Alacak, kafalet ve bina tamamlama sigortası yüzde 68 büyüdü
Antalya'da düzenlenen Sigorta Fuarı'nda konuşan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, "Finansal sigortalara artan ilgiyi prim üretimi rakamlarında görüyoruz. 2021 yılında alacak sigortası, kefalet ve bina tamamlama sigortaları prim üretimi bir önceki yıla göre yüzde 68 civarında artış kaydederek sektörün çok üzerinde büyüme kaydetti" dedi. Son iki yılda pandemi, sel felaketleri ve orman yangınları nedeniyle ülkece büyük acılar yaşadığımızı dile getiren Benli, sektör olarak ise bu süreçlerde hızla aksiyon aldıklarını devlet, vatandaş ve sigortalılarla tek yürek olduklarını söyledi.
Antalya'da düzenlenen Sigorta Fuarı'nda konuşan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, finansal sigortaların önemine vurgu yaparak bina tamamlama sigortasıyla vatandaşlarımızın bin bir emekle çalışarak hayalini kurdukları evlerine sahip olma yolculuklarında, olası bir olumsuz durum karşısında sigorta güvencesi sağlandığını belirtti, Benli, "Nitekim finansal sigortalara artan ilgiyi prim üretimi rakamlarında görüyoruz. 2021 yılında alacak sigortası, kefalet ve bina tamamlama sigortaları prim üretimi bir önceki yıla göre yüzde 68 civarında artış kaydederek sektörün çok üzerinde büyüme kaydetti" dedi.
Son iki yılda pandemi, sel felaketleri ve orman yangınları nedeniyle ülkece büyük acılar yaşadığımızı dile getiren Benli, sektör olarak ise bu süreçlerde hızla aksiyon aldıklarını devlet, vatandaş ve sigortalılarla tek yürek olduklarını söyledi. Benli, "Her zaman olduğu gibi bize düşen görevleri eksiksiz yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çözüm yolları ürettik" diye konuştu.
'VATANDAŞIN TAKDİRİNİ KAZANDIK'
Bunun gibi olağanüstü dönemlerde en önemli hususun ihtiyaçlara geç kalmadan, hemen cevap verebilmek olduğunun altını çizen Benli, "Şimdi görüyoruz ki; hızla hayata geçirdiğimiz adımlar, vatandaşımızın güvenini tazelemiş ve takdirini kazanmış. Bu çabalarımız aynı zamanda sigorta farkındalığındaki gelişime de önemli katkılar sunuyor. Bununla birlikte, ülkemiz ekonomisinin kredi-tüketim anlayışından tasarruf-yatırım anlayışına geçişine olanak sağlayacak yeni ekonomi modelinde sigorta sektörümüz kritik rol oynuyor. Sigorta sektörü hasar durumunda tazminat fonksiyonuyla ekonomik hayatın devamlılığını sağlarken, emeklilik sektörü vatandaşlarımızın tasarruflarının finansal sistem aracılığıyla yatırıma dönüştürülerek ekonomik faaliyetlere aktif olarak dâhil edilmesine vesile oluyor" dedi.
9 AYDA 43 MİLYAR LİRALIK TAZMİNAT
Doğal afetler ve pandemi nedeniyle zorlu geçen 2021 yılında sektörün prim üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 27,5 artışla 105 milyar lirayı aştığını dile getiren Benli, şu rakamsal bilgileri de paylaştı: "2021 yılı üçüncü çeyreği itibariyle ise toplam üstlenilen tazminat 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 36 yükselişle 43 milyar TL’ye yaklaştı. Sadece sel ve orman yangınlarında 4 bine yakın dosya için toplamda 510 milyon TL’yi aşan hasar ödemesi gerçekleştirdik. 2021 yılı sonu itibarıyla gönüllü BES ve OKS dâhil olmak üzere sistemdeki toplam katılımcı sayısı 13,3 milyon kişi, bu katılımcılara ait devlet katkısı dâhil toplam fon büyüklüğü ise yüzde 44 artışla 245 milyar TL oldu."
