Büyükada'da korkutan karantina! 81 at itlaf edildi
Sağlıksız koşullarda çalışan, kötü muamele gören, kazalara kurban giden atların çilesi bitmek bilmiyor. Adalar'daki atlar şimdi de Büyükada'da açılan dev çukurlarla yine gündem oldu. Atlar şimdi de hastalık ile gündemde. En son 2017 Aralık ayında görülen ve tedavisi olmadığı için 18 atın itlaf edilmesine neden olan bulaşıcı hastalık atların yaşamını tehdit ediyor. İki yıl sonra yeniden ortaya çıkan Ruam hastalığına ilişkin resmi açıklama Adalar Kaymakamlığı'ndan geldi. Açıklamaya göre, 81 atın itlaf edildi. Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül de "Şu anda adaya at girişi ve çıkışı yapılmıyor. Bu atlar da bir yerlerde tutuluyor. 81 atta tespit edilmiş, başka atlarda yok" dedi. Hastalıkla ilgili açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyyal Ak, "İnsanlara veya diğer hayvanlara bulaşma söz konusu olduğu için, hayvanlarda tedavi yapmıyoruz. O aşamaya geldiyse eğer, hayvanlarda ortaya çıktıysa, tanı konulduysa, söylemesi güzel bir laf değil ama 'itlaf' yoluna gidiyoruz" dedi
İstanbul'da Adalar denince akla ilk gelenlerden biri kuşkusuz atlı faytonlar. Turistler tarafından da yoğun ilgi gören faytonlar, son yıllarda gündemden düşmüyor. Bu büyük tartışmaların sebebi ise atlar... Zira iyi bakılmadıkları, fayton kazalarına kurban gittikleri, kötü muamele gördükleri ve uygunsuz koşullarda tutuldukları, hatta kış aylarında bakımı külfet görülerek ormana terk edilen atların eziyet çekerek can vermelerine bir çözüm bulunması isteniyor.
Yaşanan krizlerle sürekli tartışma konusu olan atların çilesi bitmek bilmiyor. Atlar şimdi de korkunç bir şüphe ile gündemde. En son 2017 Aralık ayında görülen ve tedavisi olmadığı için 18 atın itlaf edilmesine neden olan ruam hastalığı iki yıl sonra yine ortaya çıktı. Büyükada'da ormanlık alanda birkaç gün önce iş makineleriyle iki büyük çukurla gündeme gelen olayın ardından hastalık tespit edilen 81 at itlaf edildi.
"BİR HAFTA ÖNCE BU ÇUKURLAR YOKTU"
DHA'nın haberine göre, Büyükada'da ormanlık alanda iki derin çukur kazıldı. Güvenlik şeridiyle çevresi kapatılan çukurların birkaç gün önce kazıldığı tahmin ediliyor. Büyükada'da yaşayan Ferdi Demir, geçen hafta çukurların bulunduğu bölgedeki yolu kullandığını ifade ederek, "Bu çukurları yeni gördüm. Geçen geldiğimde bu çukurlar yoktu. Şaşırdım açıkçası ben de görünce. Bir hafta önce bu yoldan geçtiğimde böyle bir çukur görmemiştim" şeklinde konuştu.
"AHIRLAR BÖLGESİNDEN BAZEN LEŞ KOKUSU GELİYOR"
Ferdi Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ahırlar bölgesinde hayvan barınağı ve hayvanların olduğu bölge var. Oradan geçerken bazen leş kokusu geliyor. Bu koku ölen atlara mı ait? İnsanın aklına ilk gelen şey bu oluyor. Ölen bir köpeğe ait de olabilir. Başka bir hayvana ait de olabilir. Tam olarak bir şey söylemek için gidip görmek lazım."
"ATLARA İĞNE YAPILDI... RUAM DİYORLAR DAHA BELLİ DEĞİL"
Büyükada'da ormanlık yolda yürüyen bir at bakıcısı ise, yanında bulunan ata hastalık tespiti için iğne yapıldığını ve atı teslim etmeye gittiğini ifade etti. Bütün atlara iğne yapılıp, hastalık olup olmadığının kontrol edildiğini söyleyen kişi, "'Ruam' diyorlar daha belli değil. Cuma gününe kadar belli olacak. Sonra gömülecek. Yer arıyorlar herhalde. Bunun gibi çok at var. En az 40, 50 at var" şeklinde konuştu.
