Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Rahman Beşel: Eren Bülbül'ü canlandırmak ağır bir sorumluluk, büyük bir gurur
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Eren Bülbül...

        11 Ağustos 2017'de Trabzon'un Maçka ilçesinde PKK'ya bağlı bir grup teröristin erzak çalmak amacıyla bölgedeki bir eve girdiğini güvenlik güçlerine ihbar etti. Güvenlik güçlerine söz konusu evi gösterirken teröristlerin açtığı ateş sonucu Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik ile birlikte şehit düştü.

        Verilen her şehit gibi 15 yaşındaki Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik'in şehit düşmesi, ülke genelinde büyük bir acının yaşanmasına neden oldu.

        Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik'in hayatları TRT / Dijital Sanatlar ortak yapımı 'Kesişme: İyi ki Varsın Eren' adlı sinema filmiyle beyazperdeye yansıyacak.

        Özer Feyzioğlu'nun yönettiği filmde 'Eren Bülbül'ü Rahman Beşel, Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik'i ise İsmail Hacıoğlu canlandırdı. Eren Bülbül'e benzerliğiyle dikkat çeken Beşel, dört haftalık eğitim sonrasında kameranın karşısına geçerek ilk oyunculuk çalışmasında bir kahramanı canlandırmanın ağır sorumluluğunu üstlendi.

        Evladını kaybetmenin acısıyla yaşayan Ayşe Bülbül'e ise Mutlunur Lafçı hayat verdi.

        Rahman Beşel de Mutlunur Lafçı da karışık duygular içinde.

        Rahman Beşel ile Mutlunur Lafçı, bir yandan canlandırdıkları karakterler açısından rollerinin hakkını verebilmenin ağır sorumluluğunun getirdiği stresi, diğer yandan bir kahramanla onun annesini canlandırmanın gururunu yaşıyor.

        Rahman Beşel ile Mutlunur Lafçı, o karışık duygular içinde Habertürk HT Stüdyo'da Mehmet Çalışkan'ın konuğu oldu.

        Mutlunur Hanım, 'Kesişme: İyi ki Varsın Eren'de 'Ayşe Bülbül' rolü için teklif geldiğinde neler hissettiniz?

        Mutlunur Lafçı: Öncelikle benim ilk filmim bu yüzden aşırı heyecanlıyım. Yıllarca tiyatro oyunlarında ve TV dizilerinde rol aldım ama 'Kesişme: İyi ki Varsın Eren' ilk sinema filmim. Senaryoyu ilk okuduğumda zaten hikâyeye vakıf olduğumuz için çok etkilendim. Filmin çekileceğinden haberim vardı ama çok şaşırdım ve çok heyecanlandım. Çünkü yaşayan birini oynamak kurmaca bir karakteri oynamaktan daha zordur. Hem oynadığınız karaktere saygıdan ötürü, hem de bu olaydan sonra Ayşe anne çok bilindik bir insan haline geldi. O yüzden açıkçası biraz tedirgin oldum. Bir şehit annesini oynamak ayrı bir sorumluluk istiyor. O yüzden karmaşık duygular hissettim. Yönetmenimiz Özer Feyzioğlu, bir toplantımızda çok güzel şeyler söyledi. Çok etkilendiğini ve çok doğru bir kast olduğumu söyleyince ve senaryoyu da okuyunca filmde var olmayı çok istedim. Bu sebeple heyecanlı ve güzeldi, çok mutlu oldum ve aynı zamanda da tüm filmde olduğu gibi Eren Bülbül ve Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik'in şehit edilmesi nedeniyle içimde bir burukluk vardı.

        REKLAM

        Senin filme dahil olmanın hikâyesi nedir?

        Rahman Beşel: Eren Bülbül'e benzeyen çocuk var mı diye Milli Eğitim Bakanlığı'na başvuruda bulunulmuş. Sonra oyuncu seçme ekibi benim okuluma geldi. Kendimi tanıttığım bir video çektik. Sonra 'Eren Bülbül' karakteri için seçildim. Ardından İstanbul'a gelerek bir ay oyunculuk eğitimi aldım.

        Seni filmde oynamaya ve Eren Bülbül'ü canlandırmaya sevk eden nedenler nelerdi?

        Rahman Beşel: Eren Bülbül bir şehit, Türkiye için bir kahraman. Devleti için canını feda etti. Bu çok gurur verici. Beni en fazla etkileyen tarafı da bu oldu.

