Şahan Gökbakar: Ne yani oturup ense mi yapayım?

"İNSANLARIN HAYAL ETTİĞİ GİŞELER"

“Recep İvedik kadar izlenmeyebilir diye başka hikâyeler anlatmayalım mı? Bizim diğer iki filmimizin izleyici sayıları da insanların hayal ettiği gişeler ama Recep İvedik için kesilen bilet çok astronomik. Bütün olumsuz düşünceleri yok ederek filmler çekmeye devam ediyoruz.”

"NE YANİ OTURUP ENSE Mİ YAPAYIM?"

‘Kayhan’ ile sinemada yeni bir kahraman yaratmanın peşine düşen Şahan Gökbakar, ‘Recep İvedik’in rekor gişesinin kendisinde baskı oluşturmadığını ‘Başka filmler çekmeyip de ense mi yapayım’ sözleriyle dile getirdi.

Şahan Gökbakar...

İzleyici ve hasılat rekortmeni.

5 filmlik ‘Recep İvedik’ serisiyle toplam 250 milyon TL hasılat, 27 milyon izleyici.

Avrupa’da da öyle. Toplam izleyici sayısı 2 milyon kişiyi geçti.

Süreklilik adına başka hikâyeler de gerektiğinin bilincindeydi. ‘Recep İvedik’ ile kıyaslanacağını bile bile başka filmler çekti.

Bir Latin atasözünü felsefe edindi.

‘Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.’

‘Celal ile Ceren’, 2 milyon 853 bin kişilik gişesiyle 88 film arasından 3’üncü oldu. ‘Osman Pazarlama’ ise 1 milyon 983 bin izleyiciyle 139 film arasından 4’üncü. İki filmin izleyici sayısı 4 milyon 838 bin. Sektöre sağlanan girdi 50 milyon TL. 7 filminin toplam hasılatı 300 milyon TL, izleyicisi ise 32 milyon kişi. Şimdi ‘Kayhan’ vakti...

‘Recep İvedik’ gibi ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’deki karakterlerden biri. ‘Kayhan’, felsefesi kardeşlik, arkadaş- lık, dostluk olmasının yanı sıra çocuk ruhlu, iyi niyetli ve saf kişiliğiyle ‘Recep İvedik’ ile benzerlik gösteriyor. Aynı zamanda onun gibi karikatürize bir tip. Komedi dinamikleri açısından her şeye açık. Hangi kondüsyonun içine konulursa konulsun orada mutlaka kendine yer buluyor.

O cinsten bir karakter. Ve karakterin maceradan maceraya koşarak seri film haline gelebilecek olması diğer bir benzerliği. Şahan Gökbakar, yine yeni bir filminde dejavu yaşıyor. ‘Recep İvedik kadar gişe yapmaz’ türünde kesilen ahkâmlarla üzerine yağdırılan karışılıklara karşı şemsiyesi İngiltere’nin başbakanlarından David Lloyd Geoge’un özlü sözlerinden biri. ‘Yapamaz’Iara kuIak asarsanız asla yapamazsınız.’

Başarı her işte birinci olmaksa Şahan Gökbakar başarısız. Aristo mantığına göre yeryü- zünde başarılı tek bir şahsiyet yok.

.............................

O gün set Zekeriyaköy’de... Togan Gökbakar, çekilecek sahne üzerine çalışıyor. Teknolojinin son ürünlerini sete yığmış. “Artık çok daha uygun fiyatlara Hollywood standartlarında ekipmanlar satın alınabiliyor. En kaliteli görüntüler için en iyi ekipmanı kullanıyoruz. İşimiz bu.”

Işıklar kuruldu, ses kontrolleri yapıldı, kameraların açıları düzenlendi. Set çalışanları yerlerine geçti. ‘Kayhan’ın çekimleri başlıyor.

Başladı da bir türlü bitemedi. İlkinde benim kahkahalarım, ikincisinde asistanlardan birinin, üçüncünde sesçininki durduruyor çekimi. Sonunda günün ilk planının çekimi bitti. ‘Şükürler olsun. Çekebildik sahneyi.’ Üzerime alınmıyorum Togan Gökbakar’ın kinayeli sözlerini. Set çalışanları bile ‘Kayhan’a kahkaha atarken kapatmalı mıydım gözlerimi.

"TAM GÜNÜNE DENK GELDİN"

Sonraki sahne...

Set izlenimi için tam gününe denk gelmi- şim. Filmin en şenlikli planlarından biri. ‘Kayhan’, arkadaşını koruma adına ringe çıkıp adam dövecek(mi)? Togan Gökbakar’dan keskin bir uyarı... ‘Arkadaşlar, rica ediyorum çekim sırasında lütfen sessiz olun.’ Bunu söylerken kendisi gülüyor ama... Sonra benden gülmememi bekliyor. Peh peh peh... Yok daha neler? Çekimden önce Şahan Gökbakar’dan bana bir dipnot: ‘Film, dövüş merkezli değil. Sen bu sahneye denk geldin.’ Çekim başladı. Bir süre sonra... ‘Mehmet, lütfen gülme artık. Arkadaşlar, ne yazık ki bir kez daha yine baştan almak zorundayız. Malumunuz çekim sırasında kahkahalar atılıyor da.’ ‘Affedersin Togan. Prova yapıyorsunuz sandım.’ Birkaç tekrardan sonra çekim tamam. Şahan Gökbakar, ringden inip koşa koşa, bir hışımla yanıma geliyor.

