Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıldönümü münasebetiyle yavru vatanda Türkiye’nin en üst düzeyde temsil edildiği törenler düzenlendi; hem Kıbrıs’ta hem de Türkiye’de harekât hakkında ardarda konuşmalar yapıldı ve basında bir hayli yazı çıktı...
Söylenenlerde ve yazılanlarda harekât sırasında Türkiye’ye destek veren nerede ise tek ülke olan Libya ile Libya’nın o zamanki lideri Albay Muammer Kaddafi’den de bahsedildi ve Kaddafi yarım asır sonra şükran ile yâdedildi...
Ama harekât sırasındaki hükümetin, yani Bülent Ecevit kabinesinin çok daha önceleri konuştuğum bazı bakanları yardım meselesinin pek öyle söylendiği gibi olmadığını, Kaddafi’nin uçak yakıtı ve uçak lastiği gibi askerî malzemeleri Türkiye’ye bedava vermediğini anlatırlardı.
Meselâ, harekât sırasında Sanayi Bakanı olan ve 2001’de 104 yaşında vefat eden Cahit Kayra…
Önce, tanımayanlar için Cahit Bey’den kısaca bahsedeyim…
Rahmetli, Türkiye’nin gerçek ve önde gelen entellektüellerinden idi. 1917’de doğmuş, yani son iki padişah devrini yaşamış, Mülkiye’yi 1938’de bitirip Maliye Bakanlığı'na girmiş, zamanla Türkiye’nin en üst seviyedeki maliye bürokratlarından olmuş, CHP’den milletvekilliği ve Enerji Bakanlığı yapmış, uzun ve yorucu meslek hayatı sırasında hatırattan tercümeye, mizahtan tarihe ve daha başka alanlara uzanan cildler dolusu eser vermişti.
104 senelik ömrünü hayret verici çalışkanlığının sayesinde dolu dolu ve son ânına kadar yazarak, ortaya birşeyler koyarak geçirdi...
Cahid Bey, 1940’lı senelerin meşhur Varlık Vergisi’ni uygulayan maliyecilerin en uzun yaşayanı idi ve bu konu ile ilgili bir de kitap neşretmişti...
İkinci Dünya Savaşı yıllarında dört bir tarafı kan ve ateş ile çevrilen Türkiye’nin beslemek zorunda kaldığı büyük orduyu ayakta tutabilmek için sadece Varlık Vergisi’ne değil, o senelerde çıkartılan ama üzerinde pek durulmayan aynı şekilde son derece önemli ama acılarla dolu bir başka vergiye, Toprak Mahsulleri Vergisi’ne de muhtaç olduğunu söylüyor, “Bu vergilerin konması şarttı. Halk büyük sıkıntılar yaşadı ama böyle yapmasaydık, Türkiye perişan vaziyette olurdu” diyordu.
Varlık Vergisi macerasının ardından Musul petrollerindeki yüzde onluk hissemizi alabilmemiz için Bağdat’ta 1950’lerin başında yapılan görüşmelere Türkiye adına ve tek başına o katılmış , Irak’ta 1958’deki ihtilâlde linç edilecek olan zamanın başbakanı Nuri Said Paşa ile sıkı bir pazarlık yürütmüştü.
ESKİ TÜRKÇE ZABITLAR...
Cahit Bey 1974’te Kıbrıs Harekâtı’nı yapan Bülent Ecevit’in başkanlığındaki koalisyonda Enerji Bakanı idi ve kabinede pek bilinmeyen bir başka vazifesi daha vardı: Hükümet toplantılarının zabıt kâtipliğini o yapıyordu....
Eski harfler ilk yazısı olduğu için notlarını bu yazı ile gayet serî şekilde alırdı ve hükümet toplantılarının zabıtlarını da aynı şekilde eski Türkçe tutmuştu...
Bakanlar Kurulu’ndaki görüşmeler ve özellikle de Kıbrıs Harekâtı ile ilgili bütün tartışmalar Cahit Bey’in çalışma odasındaki bir etajerde muhafaza ettiği zabıtlarda kayıtlı idi ve şimdi yakın dostlarından birinde bulunan bu belgeler yayınlandıkları takdirde harekâtın bütün bilinmeyenleri aydınlanacak, Kıbrıs çıkartması da üzerinden yarım asır geçtikten sonra eksiksiz şekilde yazılmış olacaktır
FATURALAR ANKARA’YA GELİYOR!
Rahmetli ile mümkün olduğunca biraraya gelir ve hem bilgisinden, hem de derin tecrübesinden istifade etmeye çalışırdım…
Kıbrıs Harekâtı sırasında ihtiyaç duyduğumuz petrol ürünlerini, özellikle de savaş uçakları için gereken benzini Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin göndermiş olduğu o günlerde de anlatılırdı...
Söylentinin aslını en iyi bilecek kişi, Cahit Bey idi ve hadisenin doğru olup olmadığını sorduğumda “Evet, doğru. İhtiyacımız olan herşeyi yolladı ama kara kaşımızın yahut gözümüzün hatırına vermedi, bir hafta sonra faturayı önümüze koydu, son kuruşuna kadar da aldı!” demiş ve ödeme sırasında yaşanan bazı hadiselerden bahsetmişti.
Kıbrıs Harekâtı’nda görev yapmış olanlardan hâlen hayatta bulunanlar şimdi hatıralarını anlatıyorlar; harekât hakkında ve özellikle de Kocatepe Muhribi’nin batışını konu alan araştırmalar yapılıyor ama Kaddafi’nin gönderdiği benzin vesaire konusunun ayrıntıları hâlâ karanlıkta...
Kıbrıs ve Yunanistan uzmanlarını Dışişleri Arşivi’ne gidip bu konudaki belgeleri incelemekten ne alıkoyuyor, bilmiyorum...