HT Masa haftanın magazin olaylarını değerlendirdi

'Şöhretli insanların aşkı zor yürür'

Yaz başından beri aşk yaşayan Sıla ile Ahmet Kural’ın ayrılığı şok etkisi yarattı. Sıla, Kural’ı takipten çıkardıktan sonra Bukowski’nin, “Üzülme! Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki” sözünü beğenerek dikkat çekti. Ardından Kural da Sıla’yı takipten çıkardı. Sizce ayrılık kararını kim aldı?

ESİN ÖVET: Belli ki Sıla almış ayrılık kararını. Yaşanan olaylar bunu gösteriyor. Bir de bu kararı alırken kızmış ve daralmış bir şeylere. Çok belli.

OBEN BUDAK: Ayrılık kararı biri tarafından alınsa da çiftler birlikte sürükleniyor o karara. Ayrıldıktan sonra takipten çıkarma konusunu anlayabiliyorum, insan bir süre yüzünü bile görmek- istemiyor. Önemli olan iyi hatırlanmak tabii.

İPEK DURKAL: Ayrılığa Sıla karar vermiş, Bukowski alıntısıyla da Ahmet Kural’ı teselli etmiş gibi algıladım ben...

KADİR KAYMAKÇI: Bence ayrılık kararını Bukowski aldı! Güzel güzel âşık olup mutlu anları paylaşıp sonra birbirlerine laf sokan eski sevgilileri anlamıyorum! Zaten kaybetmeyip ‘kurtulduysan’, gerçekten böyle düşünüyorsan, önüne bak, yürü git. Çok daralırsan git Afitap’la falan dertleş... Sosyal medyadan ince mesajlara ne gerek var!

BÜLENT İPEK: Kurtulmak derken belki ikisi de birbirinden kurtulmuştur. Şöhretli insanların ilişki sürdürmesi zorken, 2 çok şöhretli kişinin ilişki yürütmesi bence atomu parçalamak kadar zor. Danışmanlara, psikologlara danışsalardı belki ayrılmazlardı. O derece yani.

REŞAT BALCIOĞLU: Yaşandı bitti saygısızca! Hatırlarsanız bundan haftalar önce birbirimize “Bu aşk evliliğe gider mi?” diye sorduğumuzda ben “Kesin bir şey söylememek lazım” demiştim. Neticede ilişkileri 1 yılı doldurmadan bitti. Bu noktada kimin kimi terk ettiğinin ne önemi var? Duyduğuma göre Ahmet Kural’ın kıskançlıkları bu aşkın bitmesine neden olmuş. Ancak Sıla da kıskanılmayacak bir kadın değil ki... Böyle bir kadını taşıyamıyorsan ayrılık kaçınılmaz olur zaten.

‘Geçen yıllar Tarkan’a yaramış’

Murat Boz’un, bir dönem vokalistliğini yaptığı Tarkan’la birlikte çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Boz’un fotoğraftaki saçlarını kazıtmış hali çok konuşuldu. Aradan geçen yıllar hangi stara daha çok yaramış?

E.Ö.: İkisine de süper gelmiş yıllar. Daha bir iyi olmuşlar.

O.B.: Yıllar Murat’a bir tek görsel olarak yaradı, hepsi bu. O fotoğrafın çekildiği dönemdeki heyecanlı, müziğe âşık çocuktan eser kalmadı, TV starı oldu çıktı. Tarkan’sa her ne yapıyorsa aynını yapmaya devam etmeli.

İ.D.: O dönem öyle modaydı, öyle beğeniliyorlardı. Şimdi böyle iyiler... Bugün bakınca, yıllar ikisine de çok iyi gelmiş gibi…

K.K.: Şahsen ben 20-30 yıl önceki fotoğraflarıma baktığımda resmen evrim geçirdiğimi düşünüyorum. Gerçi ben şimdi de maymundan halliceyim ama Tarkan’la Murat Boz o zamanlar da iyiymiş.

B.İ.: Çok sempatik bir fotoğraf. Şu kesin, geçen yıllar Tarkan’a yaramış, Murat Boz’a pek yaramamış. Murat’ın artık imaj değişikliğiyle şaşırtması gerekli. Tabii popstar iddiasını sürdürüyorsa. Yoksa televizyondan iyi para kazanıyor ve seyircisini şaşırtmayı televizyondaki işi için risk olarak görebilir.

