Mehmet Ali Erbil: En çok onu özlüyorum
Kaçış sendromu hastalığıyla mücadele eden ve kemik iliğindeki değişim nedeniyle kök hücre tedavisi görmeye başlayan ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, babası Sadettin Erbil ile ilgili bir anısını anlattı. Erbil, "Hayal meyal hatırlıyorum, mahallemize sirk gelirdi. Babam rahmetli oraya götürürdü bizi. Hem böyle cambazlar olurdu hem de tiyatrocular ve oyuncular olurdu. O sirklere gitmek küçükken bizim en büyük zevkimizdi. Babam oraya götürürdü, en çok o onu hatırlıyorum ve özlüyorum" dedi
Televizyon ekranlarının yanı sıra tiyatro, sinema ve seslendirme çalışmalarıyla da hatırlanan ve rahatsızlığı nedeniyle uzun süre tedavi gören şovmen Mehmet Ali Erbil, ilk zamanlara göre büyük oranda iyileştiğini, bugünlere geldiği için mutlu olduğunu belirtti.
'Radyo Bir'deki 'Sinemanın Sesi'ne konuk olan Erbil, devlet konservatuvarında okurken radyo ile çocuk tiyatrosunda oynadığını, TRT'de yabancı dizilerin dublajlarını yapmaya başladığını ve orada kendini gösterme fırsatı bulduğunu ifade etti.
"İLK ŞOV PROGRAMI YAPAN KİŞİLER OLDUK"
İlk filminde 18 yaşındayken Ayhan Işık ile rol aldığını, Adile Naşit ile de aynı filmde oyunculuk yaptığın anlatan Erbil, "Sonra televizyonlar başladı. TRT'de Derya Baykal ile ilk şov programını yapan kişiler olduk, ikili olduk ve televizyonun siyah-beyaz döneminde eğlence programı yaptık, müzik programı yaptık" diye konuştu.
"SESLENDİRME BABA MESLEĞİM"
64 yaşındaki şovmen, Türkiye'deki seslendirme çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine, "Seslendirme tabii baba mesleği. Küçüklüğümden beri babam (Sadettin Erbil) işe giderken onun yanında giderdim. O karanlık odada seslendirme yapardı. O günlerden beri 'Bu iş nasıl yapılıyor?' diye hep merak duyardım. Daha sonra oradaki dublaj yönetmenleri küçük roller vererek, beni de alıştırmaya başladılar" ifadelerini kullandı.
"ESKİDEN PROVA YAPARDIK"
Seslendirmeleri her zaman severek yaptığını vurgulayan Erbil, sözlerine şöyle devam etti:
Eskiden TRT'de yaptığımız seslendirmelerde prova yapardık. Filmin senaryosunu alır 'Nerede duruyor, nerede hızlı konuşuyor, nerede yavaş konuşuyor?' diye işaretlerdik. Ondan sonra tabii profesyonelleşince hiç onlara gerek bile kalmadı. Direkt kayda girmeye başladık. Kayıttan kulağımıza gelen orijinal sesi, elimizdeki Türkçe senaryolarla seslendirirdik.
Mehmet Ali Erbil, dijital teknolojiler sayesinde dublaj kayıtlarının kolaylaştığını, "eşek" karakterini seslendirdiği Shrek'te tek başına stüdyoda konuşmaları okuduğunu, eskisi gibi aynı anda herkesin bir arada olması gerekmeden de seslendirmelerin yapılabildiğini kaydetti.
"EN ÇOK ONU ÖZLÜYORUM"
Babası Sadettin Erbil ile bir anısına da paylaşan Erbil, "Hayal meyal hatırlıyorum, mahallemize sirk gelirdi. Babam rahmetli oraya götürürdü bizi. Hem böyle cambazlar olurdu hem de tiyatrocular ve oyuncular olurdu. O sirklere gitmek küçükken bizim en büyük zevkimizdi. Babam oraya götürürdü, en çok o onu hatırlıyorum ve özlüyorum" şeklinde konuştu.
235 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDI
Mehmet Ali Erbil, 18 Ekim 2018'de evinin banyosunda düşmüştü. Kırılan kaburgaları akciğer zarını yırtarak iç kanamaya neden olmuş, mücadele ettiği 'kaçış sendromu' hastalığı da nüksedince durumu ağırlaşmıştı ve aylarca yoğun bakımda kalmıştı.
Ünlü şovmen, hastaneden çıktıktan sonra verdiği röportajda şu açıklamaları yapmıştı:
- Eşlerim, arkadaşlarımın dualarıyla bir tek gün başımdan ayrılmadı.
- Türkiye'nin dört bir yanından insanlar dua etmeye gelmişler.
- Kardeşime 'Eğer yürüyemeyeceksem fişimi çekin' dedim.
- İlk uyandığımda Muhsine'yi çağırmışım sonra Sezin hastaneye geldi.
- Arkadaşlarım gelirdi, İbrahim ile (Tatlıses) karşılıklı her geldiğinde ağlaşırdık.
- O vurulduğunda ilk ben gitmiştim hastaneye.
- Kendi doktorum bile kurtulma şansımın %5 olduğunu söylemiş.
- Biraz dinlenmek istiyorum. Sakallı bir film yapacağım, küçük bir rol sadece. O yüzden sakal bıraktım.
- Yoğun bakımdayken aldığım ilaçlar yüzünden kabuslar görüyordum.
- Gördüğüm kötü kabuslar yüzünden yoğun bakımda ellerimi bağladılar. Ben ellerimi çivilediler sanıyordum.
- Zaten duygusal bir yapım vardı hastalık sonrası daha da yoğunlaştım.
- En yakın arkadaşlarım İbrahim Tatlıses, Hülya Avşar, Seda Sayan ve Selçuk Yöntem hastane sürecimde hep yanımda oldu.
- Fizik tedavi sürecinde tembel davranıyorum.