Çağla Şıkel bir ay önce gerek kendisinin gerekse büyük oğlu Kuzey'in soğuk korkusu olduğunu belirtip "Zihnimdeki kalıpları yıkmak için" deyip buz dolu fıçının içine girdi ve; "O benden cesaret aldı, ben de ondan… Seninle böyle bir deneyimi yaşamak inanılmazdı. İyi ki benimleydin oğlum, teşekkür ederim. İkimiz de soğuktan nefret ediyoruz. İkimiz de üşümeyi hiç sevmiyoruz, soğuk suda yüzmeyi, soğuk duş almayı da öyle" diyerek tüm bu deneyimlerini sosyal medya hesabından paylaştı.
Ve tabii beraberinde de tartışmalar başladı.
Malumunuz bizim insanımız bilmeden, deneyimlemeden, araştırmadan, öğrenmeden, anlamadan eleştirmeye bayılır. Buz dolu fıçı sonrası da yine mevzuyu çok araştırmadan anlamadan, tartışmalar başladı. Hadi buz dolu fıçıyı geç doktorlar zaten her duştan sonra "Bir dakika soğuk suyun altında durun" diyor. Yani soğuk suyun faydaları, bilinen bir gerçek. Dünya starları da, futbolcular da bu yöntemi sık sık uyguluyor. Dua Lipa da 28'inci yaş gününü buz dolu bir fıçıda kutladı. Yani Allah aşkına ne gibi büyük zararları olabilir? Abartmadığın sürece bir zararı olmaz yararından başka gibi geliyor bana. Ama yok bazıları "Zararlı da zararlı" diye diye bir hal oldu.
Ben de iki gün önce (Cumartesi) kendimi Alaçatı'da bir anda buz dolu fıçının içinde buluverdim. Aslında girmeyi hiç düşünmüyordum. Tamam Çağla Şıkel'i izledim, düşündüm, bu konuyla ilgili daha önce de çok şey izlemiş ve okumuştum. Duştan sonra soğuk su tutarım mutlaka kendime. Ama öyle bir iki dakika değil. Olimpos'ta buz gibi Kleopatra suyuna da girdim falan filan ama buz dolu fıçının içinde olma gibi bir düşüncem yoktu.
Önce Murat Filcan "Hadi Esin" dedi sonra bu işi başımıza saran Çağla Şıkel, "Esin bak çok iyi hissedeceksin ben de senin yanında olacağım güven" dedi ben de daldım buz dolu fıçının içine.
Amacım şu eleştirilere bir nebze olsa yanıt bulmak.
Ve orada bulunduğum zaman içinde ve sonrasında hissettiklerimi anlatmak.
Tabii fıçıya girmeden önce yoga, pilates, fonksiyonel hareket öğretmeni Pelin Gümüş önderliğinde bir nefes çalışması yaptık. Biraz egzersiz ve soğuk duş sonrasında 4 derece soğuk buz dolu fıçının içinde 2,5 dakika kaldım.
Öncesinde mini bir nefes çalışması yapmak şart onu söyleyeyim. Çünkü o nefes çalışması yapmadan, nefesi kontrol etmeden o fıçının içinde kalmanın bir anlamı yok onu söyleyeyim.
2,5 dakika içinde ve sonrasında şunu anladım ki;
-Tamamen konsantre işi.
-Konsantre olman şart.
-Nefesini çok iyi kontrol etmen şart.
-Nefesi kontrol etmeden yaparsan hemen çıkmak istiyorsun. Ki zaten oradaki amacı anlamıyorsun.
-Nefes egzersizinde öğrendiğin gibi yapmadan o fıçıya dalıyorsan keyif alamıyorsun. Anlamıyorsun yani hemen çıkmak istiyorsun.
-Çıktıktan sonra "Ben ikincisinde daha iyi girerim. Direkt fıçının içine dalar dört dakika bile kalırım" diyorsun.
-Kesinlikle ilk deneyimde anlamıyorsun ama ikinci deneyimde işi çözüyorsun.
Ve fıçıdan çıktıktan sonra direk şunu anladım ki, önce kafanın içindeki buz kalıplarını kırman gerek. Yoksa geçmiş olsun. Hiçbir şeye vakıf olup başarı sağlayamazsın. Beynin içinde buz kalıplarını kıramıyorsan hiçbir konuyu anlamaz, anlatamaz, bağ kuramazsın. Nefesini kontrole edemezsen zihnini kontrol edemez buz kalıbının içinde de öylece "Vücudum yanıyor şu an", "Vücudum kesildi", "Yok hareket edemiyorum" tadında buz dolu fıçının içine sıkışır kalırsın.
Yani amaç kafanın içindeki problemleri çözmek. Çözmeden de hiçbir problemi çözemezsin. Nokta...
