'Anayasa’yı göz göre göre ihlal ettiler'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine'yi kapsayan Batı Afrika'ya resmi ziyaretinde beraberindeki gazetecilerin sorularını cevaplandırdı
Selçuk TEPELİ / GAZETE HABERTÜK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamalarına, Batı Afrika’daki temaslarının sonuçlarını özetleyerek başladı: Yaptığımız görüşmeler de, işadamlarımızın temasları da çok verimli geçti. Bir dizi anlaşma yapıldı. Önemli olan anlaşmaların, görüşmelerin takibidir. Paralel yapının buralardaki ülkemiz aleyhinde yürüttüğü kampanyaya karşın, işadamlarımızın da, kurumlarımızın da, son derece kararlı olduklarını görüyorum. Nijerya’da paralel yapı mensubu üç kişinin resmi yemekte yer alma teşebbüslerini tespit ettik. Tespit edilmelerinin ardından da hemen dışarı atıldılar. Görüştüğümüz cumhurbaşkanlarına da bu yapının ne kadar tehlikeli olduğuna ilişkin bilgi notlarını verdik. Takipçisi de olacağız.
Bu ülkelere, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski otobüsleri -belediyemiz yeni otobüs alımı yapacağı içinbakımları yapılarak hibe edilecek. Onlara İstanbul’daki metrobüs sistemini de incelemelerini önerdik, ‘Pakistan aynen uyguladı, gayet memnunlar, size de tavsiye ederim’ dedim. Metrobüs sistemimizi yerinde inceleyecekler.
'İSTERSE AİHM'YE GİDERLER'
Seyahate çıkmadan önceki açıklamalarınız Türkiye’de gündem oluşturdu. Anayasa Mahkemesi kararına usul ve esastan itirazlarınız nelerdir?
Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkarmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, ‘Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz’ tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi ‘Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar’ diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama, bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Karar herkesi zaten bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun? Birinci mahkeme kararında diretirse Anayasa Mahkemesi’nin verebileceği hiçbir karar yoktur. Nereye gider bu? O kişiler, isterlerse AİHM’ye gidebilirler. AİHM eğer Anayasa Mahkemesi’nin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de o tazminata itirazlarını yapar veya o tazminatı öder.
Kaldı ki sıradan bir olaydan değil, bir casusluk olayından söz ediyoruz. Bu, MİT’in Bayırbucak Türkmenlerine yönelik attığı bir adımı deşifre etme girişimidir. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla, askeriyle cezaevindeler. Hal böyleyken, neymiş, bu konuda alınan tedbir, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Bunun düşünce ve fikir özgürlüğü ihlaliyle ne alakası var? Medya mensubu her istediğini yapma özgürlüğüne sahip midir? Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiye’yi DAİŞ’e yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Efendim, ‘Bu beraat kararı değil, tutuksuz yargılanma süreci.’ Doğrudur. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız.
Sizin de AYM’ye başvurunuz olmuştu, cevap alabildiniz mi?
Hâlâ alamadık. Sosyal medya meselesi, dershane meselesi gibi konularda Anayasa Mahkemesi yine aynı şekilde tutum aldı. Ondan sonra tutup ‘Kimse konuşamaz’ diyorlar. Cumhurbaşkanı cumhurun başı olarak da cumhurun dertlerini dile getirir. Bu çerçevede, Anayasa’ya bağlılığıma ilişkin bazı arkadaşların yaptığı açıklamalar var ki, bunlar da çok üzücü. Kusura bakmasınlar, Anayasa’ya bağlılık ile bu işin uzaktan yakından alakası yoktur. Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasa’yı ihlal eden ben değilim, bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Bu ihlali maalesef göz göre göre yapmışlardır. 1. mahkeme Anayasa Mahkemesi’nin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Sayın Başkan bir Anayasa hukukçusu. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar, Anayasa ve yasa değişiklikleri konusunda tabii ki bağlayıcıdır. Ama bireysel başvurularla alakalı olarak böyle bir şey söylenemez. Dershane olayında da benzer şeyi yaşadık, çok ciddi bir mahalle baskısı sonucunda bir karar alındı. Alınan kararla da gelinen nokta ortada. Verilen karar uygulanıyor mu, uygulanmıyor. Vakıa bu.
‘BİZİ SATTILAR’
Yeni Anayasa sürecinde gelinen noktayı değerlendirir misiniz?
CHP masadan çekildi. Neymiş, başkanlık sisteminin olduğu bir masada olmazmış. Ol o masada, karşı çık, kabul etmek zorunda değilsin. Parlamentodan da geçmeyebilir. Ama mesele bu işi tartışmaktır. Bundan bu kadar çekinmenin, kaçmanın anlamı nedir? Mesela partilerin kapatılması konusu. Biz Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde partilerin kapatılmaması gerektiğini savunduk. Bizim içimizde üç beş arkadaş ne yazık ki bizi sattılar. Diğerleri de Meclis’ten çıkıp gittiler, buna anamuhalefet de dahil. Tabii 330’u yakalayamayınca o iş pakete girmedi, parti kapatma olayı yasaklanamadı. Hâlâ bugün partilerin kapatılması, kapatılmaması konusu tartışılıyor. Bugün bu konuda en çok sesi çıkan HDP, o gün bırakıp gidenler arasındaydı. Cumhurbaşkanı olarak bugün de diyorum ki parti kapatmaya karşıyım, kim olursa olsun, eğer onlar bir suçu irtikap ediyorsa bunun bedelini ödemelidir. Bu konuda parlamentoda bir müzakere yürütülmesinde fayda var. Yeni Anayasa konusuna dönecek olursak, hepsi çekilse dahi yola devam edilebilir. Daha önce yaptığımız bir Anayasa çalışması var. İktidar partisi o çalışmayı parlamentoya getirebilir.