GİDECEK ÇOK YOL VAR
Vatandaşın sigorta algısını ‘trafik sigortası’nın ötesine taşıyacak eşiği, son dönemde hep birlikte atladıklarını ifade eden Benli, "Sigortayı toplumumuzun her kesimi ile buluşturmak için tüm koşullar sağlanıyor. Bu noktadan itibaren sigorta sektörüne sunulan fırsatlara en iyi şekilde hazırlanan ve güçlü adımlar atan tüm paydaşlarımız, gücümüzün ana kaynağını oluşturacak. Sektörümüzün potansiyeli çok yüksek. Uluslararası çalışmalarda da sektörümüzün potansiyeli vurgulanıyor. Mapfre tarafından 2021 yılında hazırlanan bir raporda ülkemiz incelemeye alınan 96 ülke arasında hem hayat hem de hayat dışı branşta küresel sigorta açığının azaltılmasına en fazla katkı sunabilecek 10. Ülke olmuştur. Raporda ayrıca değerlendirmeye alınan ülkelerin sigorta açığını kapatmak için gereken süre de hesaplanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye’nin hayat branşında sigorta açığını kapatması için gereken süre 35 yıl; hayat dışı branşta 19 yıldır. Bu çalışmalar bize daha gidecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor. Biz de sektörümüzün tüm paydaşlarıyla ülkemizin sigorta açığını öngörülerden çok daha hızlı bir şekilde kapatmak için çalışmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
160 MİLYAR DOLARLIK ZARAR SİGORTASIZ
Hem fuar hem de sigorta sektörünün ana konu başlıklarını, iklim değişikliği ve katastrofik riskler, finansal sigortala ve dijital sigortacılık olarak sıralayan Benli, bu alanlardaki çalışmalarını söyle özetledi: "Bildiğiniz üzere doğal afetlerin dünya için giderek daha büyük bir tehdit haline geldiği tüm ülkeler tarafından kabul edilmekte. Doğal afetleri önleyici tedbirler alınması için iklim değişikliğiyle mücadele hem ülkemizin hem de uluslararası kamuoyunun ana gündemlerinden biri haline geldi. Bu bilinçle sürdürülebilirliğin sağlanmasında güçlü bir kaldıraç görevi gören sigorta sektörü olarak iklim değişikliği ile mücadelede tüm paydaşlarımızla birlikte ortak ve kararlı adımlar atmamız gerektiğine inanıyoruz. Munich-Re tarafından yapılan çalışmaya göre 2021 yılında hem ülkemizde hem de dünyada etkili olan fırtına, sel, orman yangınları ve depremler nedeniyle yaklaşık 280 milyar dolar tutarında zarar meydana gelirken dünya genelinde 10 bine yakın insan hayatını kaybetti. Öte yandan, söz konusu 280 milyar dolar tutarındaki zararın sadece 120 milyar dolarlık kısmı sigortalanmıştı. Bu durum sigorta açığının yüzde 57 olarak gerçekleşmiş olduğu anlamına geliyor. Ülkemizdeki duruma bakacak olursak, son yıllarda doğal felaketlerde ülkemiz büyük yaralar aldı, canımız çok yandı. Karadeniz bölgemizdeki seller, Akdeniz ve Ege bölgemizde yaşanan orman yangınlarında 510 milyon TL gibi sektörümüz açısından düşük bir sigortalı hasar ödemesi yaptık. Bunun yanında iklim değişikliği ve doğal afetlerle mücadelede kritik öneme sahip Tarsim, 2021 yılında don, dolu ve fırtına sebepli zarar gören üretici ve yetiştiricilerimize 1,5 milyar TL’ye yakın hasar ödemesi yaptı. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle oluşturulan ve tüm dünyaya örnek olan Tarsim ve DASK gibi sigorta havuzlarımızın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük."
