Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sanat Enstrüman öğrenmeye ilgi duyuyor muyuz?

        Özden ATİK/AHT- Buket SARI/MAGAZİN

        MAO döneminde burjuvaziyi temsil ettiği için piyanoların kırıldığı Çin'de, klasik müzik patlaması yaşanıyor. Devlet, geçmişteki açığı kapatmak istercesine klasik müziğe yatırım yapıyor. Çin'de orta sınıf aileler yüksek meblağlar ödeyip, çocuklarının piyano dersi alması için mücadele ediyor. Ülkede yaklaşık 40 milyon çocuk ve genç piyano dersi alıyor. Çin'deki rakam, Türkiye ile kıyaslandığında, ülkemizde 2 milyon piyano öğrenen kişi olması gerekiyor. Tüm enstrümanları katarak "Türkiye'de enstrüman eğitimine yeterince önem veriliyor mu?" diye müzisyenlere sorduk.

        'KLASİK ENSTRÜMAN EĞİTİMİ ELİT SAYILIYOR'

        Piyanist Anjelika AKBAR:

        AVRUPA ülkelerinde piyano ve klasik müzik, onların neredeyse geleneksel kültürüdür. Çin, uzun süredir komünist eğilimi olan bir ülkeydi ve bu tarz ülkelerde klasik müzik ve görsel sanatlar her zaman önem verilen sanat dallarıydı. Türkiye'de klasik müzik ve klasik enstrüman eğitimi 'elit' sayılıyor maalesef. Devletin ve özel sektörün el ele verip, yetenekli çocukları ücretsiz olarak okutabilecekleri, geniş tabanlı bir eğitim sistemi geliştirilmeli. Okullarda mutlaka piyano olmalı. Ve asla elektronik piyanolar değil, akustik piyanolar şart."

        'PİYANO ÇALAN, BAĞLAMA ÇALANLAR KADAR OLMALI'

        Sanatçı Müzisyen Timur SELÇUK:

        BİLİM, sanat, felsefe ve onun üzerinde gelişen bir ekonomi. Birleşik kaplar mantığıyla ele alırsak bütün gelişme eşit derecede her kapta kendini gösterir. Sadece kişi başına düşen GSMH üzerine kurulu bir çağdaşlaşma mantığı, küçük bir kesimin zengin olmasıyla sonuçlanır. Türkiye'nin yaşadığı budur. Bu nedenledir ki bağlama çalanların sayısı Çin'de piyano çalanların sayısına oransal olarak yakın olabilir. Çağdaşlaşmayı, piyano ve bağlama çalan sayısını eşitleme doğrultusunda düşünmek daha doğru olur. Piyano ve bağlama birer simge olarak kullanılmıştır.

        'VERİLEN EĞİTİM SORGULANABİLİR'

        Flüt Sanatçısı ve Öğretim Görevlisi Aydın BÜKE:

        ÇİN, son dönemde yetiştirdiği sanatçılarla dikkat çekiyor. Türkiye'deyse iyimser açıdan bakıyorum, çok sayıda konservatuvar, müzik okulu ve lisesi bulunuyor. Eğitim yetersiz demek doğru değil. Ancak belki verilen eğitim düzeyi sorgulanabilir, bu aşamada çalışmalar yapılabilir. Örneğin Venezuella'daki 'El Sistema' gibi bir sistemle, kimsesiz çocukların devlet tarafından müziğe yönlendirilmesi gibi bir çalışma yapılabilir. Çocuklar sanatın çeşitli dallarına yönlendirilebilir.

        'NÜFUSA GÖRE UÇURUM YOK'

        Orkestra Şefi Aytuğ ÜLGEN:

        "CUMHURİYET'in kuruluşundan bu yana müzik eğitim kurumları, konservatuvarlar kuruldu. Avrupa'dan müzisyenler getirildi, eğitim kurumları yapılandırıldı. Yüksek lisans için Avrupa'ya giden müzisyenlerimiz oralarda da beğeni kazanıyor. Başarılı pekçok müzisyenimiz, dünya standartlarını yakaladı. Nüfusumuza göre yetiştirdiğimiz müzisyen sayısı büyük uçurum içermiyor.

        "MÜZİKAL GELİŞİME YOL AÇACAK ÇALIŞMA YOK"

        Caz Piyanisti, Müzisyen Burak BEDİKYAN:

        TÜRKİYE'de çocukların, gençlerin müzikal gelişimlerine yol açacak bir çalışma yok. Ülkenin bir sanatsal, kültürel politikası da yok. Çeşitli ülkelerde katıldığımız resepsiyonlarda, ortamı ilk terk edenler devlet erkanı oluyor. Başka ülkelerin devlet başkanları bu duruma şaşırıyor ve niye gittiklerini soruyorlar. Ancak kendi öğrencilerimden gözlemlediğim kadarıyla özel okullarda müzik eğitimine önem veriliyor. Çocuklar, fiziksel özellik ve yeteneklerine göre klasik batı enstrümanı çalmaya yönlendiriliyor. Devlet okullarında piyano görmemiş öğrenciler var."

        "DEVLET BAŞKANLARI ŞARKIYA EŞLİK ETMİŞTİ"

        Opera sanatçısı Hakan AYSEV:

        BİR ülkenin ileri gitmesi açısından çok sesli müzik önemlidir. Ne kadar uyguluyoruz; bu soru işareti. Türkiye'de müzik aleti çalan çocuk sayısı az. 0-6 yaş arasındaki çocuklarda bu oran daha fazla olmalı. 2000 yılında, Çin Devlet Başkanı Zemin Türkiye'ye gelmiş, konser için köşke davet edilmiştim.

        "O sole mio"yu seslendirdiğim sırada Zemin yanıma gelerek eşlik etti ve birlikte seslendirmiştik. Böyle bir devlet başkanı, o 40 milyonluk alt yapıdan ileri geliyor.

        "YAVAŞ YAVAŞ ADAPTE OLUYORUZ"

        Müzisyen Behzat GERÇEKER:

        KLASİK müzik enstrümanı olan piyanonun bizde 70-80 yıllık bir geçmişi var. Avrupa'da asırlar önce Mozart ve Beethoven ortaya çıktı. Klasik müziğe yavaş yavaş adapte oluyoruz. Okullarda gençleri bu müziğe, operaya, müzikallerle çekip ondan sonra klasik müzik eğitimi verilmesi gerektiğini düşünüyorum. O zaman enstrümanları da çalıyorlar, piyanoyu da, kemanı da. Çok ağır eserler çalarsak insanlar onu algılamakta zorluk çekiyor. Ama müzikal yönden kabareler ve şovlarla daha çok seyirciye ulaşmış oluyoruz.

        "OKULLAR BİREYSEL EĞİTİME YÖNELMELİ"

        Müzisyen Fahir ATAKOĞLU:

        EVLERDE başlıyor bu iş. Aile içinde müzik dinlemesi lazım. Çocuklara iyi müzik dinletilirse, çocuk beyni başka bir şekilde yetişiyor. Başta ailenin yönlendirmesi gerekir. Bir de okullarda hangi enstrümana eğilimi varsa onlara daha iyi yönlendirilmesi gerekiyor. Hep birlikte parça söylemek bir müzik eğitimi değil maalesef. Okullarda, bireysel eğitime önem verirsek o zaman daha başka bir yere gidebiliriz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