        REKLAM

        Eren Bülbül'e cidden çok benziyorsun. Aynı zamanda hemşehrin. Benzerliğin hakkında ne düşünüyorsun?

        Rahman Beşel: Beni filmden önce de Eren Bülbül'e benzetenler olmuştu. Benzerliğim Eren Bülbül gibi bir kahramanı canlandırmak için bana büyük bir şans sağladı.

        Ayşe Bülbül ile mutlaka tanışmışsınızdır. Görüşmenizde neler yaşandı, o gün neler hissettiniz?

        Mutlunur Lafçı: Açıkçası çok enteresandı. Filmin çekimleri başlamadan önce benim aileyle biraz zaman geçirme fırsatım oldu. Haberi izliyoruz evimizde, çok üzülüyoruz, içimiz yanıyor ama bir şekilde hayatımıza devam ediyoruz. Senaryoyu okuduğumda çok hüzünlendim, ağladım, aileyle gidip tanıştığımda asıl o zaman hissettim ve çok gerçekti. Evet, biz bunu yaşadık ama görene kadar tam anlayamıyorsunuz. Çünkü Eren'in kabri hâlâ evlerinin önünde ve Ayşe o acıyla yaşıyor. Eren'in ailesiyle bir iki gün vakit geçirme şansım oldu. Sabah kahvaltısı, beraber ahıra gitmeye kadar tüm bir günü beraber geçirdik ve Ayşe ile arkadaş olduk. Onun gün içerisinde, çayını içerken, peynirini yerken, işini yaparken, süt taşırken, tereyağını yaparken bile bir anda Eren'in aklına gelmesiyle ağıt yakması, gözlerinin dolması, ağlamaya başlaması beni çok etkiledi. Bir oyuncu olarak ben onlarla tanışıyorum ve gözlem yapmakla mükellefim. Oyuncu olarak bir şeyleri gözlemliyorum ama Mutlunur olarak o acıyı görmek bende travmatik bir etki yarattı, çok kötü oldum. 'Yapabilecek miyim?' diye ikilemler içerisinde kaldım. O anlamda benim için zordu. Rahman ile karşılaşınca Ayşe çok kötü oldu ve biz bunları sette yaşadık, sette hep beraberdik. Filmi Eren'in yaşadığı evde çektik ve her gün sette kabrin önünden geçiyorduk. Hep oradaydık ve filmi bu acıyla birlikte çektik. Eren'in ailesi de hep oradaydı, Eren'in ablası Yeter, özellikle bana şive koçluğu yaptı, şiveyi onlarla çalıştım ve öğrendim. İşin böyle tatlı bir tarafı da vardı ama hiçbir zaman o dipteki acı geçmiyor. Bir oyuncu olarak bu anlamda duygularımı çok zorladı, çok hüzünlüydü. Ayşe'den olayı birebir dinledim ve gerçekten yaşananlar çok ağır şeyler.

        REKLAM

        Rahman, sen Ayşe Hanım ile tanıştığında neler hissettin?

        Rahman Beşel: Karşılıklı oturduk, konuştuk. Çok duygusal anlar yaşandı. Şehit çocuk, şehit çocuğun annesi, her halükârda duygulanıyor insan ve ne yapacağını bilemiyor. Çok zor bir durum.

        Mutlunur Lafçı: Ayşe hep bununla yaşıyor, Rahman'ı gördüğünde de gerçekten çok etkilendi, ben de oradaydım ve hepimiz hüzünlendik.

        Ailen filmde oynamanı nasıl karşıladı? 'Eren Bülbül' karakteri için İstanbul'a gelerek oyunculuk eğitimi aldın. Bundan sonra da oyunculuk yapmayı düşünüyor musun?

        Rahman Beşel: Bir şehidi canlandırmak için her insanın eline her zaman fırsat geçmez. Ailem de tabii ki gurur duydu ve mutlu oldu. Evet, oyuncu olmayı düşünüyorum.

        Oyunculuk hakkında neler hissediyorsun?

        Sinema sektörü, dizi sektörü çok güzel bir sektör. Zor yanları da var, dışarıdan gözüktüğü gibi kolay değil. Çoğu insan karşılaştığım zaman "sizin işiniz çok basit" diyor ama işin içine girdikçe işin ne kadar zor olduğu daha iyi anlaşılıyor.

        Şu an lisedesin. Filmden sonra oyuncu olmaya karar verdin. Üniversite için hangi bölümü düşünüyorsun? Filmden önce meslek olarak ne düşünüyordun?

