Bahçeli'den kurultay tepkisi: Kendileri çalıp kendileri oynadılar!
MHP lideri Devlet Bahçeli, haftasonu muhaliflerin yaptığı kurultaya sert tepki göstererek, "MHP Genel Başkanı olarak davanın namusunu kendi namusum olarak biliyor, müptezel ellere bırakmayacağımı ilan ediyorum" dedi
HABERTURK.COM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hafta sonu muhaliflerin düzenlediği olağanüstü tüzük kurultayına sert tepki gösterdi. Bahçeli, "47 yılımızı inkar eden birkaç densize bu partiyi teslim edeceğimiz mi sanılmaktadır?" diyerek, "Temiz duygularla Ankara'ya gelen delege kardeşlerim oyunu görün. Bizim ne meselemiz varsa, bunların hepsini kendi aile içimizde çözeriz. Pensilvanya'nın oyunlarına kanmayınız. MHP Genel Başkanı olarak davanın namusunu kendi namusum olarak biliyor, müptezel ellere bırakmayacağımı ilan ediyorum. Tüm delegelerimizi, dava arkadaşlarımızı 10 Temmuz'daki 6. Olağanüstü Kurultayımıza bekliyorum" ifadelerini kullandı.
MHP lideri Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
"YÜKSEK GAYELERİN HEPSİ HAYAL OLDU"
"Ülkemiz farklı boyut ve ölçülerle sorunlarla boğuşmaktadır. Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler her fırsatı değerlendirme çabasındadır. Ülkemizin etrafı husumet çemberine alınmıştır. Art niyetli kimlik siyasetleri milli bekamıza zarar vermektedir. Belirsizliklerin yayıldığı bir zaman diliminden geçtiğimiz açıktır. Hassas ve zorlu coğrafyada yaşadığımızı kimse inkar edemeyecektir. Bizim başkent Ankara vizyonu ile söylemek istediğimiz budur. Neyi istiyor, neyi hedefliyorsak ecdadımıza nankörlük yapmadan başarabilmeliyiz. Uluslararası ilişkilerde kalıcı dostluk, düşmanlıktan bahsetmek gerçeklere sırt dönmektir. Her ülkenin kendi çıkarlarını düşünmesi normaldir. Türkiye'nin bölgesinde yalnızlık çekmesi hem rasyonel, hem akılcı, hem de izah edilebilir değildir. İlkel ve geri tablo sonucunda ekonominden, güvenliğe, sanayiden ticarete kadar olumsuzluklar etkisini gösterecektir.
Dünden kalan sorunların bugüne taşımanın mantıklı bir açıklaması aransa bile bulunamayacaktır. Türkiye'nin dış politikada pek çok açmazı vardır. Dış politika maceracı bir şekilde ele alınmış, işlenmiştir. Aktif dış politika söyleminden pasifleşemek yılların gafletidir. Ön alacaktır, önü alınan olduk, sözü kesilen olduk, her cepheden cayan bir duruma düştük. Parlayan yıldız olduğumuz iddia edilmişti, ne var ki ortada bir yıldız ne de parlaklık görüldü. Türkiye Ortadoğu'ya model olacaktı, değişim dalgasını biz yönetecektik. Ancak bu yüksek gayelerin hepsi hayal ve yalan oldu. Tez ve hedeflerin yörüngesine sabitlendi. Siyaset alabora olmuşken, ekonomi tökezlerken dış politikadaki aşırı hedeflerin gerçekleşmesi elbette imkansızdı.
"3 TARAFIMIZ DENİZLERLE, 4 TARAFIMIZ DÜŞMANLARLA ÇEVRİLİ"
Hükümet 14 yıldır havanda su dövmüştür. Keşke Türkiye bölgesinde süper güce ulaşmış olsaydı. Bizim de hedeflerimizden birisi de budur. Yerimizde saymak, kısır çekişmelerle zaman kaybetmek gelecek nesillere haksızlıktır. Demokrasi, insan hakları ve adalet için sürdürülen zorbalık döneminin bitmesini herkes isteyecek ve çalışacaktır. AKP hükümetleri dış politikayı bitirmiş, iç politikaya malzeme yapmıştır.