‘Kayhan’ca konuşuyor... ‘Çak bro, sana rağmen iki planı da tamamlayabildik. İki planı iki saatte çektik ama olsun. Sakın dert etme.’ ‘Tamam, gülmeyeceğim.’ ‘Gülemeyeceksin bro... Çünkü çekime sen gittikten sonra devam edeceğiz. Şaka şaka. Bugün zaten iki plan çekecektik.’ Buyur karavanda sohbet edelim. ‘Kayhan’, sempatiklikten dem vurularak ‘Recep İvedik’ ile kıyaslandı. ‘Kayhan’ın sempati ölçüsünü merak ediyorum. “Daha filmin çekimleri bile tamamlanmadı.

İki fotoğrafa bakarak bir karakterin sempatik olup olmadığı nasıl anlaşılabilir? Ayrıca hani ‘Recep İvedik’ kaba saba, kıro bir karakterdi. ‘Bu ne biçim adam’ denilen adam şimdi sempatik mi oluverdi?

Demek ki bir karakter önce böyle çok fazla negatif tepki alsa da insanların gözünde yıllar içinde baş tacı olup sempatik hale gelebiliyor. ‘Recep İvedik’ bize bunu gösterdi. İzleyicimizi tenzih ediyorum. Onlar baştan bu yana sempatik buldu.

Ortağı ve yönetmeni olan kardeşi Togan Gökbakar’ın da söyleyecekleri var. Söyledikleri elbette pek meraklısı olduğu teknoloji üzerinden bir göndermeyle olacaktı. “Sıra dışı her şey ilk başta bir alışılma süreci gerektirir.

iPhone ilk çıktığı zaman Microsoft’un CEO’su ‘Tuşsuz telefonu kimse kullanmaz’ demişti. Sonuç ortada. Sıra dışı- lığa ayak uyduramayıp battı. Alışılmış olanı bozan her şeye bir önyargı vardır. Sonra da fanatik derecede sevilebilir. ‘Recep İvedik’te olduğu gibi. ‘Kayhan’da da olacağı gibi.”

"BAŞARI BİR YOLCULUKTUR"

Merak ettiğim bir diğer konu ‘Recep İvedik’in gişesinin diğer filmleri açısından kendisinde bir baskı oluşturup oluşturmadığı... “Amiral gemimiz ‘Recep İvedik’ ile inanılmaz bir başarı elde ettik. 7 milyon 500 bin izleyici her gün yaşadığımız gişe olmadığı için diğer filmlerimiz düşük iş yapmış gibi görünüyor. Oysa 2 milyon 500 bin - 3 milyon gişe yapmak zordur. Kaç film bu rakamlara ulaşmış? Hal böyleyken başka film çekmeyecek miyiz? ‘Recep İvedik’ kadar izlenmeyebilir diye başka hikâyeler anlatmayalım mı?

Bizim diğer iki filmimizin izleyici sayı- ları da insanların hayal ettiği gişeler ama ‘Recep İvedik’ için kesilen bilet çok astronomik olunca onun dezavantajını yaşıyoruz. O dezavantaj da ‘Gişeleri düşmüş’ şeklinde anlamsız söylemler oluyor. Birer zihinsel canavar haline gelmeden bütün olumsuz düşünceleri yok ederek başka filmler çekmeye devam ediyoruz.” Togan Gökbakar, ABD’li psikolog - yazar Ben Sweetland’ın ‘Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil’ sözünün altını çiziyor. “2012’de kurduğumuz Çamaşırhane Film’in çatısı altında çektiğimiz filmlerimizin yelpazesini her geçen yıl daha da genişleterek izleyicilerimizle birlikte yolculuğumuza devam edeceğiz. Sinemadan kazandığımızı sinemaya yatırdık, böyle de devam edecek.” Şahan Gökbakar devam ediyor... ‘Kayhan’, ‘Recep İvedik’ haricinde çektiğimiz üçüncü film. Bu da sadece ‘Recep İvedik’e sığınıp kalmadığımızı son derece net bir şekilde gösteriyor. Aklıma Abraham Lincoln’ün ‘Hayatımda işi eğlence, eğlenceyi de iş olarak gördüğüm için başarı kazandım’ sözü geldi. Sinemaya maddi ve manevi kazanımlarda bulundurmanın peşindeyken ‘Bak gördün mü falanca filmleri ‘Recep İvedik’ kadar iş yapmadı’ gibi yorumlar yapıldı. Ne yani film çekmeyip de oturup ense mi yapayım?

Rekortmenim diye tası tarağı toplayıp ıssız bir adaya mı yerle- şeyim? L.Y. Rauke’nin de dediği gibi ‘Durmak ölüm, taklit uşaklıktır.” Şu ana kadar 2017’de Türk filmlerinin gişesi bir önceki yıla oranla büyük artış gösterdi. 2016’da 24 milyon kişi olan izleyici sayısı bu yılın ilk 11 ayında 33 milyona ulaştı. 7 milyon 500 bini ‘Recep İvedik 5’in... Şahan Gökbakar, gişe artışında herkesin payının olduğunu söylüyor. “İzleyici sayısının bu ölçüde artması hepimiz için gurur ve şevk verici. Hepimizin payı büyük. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. İzleyici sinemamıza sahip çıkıyor. Biz de onlara iyi filmler sunmaya devam edeceğiz.”

Bu arada, ‘Recep İvedik 6’nın gösterimi Şubat 2019. Ya Afrika’da ya da Uzakdoğu’da çekilecek. Şahan Gökbakar fikrimi sordu. Afrika fikri bana daha sıcak geldi.