'Rantçılara fırsat vermeyeceğiz'
İzmir Uluslararası Film Festivali için ortalık fena halde karıştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e bir grup sinemacının imzasının olduğu bir şikayet mektubu yazıldı. Meltem Cumbul, Zuhal Olcay, Yusuf Sezgin ve Ezel Akay mektuptan da imzalarının atılmasından da haberdar olmadıklarını söyledi. Festivali düzenleyen ASİTEM Başkanı Muammer Sarıkaya, Habertürk'e yaptığı açıklamada "İzmir'e festival rantçılarını sokmayacağız. Festivalleri rant kapısı yapan, nemalanmaya çalışan gruplara fırsat vermeyeceğiz" dedi
İzmir Uluslararası Film Festivali...
Gişe filmlerinin, o filmlerin oyuncularının, yönetmenlerinin, senaristlerinin, müzisyenlerinin halk oylamasıyla değerlendirileceği bir yarışma bölümüne sahip, daha önce iki kez düzenlenmiş bir film festivali.
(ASİTEM) Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği tarafından 22 - 26 Eylül 2020'de bu yıl 3'üncüsü düzenlenecek.
.pngFestivalde yarışacak olan filmler ve sinemacılar geçtiğimiz günlerde açıklandı. Şahan Gökbakar, 'Recep İvedik 6' ile 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne aday gösterilmesi karşısında bir açıklama yaparak "Ben aday falan değilim, bana oy vermeyin sakın. Yarışma falan istemiyorum. Beni lütfen bu festivalden çıkarır mısınız" dedi.
Festival komitesi de Şahan Gökbakar ile 'Recep İvedik 6'yı adaylıktan çıkardı.
Bir oyuncunun bir film festivalinde aday olmak istememesi pek alışıldık bir durum olmasa da daha önce benzerleri görüldü. Bazı oyuncular ve yapımcılar, çeşitli festivallerde yer almak istemedi.
İzmir Uluslararası Film Festivali hakkında alışılmadık, daha önce emsaline rastlanmayan bir durum, ülkenin ünlü sinemacıları ve eleştirmenlerinin hatta akademisyenlerinin imzalarının olduğu "Bu festivalin düzenlenmesine izin vermeyin" mahiyetinde bir mektup yazılmasıydı.
O mektup, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yazıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Uluslararası Film Festivali ile ilgisi yok ama Tunç Soyer'e yazılan mektup şöyle;
Sayın Tunç Soyer
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
26 Ağustos 2020
Sinema sanatı açısından ciddi bir sorumsuzluğa duyarsız kalmayacağınız inancıyla size bu çağrıyı yapmak istedik. Göreve başladığınız günlerde, İzmir'de Uluslararası bir Film Festivali düzenleyeceğinizi belirten açıklamanızı memnuniyetle karşılamıştık. Aynı yıl yaz aylarında, ASİTEM'in düzenlediği "İzmir Uluslararası Film Festivali" ile karşılaştık.
Adayların hangi ölçütlerle belirlendiğini bilemediğimiz, aday gösterilen yirmi uzun metraj filmden yalnızca birkaçının gösterilebildiği, sonuçların internet üzerinden halk oylaması gibi hiçbir güvenirliliği olmayan bir yöntemle belirlendiği bu 'sözde' festivalin ikincisinde İzmir Büyükşehir Belediyesi logosunun kullanıldığını ve ödül töreni için Kültürpark'ın tahsis edildiğini görmek üzüntümüzü artırmıştı. Şimdi ise, festivalin üçüncüsünün 22 - 26 Eylül 2020'de düzenleneceğini basından öğrenmiş bulunuyoruz. SİYAD üyesi tüm sinema yazarlarının oylarıyla belirlediği yılın en iyi 5 filminden hiçbiri, bu 'festival'in 'En İyi Film' dalında aday olarak duyurduğu 19 film arasında yer almıyor. Gerekçesi ise, "Ana akım vizyon filmleri festivali" olması. ASİTEM Başkanı, basın açıklamasında önceki yıl vizyona giren filmlerden toplam seyircisi 300.000'den aşağı olmayanların doğal aday kabul edildiğini belirtiyor. 'Gişe filmleri' ödülünü gişede alır, ayrı bir değerlendirme anlamsızdır. Ödüllerin halk oylaması ile belirlenmesi ayrı bir sorundur. Festivallerde, bir yan ödül olarak ‘izleyici oylaması'na yer verilebilir, yarışan filmlerin gösterime sunulması koşuluyla. Ama, tüm ödülleri halk oylaması ile belirlenen tek bir ciddi festival yoktur. ASİTEM Başkanı, geçen yılki oylamada 110 ülkeden 4,5 milyon oy kullanıldığını söylüyor. Bu 110 ülkede seyircinin filmleri izlemeden nasıl oy kullanabilmiş olduğunu anlayamadık doğrusu. Bir de, programında yabancı filmlerin yer almadığı bir festivalin nasıl 'uluslararası' olduğunu...