3 tarafımız denizlerle, 4 tarafımız düşmanlarla çevrilidir. Sayın Binali Yıldırım Başbakan olduktan sonra görmüş olacak ki 'Dostlarımızı artıracağız' demiştir. Mısır, Suriye ve İsrail için 'Daimi düşmanlık olmaz, zaman zaman gerginlik olacaktır' demiştir. Bu sözler olumludur. Ancak Cumhurbaşkanı'nın 'Kendimizden başka dostumuz yok' sözleri Başbakan'ı açığa düşürmektedir. AKP'nin Suriye politikası başta olmak üzere komşu ülkelerle ilişkiler değişecek demektir. Bu isabettir, zira başka çare de yoktur. 'Pardon yalnış oldu' demekle bundan kurtulmak mümkün müdür? Sayın Başbakan bu sorular üzerine de kafa yoruyor olsa gerektir.
24 Kasım 2015'ten bugüne Türkiye ile Rusya arasında soğuk savaş yıllarını aratmayacak gerginlikler yaşanmıştır. Haklı olarak düşürülen Rus uçağı gerginliklere yol açmıştır. Turizm sektörü vahim bir darbe yemiştir. Rus uçakları adeta Akdeniz sahillerine düşmüştür. Turizmcilerin şikayetçileri haddinden fazladır. Çıkan fatura ülke ekonomisi ve girişimcilere zarar vermiştir. Antalya'ya gelen turist sayısı yüzde 40 düşmüştür. Cumhurbaşkanı'nın Putin'e yazdığı mektup, Rusya'ya büyükelçi atanması, Milli Güne katılma gibi hamleler iyimserdir. AKP hükümeti milli hak ve konulardan taviz vermeden, girdiği yanlış ve karanlık yoldan dönmelidir. İçi boş diklenmelerin zararını çeken Türkiye'dir. Turizm sektörüne destek verilmelidir. Lafla peynir gemisi yürütme dönemi geride kalmıştır.
AVRUPA BİRLİĞİ VE AVRUPA PARLAMENTOSUNA TEPKİ
Türkiye'nin giderek çetrefilleşen bir mülteci sorunu vardır. Milyonlarca Suriyeli ve Iraklıya kapımızı ve gönlümüzü açtık. Komşu komşunun külüne muhtaçtır dedik, tahammül gösterdik. Davutoğlu'nun 'Kayseri pazarlığı yaptık' sözleriyle Geri Kabul Anlaşması imzalandı. Ne var ki AB'nin mülteci seçme işini, kalifiye, vasıflı kişiler dışında alım yapılmayacağına değinen olmadı. 1 Haziran'dan itibaren vize muafiyeti olacaktı. Türkiye AB'nin sınır bekçisi olarak görülmüş, hükümet de buna razı olmuştu. AB Komisyonu'nun ikinci raporunda anlaşmanın hedefine ulaştığı belirtilmiştir. AB açısından herhangi bir mesele yoktur. İstediğini almış, verdiği sözleri de mizaçlarına uygun olarak çiğnemiştir. Terörle mücadeleyi kösteklemeye çalışmıştır.
Başbakan Yıldırım son derece yerinde ifadeyle, AB'nin terörle mücadeleyi durdurma hareketine haddini bildirmiştir. Sayın Erdoğan'ın AP'ye cevabı bizleri memnun etmiştir. AB Konseyi binası önünde PKK'nın çadır kurmasına izin verilmesini hangi dostluğa sığdıralım. AB'nin PKK-YPG tutkusunun kaynağı nedir? Gelişmiş olmak demek insan olmak anlamına gelmez. Robot da gelişmiştir ama vicdanı yoktur. Avrupa'ya akın akın giden mültecileri vaftiz ettiren anlayışın demokrasiye bağlılığı vardır.
Terörün yanında saf tutan, Türk milletine alçakça meydan okuyan HDP Eş Başkanı çok olmuştur. Kandil'in AB şubesiyle bu denli haşır neşir olduklarını yeni gördük. Bu ne hayasızlıktır. Vize muafiyeti başınızda paralansın, vizeniz kadar başınıza taş düşsün. AB'ye yakışan zirveleri Kandil'de yapması, toplantıları İmralı'da yapmasıdır. Kendilerine yakışan bu olacaktır.
Artık AB'nin sonu da görüşmüştür. Birleşik Krallık'ta yapılacak referandum sonuç verirse hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Birleşik Krallığın ayrılması birlik hukukunda gedik açacaktır. AB tel tel dökülmektedir. Türkiye AB'ye mecbur değildir. Biz kendi söküğümüzü dikeriz. Ülkemizin açılmayan müzakere başlıklarıyla oyalanması, küçük görülmesini milli onuru zedelemektedir.
