Görülmesi gereken 25 Yunan adası
Hayal etmesi zor olsa da Yunanistan'da ada ya da adacık olarak tanımlanabilecek 3 bine yakın ada bulunduğu söyleniyor fakat sadece 227 tanesinde yerleşim var. Görülmesi gereken 25'ini sizin için derledik.
Yunanistan'da, eğer nereye gideceğini bilirse her gezgin mutlaka kendine uygun bir ada bulabilir.Yunanistan'ın en büyük adalarıGirit,Evia (Eğriboz),Midillli, Rodos,Sakız, Kefalonya,Kerkira (Korfu),Limnos,Samos, Naxos'tur.Yunan Adalarısadece deniz ve güzel havasından dolayı değil; tarihi, kültürü, antik yapıları, müzeleri ve huzur veren doğasıyla da görmeye değerdir. Hayal etmesi zor olsa da Yunanistan'da ada ya da adacık olarak tanımlanabilecek 3 bine yakınada bulunduğu söyleniyor fakat sadece 227 tanesinde yerleşim var. Görülmesi gereken 25'ini sizin için derledik.
Yürümek için Girit
Girit rengarenk mimarisi, yemek kültürü ve sıcakkanlı insanları ile bambaşka bir dünya. Yunan mitolojisine göre, Zeus’un doğduğu mağara bu adada. Adanın en güzel şehri Hanya 5 bin yıllık tarihi ve köklü gelenekleriyle kesinlikle zaman ayırmayı hak ediyor. Hanya'daki olağanüstü Samaria Geçidi'nde doğa yürüyüşü gerçekleştirebilirsiniz. Samaria Geçidi Avrupa'nın en ikonik doğa yürüyüşü destinasyonlarından biri olmayı gerçekten hak ediyor. 16 km'lik kanyon, Girit'in Beyaz Dağları'nın gölgesindeki bir platodan Libya Denizi'ne dek uzanıyor. Trekking yolu pek tehlikeli sayılmaz; ancak buraya herhangi bir motorlu taşıtın giremediğini, en yakın helikopter pistinin ise yolun birkaç km aşağısında bulunduğunu unutmamak gerek.
İyonya’nın şarap diyarı Kefalonia
Kefalonia, kendine özgü Robola üzümü ile tanınıyor ve bu üzüm beyaz şarap üretiminde kullanılıyor. Üzümün ana vatanı tam olarak Ainos Dağı’nın batı tarafında kalan Omala Vadisi.
Huzur için Spetses
Atina kalabalık geldiyse Spetses'e doğru yola koyulun. Spetses Yunanistan’ın ufak yerleşimli adalarından biri. Ana yerleşim Agia Marina, Old Harbour, Agios Nikolaos, Agios Mamas, Dapia ve Kounupitsa bölgelerinde yoğunlaşmış o nedenle otel arayışınızı bu bölgelerde yapabilirsiniz. Spetses Adası’nda havalimanı bulunmuyor. Atina’ya uçakla gelip, Pire Limanı’ndan feribot ile geçilebiliyor. Atina'dan Spetses'e mesafe, gemi ile 2,5 saat; yani günübirlikçi kaosundan kaçmak için ideal. Atina’nın varlıklı ailelerinin yazlık evleriyle dolu olan ada; cruise gemilerinin kabul edilmediği, Avrupa jet sosyetesinin tekneleriyle tatil yaptığı özel yerlerden.
Volkan turu için Santorini
Balayı çiftlerinin uğrak noktası Santorini’nin Kiklat adası, kapkara yamaçların doruklarına kurulmuş bembeyaz köyleri ve kubbeli kiliseleri ile ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunuyor. Bu yamaçlar, son 10.000 yılın en büyük patlamalarından birinin sonucu olarak MÖ 1620 yılında oluşmuş. Prehistorik Thera Müzesi, Geç Tunç Çağı’nda var olmuş Akrotiri kasabasındaki patlama sonrası küllere gömülen fresklere ev sahipliği yapıyor.
