İki polis fırında işçi kılığına girerek 5 kişiyi öldüren seri katili yakaladı!
Fırında un torbasını taşıyan iki işçinin kıyafeti beyaza bürünmüştü. Yorucu bir gün geçirdikleri belli oluyordu. Kısa bir süre sonra un taşıyan iki işçi, fırına gelen iri yapılı bir kişinin üzerine atıldı. İki katlı fırında herkesin şok yaşadığı olayda iki işçiden çıkan 'polisiz' sesi Hollywood filmlerine taş çıkartacak bir seri katilin yakalanma öyküsüne uzanacaktı. Fırında işçi kılığına giren Gayrettepe'nin iki efsane polisi, aylardır aranan bir seri katili yakalamıştı. 5 ayda 5 kişiyi öldüren ve 4 gasp olayını gerçekleştiren seri katil Durmuş Anuçin nasıl yakalandı? Olayın bilinmeyen detaylarını emekli polis memuru Haydar Toprakçıoğlu Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi…
Türkiye 2002 yılında spor alanında çok önemli bir başarı elde etti. Güney Kore ve Japonya’da düzenlenen Dünya Kupası’nda Güney Kore’yi 3-2 yenen Türkiye dünya üçüncüsü oldu. 29 Haziran’da yaşanan bu galibiyet tüm Türkiye’yi sevince boğdu. Ülke olarak bu sevinç yaşanırken, 2 gün sonra Ümraniye’de yaşanan silahlı çatışma, bir seri katilin avını başlatacak adım olacaktı.
ERKEK CESEDİ BULUNDU
Ümraniye’de yaşanan silahlı çatışmadan sonra şüpheliler kayıplara karıştı. Kim oldukları tespit edilemeyen şüphelilerle ilgili çalışma başlatıldı. 11 Eylül günü gelen bir ihbar Cinayet Masası ekiplerini harekete geçirdi. Gelen ihbara göre Şile yolu üzerinde ıssız bir arazide bir erkek cesedi bulunmuştu. Polisin çalışma sistemine göre o gün C bölgesi olarak adlandırılan o bölgeye bakan iki kişilik bir ekip haber merkezi tarafından olay yerine yönlendirildi. Olay yerine doğru yol alan iki kişilik cinayet uzmanlarından biri eski özel harekat polisi Hasan Avcı, diğeri yakın koruma tekniğini iyi bilen Haydar Toprakçıoğlu’ydu. Olay yerine varan cinayet uzmanları, kimliği belirsiz bir erkek cesedi ile karşılaştı. Kafasına sıkılmış bir kurşunla öldürülmüştü.
“İKİ KİŞİ GELİP VURDU” DEDİ
Cinayetin birkaç günlük olduğunu fark eden polis hemen kayıp başvurularını inceledi. O gün nasıl çalıştıklarını anlatan emekli polis memuru Haydar Toprakçıoğlu, “Hasan abi şefimdi. Hemen kayıp başvurularını inceledik. Öldürülen kişinin kimliğini tespit ettik. Kısa bir çalışmamızda bu kişinin o bölgeye bir kadınla geldiğini tespit ettik ve kadını bulduk. Kadın öldürülen kişiyle para karşılığında ilişkiye girmek için buraya geldiğini, ancak daha sonra olay yerine gelen iki kişi tarafından öldürüldüğünü anlattı" dedi.
4 GÜN SONRA ÇİFTE CİNAYET
Cinayetle ilgili çalışmalarına başladıklarını anlatan Toprakçıoğlu, bu kez 4 gün sonra bir ihbar daha geldiğini belirterek “Maltepe’de Büyükbakkalköy piknik alanında cinayet ihbarı geldi. Olay yerine hızla gittik. Olay yerinde biri kadın iki kişi öldürülmüştü. Tabi önce kimliklerini tespit ettik ve ilk baktığımız detaylardan biri de nasıl öldürüldükleri oluyor. Baktık bu iki kişi kafalarına sıkılmış şekilde öldürülmüştü. Bu yöntem bize tanıdık geldi" şeklinde konuştu.
ŞÜPHELİ AZILI TEHLİKELİ ÇIKTI
Bölgelerinde 4 gün içinde birbirine benzer 3 cinayet olayı gerçekleşmişti. Cinayet uzmanları Hasan Avcı ile Haydar Toprakçıoğlu, bu benzer cinayetleri mercek altına aldı. Olay yerinde elde edilen kovan ve çekirdek balistik incelemeye gönderildi. Ayrıca görgü tanıklarından şüphelinin eşkal bilgileri ve şüphelinin robot resmi çizildi. Birkaç gün sonra ortaya çıkan balistik raporu, polisin karşısında tehlikeli bir kişinin varlığını ortaya koyuyordu. 3 cinayet de aynı silahtan çıkmıştı. Üstelik o silahın izleri 2 Temmuz’da yaşanan silahlı çatışmaya kadar uzandı. Bu çatışmada da kullanılan bir silah, cinayet silahıydı. Polisi karşısında gördüğü anda bile ateş açabilecek tehlikeli bir katil vardı.
