Gökhan Türkmen: ‘Bu noktaya nasıl geldiğimi kimse bilmiyor’

Güzel geçti, şarkılar hazır olduğu için kayıt dönemi 2 ay sürdü. 14 şarkılık bir albüm. ‘Öyle Güzel ki’ çıkış parçamız oldu. Klibimizi her zaman olduğu gibi Murat Joker çekti. Ara albümümü saymazsak ‘Sessizlik’ dördüncü stüdyo albümüm ve GTR şirketimizden çıkan ilk Gökhan Türkmen albümü.

Çoğu şarkıcı albüm yapmak yerine single çıkarmayı tercih ediliyor. Siz neden albüm yapmayı tercih ettiniz?

Başından beri insanları öyle alıştırdık. Ben şu ana kadar hiç single yapmadım. İnsanlar benim albümümü aldığı zaman uzun süre dinlemek istiyorlar. Tek bir single’la geçiştirmek istemedim.

Albüm yapmanın maddi anlamda bir yükü var, kendi şirketiniz olması biraz bu yükü hafifletiyor mu?

Hayır, aynı parayı harcıyorsunuz. Hatta tam tersine kendi şirketiniz olunca daha zor oluyor. Çünkü başka şirketle çalıştığınızda onlar sizin bazı şeylerinizi karşılıyorlar. Ben 2-3 ayda bir işe kalkışacağıma bir hikâyesi olan albüm yapmayı tercih ediyorum.

Sizin müzik şirketinizle çalışan kişilere nasıl destek oluyorsunuz?

Maddi anlamda destek verdiklerimiz var ama onun dışında sadece GTR çatısı altında olmak isteyip, her şeyini kendi yapan sanatçılarımız da var. Aslı Demirer’e, Mert Carim’e desteklerimiz oldu. Onun dışındakiler kendileri gelip bu çatı altında olmak istediklerini söylüyorlar. Yatırım denilen bir şey zaten aslında yok. Sanatçı için önemli olan motivasyon, bir göz, bir fikir olmak. Elimizden geldiği kadar onları vermeye çalışıyoruz.

‘SAKİN BİR YAPIM VAR’

Albümünüzün adının ‘Sessiz’ olmasının hikâyesi nedir?

Şarkı isimlerinden biri olsun istemedim. Son dönemde herkes derdini bağırıp çağırarak anlatmaya çalıştığı için, biz de herkesin derdini sessiz sakin anlatması dileğiyle koyduk.

Sizin de çok sakin bir tavrınız var. Hep böyle misiniz?

Evet hep böyleyim. Genel olarak sakinim.

Başladığınız günden bu yana müziğiniz değişti mi sizce?

Değişti tabii. Büyümekle alakalı bir durum bu. Yaşadığınız çevre, arkadaşlarınız, dinlediğiniz müzik, siz değişiyorsunuz. Mutlaka olacak bir şey. Müziğiniz değişiyorsa siz gelişiyorsunuz demektir. ‘Eski şarkıların daha iyiydi’ diyen insanların kendilerini geliştiremediklerini düşünüyorum. Çünkü mevzu değişiyor, dünya değişiyor. İlk albümümde 24 yaşındaydım şimdi 33 yaşındayım. Şarkılarım aynı olsaydı benim de aynı olmam gerekiyordu.

Yeni şarkınız için Youtube’da olumsuz yorumlar da mevcut. Bu yorumlar size nasıl hissettiriyor?

Haset olabilir, tipimi sevmiyor olabilir. Ya da tarzımı sevmiyordur. Neyle uğraştığımı, bu noktaya nasıl geldiğimi bilmedikleri için, çok kolay ve basit geldim zannediyor bazı insanlar. O yüzden kendi yapamayacağı şeyi benim yaptığımı görünce ister istemez bir kıskançlık doğuruyor. O da onun tecrübesizliği, beceriksizliği, hayat anlayışı ile alakalı bir şey. Benim onun hayat anlayışsızlığına saygım varken onun benim yaptığım emeğe saygısı yoksa onun sıkıntısı da bu oluyor.

Doğacak çocuğunuzun ultrason fotoğrafını albüm kapağı yapma fikri nasıl aklınıza geldi?

Sessiz adını koyduktan sonra aramızdaki en sessiz kişinin yeni doğacak çocuğum olduğunu düşündüm.

‘Klip hikâyelerim yaşanmış şeyler değil’

‘Öyle Güzel ki’ şarkınızın klibinde Emre Kınay da var. Emre Bey klibe nasıl dahil oldu?

Eskiden bir tanışmışlığımız var. Hikâyeyi yazanın kim olduğunu düşünürken aklımıza Emre Kınay geldi. Aradım, yeni oyunları nedeniyle çok yoğundu ama ona rağmen geldi. Sağolsun hem şarkılarımı, hem de beni sever. Keyifli, mutlu bir şekilde klibimizi çektik. Maddi bir karşılığı olmadan, manevi destek oldu bana.

Kliplerinizin hikâyelerinin sizin hayatınızdan kesitler olduğu iddia ediliyor. Öyle mi?

Hayır, klipteki hikâyeler benim gerçek hayatta yaşadığım şeyler değil. Sadece benim kendi fikirlerim oluyor.

Ebru AYAZ / HABERTÜRK MAGAZİN