RESMİ AÇIKLAMA KAYMAKAMLIKTAN GELDİ
Büyükada'da kazılan iki çukurla ilgili tartışma sürerken Adalar Kaymakamlığı'ndan açıklama yapıldı. Açıklamada, "İlçemizde bulunan bütün tek tırnaklılar (At, Merkep, Katır), ilgili mevzuatı gereğince yılda iki kez olmak üzere ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde sağlık taramasından geçirilmektedir. Bu yıl sonbahar mevsiminde Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğümüz tarafından tek tırnaklıların sağlık taramasından geçirilmesi ve yapılan tahliller sonucunda, Büyükada'daki bazı atlarda Ruam hastalığı tespit edilmiştir" denildi.
"81 AT İTLAF EDİLMİŞTİR"
Kaymakamlığın açıklaması şöyle devam etti: "At, merkep, katır gibi tek tırnaklı hayvanlarda görülen Ruam hastalığının tedavisi ve aşısı bulunmadığından, hastalık tespiti yapılan hayvanların ilgili mevzuat gereği itlaf edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle tahlil sonuçları kesinleşen ve tedavisi bulunmayan hastalığa yakalandığı tespit edilen 81 adet at, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca itlaf edilmiştir. Tahlil sonuçları kesinleşmeyen tek tırnaklıların işlemleri ise devam etmektedir. İlçemiz dahilinde uygulanan karantina tedbirleri kapsamında ilçeye hayvan giriş çıkışı durdurulmuştur."
BAŞKAN GÜL: ADAYA AT GİRİŞİ VE ÇIKIŞI YAPILMIYOR
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül de Habertürk TV'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Yıllardır Adalar'da yaşanan bir sorun. At gerçeği olan bir ilçe. Kendine özgü sorunları ve yaşam biçimleri olan bir yer. Bir aydır taramalar devam ediyor. Dolayısıyla hazırlıklar yapılıyor, insan sağlığını etkilememesi için, yıllardır yapıldığı gibi hastalıklı atlar ada dışına çıkarılmıyor, hepsi toprağa verildi.
Şu anda bizim esas olarak Kaymakamlık'tan aldığımız bilgiye göre adaya at girişi ve çıkışı yapılmıyor. Bu atlar da bir yerlerde tutuluyor. 81 atta tespit edilmiş, başka atlarda yok.
Ruam hastalığı bu. Atlara özgü bir hastalık. Sürücülerin de kan tahlilleri aldı. İnsanlara geçmiş bir vaka tespit edilmedi. İlçe tarım sağlıkla görüştüğümde insana bulaştığına dair bir bulgu yok. Toprağa verilirken, çevreye karışmaması sorunu var, kireçle gömüldükleri için böyle bir sorun da yok.
Ocak ayında bu sistemi değiştiren yeni sistemi çalıştıracağız. Büyükşehirle esas mutabakatımız, fayton buranın tek ulaşım sistemi olmaktan çıkarılsın. Ocak ayı içinde yeni sistem çalışacağız, tartışmaya açacağız."
PROF. AK: ADADAKİ HAYVANLARIN TEK TEK KONTROL EDİLMESİ LAZIM
Büyükada'daki atlarda görülen ruam hastalığı ile ilgili açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyyal Ak, ruam hastalığı at, katır, eşek gibi hayvanlarda ortaya çıktığında, diğer hayvanlara ya da insanlara bulaşmaması için 'itlaf' yolundan başka bir çare olmadığını dile getirdi. Prof. Dr. Ak, "Ruam tek tırnaklı hayvanlar dediğimiz hayvanlarda görülen yani at, katır, eşek gibi hayvanlarda görülen bulaşıcı ve zoonoz bir hastalıktır. Zoonoz dediğimiz de açmak gerekirse, insanlardan hayvanlara ve hayvanlardan insanlara geçebilen hastalıklar olarak biz bunu tanımlarız.
Bu önemli bir hastalık. Milattan sonra 200'lü-300'lü yıllarda ortaya çıkmış bir hastalık, yeni bir hastalık da değil. Hayvanlarda tedavisi yok, yapılamıyor. Çünkü insanlara veya diğer hayvanlara bulaşma söz konusu olduğu için, hayvanlarda tedavi yapmıyoruz. O aşamaya geldiyse eğer, hayvanlarda ortaya çıktıysa, tanı konulduysa, söylemesi güzel bir laf değil ama 'itlaf' yoluna gidiyoruz. Hayvanları öldürmek zorundayız ki diğer canlılara bulaşmasın diye ama insanlarda tedavisi olan bir hastalık" ifadelerini kullandı.