CİNAYETLER DEVAM ETTİ
Av başlatılmıştı. Ancak katil zanlısı hiç iz bırakmıyordu. Tecrübeli olduğu belliydi. Kasım ayında C bölgesi yine iki cinayetle sarsıldı. 10 Kasım’da Maltepe’de otoyol kenarında Soner Kayabaş’ın cesedi bulundu. 21 Kasım’da ise Ümraniye’de bir müteahhit silahla öldürülüp içerisinde 5 milyon dolar olan çantası gasp edildi. Kurbanların birbiriyle bağlantılarının olmadığını anlatan Toprakçıoğlu, “Öldürülen son iki kişinin de birbirleriyle ya da diğer öldürülenlerle bağlantısı yoktu. Husumetli olduğu kimseler de yoktu. Zaten cinayetin en zor yanlarından biri de husumetleri olmayan ve birbirini tanımayan kişilerin öldürülmeleridir. Hepsini araştırıyoruz bir ipucu bulmak için” dedi.
GASP OLAYLARI BAŞLADI
Benzer 5 cinayetin ardından ilginç gasp olayları yaşanmaya başladı. 23 Kasım günü cinayetten önce işlenen bir ticari taksi gaspının dikkatlerini çektiğini anlatan Toprakçıoğlu “Akşam 22 sıralarında yaşanan cinayetten saatler öncesi o bölgede bir ticari taksinin gasp edildiğini öğrendik. Taksiciye de şüphelinin eşkalini çizdirdik. Gaspı gerçekleştiren bizim aradığımız katil zanlısıydı. Hem katil hem de gaspçıydı” ifadesini kullandı.
SAHTE KİMLİK OYUNU
Yaşanan gasp olaylarında elde edilen bilgilerden yola çıkan cinayet uzmanları bir kimliğe ulaştı. Kimliğe göre şüpheli B. Ç. adlı sabıkalı hırsızdı. Polis bu ismi bulduğunda şaşırdı. Eşkal olarak çok benzemese de andırıyordu. Ve bu kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişinin olayla ilgisinin olmadığı ortaya çıktı. Gaspçı, sabıkalı bu kişinin kimliğini kullanmıştı. Cinayet uzmanları katilin bu kimlik oyunundan yola çıkarak önemli bir iz buldu. Cinayet uzmanı emekli polis memuru Toprakçıoğlu “Bu şüphelinin bizim verdiğimiz eşkal tarifine önemli katkısı oldu. Bu kişinin Durmuş olabileceğini söyledi. Eşkal bilgileri ona benziyor dedi. Biz bu Durmuş kim baktık ve azılı suç makinası olduğunu gördük” dedi.
İNANILMAZ TAKİP
Bu bilgiden sonra inanılmaz bir çalışma içine girdiklerini belirten Toprakçıoğlu, şunları kaydetti: “Önce yaşanan 5 cinayet ve gasp olayını mercek altına aldık. Baktık biri hariç hepsi Ümraniye ve Maltepe civarında gerçekleşmişti. Katil zanlısı bu çemberin dışına pek çıkmıyordu. Tespit ettiğimiz şüphelinin ismini araştırmaya başladık. Bu kişinin kendini çok iyi sakladığını fark ettik. Bağlantılarını iyi gizleyen ve nerede olduğuna dair hiç iz bırakmayan bir katille karşı karşıyaydık.”
İZLER FIRINA UZANDI
Gündem olan bu cinayetlerin ardından üst makamlar da bu olayların çözülmesini istiyordu. Katilin yakalanması için her yerden baskı geliyordu. Şüphelinin çocukluğuna ve tüm arkadaşlarına kadar tüm bilgileri incelemeye aldığını belirten Toprakçıoğlu “Eski tüm arkadaşlarını incelemeye aldık. Yani bu katil kiminle bağlantılı olabilir ya da kimin yanına gidebilir diye. Sonradan Ümraniye’de bir fırın tespit ettik. Arada o fırına gidiyormuş diye bir bilgiye ulaştık. Ancak giderken bile önceden oraya bir adamını gönderiyormuş sonrada güven duyduktan sonra giriyormuş" dedi.