Kano gezintisi Milos
Santorini’nin batı tarafında kalan Milos volkanik bir patlama sonucu oluşmuş ve 128 kilometrelik kıyı şeridiyle büyüleyen coğrafi harikalar sunuyor. En etkili deneyim için mümkünse bir kanoyla deniz yolunu kullanmak gerekiyor. Merenge benzeyen bembeyaz, köpük kaplı volkanik oluşumlar, kırmızı ve sarı renkleriyle sarp kayalıklar ve sarı bir sahil üzerinde terk edilmiş sülfür madeniyle eşsiz bir tecrübe.
Sanat merkezi Hydra
Atina’dan vapurla 2 saat uzaklıktaki araçsız ada Hydra, galerileri, stüdyoları ve capcanlı kültür festivalleri ile sanatçıların adası olarak biliniyor. Limana yaklaştıkça, ada, kayalık dağların üzerinde yükselen, sıcacık gün ışığının altında parıldayan taş evlerle karşılıyor sizi. Adada ne bir araba ne de bir reklam panosu var; adeta zamanın çok gerisinde yaşayan ada, teknolojinin etkisini çok uzaklarda bırakmaya zorluyor ziyaretçilerini.
Kültürel füzyon için Meyis (Kastellorizo)
Atina’dan çok Türkiye’ye yakın olan Kastellorizo adası, yalnızca 300 yerleşik nüfusu ile ülkenin en uzaktaki yerleşim bölgesi. Türkçe adı Kızılhisar olan Meis Adası, Türkiye kıyılarından Antalya'nın Kaş ilçesine sadece 2,1, Yunanistan'ın ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kendisine özgü mimarisi ve doğal yapısıyla ilgi gören 7,3 kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip Meis (Kastellorizo) Adası, Kaş ilçesinin tam karşısında ve görme mesafesi uzaklığında. Adadaki tek hareket, geleneksel kaika botları arasında sakin sakin yüzen yaban kaplumbağaların ait. Ada, Yunan ve Türk geleneklerinin birleştiği bir nokta adeta; dolayısıyla ülkenin en ilginç yemekleri de buradan çıkıyor.
Eğlence için Mikonos
Mikonos’un güneybatı kıyısındaki sahiller Akdeniz parti yaşamının vazgeçilmezi; adanın doğusuna yönelip kumlu koylarla bezenmiş kayalıklı sahil hattı boyunca farklı bir havanın içine de girebilirsiniz. Aracınızı bir kenara park edin ve alçak kumullar üzerinde yürüyerek küçük Fokos koyunun derin sularına atın kendinizi.
Karpathos (diğer adlarıyla Kerpe, Çirbe, Gerpe, İskarpento)
Girit ile Rodos arasında yer alan Kerpe, başka bir çağa aitmiş gibi hissettiriyor. On iki adalardaki bu el değmemiş, kıyıda köşede kalmış bölge, bembeyaz kumsalları ve kıyı boyunca uzanan çam ağaçlarıyla biliniyor. Eski Yunanistan’ı deneyimlemenin en ideal yolu.
Kythera yani Çuha Adası
Kythera, eski Yunan’dan geriye kalan bir iz gibi adeta; Peloponez’in güneyinde izole bir şekilde kalmış adada, aileler tarafından işletilen oteller sahilleri süslüyor, davetkar tavernalar sokaklara taşıyor, eski moda kahve dükkanları tavla oynayanların sesleri ile yankılanıyor.
Basit mutluluklar için Elafonisos
En güzel deniz pek çok gezgine göre Elafonisos'tadır. Hilal şeklindeki ikiz kumulların, turkuaz renkli sularda kum saati şeklini aldığı Simos sahiline karşı koymak imkânsız. Ancak buraya varabilmek meşakkatli biraz; ada, Peloponez’in güney doğusunda yer alıyor ve Atina’ya dört saat uzaklıktaki Pounta’dan vapura binmek gerekiyor.
Kafa dinlemek için Agistri
Bu el değmemiş, minik ada, Atina’dan yalnızca 50 dakika uzaklıkta. Önce Aegina’ya uğrayan vapur, 10 dakika sonra Agistri’nin sakin kıyılarına varıyor. Sayısız çam ağacının sunduğu gölgelikler adayı yürümeye oldukça elverişli hale getiriyor.
