Kadın cinayetlerinde 14 yılda tüyler ürperten artış!
Kadın cinayetlerindeki korkunç artış, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun raporuna da yansıdı. Buna göre 2008 yılında 66 kadın öldürülürken, 2022'de bu sayı 381'e yükseldi. Geçen Aralık ayında ise 29 kadının katledildiği belirtildi. Kenan Butakın'ın haberi...
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, kadın cinayetleri ile ilgili bir rapor hazırladı. Buna göre, 2022 yılında 381 kadın cinayete kurban gitti. Bu sayı 2021'de 348 olarak açıklanmıştı.
İSTANBUL İLK SIRADA
Cinayetlerde ilk sırada ise 69 ölümle İstanbul yer aldı. 2022 yılında katledilen kadınların 182'sinin ise evli olduğu belirtildi. Cinayete kurban gidenlerin yaş ortalaması da 35 oldu. Öldürülenlerin en küçüğünün 3, en büyüğünün ise 81 yaşında olduğu ifade edildi.
2021 yılında da şüpheli kadın ölümlerinin sayısı 71 iken, bu sayı 2022'de 88'e yükseldi. 2022 yılında katledilenlerin 179'u ateşli silahlarla, 82'si kesici aletlerle, 33'ü yüksekten düşmeyle, 17'si boğularak öldürüldü. Cinayetlerden 70'inin nedeni ise bilinmiyor.
14 YILDAKİ ARTIŞ DA RAPORDA
Raporda 2008 ile 2022 arasındaki verilere de yer verildi. Buna göre 2008 yılında 66 kadın öldürülürken, 2022'de bu sayı 381'e yükseldi.
ARALIK AYINDA 29 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Öte yandan raporda Aralık ayında işlenen cinayetlere ilişkin veriler de paylaşıldı. Buna göre 2022 Aralık ayında 29 kadın katledildi. Ölümlerden 21'i cinayet, 8'i ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti.
TÜRKİYE, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN RESMEN ÇEKİLDİ
Türkiye, 20 Mart 2021'de kadına şiddetle mücadele konusunda önemli bir metin olan İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanı kararı ile çıkmıştı. Sözleşmenin feshi kararı çok tartışıldı. sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partileri, "çekilme kararının iptali" istemiyle Danıştay'da çok sayıda dava açtı. 4 ayrı duruşma yapan Danıştay 10. Dairesi, iptal istemini 19 Temmuz’da reddetti.
Kararda,, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine dair cumhurbaşkanı kararının hukuka uygun olduğu belirtildi.
Danıştay'ın kararına muhalefet tepki gösterdi. Davacılar kararı temyiz etti. Dosya son karar mercii olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı. Danıştay ise dün Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair nihai kararını verdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesini “hukuka uygun” buldu. Sözleşmeden çekilmeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararının iptal istemini reddeden Danıştay 10. Dairesi’nin kararı oyçokluğuyla onandı. Kararın gerekçesi önümüzdeki günlerde açıklanacak. Böylece; Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çıkmış oldu.
"RESMEN ÇIKILDI, HUKUKEN ÇIKILMADI"
Habertürk TV'ye konuşan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Adem Sözüer ise, "Danıştay kararını vermeden önce bu süreçlerde görev yapan hakimler değiştirildi. Eğer bir dava açıldıktan sonra orada hakimler değiştiriliyorsa, birinci haber kötüdür zaten. Dava görülürken sayın Adalet Bakanımız kararın onaylanması yönünde çok ciddi açıklamalarda bulundu. İkinci olarak neden hukuk garabeti demiştim. Yine sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu dönemde bu bir kanun tasarısı olarak TBMM'ye gelmiş, iktidar ve muhalefet hep birlikte İstanbul Sözleşmesi'ni onaylayan bir kanun çıkartmışlar. Daha sonra ise tek bir imza ile bu sözleşmeden çıkma girişimi yapılıyor. Yani TBMM'nin onayladığı bir kanundan hükümet çıkamaz ki. Bence resmen çıkıldı ama hukuken çıkılmadı, çıkılamaz. Meclis bu konuda en temel yetkilidir." dedi.
BAKAN SOYLU'DAN PAYLAŞIM
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yaptığı paylaşımda, "İstanbul Sözleşmesi feshedilirse kadın cinayetleri artar' diyenler, 2022 Aile İçi ve Kadına Şiddet Raporumuz! Kadına şiddet 0 olana kadar mücadeleye devam. Bugün, kadına şiddet konusunda değerlendirme toplantımızda da bakanlığımız görev alanında önemli ek kararlar alacağız" ifadelerini kullandı.
"VERİLERİN FARKLI OLMASININ NEDENİ TANIMLAMALARININ FARKLI OLMASI"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim de, "Bizim çalışmamıza göre 2022 yılında 334 kadın cinayete kurban gitti. 245 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Burada genel olarak her yıl kadın cinayetlerinin arttığını görüyoruz. Sadece İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı yıl bir düşüş vardı. Öte yandan şüpheli kadın ölümlerinde ise bir artış olduğunu da görüyoruz. Verilerin birbirini tutmamasının nedeni de tanımlarının farklı olması" dedi.