“FIRINDA ÇALIŞMAYA BAŞLADIK”
Artık katilin yakalanması için tek bir seçim vardı. O da fırını takibe almak. Bu kez de şöyle bir sorun vardı. Fırın sahibi arkadaşıydı, önce telefonla da aradığı oluyordu. Ve fırına gitmeden çevreyi de araştırıyordu polis ekipleri var mı yok mu diye. Katilin yakalanması için ne yapılması gerekiyordu? İşte burada cinayet uzmanları Hollywood filmlerine taş çıkartan bir senaryo hazırladı. Fırın iki katlıydı ve fırına işçi olarak işe girmeleri gerekiyordu. Ve bunu kimse bilmeyecekti. Toprakçıoğlu o günü şöyle anlattı: “Biz bir şekilde Hasan abiyle fırında işe girdik. Artık fırında işçi olarak çalışmaya başladık. Un taşımak için elemana ihtiyaç vardı. Bizde yapmaya başladık.”
“3 GÜN UN TAŞIDIK”
Ümraniye’deki fırında işçi olarak çalışarak un taşıdıklarını anlatan Toprakçıoğlu “Artık işi gücü bıraktık. Hedefimiz bu kişiyi yakalamaktı. Üstümüz başımız un içindeydi. Aradan 3 gün geçti. Bundan bir iz yoktu. Dedik ki acaba gelmeyecek miydi? Derken fırında bir hareketlilik olduğunu gördük” şeklinde konuştu.
“YAKALADIĞIMIZDA HERKES ŞOK OLDU”
Fırının yazıhane bölümünde bir hareketlilik göze çarptığını belirten Toprakçıoğlu o tarihi anları şöyle anlattı: “Ben üst kattaydım. Hasan abi de alt kattaydı. O sırada un çuvalı taşıyorduk. Üstümüz beyaz renkler içindeydi. Şüphelimiz iri yarı güçlü biriydi. Baktık o. Şüphelimiz fırına gelmişti. Kelepçemizi ve silahımızı üzerimizde iyi saklamıştık. Kimse anlayamadı. Aşağı indim. Hasan abiyle birbirimize baktık. Yazıhaneye doğru gittik sanki patrona bir şey der gibi içeri girip birden üzerine atıldık. ‘Polisiz’ diye bağırdık. Hemen yere yatırıp kelepçeledik. O anlar yaşandığında şüpheli dahil herkes yok yaşıyordu” dedi.
POLİS TELSİZLERİ SUSMADI
Şüpheliyi apar topar fırından çıkartıp, araçlarını park ettikleri yere gelen cinayet büronun iki efsane polisi, hemen telsizden anons etti. “45 57 merkez malum şüpheliyi aldık” dedi. Avcı ve Toprakçıoğlu’nun ekip kodu 45 57’ydi. Bu anonstan sonra bir anda İstanbul polisinin telsiz kanalı hareketlendi. Emniyet amirinden müdürüne kadar tebrik mesajları verildi. Hemen yardımcı ekipler gönderildi.
İKİ KİŞİLİK DEV EKİP
İstanbul polisinin aylardır peşinde olduğu gaspçı seri katil fırında işçi kılığına giren Hasan Avcı ve Haydar Toprakçıoğlu adlı polis memurları tarafından yakalanmıştı. Adeta iki kişilik dev ekip gibiydiler. 5 cinayet 4 gasp olayı bulunan azılı suç makinası Durmuş Anuçin yakalanmıştı. İstanbul polisi rahat bir nefes almıştı
CİNAYETLERİ İTİRAF ETTİ
En yüksek tepe Gayrettepe olarak adlandırılan Asayiş Şube Müdürlüğü’nün üçüncü katında bulunan Cinayet Büro Amirliği’nde sorgulanan Durmuş Anuçin tüm suçlarını tek tek itiraf etti. Olayları nasıl gerçekleştirdiğini de anlattı.
ANUÇİN: İDDİAYA GİRDİM VE KAZANDIM
Tutuklanan Durmus Anuçin, ifadesinde öldürmeye İstanbul’un seri katilerinden biri olan Seyit Ahmet Demirci ile girdiği iddia üzerine başladığını iddia etti. İddiaya göre bir başka suçtan cezaevinde yatarken Gümüşhane’de aynı koğuşta bulunduğu Seyit Ahmet Demirci’ye ‘Senden fazla cinayet işleyeceğim’ diyerek iddiaya girmişti. Demirci, İstanbul’da 3 mobilyacıyı peş peşe öldürmüştü. Anuçin, İstanbul DGM’de verdiği ifadede "Bu iddiayı kazandım" demişti.
BAŞKA DOSYALARA DÖNDÜLER
Türkiye gündemine oturan gaspçı seri katil Durmuş Anuçin'in yakalanmasının ardından iki cinayet uzmanı bu kez başka cinayetleri çözmek için harekete geçti. Hasan Avcı ve Haydar Toprakçıoğlu, yıllarca cinayet masasında çalışarak birçok cinayet dosyasını çözen önemli polis memurları oldular.
