Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yılın ikinci Enflasyon Raporunu açıklayan Merkez Bankası 2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan artırarak yüzde 38’e çıkardı.

TCMB Başkanı Fatih Karahan 21 Mart’ta yaptıkları faiz artırımı sonrasında swap hariç net rezervlerin toplam 34 milyar dolar arttığını açıkladı.

Enflasyon Raporunda ise büyük montanlı mevduatlara bankaların verdiği faizin küçük montanlı mevduatların yüzde 13’üne kadar çıktığına işaret edilerek bankalara uyarı niteliğinde bir tespit yapıldı. Denildi ki; sayıca daha fazla düşük montanlı mevduat sahibini bankada birikimlerini tutması için ikna etmek operasyonel yük getirse de likidite riskini azaltması açısından düşük montanlı mevduat sahibi sayısının artması bankalar için önem taşımaktadır.

“ENDİŞE SEKTÖRÜNDEYİZ”

➔Ankara’da bankanın merkezinde yapılan toplantıya yıllar sonra yeniden katıldım. Başkan’ın konuşması önemli, ilgi yüksek, sorular fazlaydı. Başkan toplantıda değişikliğe giderek çok soru alıp yanıtlama yerine herkesten tek soru aldı ve tek tek yanıtladı.

➔Önceki toplantıda “oksimoron” sözüyle gündeme gelen Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın şimdi de kısa konuşmasında söylediği “endişe sektöründeyiz” deyimine Başkan Fatih Karahan şöyle açıklık getirdi:

➔ “Eski bir merkez bankacının çok sevdiğim bir lafı var. ‘Merkez bankasının görevi endişe duymaktır diye. Enflasyonun yüksek olduğu seviyelerde her zaman ihtiyatlı duruş önemlidir.

➔Biz yukarı yönleri daha çok önem veriyoruz. Politika duruşumuzu değerlendirirken, iletişimimizi kurarken her zaman ihtiyatı ön plana çıkarmayı daha doğru buluyoruz. Endişe sektörü sözü ihtiyatlı duruşu içeriyor.

KARAHAN NE DEDİ?

➔Konuşmasında önemli bilgiler aktaran Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın özetle şu açıklamalarda bulundu:

➔ “Mart ayında attığımız adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Bu durumun etkisini krediler üzerinde görmekteyiz.

➔Önümüzdeki dönemde bunun talebi zayıflatacağını, fiyatlama davranışlarına olumlu yansıyacağını ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini öngörüyoruz. Bu süreçte, maliye politikalarının katkısı ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların eşgüdüm halinde belirlenecek olması, dezenflasyon sürecini destekleyecektir.

➔Mart ayındaki faiz artışı ve makroihtiyati düzenlemeler sonrasında, ticari kredi faizi yaklaşık 14 puan, tüketici kredisi faizi 18 puan ve mevduat faizi 15 puan artmıştır. Kredi faizlerinin geldiği seviye, kredi büyümesinin yavaşlamasına ve iç talebin dengelenmesine katkı verecektir.

➔Türk lirası mevduat faizlerinin seviyesi ise sistemde TL mevduat payı artışını desteklemektedir. Nitekim son veriler, yabancı para mevduattan Türk lirası mevduata geçişin hızlandığına işaret etmektedir.

➔Jeopolitik risklerin yükseldiği ve küresel risk iştahının azaldığı nisan ayında, gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışları gözlenirken Türkiye’ye giriş gerçekleşmiştir.

➔Nitekim, 22 Mart – 26 Nisan döneminde, yabancı para cinsi mevduat 7 milyar dolar gerilerken rezerv yönetimi kapsamında, TCMB taraflı swap bakiyesi önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu dönemde, brüt rezervler yatay seyrederken, swap hariç net rezerv 16,4 milyar dolar iyileşmiştir.

Swap hariç net rezervlere bugün itibarıyla baktığımızda ise son iki haftada 18 milyar dolarlık bir ek iyileşme görmekteyiz. Böylece, ilgili dönemde swap hariç net rezervler toplam 34 milyar dolar artmıştır.

➔Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz.

➔Haziran’dan itibaren yaşayacağımız dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.”

BÜYÜKLERE YÜKSEK, KÜÇÜKLERE DÜŞÜK FAİZ

➔Enflasyon Raporu’nda yer alan bir kutu ise Merkez Bankası’nın her hafta açıkladığı mevduat faizi ortalamaları ile bankalarda karşılaşılan faizin arasındaki önemli farkı açıkladı. Yüzde 13’e kadar çıkan faiz farkı büyük montanlı mevduatlara daha yüksek faiz verilmesinden kaynaklanıyor.

“Yüksek ve Düşük Montanlı Mevduata Uygulanan Faiz Farkı ve Nedenleri” başlıklı kutuda şu bilgiler yer aldı:

➔ “TL mevduat büyüklüğü, bankalarca mevduat için teklif edilen faiz oranının belirlenmesinde önemli bir faktör olmaktadır. 100 bin TL altı tutara sahip mevduat düşük montanlı ve 1 milyon TL üzeri mevduat yüksek montanlı olarak gruplandırılarak iki grubun mevduat faizleri incelendiğinde, düşük montanlı mevduata son 10 yıllık dönemde yüksek montanlı mevduata kıyasla bankalarca daha düşük faiz verildiği görülmektedir.

➔Yüksek montanlı mevduat sahibinin bankadan mevduatını çekmesi durumunda bankanın likidite rasyoları düşük montanlı mevduatın çekilmesine kıyasla daha fazla etkileneceği için, bu mudilerin bankalar karşısındaki pazarlık gücü daha yüksektir.

➔Ayrıca, yüksek montanlı mevduat sahibinin finansal okur yazarlığı ve mevduata alternatif yatırım araçlarına yönelme ihtimali daha yüksek olduğu için, mevduat faiz esnekliğinin de daha fazla olduğu değerlendirilmektedir.

➔Yüksek ve düşük montanlı mevduat sahiplerinin nominal faizleri arasındaki farkın dönemsel olarak değiştiği görülmektedir. 2014-2022 yılları arasında düşük ve yüksek montanlı mevduat faizleri arasındaki fark 3,7 yüzde puan iken sonraki dönemde bu fark 10,7 yüzde puana yükselmiştir.

BANKALARA UYARI

➔2022 yılı sonrasında enflasyon beklentilerindeki artış da iki grubun nominal faiz farklarının yükselmesinde etkili olmaktadır.

➔Yüksek ve düşük montanlı mevduat faizlerinin 12 aylık enflasyon beklentilerine göre reelleştirilmiş farkı 2014-2022 yıllarında ortalama 3,3 yüzde puan iken 2023-2024 yılları arasında bu fark 7,8 yüzde puan ile daha yüksek olmaya devam etmektedir.

➔Sayıca daha fazla düşük montanlı mevduat sahibini bankada birikimlerini tutması için ikna etmek operasyonel yük getirse de likidite riskini azaltması açısından düşük montanlı mevduat sahibi sayısının artması bankalar için önem taşımaktadır.

➔Bu nedenle, mudinin pazarlık gücünün görece daha yüksek olduğu yüksek montanlı mevduat grubuna kıyasla operasyonel yüküne rağmen likidite elde etmek ve likiditesindeki olası oynaklıkları azaltmak amacıyla dönemsel olarak bankaların düşük montanlı mevduat grubuna yönelebileceği ve bu gruba da yüksek montanlı gruba benzer faizler önerebileceği değerlendirilmektedir.”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar