Son dakika haberi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kritik açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tahıl sevkiyatı anlaşması konusunda herkesten attıkları imzalara sahip çıkmalarını ve üstlendikleri sorumluluklara uygun hareket etmelerini bekliyoruz" ifadelerini kullanırken; "Yunanistan adaları silahlandırma konusunda ne yapmak istiyorsa yapsın mı diyelim? Ne gerekiyorsa vakti saati geldiğinde bunu yaparız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayında tahıl koridoru, enflasyon, olası Suriye Harekatı ve gündeme dair konu başlıklarıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Bu konuda uzun süredir yoğun temas ve müzakereler yürüttük. Neticede Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracatına yönelik mutabakatın İstanbul'da imzalanmasını başardık. Küresel gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. Yazılı basında da "%5-%3 fiyatlar düştü" diye çıktı. Bu devam edecek. Bu tarihi başarıya verdiğimiz katkı, Türkiye'nin küresel meselelerde oynadığı rolü bir kez daha ortaya koymuştur. Ukrayna'ya giden ve oradan gelen gemilerin emniyetli ve plana uygun şekilde seyrine yön verilecek.
Sürecin hala ne kadar hassas olduğunu Cumartesi günü Odessa Limanı'na saldırıdan görüyoruz. Böyle bir şeyi istemezdik ama oldu. Herkesten attıkları imzalara sahip çıkmalarını bekliyoruz. Burada bir başarısızlık hepimizin aleyhine olacaktır. Bunu da kendilerine anlatıyoruz. Savaşın başından beri önceliğimiz, ateşkesin sağlanmasının ardından adil ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi. Bu anlayış var. Temenni ederim ki bunu da başarırız.
"KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZİ ANLATTIK"
Her şeyden önce PKK/YPG ile FETÖ'ye destek verilmeyeceği, bunun kırmızı çizgimiz olduğunu kendilerine orada ısrarla anlattık. NATO Zirvesi'nde de bu teyit edildi. Zirvenin en önemli neticesi bence budur. NATO'nun kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması Madrid Zirvesi'nin en önemli noktasıdır. İsveç ve Finlandiya'dan teröre destek verilmemesi noktasında somut beklentilerimiz var. Bakın İsveç caddelerinde polis korumasında bunlar yürüyüş yapıyorlar. Ama İsveç vatandaşının sağ duyusu da ortada. "Türkiye-Erdoğan istiyorsa, bunlar madem terörist, verilmesi lazım" diyor.
Oradaki iktisatlı yapıların da kapatılması gerekiyor. Bunu da istedik. Orada da şimdi iade ve mal varlığı taleplerimize karşılık bir cevap bekliyoruz. Bu hususta Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlar ilgileniyor. Kesinlikle Türkiye'den bu konuda taviz beklenmesin. Orada görüşmeleri yaptık. Bu görüşmelerden sonra geldik. Gel gör ki daha evvelsi gün bu teröristler Stockholm sokaklarında gösteri yapıyorlar. Yani İsveç somut bir adım atma konusunda uzak görünüyor.
Bu iş öyle zannedildiği gibi kolay bir iş değil. Makedonya 11 yıl sürdü. Ha dedik tamam hemen NATO'ya alsınlar. Yok böyle bir şey. Biz orada da bütün dostlara, arkadaşlara bunu söyledik. Süreç şu an ilerliyor. Bu ilk etap. Madrid'deki bir davettir. Bu davetin neticesi ne olacak? Onu da bu eylemler belirleyecek. Siz hale bu teröristleri caddelerinizde koruma altında yürütürseniz, biz de takip ediyoruz. Sadece İsveç-Finlandiya değil. Maalesef Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İskandinav ülkelerinin tamamı böyle. Liderlerle yaptığımız görüşmede kendilerine bunu söyledik. 'Siz ne yapacaksınız böyle sürdürecek misiniz?' E gülüyorlar. Bizim parlamentomuz var. Böyle devam ederse olumlu bakmaz.
Türkiye - İran 7. Yüksek Düzeyli İş Konseyi'nin daha sonra Astana Formatı'nda görüşmeler yaptık. İran'la 8 belge imzaladık. Şu anda 7,5 milyar dolar. Türkiye-İran yakışmıyor. Ticaret hacmini yeniden 30 milyar dolara çıkarmalıyız. Sayın Reisi ile mutabık kaldık. Biz İran'dan petrol, doğalgaz alıyoruz. Bunu artırmamız halinde bunu yakalarız. Süratle bu yılın ilk yarısını tamamlıyoruz. 8 milyar doları yakaladık. Yıl sonuna kadar bunu katlayabiliriz. Diğer taraftan Putin ile olan görüşmemiz gerçekten çok daha farklı geçti. Şu anda Putin-Zelenski olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Biz kimseye düşman nazarıyla bakmıyoruz. Bu bakışımız iki tarafın da samimi yaklaşımını getiriyor.