Birleşik Krallık Başbakanı Türkiye'ye hakareti iş edinmiştir. Birleşik Krallık Başbakanı Panama Belgeleri'nden sonra nevri dönmüştür. İngiliz sinsiliğine dedelerimiz cevap vermişti, lazım gelirse biz de cevap veririz, haklarından geliriz. AB'yi masaya yatırma zamanı gelmiştir.
MHP'DE MUHALİFLERİN KURULTAYI
MHP, milletin sinesinde doğmuş, milletine hizmetle dolmuş taşmış, Türk siyasetinin 47 yıllık destanıdır. MHP'nin kökleri Millet Partisi'ne kadar inmektedir. Fikri kaynaklarımızın bir asrı aşan geçmişi vardır. Bu yüzden Türkçü olduğumuz kadar Turancıyız. MHP, gelenekleri ve töreleri olan bir millet çınarı, demokrasi şahaseridir. MHP yerlidir, millidiri, yürek atışıdır. Bizi başkalarından ayıran fark burada aranmalıdır. Biz Türk milletinin gönüllü neferleriyiz. Bu nedenle ülkücüyüz, ülkücümüze aşığız, ölümüne bağlıyız. MHP imanlı ve ihlaslı kadrolarıyla hiçbir oyuna gelmez, hiçbir operasyona boyun eğmez. Türkiye'nin yanındayız, zalimlerin karşısındayız. Parti için sözde demokrasi arayıp, paralel kuluçkasında yuvalanan çürük yumurtalar olduklarını biliriz. Güya kurultay yapacaklardı. MHP'yi denetim altına alacaklarını sanıyorlardı. Aldıkları paralel talimat buydu. Başaramadılar, geldikleri gibi gittiler.
"BİR MADDE DEĞİŞECEKTİ, 13 MADDE DEĞİŞTİ"
6. Olağanüstü Kurultay takvimimizi açıklamamıza rağmen otel salonlarına yığıldılar. Demokrasi hayatımızda bir ilki gerçekleştirdiler, kendileri çaldılar, kendileri oynadılar. Sözüm onu parti tüzüğümüzde 13 maddelik değişiklik yaptılar. Vay zavallılar vay bu kadar mı küçüldünüz? Tek maddelik tüzük değişikliği ile toplanan kurultayda 13 maddeyi nasıl değitirdiniz? Genel Başkan yetkilerini hangi akılla tırpanladınız?
Turist Ömer olsa Hızır'a yetişemezdi. Korsan kurultaya kim katıldı, neye onay verdi, olan olmuş tüzüğün 13 maddesi değişmiş. Adrese teslim iş tamamlanmış. Ankara 13. Noter, 650 delegenin salonda olduğunu açıklamıştır. Salt çoğunlukla tüzük değiştirilemeyeceğini hatırlayan emsal kararını hatırlayan olmamıştır. Bizim 3'te 2 çoğunluğumuz 809'dur. Bu şartlar altında tüzüğümüzün değiştini hangi şuursuz diyebilecektir? Karar yeter sayısı ile toplantı yeter sayısını karıştıran, 47 yılımızı inkar eden birkaç densize bu partiyi teslim edeceğimiz mi sanılmaktadır?
"MÜPTEZEL ELLERE PARTİYİ BIRAKMAM"
Şu keyfe ve cürete bakın. 10 Temmuz kurultayını sözde seçilmiş kurultay yapacakmış, biz de misafir olacakmışız. Böyle bir kepazelik ne görülmüş, ne duyulmuştur. Temiz duygularla Ankara'ya gelen delege kardeşlerim oyunu görün. Bizim ne meselemiz varsa, bunların hepsini kendi aile içimizde çözeriz. Pensilvanya'nın oyunlarına kanmayınız. MHP Genel Başkanı olarak davanın namusunu kendi namusum olarak biliyor, müptezel ellere bırakmayacağımı ilan ediyorum. Tüm delegelerimizi, dava arkadaşlarımızı 10 Temmuz'daki 6. Olağanüstü Kurultayımıza bekliyorum."
"SÜRPRİZLERİMİZ OLACAK"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısı sonrası bir gazetecinin "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan bir iptal mi bekleyeceksiniz tüzük değişiklikleri için? Çünkü dava açılmayacağı söylenmişti" sorusuna, "Sürprizlerimiz olur, bekleyin biraz" diye cevap verdi