Hukuk Politikaları Kurulu şikayet etti! İzzet Özgenç hakkında suç duyurusu
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum ve kurul üyeleri Ceza Hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde; Özgenç'e "iftira" ve "hakaret" suçlaması yöneltildi.
Ceza Hukukçusu İzzet Özgenç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Can Atalay kararı sonrası sosyal medya hesabından dikkat çeken paylaşımlarda bulunmuştu. Özgenç, hem kararı veren Yargıtay üyeleri hem Yargıtay yöneticileri, hem de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyelerini eleştirdi. Özgenç, bu eleştirilerini Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararı sonrası da sürdürdü. Bu gelişme sonrası Özgenç’in eleştirilerinin hedefi olan Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu harekete geçti.
KURUL HALİNDE SUÇ DUYURUSU
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum ile Kurul üyeleri; Ayşenur Bahçekapılı, Ayşe Türkmenoğlu, Mustafa Akış, Vedat Ali Tektaş ve Uğur Kızılca, Özgenç hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç durusu dilekçesinde; Hukuk Politikaları Kurulu’nun görev ve yetkileri anımsatıldı. Özgenç’in ise uzmanlık alanı Ceza Hukuku olan profesör ünvanlı bir akademisyen olduğu, bu nedenle de söz ve ifadelerinin hukuken ne anlama gelebileceğine dair bilgi ve donanıma sahip biri olduğu belirtildi.
ÖZGENÇ’İN PAYLAŞIMLARI ANIMSATILDI
Suç duyurusu dilekçesinde; Özgenç’in farklı tarihlerde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar anımsatıldı. O paylaşımlar şöyle:
"…Cumhurbaşkanının görevinin, iki yüksek mahkeme arasında ortaya çıkan sorunla ilgili olarak hakemlik yapmak olmadığını, etrafını saran ‘hukukçu’ sıfatlı çakallara hatırlatmak gerekir…Hukuki danışmanlık çalışmaları çerçevesindeki yönlendirilmeleri dolayısıyla mahcubiyetini gerektiren bir durumun olmadığı ortaya çıkmış bir kişi olarak etrafınızı saran veya çevrenizde tuttuğunuz ‘hukukçu’ geçinen ÇAKALLAR yüzünden, somut hukuki sorunlarla ilgili düşüncelerimi arz etme ve yönlendirme kabiliyetim ortadan kalkmıştır…Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’na başkanlık eden kişi tarafından kamuya, hukukla bağdaşmayan¸ delege ferenda hukukun evrensellik karakterine ters düşen, “milli hukuk” ve “gayri milli hukuk” ayrımı gibi saçmalıkla malul açıklama yapıldı....Özellikle ve açıklıkla ifade etmem gerekir ki, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin hukuk sistemimizde tanımı olmayan bu kararı ve Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri hakkındaki suç duyurusu, Hukuk Politikaları Kurulu’nun başında bulunan kişi ile Yargıtay Başkanlığı postunu işgal eden kişinin bilgisi dahilinde verilmiş ve yapılmıştır…”
“KİŞİLİK HAKLARIMIZI HEDEF ALDI”
Suç duyurusunda,, Özgenç’in şikayete konu paylaşımlarda her ne kadar Hukuk Politikaları Kurulu başkan ve üyelerinin isimlerine yer vermemişse de tüm paylaşımlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenle; Özgenç’in Türk Ceza Kanunun 126. Maddesi uyarınca müştekilerin kişilik haklarını hedef aldığı ve saldırdığının net olarak anlaşıldığı ifade edildi.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRSIZ DEĞİLDİR”
İfade özgürlüğünün sınırsız bir özgürlük olmadığı belirtilen dilekçede şu değerlendirmelere yer verildi:
“İfadenin muhatabının konumu, ifadeyi kullananlar açısından sınırsız bir ifade özgürlüğü alanı bahşetmez. Bu nedenle demokratik toplumların çoğunda; ifade özgürlüğü kalkanı arkasına gizlenerek, kişileri yalnızca karalamak, aşağılamak, asılsız suçlamalarda bulunmak, kişilerin özel hayatlarına ölçüsüz saldırıda bulunmak gibi ifade özgürlüğü hakkının açıkça kötüye kullanıldığı durumlar, hukuken korunmamaktadır. Bu anlamda; iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici keyfi söz ve beyanlar ile özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı saldırılar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeyi hedefleyen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik olan ifadeler, ifade özgürlüğü kapsamı dışında değerlendirilebilmektedir.”
“KAMU DAVASI AÇILSIN”
Özgenç’in “doğrudan müştekilerin onur ve saygınlığını hedef alan açıklamalarının hukuken korunacak ve izah edilecek bir yönü olmadığı”, bu nedenle şikayet başvurusunda bulunma zorunluluğunun hasıl olduğu dile getirildi. Suç duyurusu dilekçesinde; Özgenç hakkında soruşturma başlatılarak, kamu davası açılması talep edildi.