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin böyle bir 'festival'e alet olmasının, ileride düzenleneceğinden kuşku duymadığımız gerçek "Uluslararası İzmir Film Festivali"ne gölge düşüreceği kaygısıyla durumu bilginize sunmak istedik.
Saygılarımızla,
Alican Yücesoy (oyuncu), Atilla Dorsay (sinema yazarı), Aydın Sayman (yönetmen), Baran Seyhan (yapımcı), Biket İlhan (yönetmen), Burak Göral (sinema yazarı), Cumhur Cambazoğlu (sinema yazarı), Deniz Yavuz /sinema yazarı), Erden Kıral (yönetmen), Ezel Akay (yönetmen), Gökşen Aydemir (sinema yazarı), Kaya Özkaracalar (sinema yazarı), Kıvanç Sezer (yönetmen), Mazlum Çimen (müzisyen - oyuncu), Mehmet Güleryüz (yönetmen), Meltem Cumbul (oyuncu), Menderes Samancılar (oyuncu), Ragıp Taranç (akademisyen, yönetmen), Rıza Akın (oyuncu), Sabahattin Çetin (yapımcı), Sevilay Demirci (yapımcı), Vecdi Sayar (sinema yazarı), Yusuf Sezgin (oyuncu), Zuhal Olcay (oyuncu).
Gerekli şartları yerine getirip yetkili mercilerden izin alan herkes festival düzenleyebilir.
ASİTEM de gerekli şartları yerine getirip yetkili mercilerden izin aldıktan sonra sadece gişe filmlerinin yer alacağı bir festival düzenliyor. Festivalin formatı gişe filmlerinin değerlendirilmesi üzerine oluşturulmuş. Bu nedenle "Neden sanat filmleri yok?" denmesi tuhaf.
.png"Bu festivalin düzenlenmesine izin vermeyin" mahiyetinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e mektup yazılması daha da tuhaf.
İzmir Uluslararası Film Festivali gerekli şartları yerine getirip yetkili mercilerden izin almış ki festival iki yıl yapılabilmiş.
Sinema sektöründen bazı sinemacıların İzmir Uluslararası Film Festivali'nin düzenlenmemesini istemesi akıllara 'Neden istemiyorsunuz?' sorusunu getiriyor.
Eğer istenmemesinin nedeni 'Sanat filmleri'nin değerlendirmeye alınmamasıysa festivalin formatı daha baştan belirtilmiş.
Olaya o mantıkla bakılacak olursa gişe filmi yapanlar, "Neden bizim filmlerimizi değerlendirmiyorsunuz?" diyerek sadece 'Sanat filmleri'nin değerlendirildiği birçok film festivalinin düzenlenmemesini isteyebilir.
Örneğin Antalya Uluslararası Film Festivali ve Adana Uluslararası Film Festivali gibi...
Birilerinin çıkıp "Bizim gişe filmlerimiz değerlendirmiyorlar, bu festivallerin düzenlenmesine izin vermeyin" demesi ne kadar garip olursa "Sanat filmlerimizi değerlendirmiyorlar. İzmir Uluslararası Film Festivali'nin düzenlenmesine izin vermeyin" demesi de o kadar garip.
Kimi festival 'sanat filmleri'ni kimi festival gişe filmlerini değerlendirir. İsteyen olursa hepsini...
İsteyen sinemacı bir festivale katılır, istemeyen katılmaz.
