Son dakika! İşte yeni YEP: Değişim başlıyor
Son dakika haberi... Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2020-2022 dönemine ilişkin Yeni Ekonomik Program'ı (YEP) açıkladı. Türkiye'nin yeni bir ekonomik modele geçtiğini belirten Bakan Albayrak, bu yılki programın temasının 'değişim başlıyor' olduğunu söyledi. Yılın ikinci yarısında ertelenen özel tüketimde dönüş beklediklerini aktaran Bakan Albayrak, dolarizasyona karşı tedbir setini devreye alacaklarını ifade etti. Albayrak, yılı yüzde 12 enflasyon ve yüzde 0.5 büyüme ile kapatmayı hedeflediklerini bildirdi
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomik Program'ı (YEP) Hazine ve Maliye Bakanlığı Maliye Yerleşkesi'nde düzenlenen basın toplantısında açıkladı. YEP ile 2020-2022 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme, ihracat, cari açık gibi temel makro göstergeler belirlendi.
2019'DA BÜTÇE AÇIĞI
Yeni Ekonomi Programı'nda büyüme hedefleri, 2019 yılı için yüzde 0.5, sonraki 3 yıl için yüzde 5'er olarak belirlendi. Enflasyon hedefleri, 2019 için yüzde 12, 2020 için yüzde 8.5, 2021 için yüzde 6, 2022 için yüzde 4.9 oldu. 2020 yılında cari açığın milli gelire oranının yüzde 1.2. 2021'de yüzde 0.8 olacağı öngörüldü. 2019 yılında bütçe açığının GSYH'e oranı yüzde 2,9, 2020 için yüzde 2.9, 2021 için yüzde 2.5, 2022 için yüzde 1.5 hedeflendi. 2019 işsizlik hedefi yüzde 12.9, 2020 için yüzde 11.8, 2021 için yüzde 10.6, 2022 için yüzde 9.8 öngörüldü.
2019-21 YEP'in, "Dengelenme, Değişim ve Disiplin" prensipleri temelinde tanımladığımız bu programın, ilk yılını tamamladık. Bu bir yıllık performansın sonunda, programı revize ederek ikinci yılın başlangıç vuruşunu yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl açıkladığımız program kapsamında 2019-2020 yıllarını dengelenme dönemi olarak adlandırdık.
'DENGELENME HEDEFİMİZİ BAŞARI İLE UYGULADIK'
Tarihin en büyük iki kur saldırısını yaşadığımız, 2 seçimin yapıldığı, küresel finans sisteminin ticaret savaşları ile türbülansa girdiği, Avrupa ekonomisinin küçülmesinin yaşandığı oldukça zor bir dönemde "Dengelenme" hedefimizi başarı ile uyguladık.
Arjantin örneklerinin verildiği, IMF yalanları ve felaket senaryoları piyasalarda, hatta ötesinde tüm toplumda korkunun hakim kılınmaya çalışıldığı bir saldırı dönemi yaşadık.
Ülkemizin potansiyeline, sahip olduğu kurumsal ve ekonomik altyapıya hep güvendik. Her kesimin fikrini almaya, tüm kurumları ortak bir gaye doğrultusunda azami uyumla çalıştırmak için uğraştık.
Hep olumlu hep ümitvar olduk. Yaşanılan süreçlerin geçici olduğuna inandık. Doğru hamlelerin sonucunda kötümserliğin yerini günün ilk ışıklarındaki iyimserliğe bırakacağına, yani rahatlamanın geleceğine inandık.
Bu duruşumuz birilerinin rahatsız etti. İftiralarla ve yalanlarla daha fazla saldırdılar? Ancak, bir nebze olsun hiçbirine takılmadık.
Şükürler olsun. Milletimiz ile birlikte çok büyük bir badirenin etkilerini bir yılda giderdik. Milletimize ve bütün paydaşlarımıza bu sıkıntılı günlere direndikleri ve bize destek verdikleri için teşekkür ediyoruz.
'BU YILKİ PROGRAMIN ANA TEMASI 'DEĞİŞİM BAŞLIYOR'
Bugün burada, Türkiye'nin 2020-2022 yıllarını kapsayan, ekonomik programını paylaşmak için bir aradayız. Bu yılki programın ana temasına, "Değişim Başlıyor." Dedik! Artık ülkemizin bir üst lige çıkması bir zaruret haline gelmiştir ve hep birlikte değişerek bunu gerçekleştirebiliriz.
Önümüzde yapacak çok işimiz var. Hedeflere ve yapacaklarımıza geçmeden önce, temel makro değerler üzerinden son dönemin analizini yapmak istiyorum.
'YIL SONUNU POZİTİF BİR BÜYÜMEYLE KAPATMAYA HAZIRLANIYORUZ'
Evet. Yaşanan kur ataklarının ardından büyük bir resesyon beklentisine rağmen yılı pozitif büyüme ile kapatmaya hazırlanıyoruz.
2019 yılında ekonomide daralma beklentileri genel kabuldü. Ekonominin raydan çıkacağına ilişkin her gün ayrı tezviratlar yapıldı. Özel Bankaların farklı saiklerle kredi daralmasına şahit olundu. Büyüme hedeflerinin bu durumdan etkilendiğini gözlendi.