        Üniversite için konservatuvar düşünüyorum. Mesleki olarak aslında mühendislik düşünmüştüm.

        Yine düşünebilirsin, sektördeki birçok oyuncunun ana mesleği mühendisliktir. İkisini bir arada yürütebilirsin.

        Rahman Beşel: Aslında gemilere bir düşkünlüğüm var o yüzden gemi mühendisliğine kafa yormuştum.

        REKLAM

        Mutlunur Hanım, filmin izleyicide nasıl bir etki bırakmasını umuyorsunuz?

        Mutlunur Lafçı: Film çok etkileyici. Senaryoyu okuduğumda "eyvah çok ağlayacağız" dedim. Tüylerim diken diken oldu. Ekip çok iyiydi, görüntülerimiz, müziğimiz, oyunculuklarımız çok iyi. Rahman da gerçekten inanılmaz bir değişim gösterdi ve çok gayret edip çok iyi oynadı. Bence herkes çok etkilenecek. Zaten bu hikâye hepimizi etkiliyordu, bir de bu yönden bakmak, bu olayın öncesini, onların yaşantılarını görmek, hem Ferhat'ın hem de Eren'in izleyicilerde büyük bir iz bırakacağını ve farkındalık yaratacağını düşünüyorum. Maalesef ülke olarak acılara alışığız, çok acılarımız var. Hepsinde de bence ortak bir kederde buluşuyoruz. Bu bazen unutulabiliyor, bazen hayatımız devam ettiği için o kadar önem göstermiyor gibi olabiliriz ama bu filmle beraber hem ailelerine saygımızı sunup hem Eren ile Ferhat'a olan minnet borcumuzu ödeyeceğimizi düşünüyorum. Tüyler ürpertici bir hikâye olduğu için izleyicide de gerçekten böyle bir etki bırakacağını düşünüyorum. Umarım bizi duyarlar, onlar da Ferhat ve Eren'e ve teşekkür ederler ve minnet duyarlar. Bazen cümleleri toparlayamıyoruz çünkü gerçekten acı bir olay olduğu için hem biraz dikkat etmemiz gerekiyor hem de tam ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Hepimiz için üzücü ve tüyler ürpertici bir olay olduğu için bazen cümleleri toparlamakta ve ifade etmekte zorlanıyor olabiliriz ama hepimizin ortak hissiyatı büyük bir minnet ve saygı duymaktır.

        REKLAM

        Rahman sen ne düşünüyorsun? Filmin izleyicide nasıl bir etki bırakmasını umarsın?

        Rahman Beşel: Aslında Karadeniz yöresindeki insanlarda, yöreyi bildikleri ve nasıl yaşadıklarını bildikleri için daha güzel etki bırakabilir. Türkiye'nin bütün bölgelerinde de aynı etkiyi bırakabilir. İnsanların Eren için gerçekten de bu hayatı yaşamış ve ailesi için çabalamış diyebilecekleri bir film.

        Trabzonsporlu Abdülkadir Ömür de 'Kesişme: İyi ki Varsın Eren'de rol aldı.
        Trabzonsporlu Abdülkadir Ömür de 'Kesişme: İyi ki Varsın Eren'de rol aldı.

        Ferhat Gedik'in ailesiyle de görüşme imkanınız oldu mu?

        Mutlunur Lafçı: Çok az görüşebildik, Cemile Hanım ile tanıştım ama ben o kısım çekimlerde yoktum. Ben daha çok Trabzon ve Ayşe tarafındaydım ama Cemile Hanım ile tanışma şansımız oldu. Aslında hep söylemeye çalışıyorum; Ayşe Bülbül ile Cemile Gedik benim için çok değerli. Eren'den ve Ferhat'tan bahsediyoruz, iki kahraman... Bir de geride kalmış iki kadın var. Benim için onlar da kahraman. Çünkü hâlâ yaşam mücadeleleri devam ediyor ve bu acıyla yaşamak zorundalar. O acıyla yaşarken çocukları ve kendileri için hayata tutunmak zorundalar. Bilmiyorum bunu ne kadar hissedebiliriz ama bu acıyla yaşamak çok zor, çok yıpratıcı. Senden bir şeylerin kopartılması, yok edilmesi çok acı. O yüzden ikisine de çok saygı duyuyorum, ikisinin de gücünü çok takdir ediyorum. Beni kabullendiği, bana her şeyini anlattığı ve rolü yaratmamda çok katkısı olduğu için Ayşe'ye teşekkür ediyorum. Mesela Alayça ile Cemile Hanım'ın da ilişkisi bambaşka, onlar da bayağı kardeş gibi oldular. Çok etkileyiciydi, her oyuncu için değişik bir macera oldu. Her oyuncunun yaşayabileceği bir deneyim değil o yüzden daha ayrı bir heyecanı ve gururu var.