Kısacası herkesin gönlü bilir.
Sonuçta herkesin ille de katılmasını sağlayacak bir kanun veya yönetmelik yok.
İzmir Uluslararası Film Festivali'ni organize eden (ASİTEM) Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği'nin başkanı Muammer Sarıkaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yazılan şikayet mektubu hakkında ne diyor?
Muammer Sarıkaya, Habertürk'e mektupla ilgili olarak oldukça çarpıcı bir açıklamada bulundu.
Söz konusu mektupta imzası olan sinemacıların bazılarını aramış. Meltem Cumbul, Zuhal Olcay,Yusuf Sezgin ve Ezel Akay mektuptan da altına atılan imzadan da haberleri olmadığını söylemiş.
Burası oldukça çarpıcı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yazılan ve altında imzasının olduğu bir mektuptan haberdar olmamak...
Burası mektubu yazanlarla altında imzalarının atıldığından haberdar olmayan sinemacılar arasında.
Ya bir basın açıklaması yaparlar veya mektubu yazanlara dava açarlar.
Orasını kendileri bilir.
Muammer Sarıkaya'nın açıklamaları şöyle;
ASİTEM (Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği) tarafından düzenlenen Uluslararası İzmir Film Festivali bu yıl da 5 milyon oy rekoru hedefi ile 22 - 26 Eylül tarihleri arasında İzmir'in dört bir yanında yapılacak etkinliklerle üçüncüsünü gerçekleştirecek.
Türkiye'nin dört bir tarafında düzenlenen bağımsız film festivallerinden ayrı ana akım vizyon filmlerinin ödüllendirildiği ilk ve tek festival olan Uluslararası İzmir Film Festivali'nin daha ilk haftasında 100'den fazla ülkeden 1 milyondan fazla oy kullanıldı.
Türkiye'nin Oscar'ı diye adlandırılan Uluslararası İzmir Film Festivali henüz 3. yılında ana akım sinema temsilcileri arasında büyük heyecan uyandırdı. Yıllardır gişe filmlerinin yarıştığı bir festival olmaması, senaristinden, yönetmenine, oyuncusundan, sanat ekibine kadar ilk kez ödüllendirilmesi, üstelik noter onaylı halk oylaması ile yapılması sektör tarafından daha da değerli bulundu.
Kısa zamanda başarılı olarak dünyanın dört bir yanındaki yerli ve yabancı Türkiye sineması ve dizilerinin hayran kitlesine ulaşmayı başaran, sektöre prestij ödülleri veren, sanatın nabzını tutan Uluslararası İzmir Film Festivali dünyanın en önemli festivalleri arasına girme konusundaki iddiasını da ortaya koymaktadır.
Kültürün, sanatın başkenti olan İzmir'e Türkiye'nin en önemli festivalini kazandırma yolunda büyük adımlar attık. ASİTEM (Sinema ve Televizyoncular Meslek Birliği) olarak yıllardır İzmir'de bir film festivali olmamasının üzüntüsünü yaşıyorduk. Ancak yaptığımız festivalin var olan yüzlerce film festivaline benzememesi için ekibimiz ile birlikte sürekli araştırmalar yaptık.
Nihayet bağımsız film festivalleri dışında, sadece ana akım vizyon filmlerinin yer aldığı bir festival kurguladık. Daha ilk yılımızda gelen olumlu tepkiler ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızı kanıtladık. Geçen yıl ise 110 ülkeden 4 milyondan fazla oy alarak önemli bir başarıya daha imza attık.
Temelinde bağımsız sinemanın da varlığını sürdürebilmesi için Türkiye sinemasına can suyu olan ana akım vizyon filmlerinin ve sinemacıların, halkın oylarıyla değerlendirilmesine de tepki göstermişler ve festivali itibarsızlaştırmaya çalışmışlar.
Halk neden değerlendiremesin? Birçok sinemacı dostumuzun birleştiği ortak nokta, ödüllerimizin tamamen halk oyları ile verilmiş son derece anlamlı ve değerli ödüller olduğudur. Geçen iki yılda toplamda kullanılan 5 milyondan fazla oyu kimsenin küçümsemesi ve görmezden gelmesine izin veremeyiz. Oy kullanan herkesle birlikte oylamada yer alan sanatçı ve filmlerimize de büyük haksızlıktır. Biz alışılagelmiş jüri metodu dışında, tamamen halk oylaması ile en iyilerin belirlendiği bir yöntemle yolumuza devam edeceğiz.
