Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Benden başka herkesin akademisyen olduğu, tamamı Alman ekolünden sosyal bilimci ve artı bir ekonomistli grupta fikrimi söyledim; Amerikalı yazarlar, e-kitap formatındaki telifli eserleri yapay zeka dil modellerinin eğitiminde kullanıldığı için şirketler aleyhinde davalar açıyor, toplu şikayet mektupları yazıyor. Eh bizler de yazıp çiziyor, telif sahibi yabancı yazarların roman, deneme, araştırma kitaplarını Türkçeye çeviriyoruz, dünyadaki milyonlarca muadilimizle birlikte hiç mi şikayet hakkımız yok? Neticede, dijital alemde birikmiş yazılı kaynak sayesinde yapılıyor makine eğitimi, gizlice. Neden bizim de telif hakkımız olmasın!

Gruptaki iki kişi adet yerini bulsun diye onayladı, ancak ortam müsait değildi. Jürgen Habermas’ın göçmenlere ilişkin anayasal yurtseverlik savının ne kadar sorunlu olduğu, Nazizm bağlamında Dietrich Bonhoeffer’in kötülüğün temelinde aptallığı bulmasına karşın, Hannah Arendt’in kötülüğün kaynağına dair ne kadar farklı bir tez ileri sürdüğü gibi konular üzerinde tartışma döndüğü için, telif sorununu pek ırgalayan olmadı. Ben de işi şakaya vurdum - OpenAI’de yapay zeka sahici zekaların beynini yaktı, Sam Altman’ı önce yönetim kuruluna bilgi vermeden iş yürütüyor diye kovdular, sonra Microsoft dahil yatırımcı ve çalışanlar rest çekince mecburen yeniden CEO olarak geri aldılar, o yönetim kurulu da şutlandı - şeklinde.

191 BİN E-KİTAP ARPALIK

Tabii, yaratıcı (generative) yapay zekayı besleyecek kadar yetkin, dolgun ve sansasyonel eserler vermiyor olabiliriz. AI eğitiminin bir kısmı Wikipedia’dan ve diğer çevrimiçi yazılardan geliyor. Ancak yüksek nitelikli yaratıcı yapay zeka, internette misliyle dolaşan malumattan daha üstün nitelikli malzemeye ihtiyaç duyuyor ki, o da kitaplarda bulunabiliyor. OpenAI’nin GPT-4 dil modeli gibi algoritmalar örnek metinlerde bulduğu cümle kalıplarını taklit ederek metni oluşturuyor.

The Atlantic dergisine göre yaklaşık 191 bin e-kitap yaratıcı AI sistemlerinin eğitiminde kullanılıyor. Eserleri korsan dalışa maruz kalan yazarlar arasında Margaret Atwood, Stephen King, James Patterson, Sarah Silverman, Zadie Smith ve iş dünyası üzerine yazan William D. Cohan dahil yüksek profilli figürler var.

Meta ve OpenAI gibi şirketlerin eğitim sürecini gizli tutması yazarları alarma geçirdi. İlk davalar California’da açıldı.

Bestseller yazarı Cohan, Washington Post’taki makalesinde şirketlere çatıyor: “The Atlantic’in yayınladığı, eğitimde kullanılan e-kitap veri tabanına girdim, benim de yedi kitabımdan dördü Books3 adlı veri setinde yer alıyor, vay canına. Benden veya yayıncılarımdan izin almadıkları gibi danışma gereği bile duymadılar. Fikri mülkiyet hakkım için ödeme yapmadan kitapların içeriğini bedavadan çekip çıkarıyorlar. Üstelik Books3, bu amaçla kullanılan korsan koleksiyonlardan sadece biri. Kitaplarımız zengin şirketlere bedava yem değil, telifli materyaldir. Bir kitabı yayınlamak çok çok uzun süre ciddi araştırma, yaratıcılık kaygısıyla ağır çalışma gerektirir ve yazarların pek azı profesyonel sporcular, Hollywood yıldızları ve Wall Street yatırım bankacıları kadar para kazanır. Bizim fikri mülkiyetimizi çalmak, canımızı yakar… ”

Cohan, listeden başka yazar isimleri de veriyor; başkanlık tarihi üzerine uzman Michael Beschloss’un dört kitabına sızılmış, “Big Short” ve “Blind Side” gibi filmi de çekilen sükseli kitapların araştırmacı yazarı Michael Lewis’in on kadar kitabı AI ekosistemi tarafından bir güzel sindirilmiş. Daha binlerce örnek var, saymakla bitmez.

Verilere sızan teknoloji şirketlerinin nasıl değer kazandığını da sayıp döküyor Cohan; geçen ocak ayında OpenAI’ye 10 milyar dolarlık yatırımda bulunan Microsoft, şirketin değerini 29 milyar dolara çıkarıyor ve bu üçüncü yatırımıyla birlikte şimdi şirketin yüzde 49’una sahip. Microsoft’un değeri ise geçen yıla göre yüzde 33 artarak 2.3 trilyon dolara çıkıyor. OpenAI de dokuz ay içinde değerini üçe katlayarak 90 milyar dolara çıkarıyor.

