Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kronik migren gerçeği! Hem hasta hem ekonomi üzerinde ciddi yük - Sağlık Haberleri | Sağlık Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kronik migren, hastaların bir ayın 15 günden fazlasını ağrıyla geçirmesi anlamına geliyor. Küresel Migren ve Ağrı Derneği Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, Avrupa'da 50 yaş altı çalışan kesim için birinci sırada; tüm dünyada da ikinci sırada engellilik nedeni olan migren ve kronik migrenin, bireylerin yaşam kalitesini yüzde 70'den fazla düşürdüğünü, Türkiye ekonomisine ise yaklaşık 133 milyar ek yük getirdiğini söyledi.

        Prof. Dr. Aynur Özge
        Prof. Dr. Aynur Özge

        İYİLEŞMEYE ÇALIŞIRKEN SUÇLULUK HİSSEDİYORLAR

        29 Haziran Dünya Kronik Migren Farkındalık Günü kapsamında "Kronik Migren Hastalarının Sesi" adlı araştırmalarının sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Aynur Özge, "Araştırmaya göre hastalarımız özellikle üç temel kategoride önemli zorluklar yaşıyor. Sık baş ağrıları, ağrıya eşlik eden ve kontrol edilmesi güç bulantı-kusma, ışık-ses-koku hassasiyeti nedeniyle olağan ev hayatlarını sürdürmekte zorlanıyorlar. Bu durum hastaların eşleri ya da partnerleri ve (varsa) çocuklarıyla yapacakları aktiviteleri zorlaştırıyor. Görevlerini yerine getiremeyen, ağrı tedavisi ve iyileşme için izole olma ihtiyacı duyan hastalar ciddi bir suçluluk duygusuyla baş etmek durumunda kalıyor" dedi.

        YAŞAM KALİTESİNİ YÜZDE 70 DÜŞÜRÜYOR

        Hastaların önemli bir kısmını mağdur eden uyku sorunlarının ise bu durumu daha da zor baş edilebilir hale getirdiğini aktaran Prof. Dr. Özge, "Enerjisi düşen, sıkça program iptaline giden hastalar yakın çevresinden sıkça tenkit almakta, bu durum genetik olarak toplum ortalamasından “çok daha hassas ve adil” olan hastalarımızın sıkıntısını katlayarak artırıyor. İş yaşamında ayın yarısından fazlasında yaşadıkları ve basit bir ağrı kesiciyle geçmeyen şiddetli baş ağrısına eşlik eden ve en az ağrı kadar zorlayıcı olan belirtiler nedeniyle günlük yapılması gereken işleri aksatan, atakları karanlık bir odada geçirme ihtiyacı duyan ancak sıklıkla da bu imkana sahip olamayan hastalar işten izin almak, hastaneye gitmek, acilde iğne/serum yaptırmak, eve gidip uyuyamadan ağrıyla kıvranmak sarmalında zorlanırken, çoğunlukla da amirleri ve iş arkadaşları tarafından destek görmek bir yana yoğun eleştiri ve ciddi mağduriyet yaşıyor. Hastalarımızın ortak görüşü kronik migrenin yaşam kalitelerini en az yüzde 70 oranında düşürüyor" diye konuştu.

        ARAŞTIRMA: MİGREN HASTALARI SAVUNMASIZ VE ÇARESİZ HİSSEDİYOR

        Prof. Dr. Özge, "Küresel Migren ve Ağrı Derneği olarak hastaların sesini duyurmak ve migren farkındalığını artırmak için yaptığımız çalışmadan en can alıcı bilgi, toplumda sıradan bir baş ağrısı olarak algılanan ve hatalı şekilde etiketlenen migren atakları sırasında hastaların hemen hepsinin tamamen savunmasız ve çaresiz hissettikleri gerçeğidir. Bu durumun ayın yarısından çok daha fazlasını migren ağrılarıyla geçiren kronik (müzmin) migren hastaları için ciddi sonuçları oluyor" dedi.

        KRONİK MİGREN EKONOMİ ÜZERİNDE CİDDİ BİR YÜK

        Kronik migren hastaların hayatını olumsuz etkilerken, ekonomi üzerinde de ciddi bir baskı oluşturuyor. Prof. Dr. Özge, kronik migrenin ekonomiye 3 şekilde yansıdığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

        "- Hastalar teşhis için farklı seçenekler araştırır. Bu durum sağlık sisteminin farklı alanlarda sıkça meşgul edilmesi, sıklıkla gereksiz tetkik istenmesi ve sıklıkla rasyonel olmayan tedaviler uygulanmasına yol açar ki bu harcamalar hem sağlık sistemi hem de bireyin kendisi için ciddi ekonomik yük oluşturur. Ayrıca bu viziteler ulaşım ve lojisitik başta olmak üzere pek çok ek maliyet getirir.

        - Hastalar ağrı nedeniyle sıkça izin almak zorunda kalır ki bu da iş gücü kaybı ve ekonomiye direkt kayıp olarak yansır.

        - Hastalar ataklar sırasında iş verimliliğini veya özel hayatlarında ağrı nedeniyle düşen yaşam kalitesi nedeniyle başta depresyon ve kaygı bozukluğu olmak üzere pek çok ek sağlık sorunuyla baş etmek durumunda kalırlar. Hem bu sağlık sorunlarına yönelik direkt ve dolaylı maliyetler, hem de hastaların 'bir ağrı kesici içip sorunu geçici olarak çözme' çabası uygunsuz ağrı kesici veya antidepresan kullanımı başta olmak üzere yoğun bir eşlikçi sorun çözümü (çözümsüzlüğü) sarmalına götürür ki bu da yaşları gereği çoğunluğu 'çalışan-üreten-toplum geleceğine yön veren insan' konumundaki migren hastaları üzerinden topluma ciddi bir yük getirir.

        BUGÜNKÜ MALİYETİ YAKLAŞIK 133 MİLYAR TL

        2019 yılında sonuçları paylaşılan "Türkiye Migren Raporu" araştırmasına göre, migrenin Türkiye'ye toplam maliyeti 2019 yılı rakamlarıyla yaklaşık 28 milyar TL idi ve bu rakamın güncel rakamlarla yaklaşık 133 milyar TL yıllık maliyete denk geldiği söylenebilir ki bu ülke ekonomisi için ürkütücü bir sonuç yaratmaktadır."

        Prof. Dr. Özge, "Migren en yaygın görülen beyin hastalığıdır. Kişilerin kendilerinin uydurduğu, bir ağrı kesici içip kontrol edebilecekleri bir durum değildir" diyerek, hasta yakınları ve iş verenlerin bunu anlamak ve kabullenmek için çaba göstermesi gerektiğini önerdi.

        Kronik migrenin, migrenin eşlik eden tıbbi sorunlar ve hastanın o güne dek yaşadığı olumsuz deneyimler nedeniyle en zor baş edilen migren türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özge, "Burada sadece ağrıya değil, eşlik eden sağlık sorunlarına da odaklanarak bütüncül bir yaklaşım sağlanmalı. Bu, ağrı kesicinin kötü kullanımı dahil pek çok sorunu önleyecek, tedavi başarısını artıracaktır" ifadelerini kullandı.

        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