GİRİŞİMCİLERİ KEŞFEDİYORUZ
Sigortanın hayatın kaldığı yerden devamında önemli bir güven unsuru olduğu bilinciyle hareket ederek TSB olarak gündemimizin ilk sırasına iklim değişikliği ile mücadeleyi aldıklarını söyleyen Benli, "İlerleyen günlerde devletimizin yeşil finansman konusundaki çalışmalarında sektör olarak yapacaklarımızı ve önümüzdeki 10 yıllık dönemde iklim değişikliği ile mücadelede sektörümüzün yol haritasını gösterecek çalışmalarımızı da kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz" dedi.
Dünyamız hızla dijitalleştiğini, teknoloji ve dijitalleşmenin rekabetçiliği, verimliliği ve büyüme hızını artırmak gibi fırsatlar sunduğunun altını çizen Benli, "Sektör olarak biz de dijital dönüşüme ve teknolojiye ayak uyduruyoruz. Dijitalleşmeyle geleneksel iş yapış şekillerinden sıyrılarak müşteri deneyimini önceleyen, tüm müşterilerimize ve dağıtım kanallarımıza daha hızlı ve kaliteli hizmet sunabilen yeni iş modelleri inşa ediyoruz. Sigorta sektöründe dijitalleşmenin devamlılığının sağlanması için insurtech ekosisteminin geliştirilmesini çok önemli buluyoruz. Üniversitelerimizle iş birliği yaparak bu ekosistemin bir parçası olmak isteyen girişimleri keşfediyoruz. Son yıllarda gerek sektörümüzdeki şirketlerin gerek üniversitelerin bu alana cazibeyi artıracak programlar düzenlediklerini görmek de bizim için oldukça sevindirici" diye konuştu.
KEFALET PAZARI 2.3 TRİLYON LİRA
Finans sisteminin en önemli bacaklarından biri olan sigortacılığın yarattığı fon gücüyle bugün ekonomilerin gelişmişlik yolculuğundaki olmazsa olmazı durumunda olduğunu dile getiren Benli, şunları dile getirdi: "Sigortacılık, fon yaratma gücü yanında tabii ki ticari hayatın devamında da önemli bir güven unsuru. Günümüzde, şirketlerin bilançolarının yaklaşık yüzde 40’ının alacaklarından oluştuğunu düşündüğümüzde, alacak yönetimi gittikçe daha önemli bir hâle geliyor. Bu yönde de ülkemizde Devlet Destekli Alacak Sigortası ile işletmelerimize önemli bir güvence sağlanır duruma geldi. Bu üründen bugün yıllık net satış hasılatı 125 milyon TL’ye kadar olan KOBİ’lerimiz yararlanabiliyor. Tabii ki bu alanı sadece alacak sigortası ile sınırlayamayız. Aynı şekilde, bankacılık ürünlerine alternatif bir finansal enstrüman niteliğindeki kefalet sigortası da yaygınlaşmaya devam ediyor. Başvuru ve inceleme sürecinin hızlı olduğu kefalet sigortasının avantajları pandemi döneminde öne çıktı. Türkiye’deki kefalet sigortası pazarı mevcut durumda küçük bir ölçeğe sahip olsa da asıl potansiyeli anlamak için gayri nakdi kredileri analiz etmek gerekiyor. Bankacılık sistemindeki 1,7 trilyon TL’lik gayri nakdi kredi hacminin yüzde 70’ini yani yaklaşık 1,2 trilyonluk kısmını teminat mektupları oluşturmakta. Bu veriler pazarın büyüklüğü göz önünde alındığında kefalet için büyük bir potansiyel oluşturuyor. Banka aktiflerindeki gayri nakdi kredi hacminin yılda ortalama 6 aydan 2 defa döndürüldüğü varsayımı ile teminat mektupları pazarının yaklaşık 2,3 trilyon TL olduğu öngörülüyor."