Normalleşme ve televizyonlar
‘Eski bayramlar…’ diyecek kadar yaşlandım mı bilmiyorum ama hakikaten bundan 8-9 yıl öncesine kadar bayramlar biraz mola demek olurdu.
Evet bu molaya gazeteler uymazdı zira bayram gazetesi yıllardır çıkmıyor, gerçi artık defacto hiçbir gazete çıkmıyor fakat haber kanalları yakın zaman öncesine kadar bayramda eğlence programlarına geçiş yaparlardı.
Zaten yazın siyasete genel olarak ara verilirdi.
Gayet iyi hatırlıyorum, biz CNN Türk’te ‘Dört Bir Taraf’ı yaparken haziran sonu dükkanı kapar eylül başı açardık.
Zaten programların çoğu Bodrum’a taşınır, şarkı, sohbet programına dönerdi yaz gelince.
Bu adı konmamış kural ilk olarak 7 Haziran 2015 seçimlerinde rafa kalktı.
Sandıktan hiçbir parti hükümet kuracak yeterli sandalye ile çıkamayınca ve Türkiye ‘istikşafi görüşme’ kavramı ile tanışınca tüm yazımız hükümet kurma çabaları ile geçti.
Yazın geldiğini hatırlayan olmadı.
Ertesi sene 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşanınca zaten kimsenin aklına ‘yaz moduna’ geçme gelmedi. O kasvetli ve olağanüstü yaz çok doğal olarak yoğun bir şekilde siyaset konuşarak geçti.
2017 yazına geldiğimizde bu kez 17 Nisan referandumundan yeni çıkılmıştı, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tartışmaları çok yoğundu, muhalif kesim sandık sonuçlarına itiraz ediyordu ve o ortamda tabii ki programlara ara verilmedi.
2018’de ise malum erken seçime gidildi, 24 Haziran'da cumhurbaşkanı seçildi ve elbette kimse yaz tatilinin gözünün yaşına bakmadı.
E 2019 yazı malum İstanbul tekrar seçimlerinin tansiyonlu atmosferine kurban gitti, gece gündüz siyaset konuşuldu.
Ve böylece molasız siyaset yaklaşımı genel geçer kural haline geldi.
Yazın kapısına ‘tatildeyiz’ yazıp dinlenmeye çekildiğimiz programlar tarih oldu.
Bayram molası da o ara yok oldu, gitti.
Bakıyorum bu sene hepten kanıksanmış.
Haber kanallarında bayramın uğradığı hiçbir yer kalmamış.
Halbuki madem uzun yıllar sonra siyasette normalleşmeden bahsediliyor medyaya da bu hava sirayet edebilir, bayramlarda siyasete ara verilebilir.
Televizyonlarda birkaç gün de olsa siyaset dışı programlar olması emin olun yumuşamaya katkı sağlar, insanları rahatlatır.
Hatta ekranları yeniden daha cazibeli hale getirebilir.
Kurban bayramı mı stok bayramı mı?
Bayramın başından beri kasapların önündeki kuyruklar dikkatimi çekiyor. Önceki seneler böylesine şahit olmamıştım.
Bakıyorum kurban kestirenler etlerden kıyma çektirmek için önceden randevu alarak tanıdıkları kasaplara gidiyorlar, paketlerle evlerine dönüyorlar.
Enflasyon nedeniyle uçan et fiyatları nedeniyle kurban kesmek buzluğa stok yapmanın bir kamuflajı olmuş adeta. Ucundan bir kısım et ihtiyaç sahibine verilip vicdanlar rahatlatılıyor gerisi küçük paketler halinde buzluğa atılıyor.
Bunun neresi ibadet?
- Şam'ın 2 yüzü: Hıristiyan ve Şii mahallelerinden notlar19 dakika önce
- Dürzilerin lideri Hikmet el Hicri: Şayet yeni devlet itibarımızı korursa ona tam sadık oluruz6 saat önce
- Şam'daki toplu mezardan izlenimler2 gün önce
- Şam'da ilk cuma4 gün önce
- 1,5 metrekarelik hücrede tecavüz ve işkence6 gün önce
- Suriye'de ilk gün...1 hafta önce
- Ali Erbaş: "2024'e kadar eski makam aracını kullandım, bir Audi'yi Diyanet İşleri Başkanı'na çok gördüler"1 hafta önce
- "İnatla umutluyum. Bu bir yaşam biçimi…"1 hafta önce
- Türkiye'nin en önemli günlerinden 5 Aralık1 hafta önce
- Suriye'de insanlar da yaşıyor2 hafta önce