Kalın bağırsaktan vajina yaptılar!

Prof. Dr. Güney, daha önce bu tarz ameliyatların açık şekilde gerçekleştirildiğini ancak kapalı yöntemle Türkiye'de ilk kez kalın bağırsaktan vajina yapıldığını söyledi.

Doğuştan vajinası olmayan 24 yaşındaki hastayı kapalı yöntemle ameliyat ettiklerini anlatan Güney, "Bu hastalık dünyada nadir görülüyor. Doğuştan adet göremeyen, vajinası ve rahmi bulunmayan hastaya laparoskopik cerrahi yöntemiyle müdahale edildi. Karın boşluğundan 10 milimetre ve 2 tane 5'er milimetre delik kullanarak, kalın bağırsaktan alınan 10 santimetrelik doku ile fonksiyonel bir vajina oluşturuldu" dedi.

Ameliyatın kapalı yapılmasının psikolojik olarak hastayı etkilediğini ve daha çabuk iyileştiğini vurgulayan Güney, hastanın iyileştiğini, şimdi mutlu bir evlilik hayatı yaşadığını kaydetti.

ULUSLARARASI YAYINLARDA DA YER ALACAK

Doç. Dr. Erdemoğlu da vajina oluşturulmasının bugüne kadar daha çok ciltten veya hazneden alınan dokularla açık ameliyat yöntemiyle gerçekleştiğine işaret etti. Ameliyatta hiç kesi yapılmadığına dikkati çeken Erdemoğlu, şöyle devam etti: "Açık olarak ciltten veya hazneden yapılan yöntemde organ ileride fonksiyon görmüyor, tıkanabiliyordu, hastalar ağrı çekebiliyordu. Kalın bağırsağı kullanmamız bir avantaj. Çünkü tıkanıklık meydana gelmiyor. Bir diğer avantaj da hastanın hiç kesisinin olmaması. Hastalar genç oldukları için bu konu önemli. En önemlisi de fonksiyonları daha iyi oluyor."

Bu tarz hastaların hazneleri olmadığı için normal bir evlilik yaşamı sürdürmelerinde güçlük yaşadıklarının altını çizen Erdemoğlu, "Bu soruna çözüm bulmak için cerrahi yöntem gerekli. Şu anda dünyada kapalı olarak kalın bağırsağın kullanılması, en iyi yöntem. Dünyada bu yöntemin uygulanması az ama artacağına inanıyorum" dedi.

Erdemoğlu, gerçekleştirdikleri ameliyatı uluslararası geçerliliği olan dergilerde makale olarak yayınlayacaklarını sözlerine ekledi.

Kadınları daha fazla etkileyen 7 rahatsızlık

1-Multipl Skleroz (MS): Multipl Skleroz ya da MS kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat daha yaygın görülen bir merkezi sinir sitemi hastalığı.

Çoğu MS hastası, ilk belirtileri 20-40 yaş arasında yaşıyor.

Kesin bir tedavisi yok; var olan tedaviler ise sadece belirtileri azaltmaya yardımcı oluyor.

2-Lupus: Lupus, vücudun bağışıklık sisteminde yanlışlıkla sağlıklı hücrelere, eklemlere ve organlara hücum eden kronik bir otoimmun hastalık. - -

En yaygın belirtileri aşırı halsizlik, saç dökülmesi, baş ağrısı ve şiş eklemler, ayaklar, eller ya da gözler olmasına rağmen belirtiler büyük ölçüde değişiklik gösterebiliyor.

Lupus'un nedeni bilinmese de kadınların daha fazla risk altında olduğu biliniyor.

Amerika Lupus Vakfı (Lupus Foundation of America)'na göre, Lupus hastalığı olan kişilerin yüzde 90'ından fazlasını kadınlar oluşturuyor.

3-Kronik yorgunluk sendromu: Kadınlarda 4 kat daha fazla görülüyor.

Giyinme, duş alma gibi basit işler hatta sadece düşünme bile kişileri boğabiliyor.

Sebebi tam olarak açık değil ancak hormonlar ya da beyin kimyası farklıklarının katkısı olabileceği düşünülüyor.

4-Depresyon: Uzmanlar, depresyonun kadınlarda 2 kat daha fazla görüldüğü gerçeğinde oldukça netler.

Mayo Clinic'e göre yaklaşık 5 kadından 1'i, yaşamlarında depresyon geçiriyor.

Görülme sıklığındaki bu eşitsizliğin arkasında biyolojik nedenler olduğu tahmin ediliyor.

Örneğin; regl, çocuk doğurma ve menopoz aralarında kadınlar hayatları boyunca erkeklerden daha fazla dalgalanma yaşıyor.

Bu, dalgalanmalar modlarını da etkilebiliyor.

Psychology Today'de; kadınların "dalgın" olmaya, erkeklerden daha eğilimli oldukları ve bu durumun onları depresyona hazırladığı belirtiliyor.

Ayrıca kadınların uzun yaşamaya meyilli oldukları, yaşlandıkça kayıp ve yalnızlık hisslerinin de arttığı belirtiliyor.

5-Çölyak: Çölyak hastalığı, buğday arpa ve çavdarda bulunan bir protein olan gluten yemeye karşı negatif bir immun reaksiyon.

Ulusal Çölyak Farkındalığı Vakfı (National Foundation for Celiac Awareness)'na göre çölyak hastalığı, kadınlarda daha sık görülüyor ve çölyak tanısı alanların yüzde 60-70'i kadın.

Birçok insan çölyak denildiğinde kilo verme, şişkinlik, şiddetli mide ağrısı ve ishal gibi mide bağırsak problemlerini aklına getiriyor; ancak bazı kanıtlar hastalığın kadınların üreme kabiliyetini olumsuz etkilediğini öne sürüyor.

Çölyakı menstrual rahatsızlıklar ve nedeni açıklanamayan kısırlıkla ilişkilendiren çalışmalara rağmen, bu ilişki kesin olarak kanıtlanmamış.

6-Huzursuz bağırsak sendromu: Kalın bağırsağı etkileyen huzursuz bağırsak sendromu ya da IBS, kramp, ağrıya şişkinliğe, gaza, ishale ve en az 3 ay süren kabızlığa neden oluyor.

Uluslararası Gastrointestinal Bozukluklar Vakfı (The International Foundation for Functional Gastrointestinal Disorders)'nın raporlarına göre Amerika'da IBS için yılda neredeyse 3.5 milyon doktor ziyareti yapılıyor.

Aynı rapora göre IBS olduğu bildirilen hastaların yüzde 65'i kadın.

Nedeni bilinmeyen bu hastalığın, kadınlarda görülme olasılığının daha fazla olmasında hormonların rol oynadığı düşünülüyor.

7-Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar: Amerika Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı'nın açıklamasına göre hem kadınları hem erkekleri etkileyen bir problem olmasına rağmen, kadınlarda daha sık görülüyor ve ciddi sağlık problemlerine neden oluyor.

Bunun çok sayıda nedeni var; örneğin, vajina dokusunun penisinkinden hassas olması, bakteri ve virüslerin nüfuz etmesini kolaylaştırıyor.

Chlamydia ve bel soğukluğu gibi hastalıkların belirtilerinin kadınlarda daha az görülmesi de - ciddi bir zarar oluşmadan önce tedavi olmadıkları anlamına geliyor. -

AA