MHP Lideri Bahçeli kader kurbanları için af istedi
MHP Lideri Bahçeli, Twitter'dan 'çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK'lılar, FETÖ'cüler hariç, kader kurbanlarını afla taltif etmeye yönelik' bir adım atılmasını istedi. Adalet Bakanlığı'nın denetimli serbestliğe sıcak baktığı belirtiliyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin af çıkışı, gündeme bomba gibi düştü. Bahçeli, Twitter hesabından şu mesajları paylaştı:
- Vatan hainlerinin, ülkücü katillerinin cumhurbaşkanı adayı olması bile demokrasi tarihimize, milli ruh ve ahlaka kategorik bir darbe olarak akıllara kazındı. FETÖ ve PKK faaldir! Öyle ki, tescilli ve sabıkalı PKK’lı Demirtaş’ın serbest kalması için yoğun bir kampanya söz konusudur.
- Peki, ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı?
- Peki, teröristler için methiye düzenler, PKK/FETÖ müdafaası yapanlar kader kurbanlarına ne diyecekler? Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK’lılar, FETÖ’cüler hariç olmak üzere, demir parmaklıkların gerisinde özgürlük düşü kuran, zindanda gün sayan, dama düşüp sevdiklerinin ve sevenlerinin hasretini çeken kader kurbanlarını afla taltif etmek niye akıllara gelmez? Bu kardeşlerimizi taş duvarların ardında çürümeye terk etmek ne kadar adil ve adaletlidir? PKK’lı alçaklar, FETÖ’cü caniler, vatan ve millet düşmanları demokrasi ve özgürlük adına sahiplenilirken, kaderlerinin kurbanı olmuş mağdurlarla ilgili lehlerinde hukuki ve ahlaki bir düzenleme yapılması, onların aydınlığa kavuşturulmaları tez elden sağlanmalıdır.
- Kader çizgimiz bellidir. Ancak kader mahkûmlarının talihini değiştirebilir, onların elinden tutabilir, zincirlerinden ve zindanlardan onları çekip çıkarabiliriz. Sabahlara kadar düşündük, sonunda söyledik, sabırla duruş gösterip sonuç itibarıyla dileğimizi paylaştık.
CHP’DEN ‘İHTİYATLI’ YAKLAŞIM: KONUŞULACAĞI YER MECLİS’TİR
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: “Bize göre, Türkiye’nin eğitim, dış politika, toplumsal barış, ekonomi ve demokrasi konusundaki 5 temel sorununu var. 5 temel sorundan biri olan toplumsal barışa katkı sunacak her şey konuşulabilir. Ancak bunların ve affın konuşulacağı yer Meclis’tir; Twitter değildir. Af, tam toplumsal mutabakatla çıkarılması gereken bir konu. Anketlere göre oylarının çoğunu kaybetmiş, tükenmekte olan bir liderin sarıldığı can simidi olamaz. Meclis’i kapatmaya çalışıp daha sonra Twitter’dan tartışma açmak yerine, TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partilerle konuşarak, samimiyetle af konusu tartışılmalı. Yoksa böyle bir yaklaşım samimiyetsiz oy avcılığını düşündürür.”
165 BİN KİŞİYİ KAPSAYABİLİR
Bahçeli’nin af çıkışı geniş yankı uyandırdı. Gazete Habertürk'ten Fevzi Çakır'ınyargı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, cezaevlerinde halen 245 bin mahkûm bulunuyor. Bunların 50 bini terör (35 bini FETÖ), 5 bini cinsel saldırı, 25 bini “adam öldürme” suçundan cezaevinde. Bahçeli’nin önerisine göre, bu 3 suç grubundan cezaevinde olan 80 bin mahkûm olası bir düzenlemeden yararlanamayacak. Hırsızlık, dolandırıcılık, yaralama, uyuşturucu madde ticareti, cinayet gibi adli suçlardan ise 165 bin kişi cezaevinde bulunuyor. MHP Lideri’nin önerdiği gibi bir af çıkması durumda, 165 bin tutuklu ve hükümlü bu uygulamadan yararlanacak. Cezaevlerinde hırsızlıktan 40 bin, dolandırıcılıktan 24 bin, uyuşturucudan 55 bin, yaralamadan 22 bin, diğer suçlardan 24 bin mahkûm bulunuyor.
Daha önce cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için sınırlı infaz düzenlemelerine imza atan Adalet Bakanlığı’nın “af” değil ancak yeni bir denetimli serbestlik düzenlemesine sıcak baktığı belirtiliyor. Ağustos 2016’da yapılan düzenleme ile 1 Temmuz 2016’ya kadar işlenen suçlarda denetimli serbestlik süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarıldı, süreli hapis cezaları için öngörülen koşullu salıverme oranı üçte ikiden yarıya indirildi. Eski düzenlemeye göre, 6 yıl hapis cezasına mahkûm olmuş bir hükümlü, cezasının üçte ikisine denk gelen 4 yıl süre ile cezaevinde kalıyordu. Bu hükümlü, cezasının infazının tamamlanmasına 1 yıl kala yani 3 yıl cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlikten yararlanarak serbest kalabiliyordu. Bu düzenlemeyle 6 yıl hapse mahkûm olmuş hükümlünün koşullu salıverme oranı 3 yıla indi. Denetimli serbestlik süresi 1 yıldan 2 yıla çıkarıldığı için bu hükümlüye 1 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye yolu açıldı. Bu sayede 38 bin kişi cezaevlerinden erken tahliye oldu. 1 Temmuz 2016’ya yakın tarihe alınması ile binlerce mahkûma erken tahliye yolu açılacak.
RAHŞAN AFFI
Kamuoyunda “Rahşan affı” olarak bilinen “Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası” olan genel af, 22 Aralık 2000 tarihinde çıktı. Merhum Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’in önerisiyle çıkarılan yasa ile 23 bin hükümlü aftan yararlanarak salıverildi. “Kader mahkûmları” için çıkarılması istenen yasanın kapsamının genişletilmesiyle salıverilenlerin sayısı 45 bini buldu. Ancak cezaevlerinin nüfusu 3 yıl gibi kısa bir sürenin ardından yeniden 64 binlere ulaştı. Rahşan Ecevit, önerdiği af için “Ben affı garibanlar için istedim, katiller yararlandı” demişti.
‘EŞİTLİĞE AYKIRI BULUNABİLİR’
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Af çıkabilir. Bu, Meclis’in 5’te 3’ünün desteği ile mümkün olabilir. Klasik af değil de ‘Rahşan affı’ veya denetimli serbestlik gibi cezanın ertelenmesi ya da dışarıda çektirilmesi tercih edilecekse bu Meclis’in basit çoğunluğu ve hatta OHAL kararnamesiyle de mümkündür. Rahşan affı gibi bir af mümkün olursa cezanın bir miktarı indirilir, gerisi koşullu salıverilmede dışarıda çektirilebilir. Örneğin 10 yıl hapis cezası alan bir kişiye koşullu salıverilme uygulandığında cezasının yarısı gidecek. Geri kalan 5 yılını da denetimli serbestlik kapsamında dışarıda çekecek. Bu usul cezaya göre belirlenirse o ceza sınırına giren herkes yararlanır. Bu iş OHAL’de KHK ile yapılırsa Anayasa Mahkemesi müdahale edemez. Çünkü AYM, OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ları incelemeyeceğini söyledi. Ancak Meclis çıkarırsa birbirine benzeyen suçlar yönünden Anayasa Mahkemesi eşitliğe aykırı bulabilir.”