Elde ettiğiniz başarıların "hakkınız" olduğunu düşünmüyor musunuz? İmposter Sendromu yaşıyor olabilirsiniz!
Çok önemli bir sınavdan geçer not aldığınızda, iyi bir işe kabul edildiğinizde ya da çözülmesi zor bir sorunun üstesinden geldiğinizde ortaya çıkan başarının sizin başarınız olduğunu kabul edemediğiniz, bunun bir tesadüf olduğunu düşündüğünüz oluyor mu? Belki de yaşadığınız bu başarı tesadüf değildir ama siz İmposter Sendromu yaşıyorsunuzdur!
Kişinin hedeflerinin peşinden yürümesi çoğu zaman zorlu bir yolculuğu beraberinde getirir. Muhtemelen herkes hayal ettiği yere giderken çok zorluk çekmiş, defalarca pes etmeyi düşünmüş oluyor. Ama her şeye rağmen sonuca ulaştığınızda yaşanacak mutluluk tüm bu zorlukları görünmez kılıyor. Ancak bazılarımız için sonuca ulaşmak bir mutlulukla ödüllendirilmiyor. Bazılarımız başarılarının tadını çıkarmakta pek de iyi değil.
Hayatlarımızın vazgeçilemez bir parçası olan sosyal medyaya yön veren trendler zaman zaman değişiyor. Bir süredir sosyal medyanın en popüler konu başlıklarının arasında psikoloji var. Pek çok ruhsal durum sosyal medya postlarına konu oluyor. Sendromlar ve kişilik bozuklukları hakkında okuduklarımız sürekli artıyor.
Sosyal medyada görmüş olma ihtimaliniz olan sendromlardan birine etraflıca bakmaya ne dersiniz? Bu "başarı"ya odaklanan çağda başarıyı kucaklamakta zorlananlara beraber bakalım. Bazı kaynaklarda "sahtekarlık sendromu" olarak da bahsedilen İmposter sendromu modern dünya insanlarının başını ağrıtan ciddi bir sorun.
BAŞARIYI ŞANS ZANNETME KABUSU
1970'li yıllarda ilk defa Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance tarafından kavramsallaştırılan imposter sendromu, bir kişinin başarılarını şansa bağlaması, kendi kapasitesinin gücüyle değil de tesadüfen elde ettiğini düşünmesi anlamına gelir. İmposter sendromunun ilk etapta kadınlarla ilişkilendirilip tanımlandığını biliyor muydunuz?
Şöyle ki, Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance, bu kavram üzerine ilk çalışmalarını ‘Üstün Başarılı Kadınlarda İmposter Sendromu’ isimli makaleyle yaparlar. Yani aslında sendromun incelemesini profesyonel hayatta kadınların elde ettiği başarılara güzellikleri, sevimlilikleri, şans yüzünden ulaştıklarını düşünmeleri üzerinden yaparlar. Ancak imposter sendromu bugün kadın erkek herkesi etkilemektedir.
İmposter sendromundan muzdarip kişilerde görülen ortak tepkiler vardır. Örneğin bu kişiler birileri onlara iltifat ettiğinde bu iltifatı kabul etmekte zorlanırlar. Çoğu zaman bu iltifatın gerçek olmadığını, abartıldığını düşünürler.
Elde ettikleri başarı için uzun süre mücadele etmiş olsalar bile ona ulaştıklarında bunun aslında tamamen şans eseri olduğunu düşünürler. Kendilerinin bilgilerinin ve emeklerinin bu başarıyı elde edecek kadar yeterli olduğuna inanamazlar. Bu başarıyı elde etmek için yeterli olmadıklarını bunun tesadüf olduğunu düşünürler.
SÜREKLİ KENDİNİ SAHTEKARMIŞ GİBİ HİSSETMEK!
İmposter sendromu genelde akademik kariyer hedefleyen ya da iş hayatında kariyerleri hızla yukarı doğru ilerleyen insanlarda gözlemleniyor. Bu basit bir kompleks değil çünkü bu sendromun gölgesinde yaşayanlar bulundukları konumda haksız yere durduklarını düşünüp bir gün birinin gerçekleri göreceğini ve kendilerini oradan indireceğini düşünüp kaygılanırlar. Hayatlarını bu kaygıyı duyarak yaşarlar.
Aslında bu insanlarda görülen bir başka baskın özellik de başarısız olmakla ilgili duydukları büyük korkudur. Sürekli başarısız oldukları ilk anda bütün her şeyin açığa çıkacağını düşünürler ve sürekli başarılı olmaya odaklanarak yaşarlar. Bu duygu bu insanlarda kendilerini bir sahtekarmış gibi hissetmelerine neden olur.
Hak etmedikleri bir başarıya sahip olduklarını düşündükleri için sürekli diğer insanları kandırdıklarını düşünürler. Kendilerine saygılarını yitirirler. Sorumluluk almaktan korkan bu kişiler herhangi bir konuda görev almak için talepkâr olmazlar. Sürekli kendilerini saklamaya dikkat çekmemeye çalışırlar. Çünkü unutmayın, her an biri onların oyununu görebilir!
5 FARKLI TÜRÜ VAR
Başarıyı üstlenmekte çok zorlanan bu kişiler etraflarındaki tüm başarısızlıklardan kendilerine bir pay çıkarmaya ise bayılırlar! Bazen hayat hiçbirimiz için yolunda gitmez, bazen çevremizdeki insanlar hedeflerimize doğru dolu dizgin yürürken yolu ayağımızdan çekip alır bize alenen zarar verir. Bu sendromda kişiler kendileri dışındaki felaketlerin bile kendileri yüzünden olduğunu düşünür.
İmposter sendromu kendi içinde beş farklı türde gözlemlenir. Bunlardan biri "Mükemmeliyetçi" türdür. Tamamen mükemmel bir iş ortaya koyamazsa başarısız olduğunu düşünenler bu türe girer. Halbuki hayatta hiçbir şey tam anlamıyla mükemmel olamaz. Çoğu zaman asıl önemli olan yapmaktır...
"Süper kahraman" türü ise her alanda iyi olmaları gerektiğini düşünenleri kapsar. Hayatta her şeyde nasıl iyi olabiliriz? Bu mümkün değil! Ama bu türden muzdarip olanlar bunun mümkün olduğunu hatta olması gerekenin de bu olduğunu düşünür. "Uzman" türü vardır bir de. Bu türün kapsadığı insanlar ise her şeyde mükemmel olmasa da her konuda bilgisi olması gerektiğini düşünür.
"Doğuştan yetenekli" türü, bir konuda kendi emeğiyle ve çabasıyla iyi olmadığını, bunun onda doğuştan gelen bir beceri olduğunu düşünenleri kapsar. Yani aslında bu yine başarıyı şansa bağlamanın bir yolu gibi görülebilir. Son olarak "Solist" türünden bahsedebiliriz. Bu tür, herhangi bir şeyde dışarıdan yardım almayı başarısızlık sanır. Her şeyi kendileri yapmalılar diye düşünürler.
İmposter sendromunu tetikleyen nedenler pek çok kişide farklılık gösterebilir. Bunun iyileşmesi de pek çok kimse için farklı süreçlerin yaşanmasını gerektirebilir ancak eğer bu konudan muzdarip olduğununuz düşünüyorsanız ya da çevrenizde böyle biri varsa profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz. Bu sendrom kişinin gündelik yaşamı için oldukça zorlayıcı durumlara neden olabilir.