Ruam hastalığına yakalanmış hayvanların 5996 sayılı veteriner hizmetleri, bitki sağlığı gıda ve yem kanununda yer alan yönetmeliğe göre itlaf edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ak, "Bunun yasal düzenlenmesi, kanuni olarak düzenlenmesi at, eşek, katır gibi hayvanlar için düzenlenmiştir ve tazminatlı itlaftır. Eğer sadece klinik lezyonlar görülüyorsa yarısı, çeşitli testlerle saptanmışsa 4'te 3'ü hayvan sahibine ödenerek, tazminatlı olarak itlaf yoluna gidiliyor. Ruam yönetmeliğine göre itlaf edilen hayvanlar, yine aynı şekilde yasalarla belirlenmiş ruam yönetmeliğine göre derin çukurlara, özel önlemler alınarak gömülmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
DİĞER HAYVANLARA VE İNSANLARA BULAŞABİLİR
Hayvanlarda hastalığın görülme şeklini ve diğer hayvanlara nasıl bulaşabileceğini ise Prof. Dr. Ak, "Burun duamı, deri ruamı ve akciğer ruamı olarak görülüyor. Bu hayvanlarda dışarıya akıntılar oluyor. Bunlar ağızdan, burundan akıntılar olabilir veya deri ruamı formuysa apseler patlıyor, apselerden dışarıya irinler çıkıyor. Bunlar çevreyi kontamine ediyor. Diğer hayvanlar, kontamine olan sudan, yemden veya yakın temastan bunu alabiliyorlar. Solunumla da alıyorlar. Zaten adı üstünde nereye gidiyorsa, o şekilde bulaşma oluyor" diye anlattı.
SİNDİRİM, SOLUNUM VE DERİ YOLUYLA BULAŞIYOR
Ruam hastalığının insanlara da bulaşabileceğini ve özellikle hayvan bakıcıları birinci derecede risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ak, "Türkiye´de yasal olarak at eti tüketimi yok fakat kaçak olarak bir sucuğa katıldıysa, ete katıldıysa veya satıldıysa, ortası az pişmiş ve çiğ tüketilen bir sucukla insana bulaşabilir. Yani sindirim yoluyla insana bulaşabilir, yoğun ortamda solunum yolu ile geçebilir veya deriden çizik, incelmiş deri gibi bozukluğu varsa deri yoluyla da insanlara bulaşabiliyor" dedi.
"ADADAKİ HAYVANLARIN TEK TEK KONTROL EDİLMESİ LAZIM"
Bu hastalığın önlenmesi için adalardaki hayvanların tek tek kontrol edilmesi ve sınırlardan kaçak hayvan girişinin engellenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ak, "Bu hastalığın önlenmesi için, adadaki hayvanların tek tek kontrol edilmesi lazım. Bu çok kolay bir olay, Mallein testi yapılır, bunun yöntemi vardır. Pozitif çıkanlar kötü bir şey ama itlaf ediliyor. Şüpheli veya negatif çıktıysa 20 gün sonra bir daha yapılacak. Onun sonucuna göre de değerlendirme yapılıyor. Bir kere en çok yoğun olan kısım burası, burası bir kontrol altına alınır. Bundan öte, özellikle bu hatsalık İran´da çok görünüyor. Sınırlarımızın kontrol altına alınması lazım. Kaçak hayvan girmemesi lazım. Bizim bir çok hastalıkta çektiğimiz sıkıntı, tamamen yok edemememiz. Sınırlarımızdan kaçak hayvanların içeriye girmesinden dolayı oluyor. Sınırlarda çok dikkat etmemiz gerekiyor. Buradan giren hayvanlar burada tehlike oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
"84 YILINDA BU HASTALIK BİR LABORANTIMIZA BULAŞMIŞTI"
Bu hastalığın daha önce de bir hayvandan insana bulaştığını anlatan Prof. Dr. Seyyal Ak, "84 yılında Gülhane Parkında beslenen aslanlara at ve eşek eti yedirilmiş. Ve o zaman ben de mikrobiyoloji bölümünde asisatandım. Ölü aslanlar getirilmişti fakülteye ve bu aslanlardan örnekler alındı, otopsi normalde yapılmaması gerekiyor ama o anda bilinmediği için, otopsileri yapıldı ve bu arada, onunla yakın temasta olan birçok insan ve özellikle bizim laboratuvarda da bir laborantımıza iğnenin batmasıyla hastalık bulaşmış oldu. Uygun antibiyotikler ile tedavisi yapıldı" dedi.