'CARİ AÇIKLA MÜCADELEDE ÖNEMLİ BAŞARI ELDE ETTİK'
Ekonomimizin en büyük kırılganlıklarının başında gelen cari açık meselesiyle mücadelede bu yıl önemli bir başarı elde ettik. Yıllık bazda cari fazlada cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık. Ekonomi daralırken cari fazla verilmesi normal diyenlerin de buradan bazı şeyleri payına alacaklarını düşünüyorum.
Zira ihracatı artırdık, ithalatı azalttık ve ciddi bir dengelenme sürecinde küçülmedik. Çeyreklik bazda son iki büyüme rakamı da bunu net bir şekilde ortaya koydu. 2009 yılında neden bu kadar küçülürken cari fazla veremedik?
'TÜKETİMDE DİPTEN DÖNÜŞÜ KISA SÜREDE GERÇEKLEŞTİRDİK'
Biz sürecin adına dengelenme dedik. Daha fazla büyümeyi hedeflemedik. Niçin? Sağlıklı ve sürdürülebilir büyüyerek orta gelir tuzağından kurtulmak için. Ekonominin her alanında her parametre de olabilecek ideali yakalamaya çalıştık. Doktora tezlerinde irdelenecek, diğer ülkelere örnek gösterilecek bir dengelenme sürecini yönettik.
'YILIN 2. YARISINDA ERTELENEN ÖZEL TÜKETİMDE DÖNÜŞ BEKLİYORUZ'
Enflasyonda hem TÜFE'de hem de ÜFE'de beklentilerin çok ötesinde bir performansı ortaya koyduk. Tüketimde de dipten dönüşü oldukça kısa bir sürede gerçekleştirdik. Özellikle yılın 2. Yarısında ertelenen özel tüketimde ivmelenmeyi de bekliyoruz.
'MAKRO GÖSTERGELERIN HEPSINDE KUR ATAGI ÖNCESINE DÖNDÜK'
Kur saldırıları; swap kısıtları, finansal kurumlar arasındaki koordinasyon ile engellendi. Swap piyasanın ülkeye taşınması, MB piyasalarda finansal istikrarı önceliklendirme politika değişikliği, TL Referans ile faizin ülke içinde öngörülebilir olması ve FİKKO ile finansal güvenliğin kalıcı bir hale gelmesi için önemli adımlar atıldı.
Evet makroekonomik göstergelerin hemen hemen hepsinde, kur ataklarını yaşadığımız ağustos ayı öncesi döneme geldik.
Kur ataklarının piyasalarda tamamen hissedildiği dönemi Ağustos sonunu baz aldığımızda, yakaladığımız performansı diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyasladık.
Kurda, faizlerde, on yıllık borçlanma oranlarında, hazine tahvillerine olan ilgide en iyi ülke olduk.
'İHTİYATLI PARA VE MALİ POLİTİKALARDAN TAVİZ VERMEDİK'
2019 yılında ekonomide daralma beklentileri genel kabuldü. Ekonominin raydan çıkacağına ilişkin her gün ayrı tezviratlar yapıldı. Bankalar farklı nedenlerle kredilerde aşırı ihtiyatlı politika izledi.
Kur ataklarının etkisi ile tüketim talebi ertelendi, faiz maliyetleri ile yatırımlar azaldı. Tüm bunlara rağmen, ihtiyatlı para ve maliye politikalarından taviz vermedik.
'YUMUŞAK İNİŞİ SAĞLADIK'
Vergi indirimleri ile, büyüme hedefleri ile uyumlu ve ölçülü finansman paketleri ile, küresel piyasalarla kurduğumuz güçlü iletişim ve ekonomi yönetimindeki güçlü sinerji ile "Yumuşak inişi" sağladık.
Şimdi önümüzde yeni bir dönem başlıyor. Dengelenme dönemi kazanımlarını koruyacağız. Dengelenme dönemini bir süre daha sürdürdükten sonra, değişim sürecini başlatarak, programımızı 2020 içinde 2. faza taşıyacağız.
'2019'DA EYLÜL AYI İTİBARİYLE ÖNGÖRÜLEN 53 EYLEMİN 40'INI HAYATA GEÇİRDİK'
2019-2021 dönemini kapsayan YEP çerçevesinde 112 maddeden oluşan bir eylem planı hazırlamıştık.
112 maddenin 53'ünün 2019 yılında, 26'sının 2020 yılında ve 33'ünün 2021 yılında hayata geçirileceği takvime bağlanmıştı. Şuanki durumda 2019 yılında hayata geçirmeyi planladığımız 53 eylemin 40'ını (%75,5) hayata geçirdik, diğer 13 eylemde ise önemli ölçüde ilerleme kaydedilmiştir.
3 yıl boyunca hayata geçirilmesi planlanan 112 eylemin ise 44'ünü hayata geçirirken, 68'inde de ilerleme kaydettik.