"BİZ KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ"
Vahdettin Köşkü'nde Miçotakis'le yemek yedik. Kendisine "Bundan sonra aramıza 3. bir ülkeyi sokmayalım. Biz ne yapacaksak direkt hat kuralım, görüşmelerimizi yapalım" aradan geçti 2-3 hafta ABD'deki Kongre'de aleyhimizde birçok şey söyledi. Oradan gidip Davos'ta benzer şeyler yaptı. Biz Türkiye'yiz ya kabile değiliz. Sonra kalkıp, "Türkiye şunu yaptı, bunu yaptı." Türkiye'ye herhangi bir olumsuz adım attığında, siyasetçi olduğum için ilk işim halkıma anlatabileceğim güçlü malzemelerimin olması lazım. Sonra Efes tatbikatı yaptık. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konsey görüşmelerini iptal ettim.
Yunanistan'da 5+4= 9 adet ABD üssü var. Bunları da söylediğin zaman kendileri inkar ediyor. Bunları da adalara yerleştirme niyetleri var. Rusya'ya karşı savunmak için olduğunu söylüyorlar. Sizin ne gücünüz var? Bunu ABD bile yapamaz. Yunanistan bizim güvenlik ihtiyaçlarımız için uçak almamızı engellemeye çalışıyor. ABD'ye Fransa'ya saldırarak "Türkiye'ye vermeyin" diyorlar. Ama biz duruşumuzla konumumuzu koruyoruz. Buradan gereken dersi almışlardır. Yunanistan'ın sürdürdüğü bu faaliyetler sadece Lozan anlaşmasına değil, Paris Anlaşması'na da ters. Bu adaların egemenliğinin gayri askeri statü altında kalmasıyla verildiğini sanırım Miçotakis bilmiyor. Sanırım öğrenecek.
"BIDEN İLE OLUMLU KONUŞTUK"
Hulusi Paşa bir açıklama yaptı. Bu tür şartlar Türkiye için geçerli şartlar değil, olacak iş değil. Biz Biden'la yaptığımız görüşmede gayet olumlu konuştuk. Sonra bu nereden çıktıysa Yunanistan'la ilgili konular gündeme geldi. Ben gelişmelerin olumlu olacağını düşüyorum.
Bir yıllık süre zarfında gerçekleştirdiğimiz karşılıklı ziyaretlerle BAE, Suudi Arabistan'la yeni bir dönem başlattık. BAE ile bir ortak teknoloji formu tesis edildi. Suudi Arabistan makamlarının da iş adamlarımızın sorunlarının giderilmesi konusunda çalıştıklarını görüyoruz. Tabi ihraç ürünlerimize yönelik boykotların sona ermekte olduğunu, Türk okullarının yeniden açılmasına yönelik adımların atıldığını görüyoruz. İsrail'den 15 yıl aradan sonra devlet başkanı seviyesinde ziyaret oldu.
"BAŞBAKAN PAŞİNYAN İLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜK"
Başbakan Paşinyan'la her iki ülkenin dini bayramları kapsamında karşılıklı tebriğimizi ilettiğimiz bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Tabi normalleşme sürecini de konuştuk. Bizim baştan itibaren kırmızı çizgimiz Azerbaycan'dı. Artık söylemin ötesinde somut adımlar atmasını bekliyoruz. Normalleşme sürecinde biz ciddiyiz, kararlıyız. Tam normalleşmeyi de hedefliyoruz. Türkiye'de bugün 100 binin üzerinde Ermeniler var. Azerbaycan'la eşgüdüm içinde Ermenistan'la olan yaklaşımı geliştiriyoruz.
Bu, PKK/YPG-PYD bunların alışılmış terör eylemlerinin bir benzeri. Buna biz yabancı değiliz. Tüm Amerikalılara, aynı şekilde Rusya tarafına, "Bakın bu durum böyle, oyuna gelmeyelim" dedik. Aynı şekilde bunu Iraklı dostlarımıza da ilettik. "Yaptığınız açıklamalara dikkat edin. Biz dostumuzla böyle bir duruma girmeyiz" dedik. Dert, Irak ve Türkiye arasındaki olumlu ilişkileri bozmak.
Konya'da yapılacak olan İslam Oyunları'na Irak'ın katılmaması konusunda açıklama yapmışlar. Üzüldüm. Irak böyle bir adımı atmamalı. Arkadaşlarımıza da söyledim Görüşün. Bu açıklamayı geri çeksinler. Bu arada Irak'ta hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Irak'ın doğusu hala sıkıntıda. ABD'nin maalesef burada ciddi, olumsuz yaklaşımları var. Madrid'deki görüşmelerde de bunu söylediğim gibi, Tahran'da da ABD'nin Fırat'ın doğusundan çekilmesi üzerinde durdum. Binlerce TIR silah, mühimmat, araç gereci ABD buraya yığdı, hala da yığmaya devam ediyor. Biz bunu Trump'a söylemiştik, aynı şekilde Biden'a da söyledik. Ama hala olumlu bir adım atılmış değil. Bize dokunmayana biz zaten dokunmayız."