Fıçının içinde ve çıktıktan sonra bunu çok net daha anladım. Sen zihnini yönetirsen gerek buz fıçısı, gerek uçurumun dibi. Hepsi bir...
Fakat lakin bunlarla da yetinmedim sizler için sordum soruşturdum işin uzmanı Pelin Gümüş'e. Buyurun buz dolu fıçıya neden giriliyor.
-Pelinciğim buz dolu fıçının içine girmenin faydaları nedir?
Saymakla bitmez aslında ama en büyük faydası sinir sistemini güçlendirmesi, uyku kalitesini arttırması, daha az yorgunluk yaşanmasını sağlanması ve aynı zamanda vücudunuzdaki kan akışınızı ve lenfatik sistemdeki dolaşımınızı düzenlemenize yardımcı oluyor. Araştırmalar, soğuğa akut maruz kalmanın vagus sinirini uyardığını gösteriyor. Vagus sinirini uyararak vücudunuza rahatlama ve stresten kurtulma zamanının geldiğini söylersiniz. Soğuktan kaynaklanan stres tepkisi vücut sıcaklığınızı normale düşürür ve iyi hissetme hormonu olan norepinefrin salınımını harekete geçirir. Enerjinizi arttırmak, stresle başa çıkma, ruh sağlığınızı iyileştirmek, enflamasyonu kontrol etmek, bağışıklık sisteminizin güçlendirilmesi, dayanıklılığın ve iyileşmenin iyileştirilmesi, yaratıcılığınızın kilidini açmak. Depresyon ve anksiyesitesi olanlarda iyileşme oranları inanılmaz artırıyor. Aynı zamanda iltihabi azaltır. Kan dolaşımını hızlandırır. Vücudun kendini iyileştirme hızı hızlanır. Vücuttan toksin atılmasını iyileştirir. Cildi sıkılaştırır. Ödemi azaltır. Bağışıklığı güçlendirir, kas onarımını hızlandırır. Yağ yakımı hızlanır. Yani metabolizmayı çok hızlandırır. Ve pek tabii mental faydaları da depresyon ve anksiyeteyi tedavi etmede büyük rol oynar. Zihni berraklaştırır. Kortizon seviyesini düşürür (stres hormonu), zihinsel sınırları kaldırır.
-Maşallah say say bitmedi. Kimler yapmamalı mesela. Herkes yapabilir mi?
Kalp hastalığı olanlar ve hamilelere önermiyoruz. Tansiyon hastaları da bir gözlemci eşliğinde katılabilir.
-Her gün yapılabilir mi?
Bir zararı yok iki dakika. Soğukla duş alınması bile saç- cilt sağlığı için harika dönüşümleri yaratır.
-Bu işin en büyük sırrı nedir?
Bu işin sırrı nefes. Nefes egzersizleri olmadan Ice Bath eksik bir deneyim olacaktır. Önemli olan nefesle bağ kurup, nefesin üzerinde kontrol geliştirmektir. Wim Hoff metodundaki nefes egzersizlerini uygulamadan Ice Bath deneyimi yapılmamalıdır.
-Bu işin bedeli nedir?
Alaçatı'da bazı otellerde ücretsiz. Fakat dediğim gibi evinizde duşun sonrasında suyu en soğuk hale getirip ayaklardan ve bacaklardan başlayarak tüm vücudu 1 dakikalık soğuğa maruz bırakmakla başlanabilir. Sonuçta yararları çok ama bilinen bir zararı yok. Wim'in dediği gibi "Hissetmek anlamaktır" ve bir şeyi hissetmenin en iyi yolu onu yapmaktır. Burada önemli olan bedenle ve nefesle bağ kurmak! Nefesin dönüştürücü gücüne tanıklık etmek. Nefesinizi kontrol edebilen düşünce sistemini de değiştirebilir.
Cumartesi günü Çağla Şıkel'in ablası ve teyzesi de benden sonra fıçının içine girip bu tecrübeyi deneyimledi. Onlarda kendi rekorlarını kırdılar. Bu arada Gaziantep Hışvahan'ın patroniçesi Mine Özmen ve eşi Erhan Özmen'e de "Hadi bu tecrübeyi deneyimleyin" dediğimde koşarak gelip kendilerini fıçının içinde buldular. Zihinlerini kullanabildikleri ölçüde fıçının içinde rahatlıkla kalabildiklerini gördüler. Ben Alaçatı The Local House'da girdim buz dolu fıçının içine.
Siz de buz dolu fıçıya girmeyi deneyebilirsiniz hem biraz olsun beyninizdeki kalıpları kırmış, hem de eleştirmeden önce anlatmanın gücünü de çözmüş olursunuz.
Allah bize beyin vermiş. Önemli olan o beyni iyi kullanabilmek öyle değil mi?
Okumadan, deneyimlemeden, araştırmadan, sormadan, keşfetmeden de maalesef hiçbir şeyin doğrusunu öğrenemeyiz.