R.B.: Murat Boz’un hatırlamak istemeyeceği, yakılacak cinsten bir fotoğraf. Sevgili Murat yıllar içinde façayı düzeltmiş ancak o dönemde bile Tarkan’la arasında dağlar kadar fark var. Megastarlık insanın geninde olmalı ki Tarkan’da bu fazlasıyla var.

‘Abuk sabuk sözleri bize alternatif diye yutturuyorlar’

Emre Aydın, alternatif müzik yapan meslektaşlarını, seyircinin kıymetini bilmemekle ve şımarıklıkla itham etti. Aydın, “Alternatif isimler şımarıklıktan düzgün şarkı yazmıyorlar, kıymet bilmiyorlar” dedi. Aydın’a katılıyor musunuz?

E.Ö.: Müzik eski kalıcılığını yitirdi. İnsanlar o kadar tüketiyorlar ki Emre Aydın ve onun gibi düşünenler 10 sene sonra da dinlenecekler. Ama bugün çıkan, meşhur olan ve sapasağlam bir temel oluşturamayan herkes unutulacak. Kimseyi konuşmuyor olacağız.

O.B.: Emre Aydın kendini de katmıştır herhalde bu gruba, öyle değil mi? En son ne zaman güzel bir Emre Aydın şarkısı dinlediğimizi pek hatırlayamadım. Alternatif sayılabilecek Bora Uzer konuşulsun isterim, müziği çok iyi. En azından pozitif.

İ.D.: En sonunda biri çıktı söyledi, tebrik ediyorum. Abuk sabuk sözleri bize ‘alternatif’ diye yutturuyorlar.

K.K.: Son Feci Bisiklet bu açıklamaya feci üzülmüştür! Büyük Ev Abluka’da eve kapanmıştır! Bence sanatçılar meslektaşlarına akıl vermeyi bırakıp kendi işlerine bakmalılar. Enteresan isimleri dinleyici beğenmez, şarkılarını sevmezse onları dinlemez, gruplar ya da şarkıcılar kaybolur gider. Bu kadar basit! Böyle açıklamalara ‘afilli yalnızlıklara’ gerek yok!

B.İ.: Alternatif olmayanlar çok iyi şarkı yazıyor olsalardı Emre Aydın’a katılabilirdim. Ama birbirine benzeyen, tekerlemeden hallice pop şarkısı o kadar çok ki... Bırakın bazıları alternatif kalsın. Şöhretin kıymetini bilme konusu herkes için geçerli. Tüm genç starların o şöhreti har vurup harman savurmalarını anlamıyorum.

R.B.: Emre Aydın’ın sözlerine sonuna kadar katılıyorum. 2 şarkı söyleyerek şarkıcı olunmaz, hele ki sanatçı hiç olamazsınız.

‘Meryem, kurşun döktürmeli’

Meryem Uzerli’nin 2014’ten bu yana bağlı olduğu menajerlik ajansı olan sözleşmesini iptal etti. Ünlü oyuncunun küvette çektiği videonun bardağı taşıran son nokta olduğu iddia edildi. ‘Muhteşem Yüzyıl’ sonrası rol aldığı projelerde de umduğunu bulamayan Uzerli nereye koşuyor sizce?

E.Ö.: Meryem gerçekten bir yere koşuyor hem de öyle böyle değil. Şu var ki ‘Muhteşem Yüzyıl’la en zirvede bu işe başlayan Meryem Uzerli’nin yeri sevimsiz bir noktaya geldi. Bu tabii kariyer için iyi bir şey değil. Bir an önce iyi bir rolle izleyici karşısına çıkması gerek. Çünkü izleyici bir anda siler. Meryem bile neye uğradığını şaşırır. Yani Hürrem’in kaymağını daha fazla yiyemez. O yüzden proje çok önemli.

O.B.: Kendi de bilmiyor bence, bir türlü iyi seçim yapamadı. Aslında pratikte iyi projelerde yer alıyor. Mesela ‘Cingöz Recai’. Öykü ve oyuncular itibarıyla harika ama beyazperdeye bu kadar kötü yansıtılabileceğini nereden bilebilir ki? Kurşun döktürsün bence, başka bir şey bulamadım.