Tasarım oteller için Skiathos
Sporad adalarının incisi Skiathos, kumsal severlerin vazgeçilmezi. Ayrıca gün geçtikçe daha da geliştirilen tasarım otel konsepti sayesinde alternatif konaklama arayışı içinde olan ziyaretçiler açısından da ideal. Özellikle bir mimarlar ailesi tarafından yaratılmış, cennetten bir köşeyi andıran Atrium Otel, listenin zirvesinde yer alıyor.
Aile dostu Rodos
Rodos, serin sonbahar günlerinde bile aileleri sıkmıyor. Gerçekten büyük bir ada ve yapacak çok şey var. Hala mahalle kültürünü koruyor, insanlar çok mutlu ve yardımsever. Bir kez gittiğiniz mekana tekrar gitmek istiyorsunuz çünkü gerek çalışanları gerek dükkan sahipleri sizinle özel olarak ilgileniyor. Gençler; tarihi duvarları, kale hendekleri ve St. John Şövalyeleri tarafından yapılmış Rodos Kalesiyle şehrin tarihinden büyüleniyor. Yeni kurulmuş Helios’un Tahtı sineması ise adanın aksiyon dolu tarihini ve meşhur heykelini ete kemiğe büründürerek minik ziyaretçilerin ilgisini zirvede tutuyor.
Ölümsüzlük için Ikaria
İkaria, dünyadaki 5 Mavi Bölge’den biri, yani adadaki yerleşik nüfus uzun ömürleriyle biliniyor. 100 yaşına kadar yaşayan insanlarıyla yaşam oranları inanılmaz yüksek. İkaria halkının %30’undan fazlası, kronik hatalıklardan ve demanstan korunmuş bir şekilde 90lı yaşlarına kadar yaşıyor. Bu durumun olası sebeplerinden biri genetik; bir diğeri ise doğayla uyum içerisindeki yaşam tarzları, yabani otlardan, sebzelerden, zeytinyağı ve doğal şaraptan oluşan bitki temelli beslenme şekilleri, stresten uzak kalma ve toplumsal yaşama bağlılık.
Kos
İstanköy olarak da bilinen Kos, Bodrum Yarımadası'nın karşısına denk düşer ve her gün yapılan feribot seferleriyle Bodrum'dan Kos Adası arası yaklaşık olarak 20 dakikadır. 12 adalardaki yunus şekilli Kos adası, tıbbın babası Hipokrat’ın MÖ 5.yy’da doğduğu yer olarak meşhur. Günümüzde ise adanın ziyaretçileri güneş ışığının tedavi edici gücünün peşinde. Kos gözünüze fazla kalabalık göründüğünde ise batıya, yunusun kuyruğu Kefalos’a doğru yola koyulun ve buradaki gizli sahili keşfedin.
Sanatkar Skyros
Atina’nın kuzeyinde kalan Sporad adalarından Skyros, çam ağaçları ve huzur kokan bembeyaz evlerle dizili lacivert koyları ile gerçekten görülmeye değer. Ada, nesli tükenmekte olan ünlü Skyrian atlarına ev sahipliği yapıyor. Bu tür, dağlarda özgürce dolaşan minyatür bir Yunan türü. Ada, ayrıca geçmişi Bizans dönemine kadar giden zanaat geleneklerinin de sürdürüldüğü bir bölge olarak biliniyor.
Korfu
İtalya ile Yunanistan anakarasının arasında, Arnavutluk sınırına yakın bir konumda bulunan Korfu, stratejik pozisyonu sebebiyle antik dönemlerden beri dış dünyanın ilgisini çekmiş. Yabancı hükümdarlıkların mirası, adadaki tarihi şehrin her bir sokağında etkisini hissettiriyor. Şehirdeki iki tehditkâr hisar ve terakota karolarla bezeli evlerle dolu dolambaçlı sokaklar, dört yüz yıllık Venedik hükmünün vasiyeti adeta.