"ABD TERÖRE UZUN SÜREDİR DESTEK VERİYOR"
ABD bundan önce de pek çok kez yaptı. Zaten ABD'nin kendi yetiştirmeleri bunlara eğitim vermek için terör kamplarına gelmişlerdir. Hala eğitim verme çalışmaları maalesef devam ediyor. Bu taziye yayınladıkları terörist kim diye bakarsanız. Türkiye'ye karşı terör eylemlerinde bulunan, Suriye'deki kız çocuklarını örgütü katmak için çalışan birisi. Belki Eylül toplantısında Biden'la görüşme fırsatımız olursa, bu olayları önlerine koyacağız.
ABD, terör örgütünü DEAŞ'la mücadele de ortak gibi görüyoruz. Türkiye'nin DEAŞ ile çarpışan tek NATO devleti olduğunu görmezden geliyorlar. Sözde ortaklarının terör eylemlerinin NATO müttefikine verdiği zarardan bahsetmiyor. Terör örgütüne zarar vermek için, bir başka terör örgütüyle iş tutulmaz. Bunu önce bileceğiz.
Böyle bir operasyonu içeriği noktasında bu akşamın konusu olarak görmek istemem. Ancak biz Suriye'nin kuzeyinde hedef olarak 250 bin briket ev yapmayı planlıyoruz. Bunları AFAD'ımızla birlikte yapıyoruz. O ilkel çadırlarda insanları yaşaması ne insani ne de İslami değildir. AFAD'ın koordinesinde, STK'larımızın katılmasıyla şu ana kadar 100 bine yakın konutu bitirdik. Ve devam ediyor. Şimdi yeni bir projeye gireceğiz. Zemin artı kat şeklinde. Buralara bizdeki mültecilerden geri dönüşleri artıralım diyoruz.
"UKRAYNA'DAKİ SAVAŞ ENFLASYONİST ORTAM OLUŞTURDU"
Bu salgın süreci, Ukrayna'daki savaş, tarihin en yüksek seviyelerine ulaşan enerji ve emtiya fiyatları, küresel alanda enflasyonist bir ortam oluştu. Bu diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'yi de etkiledi. Tabi hayat pahalılığının yükünü azaltmak amacıyla gerekli tüm adımları da atıyoruz. Bu kapsamda Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve ekonomi yönetimimiz çalışıyor. Hedef odaklı hayata geçirdiğimiz bu adımlarla zorlu koşullara karşı ülkemizin direnci artırmayı hedefliyoruz.
Kur Korumalı TL'ye katılım çok oldu. Toplamda 1,8 milyon hesap açıldı. Bu sayı güvene işaret ediyor. Gerçek kişilere yönelik tasarladığımız ürüne gelen talep de tabana yayıldı ve beklentimizin üzerinde gerçekleşti. Yapmış olduğumuz bu düzenlemelerin enflasyon üzerindeki etkilerini yakından takip ediyoruz. Son haftalarda yaşanan petrol fiyatlarındaki düşüşün olumlu etkilemesini de bekliyoruz. Yıllık enflasyon düşüşünü önümüzdeki yıl ciddi bir şekilde Şubat-Mart döneminde görmeye başlarız. Kayseri'de resmi rakam 70 bin civarındaydı. Orada 70 bin kişinin o sıcağa rağmen meydana gelmiş olması bir şeyi gösteriyor. Diyor ki "çıkış yolu burası"
"FINDIK FİYATINI HAFTA SONU AÇIKLAYACAĞIM"
Bir de şu var. Vatandaşın araçlarıyla olsun, piyasadaki alışveriş hareketliliğine bakıyorum gayet iyi noktada. Maliyet enflasyonu noktasında bana göre işi yönetiyoruz. Şu anda bizim son yaptığımız zamlarla, vatandaşın cebine giren parada ciddi bir artış oldu. Bu yıl sonu itibarıyla gözden geçireceğimiz bir süreçtik. Hafta sonu ben Ordu'ya gidiyorum. Orada da herkesin beklentisi "Acaba fındık fiyatları ne olacak" Açıklayacağız tabi. Fındığın olduğu yerlerde mevsimi geldi. Dalaverecilere bırakmadan bu açıklamayı yapacağız. Ben Bay Kemal ve hanımefendinin ağızına bakıp açıklama yapmam. Biz bu açıklamayı yapıp, bütün fındık üreticisini asla enflasyona ezdirmeyiz.