Kaygısızlar'ın Kürşat'ı Tevfik İnceoğlu: Şöhret, Şoray Uzun'u değiştirdi!
Kaygısızlar, Mahallenin Muhtarları, Tatlı Kaçıklar ve Çocuklar Duymasın gibi kendi döneminin en çok izlenen yapımlarında rol alan Tevfik İnceoğlu'nun (55) artık gözlerden uzak bir hayatı var. Şoray Uzun ve Ömer Duran ile birlikte rol aldığı Kaygısızlar dizisiyle şöhreti yakalayan İnceoğlu, eski rol arkadaşlarıyla bir dönem yakın dost olduklarını ancak şimdi ise görüşmediklerini söyledi
AYTEKİN TEKER / ateker@haberturk.com
90'ların komedi dizisi 'Kaygısızlar' kendi döneminin en çok izlenen yapımlarından biriydi. 1994-1998 yılları arasında yayınlanan dizi, Türk televizyonlarında 'absürt komedi' denilince akla gelen ilk örneklerdendi. Ercan Yazgan, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Şenay Gürler, Çiçek Dilligil, Ülkü Duru ve Yılmaz Köksal gibi birbirinden usta oyuncuların rol aldığı dizide, 3 eşli, 36 çocuklu, çapkın ve umursamaz bir adam 'Memnun Kaygısız' ile ailesinin yaşadıkları esprili bir dille anlatılıyordu.
Senarist koltuğunda, Gani Müjde, Birol Güven ve Selçuk Erdem gibi isimlerin yer aldığı yapımda hemen hemen her karakter ayrı bir fenomen olmuştu. Şoray Uzun'un canlandırdığı 'Kültigin' ve onun 'adamları' olan Kürşat (Tevfik İnceoğlu) ve Alper (Ömer Duran) üçlüsünün sahneleri ise adeta dizi içerisindeki başka bir diziydi! Bu haftaki nostalji kuşağımızın konuğu da bu 'çete'nin isimlerinden usta oyuncu Tevfik İnceoğlu...
Tevfik Bey nerelerdesiniz, neler yapıyorsunuz?
Pandeminin ardından Didim'e geldim. Normalde İstanbul'da yaşıyordum. Koronavirüs nedeniyle setler durduktan sonra buraya yerleştim. İşim oldukça İstanbul'a gidiyorum. Televizyondan kazandığım parayla tiyatro kurdum, onunla ilgileniyorum.
Çok zayıflamışsınız...
Aslında kilolarım ile barışıktım ama şeker hastası olduğum için mide operasyonu geçirmek durumunda kaldım. 33 yıl aradan sonra üçlü rakamlardan ikili rakamlara indim. 130 kilodan 88 kiloya düştüm. Her şeyden önemlisi sağlığıma kavuştum.
Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Ben oyunculuğa çok küçük yaşlarda başladım. Oyunculuk aile mesleği diyebilirim. Anneannem Türkiye’nin ilk kadın akrobatı, 'Kemiksiz Fatma' adıyla bilinen Fatma Soyder.... Büyük dedem Halim Soyder Fransız Sirki'nde meydancı olarak çalışmış. İpten düşüp ölmüş. Sonraki yıllarda annem ve kardeşleri de bu işe devam etmişler. Kendi kumpanyalarını kurup, çadır tiyatrosu olarak tüm Türkiye’yi, birkaç ülkeyi dolaşmışlar. Hem tiyatro hem de akrobasi gösterileri yapmışlar. Ben de büyüklerimden duyduğum bu hikayelerle büyüdüğüm için çocuk yaşlarda oyunculuktan başka bir meslek düşünmedim.
Ancak Turizm üzerine eğitim görmüşünüz...
Babam oyuncu olmama karşı olduğu için Turizm okuluna kayıt oldum. Mesleği hiç yapmadan amatör olarak oyunculuğa başladım. İzmir’de oyunculuk kursuna devam ederken bir yandan da amatör tiyatrolarda çalıştım. Daha sonra profesyonelliğe geçmek için İstanbul’a geldim. Muammer Karaca Tiyatrosu'nda devam ettikten sonra İstanbul Devlet Tiyatroları'nda oyunculuğu sürdürdüm.
Televizyon süreci nasıl başladı?
Üç yılın ardından özel tiyatrolardan aldığım teklifleri değerlendirerek birçok özel tiyatroda çalışma fırsatı buldum. Bu sırada ajanslardan gelen teklifleri değerlendirmeye başladım. Birkaç dizide bölüm oyunculuğu yaptıktan sonra "Kaygısızlar"dan gelen teklifi kabul ettim.
Sonrasında...
Ömer Duran da ve Şoray Uzun da yönetmenimiz Oğuz Yalçın'ın teklifini kabul etti ve böylece dizide mahallenin komik serserileri olduk. Bu güzel uyum sayesinde popülerliğimiz arttı. Bu dizi bize diğer işlerin kapısını açmış oldu. O dönem Kaygısızlar'ın reytingleri çok iyidi. Türker İnanoğlu, kanalın sahibi Cem Uzan ile konuştuktan sonra bize Tatlı Kaçıklar'da rol verdi. Yani Ömer ile Kaygısızlar'da rol alırken aynı zamanda Tatlı Kaçıklar'da da oynuyorduk. Ardından Ekmek Teknesi, Akasya Durağı, Baskül Ailesi, Ayrılsak da Beraberiz, Çocuklar Duymasın, Parça Pinçik ve başka birçok dizide rol aldım. Tabi diziler haricinde sinema ve reklam filmlerinde oynadım. Hatta Hindistan’a gidip orada çekilen Bollywood filmi 'Ek the Tiger'da rol aldım. Bir sigorta reklamında canlandırdığım 'Kamyoncu' karakteri ile En İyi Cast seçilerek Kristal Elma ödülünü kazandım.