İ.D.: Projeler Meryem Uzerli’de umduğunu bulamıyor bence. Ajansı ayrılık açıklaması yaptığı gün benim de ‘Meryem balonu patladı’ başlıklı yazım çıkmıştı. Orada her şeyi anlatmıştım zaten. Şimdi yurtdışında bir şeyler yapabilmek için yeni bir şirketle anlaştı. Bundan sonrasını izleyip göreceğiz…

K.K.: Meryem Uzerli’nin değil de ajansının nereye koştuğunu merak ediyorum! Küvetteki görüntüler sadece küvetin suyunu taşırır, bardaktaki suyu niye taşırmış ki? ‘Diksiyonunu düzeltmiyor, kendini geliştirmiyor, işini aksatıyor’ gibi nedenlerini anlıyorum, keşke o zaman bıraksalarmış. Ama ‘Özel hayatıyla gündeme geliyor’ ayrılık nedeni olur mu? Özel hayatıyla gündeme gelmeyen ‘star’ mı var? Şimdi bir başka sanatçıları aşk yaşarsa, haber olursa, küvette fotoğraf çektirirse onu da mı bırakacaklar?

B.İ.: Meryem Uzerli, Alman kafasıyla Türkiye’de şöhrete ulaştı ancak onlara özgü iş için disiplin ve özveriyi sürdüremedi. Türkiye’de kariyer yapmak istiyor ama aksanını düzeltmek için çaba göstermiyormuş. Kariyer ömür boyunca kırık Türkçe’nin sempatik geldiği ‘Hürrem Sultan’ benzeri rol beklemekle sürmez.

R.B.: Meryem Uzerli hızla kendisini tüketmeye devam ediyor. ‘Hürrem Sultan’ rolüyle yıldızı parlayan oyuncu, kendisini dev aynasında görmeye başladı. Burnundan kıl aldırmıyordu. Son dönemde Türkiye’deki yıldızı sönünce, Arap dünyasındaki popülaritesini paraya çevirmek istedi. Sonuç olarak, ‘Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli’ sözünü bir kez daha hatırlamış olduk. Meryem Uzerli, balon şöhretler arasındaki yerini almıştır.

‘Salonu doldurmak her babayiğidin harcı değil’

Bostancı Gösteri Merkezi’nde sahne alan Kerimcan Durmaz, 3 bin 500 kişiyi salona toplamayı başardı. Şarkısız konserde Durmaz’ın dansları ve verdiği pozlar çok konuşuldu. Sizce Durmaz’ın şöhreti nasıl bir noktaya evriliyor?

E.Ö.: Kerimcan’ın ciddi bir ışığı var. Bugün bu işi yapmasa, köşede simit satsa yine fark edilir. Değişik bir ışığı var. O yüzden illa bir şeyler yapıp kendini fark ettirir. Bazı insanlar böyledir. Bu bir bir daha iki. Bunu değiştiremeyiz.

O.B.: Son birkaç seneye bakınca evet kısa dönem starlarımız oldu ama Kerimcan farklı işte, bunu kabul edelim. Çocuk Bostancı’yı dolduruyor, hâlâ “Ne yapıyor ki canım?” diyenler var ortada. Kerimcan’ın yaptığını anlamamanın yeni jenarasyonu anlamamakla doğrudan ilişkisi var.

İ.D.: Konser değil de performans desek daha doğru olur. Bostancı’yı doldurabilmek her babayiğidin harcı değil. Bravo, demek ki kendi kitlesi için doğru işler yapıyor.

K.K.: Kerimcan Durmaz için “Unutulur gider” diyenler herhalde 1-2 yılı kastetmiyordu. 10 yıl sonra da Kerimcan’ın şovlarını konuşuyorsak eyvallah... Yine de helal olsun, o kadar seyirciyi benim diyen şarkıcılar toplayamıyor.

B.İ.: Bu, ‘dans ederek konser verebilen’ Kerimcan Durmaz’ın derdi değil. Dert değil bence. Oraya giden kimse çıkıp “Nerede bu konser?” demediyse, tersine alabildiğine eğlendiyse sorun yok. Bu arada “Kerimcan Durmaz’ın sahneye çıktığı yerde, ben Muazzez Abacı’yı çıkarmam” diyen organizatör Murat Yıldırım’ı da alkışlıyorum. Para mı prestij mi? Tercih meselesi. Bunu da Bostancı Gösteri Merkezi’nin sahipleri düşünsün.

R.B.: Kerimcan Durmaz’ın mesleği nedir? Sosyal medyada popüler olan bir birey 500 binin üzerinde takipçiye ulaşınca star mı oluyor? Şu an Durmaz’ı konuşmak, sanata emek ve gönül veren sanatçılara haksızlıktır.

Kerimcan Durmaz’ın performansını izleyenler arasında ailesi de vardı.