Bacağınızın atardamar tıkanıklığı tedavi edilmezse gangrene yol açabilir!
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy, bacaklarda atardamar tıkanıklığı hakkında bilinmeyenleri anlattı
Bacakların damar hastalığı ayaklara ve bacaklara giden atar damarların daralması veya tıkanması anlamını taşıdığını vurgulayan Ankara Üniverisitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Köksoy, damarları tıkayan en yaygın hastalığın, ateroskleroz yani damar sertliği olduğunu belirtti: "Damar hastalığı en sık sigara içenlerde, hipertansiyonu, şeker hastalığı, kolesterol düzeyi yüksek olan kişilerde görülür. Damar hastalığına yaş ilerledikçe daha sık rastlanır. Genel olarak 50 yaş üzerindeki erkeklerin %5-15'inde şikayete yol açmayan damar hastalığı bulunur. Bacaklardaki damar tıkanıklığı olan kişilerin çoğunda hastaların ciddi koroner hastalığı ve şahdamar (karotis) hastalığı da bulunur."
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy'a bacakların atardamar tıkanıklığı hakkında bilinmeyenleri sorduk:
Bacakların atardamar tıkanıklığı nasıl gelişir?
Bacakların damar hastalığ, damarların içinde oluşan darlıklarla başlar ve giderek ilerler. Bütün damarlar hasta olmasına karşın, uyluk ve diz altındaki atardamarlar gibi vücudun bazı damarlarında daha ileri düzeyde hastalık olur. Giderek artan daralma, günün birinde bacak damarının bir bölümünün tamamen tıkanması ile sonuçlanır. Bacağın bütün damarlarının tıkanması nadirdir. Tıkanıklığın daha aşağısına tıkalı olan damarın çevresindeki oluşmuş olan küçük ya da kılcal damarlar aracılığı kan taşınır ama bu yolla giden kan genelde yeterli değildir. Tıkanıklığın uzunluğu, tıkalı damarın yeri ve yan yollarla aşağıya taşınan kan miktarına göre hastaların şikayetleri farklılık gösterir.
Belirtileri nelerdir?
Damar tıkanıklığı olan hastaların bir bölümünde bir şikayet ya da belirti olmayabilir. Ancak, damar hastalığına bağlı en yaygın şikayet yol yürümekle, koşmakla, merdiven çıkmakla baldırlara, uyluk çevresindeki ve kalçadaki adalelere gelen ve genellikle kramp şeklinde olan ağrıdır. Yürümekle gelen bu ağrının en önemli özelliği, kişi durduğunda ağrının 3-5 dakika içinde kendiliğinden geçmesi ve yürüdükçe tekrar ortaya çıkmasıdır.
Zamanla kan akımının daha da azalması sonucunda ağrılar artık dinlenirken veya uyurken bile ortaya çıkmaya başlayabilir. Bir süre sonra ağrı kalıcı hale gelip, artık gündüzleri de devam etmeye başlar. Hastalar, çoğu kez bacaklarını yatak kenarından aşağıya sarkıttıklarında daha rahat edebilirler ve bu durumda yürüme ağrısı da çok daha kısa mesafelerde gelmeye başlar. Daha ileri aşamalarda ise ayaklarda ve özellikle ayak parmaklarında ağrılı yaralar ve gangrenler gelişebilir. Basit bir nedenle başlayan bir yara aylarca iyileşmez ve yayılmaya başlar. Özellikle şeker hastalarında, yaraya rağmen ağrı olmayabilir. Uzun süren parmak ya da topukta oluşan soğuk morluklar, bir süre sonra siyah renkli gangrenlere dönebilir.
Damar tıkanıklığının önemi nedir?
Damar tıkanıklığının olmasından ziyade, hastada neden olduğu şikayetler daha önemlidir. Şikayetlerin derecesi ile hastanın ve bacağının akıbeti arasında ilişki vardır. Örneğin yürüyüş ağrısı oluşturan bir damar tıkanıklığı genelde hastada rahatsızlığa neden olurken, istirahatte ağrı ve ayakta yaralar oluşturmuş olan damar tıkanıklığı ise bacağın kesilmesi riski taşır.
Damar tıkanıklığı nasıl teşhis edilir?
Hastanın şikayetlerini dinleyerek ve başta bacaklardaki damarların nabızlarının muayenesi olmak üzere, çeşitli muayene yöntemleri ile bacaklardaki atar damar hastalığı kolaylıkla teşhis edilebilir. Ancak daha detaylı değerlendirme gerektiğinde, damar darlık ve tıkanıklıklarının anlaşılmasındaki başlıca görüntüleme yöntemleri renkli Doppler ultrason, bilgisayarlı tomografik anjiografi (BTA), manyetik rezonans anjiografi (MRA) ve anjiyodur.
Tedavisi nasıl yapılır?
Hastanın şikayetine ve olayın aciliyetine göre tedavi planlanır ve sanılanın aksine tıkalı her damar açılmaya çalışılmaz. Önce hastada damar tıkanıklığı yapan etkenler kontrol altına alınır ve hasta, daha sağlıklı bir yaşam tarzına kavuşturulur. Erken dönemde teşhis edilen damar tıkanıklıklarında yürüyüşle daha aktif bir yaşam, kilo verme, varsa şeker hastalığının ve hipertansiyonun tedavisi, yüksek kolesterol ve lipit düzeylerinin düşürülmesi ile tedaviye başlanabilir. Sigaranın bırakılması ve sigara içilen ortamlarda bulunulmaması önemli olup, diğer tedavi yöntemlerinin etkili olabilmesi için mutlaka gereklidir. Pasif ve hareketsiz hayattan daha aktif ve düzenli egzersiz yapılan bir hayata geçiş damar hastalıklarının tedavisinde önem taşır. Özellikle yürüyüş ağrısı şikayeti olan damar hastalarının haftada üç ya da beş günde, birer saat yapacakları yürüyüş hem bacak damarları hem de vücut sağlığı açısından oldukça yaralıdır. Daha sağlıklı bir yaşama dönük bu değişiklikler yanında, kanı sulandıran ve ağrısız yürüme mesafesini artıran bazı ilaçlardan da yararlanılabilir. Tüm bu yöntemlerle yürüme ağrısı olan hastaların %75'i büyük oranda rahat edebilirler.
Bazı hastalarda ilaçlar ve yaşam tarzındaki değişiklikler yeterli olmaz. Özellikle kısa mesafelerde yürüme ağrısı olan ya da istirahatte ağrı, ayaklarda yara ve gangren olan durumlarda bu tedavi tek başına yeterli değildir. Bu durumlarda tıkalı damarların açılarak ayağa ve bacağa giden kan akımının artırılması gereklidir. Ayağın ve bacağın kan akımının artırılması tıkalı damarların balon ya da stentlerle açılması ya da damar ameliyatları ile mümkündür. Özellikle parmaklarında ya da ayaklarında gangren olan hastalarda bu gangrenli dokuların kesilmesi gerektiğinde çok dikkatli olunmalıdır. Gangren ya da yara bir buzdağının görünen kısmı gibi ayaktaki dolaşım sorununun gözle görülen kısmıdır.
Diğer bir ifade ile bacağın ya da ayağın tamamının dolaşımı kötü olup, bacak kaybedilmek üzeredir. Böyle bir durumda, gangrene parmağın alınması olayı hiç bir şekilde çözmediği gibi daha da yaygın hale getirir. Bu tür durumlarda önce damarların açılıp, dokunun kanlandırılması ve sonra gangrene parmağın alınması bacağı kurtarır.
Endovasküler tedavi nedir?
Tıkalı damarların anjiyo altında balon ve stent gibi bir çok yöntem kullanılarak açılması işlemi, endovasküler tedavi olarak bilinir. Bu yöntem genelde lokal anestezi kullanılarak çoğu kez kasıktan damarın içine ilerletilen teller, kateterler, balonlar ve stentler aracılığı ile gerçekleştirilir. Son yıllarda bu alanda büyük ilerlemeler olmuştur ve eskiden açılamaz sanılan tıkalı damarlar, uzun tıkanıklıklar artık açılabilmekte ve yeni geliştirilen stentler, ilaçlı balon ve stentlerle çok daha uzun süreli sonuçlar alınabilmektedir.
Bacaklardaki damar tıkanıklıklarının cerrahi tedavisi nasıl yapılır?
Çoğu kez uzun tıkanıklıkların suni ya da doğal bir damar grefti ile köprü (bypass) ameliyatı yapılmaktadır. Hemen her tıkalı damar için bypass ameliyatı yapılabilmektedir. Eskiden bypass yapılamayacağı sanılan diz altındaki ya da ayaktaki küçük damarlara bile rahatlıkla bypass ameliyatı yapılabilmektedir. Ameliyatlar anjiyo ile tıkalı damarlar açılamadığında, ardışık uzun tıkalı damarlar olduğunda gerekir.