        REKLAM

        Ayşe Hanım, Eren Bülbül'ü mutlaka sana anlatmıştır. Eren'in seni en çok etkileyen yanları ne oldu?

        Rahman Beşel: Eren'in kabristanının önünden her geçişte, "Eren buradan geçti" diyorsun, Eren'in oturduğu yerde oturuyorsun, Eren'in yemek yediği yerde yemek yiyorsun, bunlar çok garip duygular. Üzüntü duyuyorsun. O milleti için şehit olmuş bir kardeşimiz, çok zor duygular.

        REKLAM

        Çekimlerden söz edelim. Nasıl geçti?

        Mutlunur Lafçı: Ben tüm ekibe çok teşekkür ediyorum. Öncelikle zorlu bir coğrafyada çalıştık, çekimlerin Trabzon tarafı 2,5 ay sürdü ve orada yaşadım, çetin bir coğrafyası var. İnsanları ve coğrafi şartları oraya gidince anladım. Bir anda sis, bir anda güneş, bir soğuk bir sıcak oluyor, hava durumu bir anda değişiyor. Çok zorlu yamaçlarda, dimdik yerlerde çekimler yaptık ve yürümek bile çok zordu. Karadeniz insanına nasıl bir etkisi olduğunu ve coğrafyanın insana neler kattığını oraya gidince anladım. Karadeniz bizi çekim teknikleri açısından zorladı, sahnenin devamlılığı olması gerekirken bir anda sis geliyordu ve devam edemiyorduk.

        Çekimler uzun sürmüştür?

        Mutlunur Lafçı: Tabii... Çekimleri iptal etmemiz gereken günler oldu. Ben hayatımda böyle sis görmedim ama bir yandan da muhteşem bir görüntü ve doğası var. Kafamı bir çeviriyordum, manzaraya inanamıyordum. Bir yandan da çok güzel bir yerde çalıştığım için şükrediyordum. Bu sebeple ekibe çok teşekkür ediyorum, gerçekten çok güzel mücadele ettik. Alanında çok iyilerle çalıştık, görüntü yönetmenimiz o kadar titizdi ki harika görüntüler çıktı. Müziklerle beraber büyüleyici bir film çıktığına inanıyorum. Filmimize herkesi bekliyoruz.

        İlk defa oyunculuk yaptın, kamera önünde neler hissettin? 1 Ocak itibariyle daha da ünlü olacaksın, ünlü olmak sana neler hissettiriyor?

        Rahman Beşel: Heyecan veriyor, çünkü ilk defa kamera karşısına çıktığımda heyecanım çok büyüktü, ne yapacağımı bilmiyordum, ilk olduğu için baya zorlanmıştım ama zamanla her şeye alışıyorsun. Şu an ünlü olmaya da alışkın değilim, nasıl bir tavırla karşılaşacağım, nasıl ilerleyeceğim hakkında şu an hiçbir fikrim yok.

        Mutlunur Lafçı: Şöyle bir şey de eklemek isterim; biz Rahman ile filmden önce, okuma provalarında tanıştık ve o zaman daha eğitim almamıştı, "eyvah" dedim, zor olacaktı. Çünkü çok çekingendi. Daha sonra İstanbul'dan bir aylık eğitimle geri geldi ve inanamadım, tanıyamadım, mükemmel bir değişim oldu, bu kadar hızlı kapabilmesi inanılmaz bir şey. Bunu samimiyetle söylüyorum, çok zorlu çekimler oldu ve ağır bir rolü üstleniyordu, "helal olsun" dedim. Gerçekten tebrik ve takdir ettim, çok büyük bir başarı gösterdi, üzerine de giderse bence daha da iyi şeyler başaracaktır.

        REKLAM

        'Eren Bülbül' rolünün hakkını verebilmek adına ağır bir sorumluluğu olmuştur değil mi? En zorlandığın sahne hangisiydi?

        Rahman Beşel: Evet, sorumluluğu çok büyüktü. Bir kahramanı canlandırmanın, onun adını yaşatmaya katkıda bulunmanın gururu da büyük. Dilerim hakkından gelmişimdir. Çoğu sahne zordu. Bir kahramanı canlandırmak çekimlerin her saniyesinde zordu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