Şoray Uzun ile Ömer Duran ile görüşüyor musunuz?
Onlara kırgınım. Vefasızlık gösterdiler. 20 yıldır görüşmüyoruz. 8 yıl önce Şoray ile bir galada karşılaştık sadece selamlaştık.
Neden?
Onları aradım ama geri dönüş yapmadılar. Şöhret Şoray'ı değiştirdi. Ömer ile de yaşadığımız bir tartışma sonrası aramız açıldı.
Ne oldu ki?
Yaklaşık 20 yıl önce Kadir İnanır'ın da rol aldığı 'Kırık Ayna' dizisinde oynuyordum. Çekimler Kapadokya'da gerçekleşiyordu. Eşim kalp hastasıydı. O dönem ailecek çok yakındık. Eşim kalp hastası olunca Ömer ve ailesi sağ olsunlar eşime baktılar. Ancak Ömer ile bir tartışma yaşadık. 'Ben senin hasta karına baktım' deyince aramızdaki bağ koptu.
Peki ya eşiniz nasıl oldu?
Onu kaybettik. Çocukken kalbi delikmiş ama kızımıza hamileyken öğrendik.
Tekrar evlendiniz mi?
Evlendim ama çocuklarımı istemeyince boşandık.
Peki Şoray Uzun?
Şoray Uzun ile bir dönem Beyazıt Öztürk'ün sunduğu 'Aileler Yaşıyor' programında söylediği sözlerden sonra aramız açıldı.
Ne dedi ki?
Benim için "Pavyonlarda, gece kulüplerinden bodyguard'lık yapıyordu, elinden tuttuk" dedi. Ben bodyguardları küçümsemiyorum onlar da ekmek parasını öyle kazanıyorlar ama Şoray'ın yaptığı ayıptı.
Kaygısızlar, Akasya Durağı, Mahallenin Muhtarları ve Ekmek Teknesi gibi diziler günümüzde sizce neden çıkmıyor?
Benim oyunculuğa başladığım zamandaki diziler daha ailevi dizilerdi o zamanın şartlarında, o tür diziler daha revaçtaydı. Sonradan arz-talep yönünde diziler farklılıklar göstermeye başladı. Tabi televizyon sektörü aldıkları reklamlar ile yayım hayatlarına devam ettikleri için izleyicinin talepleri doğrultusunda dizi üretimleri olmaya başladı. Sanırım her dönemin seyircisi farklı bu yüzden de eski diziler çekilemiyor. Yani müşteri hangi kumaşı seçerse o kumaştan elbise yapmak bana yanlış gelmiyor.
Pek çok kişi eskiden dizi ve sinemadan çok para kazanmadığını söylüyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Ben oyunculuğa başlamadan önceki yıllarda çok kazanılmadığını düşünüyorum. Yani 'Yeşilçam' emekçileri bu işi biraz daha gönüllülük ilkesine göre yapıyormuş. Hatta rahmetli Öztürk Serengil'in 'Süper Yıldız' dizisinin setinde anlattığı bir hikayesi vardı onu aktarayım. 'Büyük Usta' bir gün Avrupa'da düzenlenen bir festivalde Hollywood oyuncusu ile sohbet ederken kendisine yöneltilen "Kaç filmde oynadınız?" sorusuna 250 film diye yanıt vermiş. Bu cevabı duyan oyuncu şaşkınlığını gizleyememiş "Ben 4 filmde oynadım, bir ada aldım. Sanırım siz en az 10 ada almışsınızdır." demiş. Öztürk Serengil, "Ne adası bir daire aldım onunda taksitlerini 10 senede ödedim" sözlerinden sonra adam daha da şok olmuş.
Pek çok dizi ve filmde rol aldınız unutamadığınız bir anınız muhakkak vardır. Bizimle paylaşabilir misiniz?
O kadar çok anım var ki hangisini anlatayım bilemiyorum. 'Kaygısızlar' dizisinin bir bölümünde rol icabı kadın olmuştum. Şoray bana 'Bu kıyafetle caddede yürürmüsün?' dedi. Hatta ortaya bahis koydu... Tabii ben önce kabul etmedim. Sonra gaza getirdiler serde gençlik var tabii. Ben de yürüdüm. Oradan geçen adamlardan biri "Vay kadına bak Allah bunun kocasına güç kuvvet versin" dedi. O günden sonra kimse beni hiçbir konuda gaza getiremiyor. (Gülüyor)
Sektörde yaşadığınız başka bir hayal kırıklığınız var mı?
'Kaygısızlar'ın yapımcısı Gani Müjde yaşattı. Bana, Şoray’a ve Ömer’e "Hazır olun yazın 'Kahpe Bizans' isminde bir film çekeceğiz üçünüz çok önemli rollerde oynayacaksınız" dedi. Sevinçten havalara uçuyoruz. İlk sinema filmimiz olacak... Kış bitmek bilmedi. Yaz geldi ama filmle ilgili bir davet almıyoruz. Yaz bitti, kış geldi tesadüfen sinemanın birinin önünden geçiyorum 'Kahpe Bizans' afişi. Afişte ne ben varım, ne Ömer, ne de Şoray. Çok büyük hayal kırıklığı yaşadık.