Fatih Altaylı: Alper Ulusoy'un yaptığı hakemliğe ayıp

Belli ki bu konuda bu arkadaş bireysel hareket etmiyor. Bireysel yapsa bu kadar açık yapmaz. Çünkü talimat almış. Çok açık şekilde, maçın başından sonuna kadar yaptığı her şey özel bir talimat aldığını gösteriyor. Birileri ona 'Galatasaray'ın 3 puan almasını engelle, şampiyonluk yarışından kopar' demiş gibi bir yönetim tarzı içerisinde.

Bir gol var açık ofsayt. Çok net. Daha acayip şeyler var. Gaziantep'in attığı gol... Belki Süper Lig'de atılmış en güzel gollerden birisi ama net bir faul var. Hakemin gözü önünde. Ama görmüyor. Üstünden onlarca pozisyon geçtikten sonra gol oluyor ama VAR'daki Cüneyt Çakır, Ulusoy'u 'Orada faul var' diye çağırıyor. Bu bir kere ayıp. Gaziantep'e ayıp. Futbola ayıp, hakemliğe ayıp, her şeye ayıp.

Hakemlik onurun var ise onu da geçtim insanlık onurun, şu kadarcık bir onur varsa 'Kardeşim onun üzerinden oyun kurallarına şu kadar pozisyon geçti. Top tekrar Galatasaray'a geldi gitti. Ben bu golü veriyorum' de. Ya da o faulü görmedim de. O faulü görmemesi olacak iş değil. Faulü net vermiyor. Adamsan verme kardeşim. Antep'in 2. golü net bir ofsayt.

"6 SANİYE KURALINI HİÇ UYGULAMAMIŞ"

Arkasından geliyor. Uygulanmayan bir kuralı uyguluyor. Yıllardır uygulandığını görmedim. Arkasından penaltı oluyor ve gol oluyor. Bir Malatyaspor maçında kaleci Farnolle topu 17 saniye elinde tutmuş ve hakem de hiçbir şey dememiş. Hakem kim Alper Ulusoy... Hakemlik tarihinde böyle bir uygulaması yok bu çocuğun. Bu çocuğa bir daha hakemlik nasıl yaptıracaklar? Nasıl maç verecekler? Bunun inanırlığı, adamlığı kalmamıştır. Bu hakem makem değil. Bu bir tetikçidir. Kiralık katil gibi. Ne talimat verilirse onu uyguluyor. Nasıl bir daha maç vereceksin kardeşim?

"TFF, FUTBOLU FOSEPTİK ÇUKURUNA ÇEVİRDİ"

Şu anki mevcut TFF'nin federasyon olduğuna inanıyor musunuz? Bu federasyon kulüpleri temsil etmiyor. Kimi temsil ettiğini söylemeyeyim. Bu federasyon 'Abi' federasyonudur. 'Abi sen şu işi şöyle yap' diye kurulmuştur. O federasyonun kağıt üstündeki başkanı o abidir ama aslında o değildir. Başkan sadece görünürde. Arkasındaki kurulu düzeni perdelemek için. Ben bunu bugün söylemiyorum. 1.5 senedir söylüyorum. Bugün olan bitenin olacağını söylemedim mi? Galatasaray şampiyonluk yarışında düşerse seyredin Başakşehir-Trabzonspor kavgasını demedim mi? Burada meseleyi Galatasaray diye indirgemek yanlış. Herkesin hakkı yeniyor. Futbolun başına konulmuş bu grup vidanjör gibi pislik boşaltıyor. Hiç olmadığı kadar! Böylesi yok. Her zaman politik etkiler, başka etkiler vardı ama bunlar foseptik çukuruna döndürdüler futbolu.

"TFF'DE ÇETE VAR"

Galatasaray'dan bir tepki gelmez. Başkan Mustafa Cengiz, kendisine şifa dileyelim, bayağı bir hasta. Ama hasta değilken de bu konularda Galatasaray bir şey yapmıyordu. Terim bunu dile getiriyordu. Ama yapsan ne olacak ki. TFF'de bir çete var. Bunlara çetelerin anlayacağı bir dille cevap vermek gerek.

"FATİH TERİM SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK MI?"

Fatih Terim, çıktı konuştu. Genel olarak herkesi de suçluyor. Haklı olduğu yerler var. Peki kendisi sütten çıkmış ak kaşık mı? Bir takım korona sonrası bu kadar formsuz döner mi? Üstelik lig yeniden başlasın diye yırtınan takım Galatasaray'dı. Herkes farklı formülleri dile getirirken başlasın dedi, çünkü şampiyon olacağına inanıyordu. Bu futbolla mı? Hakemler konusunda haklı noktalar var ama ilk haftaki futbol mesela; utanç verici... Sonuç olarak kötüsün kardeşim, Fatih Terim, kötüsünüz kardeşim. O savunma ne? Lige ara verildiğindeki Galatasaray'a bakın, bir de şimdikine... Bu kadar kötü bir Galatasaray beklemiyordum.

