TIME kapak yaptı: Tereyağı yiyin
TIME dergisinde yayımlanan makale; Prof. Dr. Canan Karatay'ın tereyağı konusundaki sözlerini onaylar nitelikte...
ABD’nin saygın dergisi TIME’ın Haziran baskısında ABD’de son 40 yıldır kronik boyutlara varan kilo problemlerini düşük yağlı diyetlerin artırdığı ve yağ tüketiminin azalmasına bağlı olarak birçok sağlık probleminin de çoğaldığı belirtiliyor. Makaleye göre, doymuş yağ tüketiminin azaltıldığı 1980 ila 2012 yılları arasında Tip 2 diyabet vakaları ülkede yüzde 166 oranında arttı. Doymuş yağ oranı düşürülen ürünlerin çoğu bugün ciddi boyutlara ulaşan obezite ve diğer hastalıkların tetikleyicisi tatlandırıcılar, yağlar ve bir takım kimyasallar gibi zararlı katkı maddeler içeriyor. Yine doymuş yağ tüketiminin azaltılmasıyla ruh hastalıkları da tesadüf olmayacak ölçüde sık rastlanır oldu. Yağlanmada, karbonhidratların yağdan daha çok rol oynadığına dikkat çekiliyor. Zira vücuda girdikten sonra glikoza dönüşen karbonhidratlar kanda yükselen şeker oranının dengelenmesi için pankreasın daha çok çalışmasına yol açıyor. Bu da glikozun yağ olarak depolanmasına yol açıyor. Aşırı çalışan pankreas birçok hastalıkta rol oynuyor.
Kardiyolog Prof. Dr. Canan Karatay, 2011 yılında yayınlanan Karatay Diyeti kitabında bilimsel referanslar eşliğinde bu konuya değinmiş ve “Tereyağı yiyin” demişti. Bu önerisiyle Türkiye’de birçok hekim tarafından eleştirilen Prof. Karatay, sağlıklı yaşamın önündeki en büyük engelin ‘doğru’ bilgi eksikliği olduğunu vurguluyor.
'BİLİNÇALTINA YERLEŞMİŞ YAĞ KORKUSUNDAN KURTULUN'
Prof. Karatay, kitaplarında yağ konusunda şu konulara dikkat çekiyor: “Doğal yağlar, ancak yağda eriyerek vücudumuza girebilen ve vücudumuz için önemli olan A, D, E, K vitaminlerinin, yiyeceklerimizle emilmesini sağlarlar. Sağlıklı yağlar (hayvansal yağlar, tereyağı, balıkyağı, zeytinyağı) yenilmediği zaman, yağda eriyen A, D, E, K vitaminlerinin (yemeklerle almış olsak bile) emilimi gerçekleşemez. Bunun sonucunda sağlığımız için büyük önemi olan bu vitaminler vücudumuzda giderek azalırlar. Bu vitaminlerin azalması da vücut direncinin bozulması ve hastalanmamızın nedenlerinden biridir.
Serbest gezinerek doğal beslenmiş hayvanların içyağı, kuyrukyağı veya tereyağı (geleneksel köy usulü yapılmış) ya da doğal yetişmiş ve ilaçlanmamış zeytinlerden elde edilen soğuk sıkım sızma zeytinyağı ve diğer soğuk sıkım tohum yağları (fındık, susam, ketentohumu vb) ise, yaşam için son derece önemli temel besin maddeleridir, bunlar sağlıklı yağ sınıfındadırlar. Bu sebeple bilinçaltına yerleşmiş yağ korkusundan kurtulmamız gerekmektedir. Bu fobiyi yenmenin en sağlam yolu bilgilenmemizden geçer, çünkü biliyoruz ki insanlar ancak bilmediği şeylerden korkar!
Sağlıklı olan ve hayatı uzatan yağlar, serbest dolaşan hayvanlardan elde edilen içyağı, kuyrukyağı, tereyağı, Omega-3 yağları, kimyasal ilaç kullanılmadan doğal yetişen zeytinlerden elde edilen soğuk sıkım ‘sızma’ zeytinyağı ve diğer soğuk sıkım doğal tohum yağlarıdır (çörekotu, ketentohumu, ayçiçeği, kabak çekirdeği, fındık, susam, üzüm çekirdeği vb)!
Sağlıksız yağlar ise trans yağlardır. Yani margarinler, rafine edilmiş tüm bitkisel yağlar (ayçiçeği, fındık, susam, mısırözü, soya, kanola, pamuk, zeytinyağı vb), fabrikasyon yiyeceklerde ya da pastane ürünlerinde kullanılan hidrojenize bitkisel yağlardır.
YAĞI ZARARLI YAPAN ETKENLER
Farkındaysanız her iki grupta da ayçiçeği, mısırözü, fındık, susam, zeytinyağı var. Yağın adı aynı ama meyvenin yetişme ve sıkma yöntemi içeriğini tamamen değiştiriyor. Tohum ya da meyve GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) olunca ve rafine yöntemiyle yüksek ısıda sıkılınca ya da hidrojenize işlemi görünce sağlıksız, ancak doğal ve soğuk sıkım ‘sızma’ olunca sağlıklı yağ oluyor! Ayrıca özellikle kızartmalarda tercih edilen rafine/rivyera yağlar, ikinci bir kez ısıl işlem görerek trans yağ oranı artıyor ve yemeği daha da sağlıksız hale getiriyor. Yemekte kullandığınız diğer malzemeler sağlıklı ve doğal olsa da, sağlıksız bir yağ her şeyi bozuyor! Bu sebeple sağlıklı yağları alırken de doğallıklarını sorgulamak gerekiyor…”