Paul Dwyer: Çanakkale Türküsü ile milyonlara ulaştık
İzmir Marşı, Çanakkale Türküsü gibi eserlere kattığı farklı yorumlarla Youtube'da büyük bir takipçi kitlesi yaratan Paul Dwyer, 30 yıldır Türkiye'de... Anadolu'yu bizden çok gezmiş, şarkılarımızı bizden çok dinlemiş İskoç müzisyen, türküleri şimdi oğluyla beraber yorumluyor. Dwyer ve oğlu Eren Joseph ile stüdyolarında buluştuk. HT Cumartes'den Berk Baysal'ın haberi...
Çok uzun zamandır Türkiye’desiniz... Sizi İstanbul’a çeken neydi?
İskoçya’da büyüdüm, Manchester’da klasik gitar üzerine konservatuvar okudum. Türkiye’ye ilk defa 88’de EndiPol’le birlikte geldim ve eşimle tanıştım. 30 senedir Türkiye’deyim.
Bütün hayatınız müzik sanırım...
Klasik müzikle başladık, iki pop müzik albümü yaptık. Yurtdışında albüm çalışmalarımız oldu ama bir ayağımız hep Türkiye’deydi. Çok uzun süre mutfakta kaldım. Kurumsal ve reklam müzikleri yaptım ama tekrar sahneye çıkmak istedim. Habertürk’te 3 sene Müzik ve Yol programını yaptım. 75 il gördüm. Program sayesinde farklı müzik tarzlarıyla tanıştım, müthiş insanlarla karşılaştım.
Habertürk’te kaç program yaptınız?
120 bölüm yaptık. Elimizde kocaman bir arşiv oluştu, albüm yapmam için çok istek geldi. “Kar Var, Duman Yok” adında, türkülerden oluşan bir albüm yaptık. Bu sıralarda oğlumun katkısıyla sosyal medyada videolar çekmeye başladık. O da müzik seviyor, keman çalıyor, çok mutluyuz. Bir sene önce bizi takip eden 500 kişi bile yoktu, şimdi 87 bin takipçimiz var.
‘ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ İLE MİLYONLARA ULAŞTIK'
Youtube’un müzisyenler için denklemi değiştirdiğini düşünüyor musunuz?
Aslında Youtube’un gücünü ben de yeni yeni öğrenmeye başladım. Çanakkale Türküsü videomuzda gördüğümüz gibi milyonlara ulaşabileceğiniz bir potansiyel var sosyal medyada. Sadece Türkiye değil, Amerika’dan, Avustralya’dan, Avrupa’dan bizi takip eden, iletişim kurabileceğimiz koskoca bir dünya var. Esasında çok yakınız.
Kanalınızı interaktif kullanıyorsunuz. İzleyici yorumlarına cevap veriyorsunuz. Bu iletişim şarkı seçme ve içerik yaratma sürecini etkiliyor mu?
Tabii etkiliyor. Oğlumla birlikte anketler yapıp istekler üzerinden gitmeye çalışıyoruz. Dünya çok büyük ama aynı zamanda çok küçük. İletişim insanları mutlu ediyor, ben de iletişimde kalmaya çalışıyorum. Yönetmenimiz Kaan’la bir rutinimiz var. Cuma günleri yeni video yüklediğimizde ilk yarım saat gelen yorumları okuyoruz, bazen bunu çekip Instagram’a koyuyoruz. O ilk anlarda inanılmaz bir heyecan var.
İnternette her zaman çok pozitif bir ortam olmaz ama siz neredeyse tamamen pozitif geri dönüşler alıyorsunuz.
Çok şükür! Ekranda nasılsam insanlarla tanıştığımda da, iş ortamında da aynıyım. İnsanlar bu doğallığı ve samimiyeti seviyor. Bizi izleyenlerin yüzde 70’i, 18-34 yaş aralığında. Gençlerin bizi takip etmesi beni mutlu ediyor. Bazen ‘Türküleri bize tekrar sevdirdiniz’ diye yorumlar alıyorum.
İnternette insanlar çok acımasız olabiliyor. Oğlunuzu kamera önüne çıkarmaktan korktunuz mu?
Bir baba olarak beni asıl korkutan şey, internette ben görmeden neler yaptığı. Kontrol etmeniz lazım. Müzikle ilgili araştırmalar yapıyor, oyun videoları izliyor. Çocuklarımızı olduğunca koruyup eğitmeye çalışıyoruz. İzleyicilerimiz Eren’i çok seviyor, hep iyi yorumlar yazıyorlar. Onlara çok teşekkür ediyorum. Sayelerinde korkacak, endişelenecek bir şeyim yok.
'YİĞİDİM ASLANIM'I ÇOK BEĞENİYORUM'
Son bir yıldır cover’lar üzerinden bir proje yapıyorsunuz. Kendi şarkılarınızı bir daha ne zaman dinleyebiliriz? Oğlunuzu buna dahil edecek misiniz?
Paul: Yavaş yavaş yaptığım, paylaşmak istediğim kendi şarkılarım var. Eren de belki dahil olur. Eren türküleri ve halk müziğini pek sevmiyor, uzun zamandır bir Coldplay şarkısını yapmamızı istiyordu, şu an bunun kaydındayız.
Yaptığınız yorumlardan en çok beğendiğinizhangisi?
Eren: Ben Yiğidim Aslanım’ı çok beğeniyorum.
Paul: Ben hepsini çok seviyorum. Yiğidim Aslanım,İzmir Marşı, Çanakkale Türküsü hepsini iyi ki yaptık.
Youtube dışında sizi canlı görmek isteyenleriçin nasıl etkinliklere katılıyorsunuz, nereden takipedebilirler?
Paul: Aralıkta memleketim İskoçya’da bir konserverdim. Bütün programım Türkçe’ydi. Anadolu’nunfarklı müziklerini memleketimin insanlarına yansıtmakbenim için çok ilginç bir deneyimdi. İnsanlar pek çokşehre gelmemi istiyor. Bunun için bir grup kuruyorum.İnşallah yakında başlayacağız.
'İZMİR MARŞI ÇOK İSTENDİ'
Şarkı seçimlerinde nasıl bir süreçizliyorsunuz? İzleyiciler, oğlunuz ve sizarasında kimin fikri ne kadar ön planaçıkıyor?
Eren: Şarkıya göre değişiyor. Bazen hiçbilmediğimiz şarkılar istek olarak geliyor,biz de dinliyoruz. Hepimizin fikri bir şekilde
sürece dahil oluyor.
Paul: Çanakkale Türküsü’nden sonraİzmir Marşı çok istendi. Türkiye’de uzunzamandır yaşıyorum ama bir yabancı olarakİzmir Marşı gibi bir parça söylersem kötübir tepki gelmesinden çekindim. Oğlumburada doğdu, ben de Türk vatandaşlığıaldım ve Türk’üm diyebilirim. Siz bu tarzparçaları dinlerken ne hissediyorsanız, bende hissediyorum. Bizim yaptığımız yorumbiraz daha akustik rock tarzında oldu,oğlumla bir ahenk yakaladık. ÇanakkaleTürküsü gibi parçalara bir çocuğun sesigirdiği zaman masumiyet katıyor.