doms'a çıkın. Avignon'u keşfetmek için yürümek şart! Dar sokaklara dalıp, kaybolana dek gezeceksiniz. Kaybolup yolunuzu bulacak, ardından tekrar kaybolacaksınız...
Her ay bir festival var
Avignon'da ocak ayında Cheval Passion (At, binicilik festivali ve fuarı), şubatta Les Hivernales d'Avignon(Modern dans festivali), martta Avignon Motor Festival (Klasik otomobil festivali), nisanda Foire de Printemps (Ticari fuar) mayısta Altera Rosa (Gül festivali) hazirandaAvignon Film Festival(Bağımsız film festivali), temmuzda Festival d'Avignon (Büyük tiyatro festivali), ağustosta Avignon Jazz Festival (Caz festivali) eylülde Ban des Vendanges (Üzüm ve şarap festivali), ekimde Festival du Polar Méditerranéen (Polisiye ve suç edebiyatı festivali), kasımda Avignon Blues Festival (Blues festivali), aralıkta geleneksel Noel Pazarı var.