"TFF ÇETESİNDEN MUZDARİP TAKIMLAR: 1. FENERBAHÇE, 2. GALATASARAY"

Şimdi TFF içindeki çete ile onların anlayacağı dille mücadele edilmeli dedik. Bu çeteden muzdarip olan takımlar hangileri: 1. Fenerbahçe, 2. Galatasaray... Sonrasında da Trabzonspor... TFF başkanlık koltuğuna oturan zat, Fenerbahçe için şikeci dedi mi, dedi. O zaman o kupayı Trabzon'a ver, değil mi? Fenerbahçe'nin adını bir kez daha lekelediler. Bir tezgah kurulmuş büyük kulüplere karşı. O zaman sen üretimden gelen gücünü kullan kardeşim. Bu söylem bu iki kulübün büyüklüğünden dolayı. Bu iki kulüp Türk futbolunun minimum yüzde 70'idir. De ki "Ben yokum arkadaş. Ben ligden çekiliyorum." Git UEFA ve FIFA'ya da "Bu ülkede durum bu. Bu adamlar böyle ligin kaderi ile oynuyorlar. Biz bu tezgahın içerisinde olmayacağız. Ayrı, temiz bir organizasyon yapacağız." Bak bakalım FIFA ne diyor? Hadi bunu demiyorsun, "Havuzdan çıkacağım. Havuzu patlattım" de. Bunu yaparlarsa TFF mendil açıp dilenir. İki kulüp batmaz ama TFF batar. TFF 'de 600 kişi çalışıyor haksız yere. Bordroyu açıklayın kardeşim. Bakalım kim kimin nesi, kim kimin temsilcisi? Beni yalanlamak kolay! Yalancıysam açıkla. Her şey palavradan bir sır perdesi altında. Kullanılmış bir tuvalet kağıdı sonrasında atılacak bir oluşum.

ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİ

"FİNALİN SENEYE ERTELENMESİ BAŞARISIZLIK!"

Şampiyonlar Ligi finalinin seneye ertelenmesi ve Lizbon'a verilmesi, Nasreddin Hoca'nın bindiği dalı kesmesi gibi bir şey. Bunu zafer gibi sunuyorsun. Seneye 'belki' oynanacak. Korona ile iyi mücadele etmiş bir ülke Türkiye. Ve bu nedenle de turist bekliyor. Sağlık turizminde de beklenti var. Sen aptal mısın da "Bizden bu sene alın, seneye verin" diyorsun. Bu, Türk futbolu için bir ihanettir ve başarısızlıktır. Ancak ellerinde her türlü imkan olduğu için -medya vs.- bunu büyük bir başarı gibi sundular.

"ZAFER GİBİ SUNDULAR"

Bu turnuva seneye de Türkiye'ye verilmeyebilir, oynanmayabilir. Ama burada denilmiştir ki, 'Biz Türkiye'ye güvenmiyoruz. Hastalık konusundaki rakamlara güvenmiyoruz. Senin hastalıkla mücadelene güvenmiyoruz', TFF de bunu büyük bir zafer gibi sunmuştur. Senin 'Virüsle mücadelede başarılıdır' deme şansın bugün vardı. Seyircisiz de olsa en azından Türkiye'nin bu maçları oynatabildiğini dünyaya gösterebilirdin. Bu finale bu yıl ihtiyacımız vardı. 8'li final için gereken stat kapasitesine de sahibiz. UEFA'ya bunu yaptıracak güçleri olmadığını söyleyemiyorlar ve diyorlar ki, "Seneye yapacağız." Büyük bir başarısızlığı Türk halkına ve siyasi otoriteye yutturuyorlar. Bu büyük bir başarısızlıktır.

FENERBAHÇE

FENERBAHÇELİLERİN UMUDU KAYBOLMUŞ

Fenerbahçe'de Ali Koç büyük umutlarla geldi, herkese büyük bir vizyon pompaladı. Vizyon iyi bir şeydir. Ama bu vizyonu hayata geçirebilecek deneyim başka bir şeydir. Çok konuşmak istemiyorum. Ama bazen olmayınca olmuyor. Ve bit pazarında nur arıyorlar. Bu işler böyle olmaz. İyi niyet elbette alkışlanır. Ama Fenerbahçelilerin umudu kaybolmuş.

"BU İŞİN GAZI KAÇTI"

Koronadan dolayı lig kaç aydır duruyor: 100 gündür. 3.5 ay geçti, hala teknik direktör yok. Lig durmuş, ne güzel zaman kazanmışsın. Bir kulüp 3.5 aydır bir teknik direktör bulamaz mı? Anlaş adamla, 'Koronadan sonra gelecek' de. Buldukları Tahir Karapınar'ın adını daha önce duymamıştım. 'Siz benim vizyonumu anlayamamışsınız'dan Tahir Karapınar'a. Ve Karapınar, kulübedeyken tribünde de elinde telefon Volkan Demirel, aşağıda Emre Belözoğlu... O da kırmızı kart görüyor o an. Bu akıl alır bir şey değil. Bu işin gazı kaçtı, dikiş tutması çok zor.

"AZİZ YILDIRIM ARANIR HALE GELDİ"

Ali Koç bence bırakmalı ama devam etmek istiyorsa acilen seçime gitmeli. Yepyeni bir yönetim kurulu kurmalı. 'Bir kazadır yaptık, yeniden başlıyoruz' desin. Böyle bir faciayı, Ali Koç başta olmak üzere Fenerbahçeliler hak etmiyor. Fenerbahçe taraftarı Aziz Yıldırım'ı arar hale geldi.

EMRE BELÖZOĞLU'NUN TARZI KURUM YÖNETMEYE UYGUN DEĞİL

Emre Belözoğlu'nun sportif direktörlük konusunda eğitimi ve kariyeri nedir? Tarzına baktığınız zaman bu agresiflikle bir şirket bir kurum yönetmesi hayli güç olur. Bizi bir kere patlatır. Diyelim Emre Belözoğlu iyi bir takım kurdu. Oyuncular getirdi. Onları bağırıp çağırarak mı yönetecek.