Destanların adası Ithaca
Homer’ın ‘dar’, ‘kayalık’, ‘at sürmek için elverişsiz’ gibi betimlemeleri Ithaca’yı mükemmel bir şekilde anlatıyor aslında; peki bu ada gerçekten de Odisseus’un krallığı mıydı? Bazı araştırmacılar bu soruyu hayır ile yanıtlarken yerel halk bu fikre karşı çıkıyor. Merkez Vathy’deki Otel Familia’da kalın ve destanın geçtiği söylenen bölgelerde keşif turlarına çıkın. Ithaca huzurlu, sessiz ve keşfedilmemiş bir ada. Alternatif aktiviteler ve aramızdaki en talepkarların standartlarında bir tatil için ideal bir yer. Sahil boyunca zeytin, selvi, çam, meşe, kocayemiş ve keçiboynuzu ağaçlarının arasından geçen çok sayıda yürüyüş ve dağ bisikleti parkuruna sahiptir.
Huzurun kalbi Evia
Yunanistan’ın en büyük bu ikinci adasının ziyaretçileri genelde Yunanlar; ancak kendi içlerinde bile Lichadonisia’yı duyanların sayısızı çok az. Lichadonisia, Evia’nın kuzeybatı kıyılarında bulunan el değmemiş, mavinin ve yeşilin bin tonuyla çevrelenmiş bir takımadadır ve Yunanistan’ın Seyşelleri olarak bilinir.
Yelken keyfi için Meganisi
İyonya’nın her yerinde olduğu gibi buraya da sabahları hafif hafif esen, öğleden sonraları güçlenen bir rüzgâr hakim. Navigasyon son derece kolay; Lefkada'nın hemen açıklarındaki Meganisi’ye Nydri limanından teknelerle kolaylıkla erişilebiliyor. Hemen yanı başındaki Lefkas, Corfu ve Zakynthos, minik limanları ve yerelliğini koruyan sımsıcak sakinleri ile ziyarete değer.
Sakız adası
Yunanlar, kuzey Ege’deki bu kocaman adaya, narenciye bahçeleri, yabani otları ve hepsinden öte damla sakızı ağaçları sebebiyle kokulu anlamına gelen “Myrovolos’ diyorlar. Sakız ağaçları, yalnızca güneydeki tepelerde yetişiyor. Ağaçların gövdesi yaz aylarında yaralanır, sakız reçinesi bu yaralanan yerlerden gözyaşı şeklinde akmaya başlıyor. Bu tatlı reçine yerlere akar orada sertleşir ve damla sakızına dönüşür. Antik dönemlerden beri mide sorunlarını tedavi etmede, kozmetik ürünlerinde, yediğimiz tatlılarda dondurmalarda ve boya verniği yapımında kullanılır.
Ios
Santorini’nin Cyclades bölgesinden kısa bir vapur yolculuğu ile hippilerin favori parti mekânı Ios’a varabilirsiniz. Ancak adanın bu özelliği, Yunan sanatçı Angelo Michalopoulos ve eşinin 2014 yılında adanın bir bölümünü satın almalarıyla değişti biraz. İkili, Akdeniz’in en kapsamlı özel koruma projesini hayat geçirip tabiatı tamamen kendi haline bıraktılar, 55.000 yeni ağacı saymazsak tabi.
Sualtı müzesi için Alonissos
Kırlangıç adası olarak bilinir. Plajları, yeşil ile mavinin buluştuğu bu el değmemiş Yunan adası, plajları ile ünlü. Alonissos, rüstik, düşük nüfuslu, ormanlık ve sakin bir yer. Ada, Avrupa’nın en büyük sualtı rezervlerinden birini içeren el değmemiş sularla çevrili. Bölge, nesli tükenme tehlikesi altında olan keşiş fokuna ve ayrıca Eleanora’nın şahinlerine, yunuslarına ve balinalarına ev sahipliği yapıyor. Alonissos adasının en popüler ve en çok fotoğrafı çekilen yeri Hora köyüdür, Kırlangıç adasının ana beldesidir. Tepenin üzerine kurulmuş olan Hora, kuzey ege denizini yukarıdan izlemenizi ve tüm manzarayı görmenizi sağlayan mükemmel bir yerdir.
Yemek aşıkları için Naxos
Kiklat adalarının en büyüğü olan Naxos, bereketli toprakları ve taze su kaynakları ile yüzyıllardır ileri yemek kültürü ile tanınıyor. Hasat tanrıçasının onuruna altıncı yüzyılda inşa edilmiş Demeter Tapınağı, bu gücün bir sembolü adeta. Tapınak, üzüm bağları, köy tavernaları ve pazaryerleri ile çevrili.