Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Onun işi masal anlatmak

        Didem Köktaş son 4 yıldır Türkiye’yi şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy geziyor, sanat merkezlerinde, üniversitelerde, okullarda, oyun evlerinde, kitapçılarda, kafelerde, hastanelerde, yoga-şifa merkezlerinde yetişkinlere ve çocuklara umutla masallar, hikayeler anlatıyor. Masalların şifa verdiğine inanan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Didem Köktaş, neden masal anlatmayı tercih ettiğini, masalları nereden öğrendiğini ve masal anlatırken neler hissettiğini Habertürk’e anlattı. ‘Masal Perisi’ lakaplı Köktaş, 32. Uluslararası İzmir Festivali kapmasında dün Kemeraltı’ndaki etkinlikte masal anlattı. HT Egeli'den Mehmet İnmez'in haberi...

        Sizi tanıyabilir miyiz?

        REKLAM

        Hikâye ve masal anlatıcısı, eğitmenim. Uludağ Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı, Yücel Balku Yazın Atölyesi’nde öykü ve yazım dersleri, Marmara Üniversitesi’nde eğiticinin eğitimi, Çağdaş Drama Derneği’nde Yaratıcı Drama eğitimleri aldım. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Anadolu Masalları ve Arketipler konusunda yüksek lisans yapıyorum. Çağdaş Masal Anlatıcısı Jean Porcherot idolüm. Çok disiplinli bir hikaye anlatma yöntemi olan En Chant’ın yaratıcısı Judith Liberman’dan, Hikaye Anlatıcısı ve Tiyatro Pedagogu Nazlı Çevik’ten, eğitimde ve sanatta hikaye ve masal anlatıcılığı; İranlı sanatçı Sanaz Taj’dan Konsantrasyon ve hayal gücü, psikolojik jest ve imgeleme, ses, nefes, oyunculuk, Nar Kendin Ol Gelişim Atölyesi’nden yaşam koçluğu, NLP, öğrenci koçluğu eğitimi aldım. Okullarda ve eğitim kurumlarında sanatsal anlatım eğitimleri veriyorum. Çocuklar ve yetişkinler için Masal Atölyeleri, Yaratıcı Yazma Atölyeleri, Haiku Atölyeleri düzenliyorum. Üniversiteler, sanat merkezleri, hastaneler ve müzelerde yetişkinlere ve çocuklara umutla dolu masallar, hikayeler anlatıyor; masalların şifa verdiğine inanıyorum.

        Masal anlatma fikri nasıl doğdu?

        Babaannem başta olmak üzere ailemdeki yaşlı kadınların bana anlattıkları masallar ve hikayelerle büyüdüm. Böylece zengin bir hayal dünyası ve dilin şiirsel kullanımı ile tanıştım. Hayatım boyunca hikayeler yazdım, masallar anlattım. Edebiyat Fakültesi’ne gittim, masallarla ilgili çalışmalarım devam etti sonra 2011’de Masal Anlatıcısı Jean Porcherot ile tanıştım. Anlatıcılığa başlamam da Jean Porcherot’un büyük etkisi oldu. Dinlemeyi, okumayı, anlatmayı sevdim. Duyguları anlamaya, hayatın hakikatlerini algılamaya gönül verdim. Bu yol kendiliğinden çizildi.

        Didem Köktaş, “Çocuklara masal anlatırken çember oluyoruz, şarkılar söylüyor, oyunlar oynuyoruz” dedi.

        Masal anlatıcısı ne demek, nerelerde masal anlatıyorsunuz?

        Masal anlatıcısı; masalı temalarla zenginleştiren, olayları birbirine, kendisine has üslubuyla anlatıp dolgunlaştıran, motifler ve anadilin kıvraklığını, inceliğini gösteren, masaldaki karakterlere ruh katan, masalları kendi biçimiyle boyayarak kuşaktan kuşağa taşıyan sanatçıdır. Sanat merkezleri, müzeler, üniversiteler, okullar, hastaneler...

        REKLAM

        Size çocukların taktığı lakap var mı?

        Türkiye, Lübnan, Almanya, Saraybosna’da... Sayamayacağım kadar çok yetişkin ve çocuğa masal anlattım. Atölye çalışmalarında ‘Masal Öğretmenim’ diyorlar, ben bu hitabı çok seviyorum. ‘Masal Perisi’ diyenler de oluyor.

        Hasta çocuklara ve Suriyeli çocuklara da masal anlatıyorsunuz. Onlara en çok ne tür masallar anlatıyorsunuz?

        Masallar umut verir, hayatta başımıza ne gelirse gelsin içimizdeki bene güvenme duygusunu hissettirir. Bu yüzden onları umutlandıran, neşelendiren masallar anlatmayı seviyorum.

        Masalları gezerek mi dinliyorsunuz, dinlediğiniz hikayeleri derliyor musunuz?

        Anlatıcılıktan önce iyi bir dinleyici olmayı öğrenmişim. Kendimi bildim bileli hikayelerin peşindeyim. Hikaye her an, her yerde. Türkiye’nin pek çok şehrine yetişkinlere ve çocuklara masal anlatmak için gidiyorum. Yolda tanıdığım herkesin, yolun, yolculuğun bir masalı var. Heyecanla dinliyorum onları.

        REKLAM

        Didem Köktaş, masallarını müzikle harmanlıyor.

        DEĞİŞİM HALİNDEKİ EVRENDE YOLCUYUZ

        Herkes kendi masalını yaşamaya geldi dünyaya. Her an her şeyin değişim halinde olduğu bir evrende yolcuyuz. Hikayelerimizin kahramanları bizleriz. Bu yüzden bazen durmalı bazen harekete geçmeli bazen sadece şefkatle sarılmalıyız sorulara, hayatımızdaki tıkanmalara. Masallar, kadim rehberlerdir. Masallarla yalnız olmadığımızı hissederiz; kabul etmeyi, hayatın akışına güvenmeyi öğreniriz.

        Yolculuğumuz sırasında bizim için değerli olan bilgileri unuttuğumuz, mitolojik geçmişimizle bağımızı kopardığımız zaman bir tıkanma yaşarız. Birçok şamanik toplumda, Şaman’a, umutsuzluk, ruhsuzluk, moralsizlik veya depresyon şikayetiyle geldiğinizde şu 4 soruyu sorar: Dans etmeyi ne zaman bıraktın? Şarkı söylemeyi ne zaman bıraktın? Sessizliğin tatlı topraklarında huzur aramayı ne zaman bıraktın? Masal dinlemeyi ne zaman bıraktın? Biz dans etmeyi, şarkı söylemeyi, sessizlikte huzur aramayı veya hikayelerden büyülenmeyi bıraktığımızda ruhumuzun bir parçasını kaybettiğimiz bir deneyim yaşamışız demektir. Dans etme, şarkı söyleme, sessizlik ve hikaye anlatma 4 evrensel şifa merhemidir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