Google yapay zeka programı Bard’ı kullanıma açtıktan sonra ana şirket Alphabet’in hisseleri yüzde 50 artarak 1.7 trilyon dolara yükseldi. Meta’nın piyasa değeri ise yüzde 145 artışla 784 milyar dolara çıktı. Cohan’a göre birkaç yazarın bir araya gelerek Mark Zuckerberg ve Meta aleyhinde dava açması sonuç vermez; yayınevleriyle medya patronlarının, Washington Post’un sahibi Jeff Bezos gibi milyarderlerin de bu mücadeleye katılması gerekiyor. Hatta toplam piyasa değerleri trilyon dolarları bulan şirketlerin fikri sermayeyi çalmasını önlemek için yasama düzleminde Kongre’nin de harekete geçmesi gerekiyor.

DERDİNİ YARGIYA ANLATABİLMEK

Hollywood’da yapay zekanın yazarlık potansiyeline karşı ve daha yüksek ücret talebiyle, oyuncuların da katkısıyla ayaklanan senaristler şimdilik mücadelen galip çıktı ve grev sona erdi. Yazarların mücadelesi ise yeni başladı.

Çok satan yazarlar Richard Kadrey, Sarah Silverman ve Christopher Golden California federal mahkemesinde Meta ve OpenAI aleyhinde toplu dava açtılar. Şirketlerin, dil modellerinin eğitiminde anlamlı metinler oluşturacak şekilde eserlerini kopyalamasına yasak getirilmesini ve zararlarının tazmin edilmesini istediler.

Türkçe çevirisi bulunan Kavalier ve Clay’in Akıl Almaz Maceraları kitabıyla Pulitzer Ödülü kazanan Michael Chabon da benzer iddialarla Meta’yı mahkemeye verdi. Oyuncu komedyen ve yazar Silverman Hollywood grevinde de aktif rol almıştı (altta), ancak Kadrey ve Golden’la birlikte açtıkları toplu davada iddialarının tamamı konusunda hakimi ikna edemediler.

Bölge yargıcı Vince Chhabria ön duruşmada davanın bir kısmıyla ilgili, Meta’nın ret yönündeki talebini kabul etti ama, şimdilik. Hakim, davacı yazarların iddialarında değişikliğe giderek yeniden başvurabileceklerini bildirdi. Yargıç, dil modelinin eserlerin kopyası olduğu ve benzerlik taşıdığı tezini ise anlayamadığını şöyle ifade etti: “Yapay zekayla arama yaptığım zaman Sarah Silverman’a ait kitabın kopyasını, hatta kitaptan alıntı sormayacağım ki. Dil modelinin bizzat telifli materyalden üretilmiş bir ihlal olduğu teoriniz çok saçma, bunu anlamaya çalışırsam beynim patlar…”

Yine California’da ressam ve illüstratörlerin ihlal davalarında da bazı ret kararları çıktı. Metinden görüntü oluşturan yapay zeka programları Midjourney ve DeviantArt aleyhindeki davada hakim yapay zeka ürünü olan görsellerin, sanatçıların eserleriyle benzerlik taşımadığına hükmetti. Ancak ressamlar, metinden görüntüye teknolojisi telifli eserler üzerinden eğitildiği için bu konuda şikayette bulunabilecekler.

EN COOL YAZAR STEPHEN KING

Geçen temmuz ayında ABD’de yaklaşık sekiz bin yazar, eserlerini izin almadan kullanan yapay zeka şirketlerinin tazminat ödemesi talebiyle bir açık mektup yayınladı. Mektup, Sam Altman (OpenAI), Mark Zuckerberg (Meta), Sundar Pichai (Alphabet) ve diğer teknoloji şirketi yöneticilerine de gönderildi.

“Telif hakkıyla korunan milyonlarca kitap, makale, deneme ve şiir, yapay zeka sistemlerinin ‘gıdası’ olarak, hesabı ödenmeyen sonsuz yemek sağlıyor” dedi yazarlar. Bu arada sesli kitap seslendirme sanatçıları da seslerinin yapay zeka tarafından klonlanabileceği kaygısını dile getirdiler.

Bütün bu mücadele ortamında soğukkanlılığını koruyan tek bir yazar var, o da Stephen King. Temel düşüncesi, teknolojik gelişmenin önlenemeyeceği şeklinde. The Atlantic’te yayınlanan makalesinde King, yapay zekanın potansiyeline dair henüz bir gerginlik hissetmediğini ve kitaplarının program eğitiminde kullanılmasına karşı olmadığını yazıyor; “Hikayelerimin bilgisayarlara öğretilmesine yasak getirmek ister miydim? Bu elimden gelse bile yapmazdım. İyi yazmak isteyen insan yazarların da okuyucu olmaları gerekir. Farklı yazarların çalışmalarını gelişmiş teknoloji ürünü dijital mikserlere yüklemek yapay zekaya daha iyi sanatın nasıl üretileceğini öğretebilir” diye bağlıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar