Ruh halini etkileyen alışkanlıklar
Bu bilgiler size tanıdık geldi mi? İşte haberin detayları...
1. Yorgun ve tembel yürüme şekli
Yapılan bir araştırmaya göre, yürüme şeklimiz ruh halimizi etkiliyor.
Araştırmacılar, katılımcılara omuzları düşük, kollarını oynatmadan ve kamburlarını çıkartarak yürümelerini söylediklerinde hızlı adımlarla yürüyenlere göre daha kötü ruh hallerine büründüklerini gözlemliyorlar.
Araştırmanın sonucunda, yorgun ve tembel bir biçimde yürüyen kişilerin negatif olayları pozitif olaylara göre daha çok hatırladığı ortaya çıkıyor.
Omuzlarınızı düzeltip çenenizi dik tutarak yürüdüğünüzde gün içerisinde yaşanan olaylara daha pozitif açılardan bakmaya başladığınızı fark edeceksiniz.
2. Her şeyin fotoğrafını çekmek
Yapılan bir araştırmaya göre, rastgele çekilen fotoğraflar gün içinde yaşadığınız olayları hatırlama şeklinizi etkiliyor.
Araştırmacılar, katılımcıları bir müze turunda objelerin ve diğer kişilerin fotoğraflarını çekerken gözlemliyor.
Deneyin sonucunda katılımcıların fotoğraflarını çektikleri objeleri hatırlamakta direk baktıkları objeleri hatırlamaya oranla zorluk çektiği görülüyor.
Hafızanızın olumlu yönde gelişmesine yardımcı olmak için hoşunuza giden bir manzara ya da olay ile karşılaştığınızda hemen fotoğraf makinanıza sarılmak yerine manzaranın tadını çıkarmaya odaklanın.
3. Zorbaların hareketlerinden etkilenmek
Zorbalıklar öğrencilik yıllarından sonra da devam ediyor.
Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre 54 milyon çalışan kariyerlerinin bir döneinde zorbalığa maruz kalıyor. Çalışanların %70'i iş yerlerinde zorbalığa maruz kaldığını ya da şahit olduğunu belirtiyor.
İş yerinizde bir başka çalışan tarafından sürekli olarak harakete ve benzeri davranışlara maruz kalmak çalışanların duygusal olarak savunmasız olmasına ve üreticiliğinin sarsılmasına sebep oluyor.
İş yerinizde bu tarz olaylar yaşandığınızda ilk yapmanız gereken bir psikologa danışarak yaşadığınız durumu anlatmak olacaktır. Daha sonra iş yerinizde yaşanan olayla ilgili gerekli raporlamayı yapıp, iş yerinizin hazırladığı protokolü izlemeniz gerekiyor.
4. Egzersiz yapmamak
Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, haftanın üç günü egzersiz yapan insanlarda depresyona girme riski %19 oranında düşüş gösteriyor.
11,000 katılımcı üzerinde yapılan araştırmalar sonucu araştırmacılar, fiziksel aktiviteler ile depresyon semptomları arasında bir bağlantı olduğunu açıklıyor.
Düzenli olarak fiziksel aktivitelere katılım sağlayan kişilerde depresyon semptomlarının diğer kişilere göre belirgin oranda az görüldüğü söyleniyor.
Gerçekleştireceğiniz fiziksel aktiviteler mutlaka spor kategorisine girmek zorunda değil. Kısa yürüyüşler ya da asansör yerine merdivenleri kullanmak bile zihninizi meşgul tutacaktır.
5. Sorumlulukları ertelemek
En son ne zaman yapmanız gereken bir şeyi ertelediğinizi hatırlamaya çalışın.
Eğer bu ertelemenin sebebi sadece işi yapmak istememeniz ise sorun yok. Fakat sorumluluklarınızdan yanlış yapma korkusu yüzünden kaçıyorsanız ertelemek durumu daha da kötü hale getirecektir.
Bu tarz durumlarda işi yaparken stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak ortamlar yaratmaya çalışın. İşe başlamadan önce koşuya çıkmak ya da sevdiğiniz müzikleri dinlemek stresi ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.
6. Zarar veren ilişkiler
Depresyon veya anksiyete belirtileri gösteren birçok kişi bu hislerin yaşadıkları zehirleyici ilişkilerden kaynaklandığını anlayamıyor.
Partnerlerinin davranışları yüzünden kendilerini yetersiz ve bencil hisseden kişilerin özgüveni zamanla yok oluyor.
Çoğu zaman kişilerin depresyonlarının kaynağının, ilişkileri olduğunu anlaması uzun yıllar sürebiliyor. Bu tarz zararlı ilişkiler içerisinde olan insanların yardım alması gerekiyor.
İlk önce partnerinizin size zarar veren davranışlarını gözlemleyin. Daha sonra bu konunun uzmanlarına ya da size en yakın olan kişilere partnerinizin bu etkilerinden kurtulma konusunda danışın.
7. Hayatı çok ciddiye almak
Günlük hayatta başınıza gelen ufak tefek aksaklıklara omuz silkmek yerine kendinizi utanç içerisinde mi hissediyorsunuz?
Eğer bu soruya cevabınız 'evet' ise sizi güldürecek daha fazla neden bulmanızın zamanı gelmiş demektir.
Gülmek anksiyete ve depresyon semptomlarından kurtulmanın en etkili yolu olarak görülüyor. Günlük hayatınızda komediye daha fazla yer vermeye çalışın.
Komedi dizileri izlemeye ya da sizi güldüren arkadaşlarınızla daha fazla vakit geçirmeye özen gösterin.
8. Düzenli olarak uyumamak
Yapılan araştırmalara göre uyku, vücudumuzun fonksiyonlarını etkilediği kadar duygusal ve zihinsel kabiliyetlerimizi de etkiliyor.
Uykunun vücudumuzun yenilenmesini sağladığı ve düzensiz olarak uyumanın metabolizmamızın işleyişinde aksaklıklara sebep olacağı söyleniyor.
Kronik uykusuzluk gibi bir rahatsızlığınız varsa ilk önce bu soruna sebep olabilecek çevresel etkenleri elemeye çalışın, daha sonra da bir uzmana danışarak uyku düzeninizi oturtmak için çaba gösterin.
9. Yalnız kalmamak
İş hayatı, evlilik ve çocuklara zaman harcamaktan kendinize özel vakit ayıramıyor olabilirsiniz.
Günlük hayatın koşuşturması sırasında kendinize ayıracağınız 10 dakika, 1 saat hatta koca bir gün sizin için altın değerinde olacaktır.
Kendinize ayıracağınız vakitten kısmak depresyona kapı açmanıza sebep olabilir.
Yalnız kalmak için kendinize bir zaman aralığı belirleyin ve bu vakti etkili kullanın.
İletişim kurmak için genellikle mesaj, Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarını kullanıyorsanız kaliteli iletişim kurmuyorsunuz demektir.
Sosyal medya hesapları üzerinde kurulan iletişim eğlence faktörüne dayalı olduğu için insanları anlamak yerine, deneyimlerimizin ve duygularımızın etkilerinin azalmasına sebep oluyor.
Davranış bilimi üzerine yapılan araştırmalara göre, akıllı telefonlar dikakt dağınıklığına, tatminkarsızlığa ve ani iletişim kurma gibi anlamsız isteklere yol açıyor.
İnsanlara birebir iletişim kurma alışkanlığından uzaklaşmak sosyal ortamlarda başkalarıyla aynı ortamda bulunmak ve direkt iletişim kurmak gibi doğal davranışlarımızın zedelenmesine sebep oluyor.
Teknolojinin bu gibi zararlarından kaçınmak için, arkadaşlarınızda ya da ailenizle belirli aralıklarda birebir görüşmeye özen gösterin.
11. Cep telefonu olmadan yaşayamamak
En son ne zaman tamamen elektronik aletlerden uzak bir şekilde vakit geçirdiniz? Hatırlayamıyorsanız durum vahim demektir.
Bütün bu teknolojik aletler ile aşırı uyarıcılara maruz kaldığımız için vücudumuz ve beynimiz hiçbir zaman dinlenecek vakit bulamıyor.
Teknolojik aletleri hayatınızdan çıkarma olanağınız olmadığına inanıyorsanız en azından haftada bir gün günün yarısını kendinize ayırın ve beyninizin yenilenmesine izin verin.
12. Aynı anda birçok işi yürütmek
Günümüzde birçok insan çoklu-görev davranışını uyguluyor.
Öğle yemeğini ofiste yemek, televizyon izlerken Facebook'ta dolaşmak ya da neredeyse günün her anında mesaj atmak bu davranışların en bariz örnekleri.
Birçok insan bu davranışın üreticiliği arttırdığına inansa da bu inanış gerçekliğe dayanmıyor.
Aynı anda birçok iş yürütmek strese girmemize, çevremizde yaşanan olayları ihmal etmemize ve efektif iletişim kurma yeteneğimizi kaybetmemize sebep oluyor.
Zihninizi rahatlatmak için bir süreliğine televizyonunuzu kapatın, telefonunuzdan uzak durun ve çevrenizde olup bitenlere yoğunlaşın.
Beyninizin çevrenizde olan olayları düzgün bir şekilde işlemesine izin vermek zihinsel sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şey olacaktır.