Uluslararası İzmir Film Festivali'ni meslek birliğimiz ASİTEM'in genç ve yetenekli, özveri sahibi, gönüllü yüzlerce üyesiyle birlikte maddi bir karşılık beklemeden düzenlemekteyiz. Gerçek sahibi de başta İzmir halkı ve tüm sinemaseverler üyelerimizdir. İzmir'de 25 yıldır yapılamayan bir festivali başarılı bir şekilde hayata geçirdiğimiz için büyük mutluluk duyuyoruz. Bazı bağımsız sinema filmlerini yarışmaya almadığımız gerekçesi ile imza kampanyası açmaya çalışan bu kişilerin bir çok sanatçı dostlarımız ve büyüklerimizin adlarını da izinsiz kullandıkları ortaya çıkmıştır. Başta
SODER / Sinema Oyuncuları Derneği Başkanı Yusuf SEZGİN, oyuncu Meltem CUMBUL ve yönetmen Ezel AKAY böyle bir konudan haberi olmadığını tarafıma iletmiştir. Konuyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer'e şikayet mektubu göndermelerini de hiç anlamış değilim. Festivali Antalya ve Adana gibiBüyükşehir Belediyesi değil ASİTEM düzenlemektedir. Büyükşehir Belediyesi birçok sivil toplum kuruluşuna yaptığı gibi sadece alan tahsisi yapmaktadır. Bu da bizim en doğal hakkımızdır. Tabi ki bir Antalya, Adana, Malatya Büyükşehir Belediyeleri gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de büyük destekleri olsun. Ancak sadece alan tahsisi ile destek verebiliyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın festivalin yapılmasında 3 yıldır yaptığı destekler de bizim için büyük önem taşımaktadır.
Şahan Gökbakar'ın festivalin yarışmadan çekilme isteğini de normal ve saygı ile karşılıyoruz. Kendi takdiridir. İsteği doğrultusunda biz de 'Recep İvedik 6'ı festival seçkisinden çıkardık. Birçok sanatçı dostumuz ise jürisi halk olan bir yarışmaya aday olmaktan onur duyduklarını onlardan gelecek her türlü sonuca da razı olduklarını dile getirdiler. Bu da bizi daha da mutlu etmiştir. Uluslararası İzmir Film Festivali ekibi Türkiye sineması, kültürü ve sanatı için çok güzel bir işe imza atıyor. Bu nedenle herkesin el vermesi, destek olması gerekiyor.
Herkesin bilmesini istediğimiz ve arkasında durduğumuz bir konu da, biz İzmir'e festival rantçılarını sokmayacağız. Festivalleri rant kapısı yapan, nemalanmaya çalışan gruplara fırsat vermeyeceğiz.
* Not: Yukarıdaki açıklamada Zuhal Olcay'ın adı yer almıyor. Nedeni; Muammer Sarıkaya, Zuhal Olcay ile açıklamayı gönderdikten sonra görüşebilmiş. Sarıkaya, beni telefonla arayarak Zuhal Olcay'ın da mektuptan haberdar olmadığını, kendisinden habersiz imzasının kullanılmasına çok kızdığını söyledi.
Söz konusu mektupla ilgili olarak Sabahattin Çetin şunları söyledi; "İzmir'de karikatür özellikleri taşıyan bir festivalini sinema ile ilgisi açıkça anlaşılmayan birileri gerçekleştiriyor. İzmir'e layik olan bir film festivali yapılması için çaba gösteren sinemacı ve akademisyen arkadaşlarımız ve Vecdi Sayar'ın yazdığı taslak mektubu bana gönderdiler, ben de arkadaşlarıma gönderdim. Okuyan ve okey işareti yapanlar İzmir'de ciddi ve adına yaraşır bir film festivalini arzu eden sinemacı dostlarımızdır. Bu arzularını bu mektupla sayın Tunç Soyer'e iletmişlerdir. Bütün mesele budur."