‘ATEŞKES YOK Kİ’
ABD programınız var ay sonunda. ABD’de PYD konusunda tezlerimize yaklaşma söz konusu mu?
Dışişleri Bakanı’mızın ABD’li mevkidaşı ile yaptığı bir görüşmede, bir esneme, haklılığımızı teslim eder bir hava görülüyor. Sayın Obama ile Washington’da yapacağımız görüşmede de bunları konuşacağız. Bu arada Sayın Başbakan’ın İran seyahati olacak. O da önemsenmesi gereken bir seyahat. Umuyorum ki Sayın Başbakan oradan hayırlı neticelerle döner.
Suriye’deki ateşkes sürecini takip ediyor musunuz?
Ateşkes diye bir şey yok ki. Üçte birinde bir ateşkes havası var ama ölümler, artarak devam ediyor.
Rusya’nın sınırlarımızdan bölgeye silah geçtiği açıklaması var.
Tabii ki doğru değil. Rusya’nın o tür iddialar ortaya atmaya çalışmak yerine, Suriye’ye aktardığı silahların hesabını vermesi lazım. Büyük, ağır, en modern silahlar Suriye’ye aktarılmış durumda. Lazkiye’nin kuzeyinde havalimanı kurdular. 50 Rus uçağı konuşlandı. Özellikle 4’ü son derece gelişmiş uçaklar. Bunları neyle izah ediyorlar?
Göç tsunamisinden korku... Avrupa’da bu gittikçe daha fazla hissediliyor. Çözüme katkı sağlar mı?
Avrupa’nın samimiyetiyle ilgili ciddi soru işaretleri var. BM’den gelen destek 450, 460 milyon dolar. Yaptığımız harcama 10 milyar Euro. Ahmet Bey, Brüksel’e gitti, 3 milyar Euro sözü verdiler. 3 ay geçti gelen yardım yok.
Anayasa, referandum tartışmalarının yanı sıra, Türkiye’de erken seçime ilişkin bir tartışma da var? Ben erken seçimden yana olmayan bir insanım. Fevkalade durumlar olur, tabii o ayrı bir konu. Anayasa yapım sürecinden kimlerin kaçtığı da görülecek. Çıkar veya çıkmaz. Ama 330’un yakalanması halinde, benim hiç tereddüdüm yok, millet bu işi halleder. n
Zamanlama olarak bir düşünceniz var mı?
Cumhurbaşkanı olarak bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz.
Demirtaş, Sur çağrısı yaptı ama halk pek ilgi göstermedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana gelen bilgiler de o doğrultuda. Ama kendisinin bir merkezden bu işler yönetiliyor havasına girmesi, durumu gösteriyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması veya kaldırılmaması parlamentoda neticeye bağlanmalı. Kimi, niçin sokağa dökmeye çalışıyor bunlar? Arkalarında PKK var. Hem milletin parasını yiyeceksin hem de ihanet edeceksin. Bu kabul edilemez.
Meclis’in daha hızlı hareket etmesi gerektiğine inanıyor musunuz?
Bütçe sonrasında belki süreç hızlanabilir. Bütçe tamamlandıktan sonra bir hafta Meclis kapanır. Akabinde de gerekli adımlar atılmalı, süratle bir neticeye varılmalı diye düşünüyorum.
Dokunulmazlıkların kaldırılması yeni bir kriz çıkarır mı?
Peki şu anda bir kriz yok mu? Operasyonlar için de kriz olur demişlerdi. Ama tam aksine, operasyonlar başarılı bir şekilde sürüyor. Hükümetimiz de buralarda kentsel dönüşümü A’dan Z’ye en iyi şekilde yapmak suretiyle, gerçek manada şehirciliğin de güzel örneklerini vermek suretiyle vatandaşlarımıza en güzel imkânları sunacak. Kürt vatandaşlarımız, bölge halkı, yeni yerlerine yerleşmek suretiyle de devletin, hükümetin himayesini bizzat yaşayacak.
UEFA'NIN GALATASARAY KARARI
“Niye Galatasaray Kulübü‘ne ceza veriyorsunuz?
Ceza, o işte suçlu olan yöneticilere verilmeli. Galatasaray’ın nereden baksanız 20-25 milyon taraftarı var. Sen şimdi o kulübü cezalandırdığın zaman 20-25 milyon taraftarını da cezalandırıyorsun. Fenerbahçe’ye versen yine aynı şekilde.” n Zaten Fenerbahçe ile Beşiktaş öyle bir ceza aldı. Evet... Bu iş böyle yürümez. Yanlış bir mantık bu. Yanlış bir mantık. Temenni ediyorum ki, bu uyarılar kale alınır da buralarda hakikaten gerçek kişiler cezalandırılır