'ENFLASYONU YÜZDE 5'İN ALTINA İNDİRMEK TEMEL HEDEFİMİZ'
Bu dönemde de ekonomide temel mücadele alanlarımızın başında enflasyon gelecek. Buradan şunu açıkça ifade etmek istiyorum.
Eğer ekonomide güçlü bir Türkiye ideali koyuyorsak, eğer büyük bir sıçramayı ve bir üst lige çıkmayı amaçlıyorsak, bunlar enflasyonu yüzde 5'in altına çekmeden sadece hayal olarak kalacaktır. O yüzden enflasyonu 5'in altına indirmek, bizim temel hedefimiz olmayı sürdürüyor.
'2019'U YÜZDE 12 ENFLASYONLA TAMAMLAMAYI ÖNGÖRÜYORUZ'
Geçtiğimiz sene, 2019 yılı için yüzde 15,9'luk enflasyon hedefi koymuştuk. Enflasyonla mücadele sağlanan başarı ile bugün itibari ile 2019'u yüzde 12'lik bir enflasyonla geride bırakmayı bekliyoruz.
'2020 ENFLASYON HEDEFİ YÜZDE 8,5, 2021 YÜZDE 6, 2022 YÜZDE 4,9'
2020 yılı için olan yüzde 9,8'lik hedefi yüzde 8,5 olarak revize ettik. 2021'de yüzde 6, 2022'de de yüzde 4,9'luk enflasyon hedefliyoruz.
Bu hedefler doğrultusunda, para ve maliye politikalarının eşgüdümü öncelikli olmaya devam edecek. Merkez Bankası'na, enflasyonla mücadelede güçlü destek vermeyi sürdüreceğiz.
Mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal dönüşüm adımlarını sürdüreceğiz.
Güçlü politika koordinasyonu ve Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı ile enflasyon yapışkanlığına karşı tarihte eşine ender rastlanan çok önemli bir zafer elde ettik. Belli bir süre enerji fiyatları ve ÖTV oranları gibi kamu tarafından yönetilen fiyat ve vergi ayarlamalarıyla fiyatlama davranışlarında olabilecek aşırı bozulmalara karşı durduk.
Enflasyonun başarıyla düşmesi ve para politikasının etkinliğini kazanmasıyla fiyat ve vergi desteklerimizi sona erdirdik. ÜFE ve TÜFE arasındaki makası beklentilerin çok ötesinde bir performans ile kapattık.
Buradaki kazanımlarımızı çok daha ileriye taşıyacağız. Yine bu alanda; Mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişkenliğini azaltmak için bazı ithal ürünlerin yerlileştirilmesi, alım garantili enerji kontratlarının yerlilik oranı da dikkate alınarak Türk lirası bazlı olmasını sağlayacağız. Ayrıca bu alanda fiyatlarda düşüşü getirecek, rekabet verimliliği artıracak politika setini devreye alacağız.
'GIDA ÜRETİMİNİ ARTIRMAK İÇİN SULAMA VE SERA YATIRIMLARI TEŞVİK EDİLECEK'
Gıda enflasyonu ile mücadele kapsamında; Gıda üretimini artırmak için sulama yatırımları yapılacak ve sebze-meyve fiyatlarında dönemsel dalgalanmaların önlenmesi amacıyla sera yatırımlarını teşvik edeceğiz.
'HAL YASASINI EN KISA SÜREDE GEÇİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ'
Hal yasasını ve perakende yasasını hayata geçireceğiz.
Kamunun yönlendirdiği bazı fiyat ve ücretlerde geçmiş enflasyon yerine YEP enflasyon hedeflerine göre ayarlamalar yapılacak, böylece enflasyonda atalet etkisini sınırlandıracağız.
'2019 YILINI CARİ FAZLA VEREREK KAPATACAĞIZ'
Dengelenme döneminin en başarılı alanlarının başında hiç şüphesiz cari denge konusu geliyor. Bu alan, önümüzdeki dönem de bizim politikalarımızın en öncelikli meselesi olmaya devam edecek.
2019 yılı için, cari açığın milli gelire oranı için yüzde 3,3'lük bir hedefimiz vardı. Bu yıl, eşine az rastlanır bir başarı ortaya koyarak, yılı cari açık değil cari fazla vererek kapatacağız.
Elbette büyüme hedeflerimizin ve ekonomideki toparlanmanın sonucu olarak talepteki değişimle birlikte cari dengede açık vereceğimizi biliyoruz. Bu açığı, dış finansman ihtiyacının makul düzeylerde kalmasını sağlayacak bir seviyede tutacağız.
'2020'DE CARİ AÇIK/MİLLİ GELİR ORANI HEDEFİ %1,2, 2021'DE %0,8'
Bu çerçevede 2020 yılı için cari açıkta milli gelire oranla yüzde 1,2 seviyesini hedefliyoruz. Bunu 2021'de 0,8'e, 2022'de de sıfıra indirmek için çalışacağız. Peki bunu nasıl sağlayacağız? Buradaki kilit kelime değişim...
Dış ticarette sağladığımız yapısal değişim ve dönüşüm cari açıkta sağladığımız ve sürdüreceğimiz kazanımların temelini oluşturuyor. Lüks Tüketim malları ithalatına yönelik tedbirlerimiz 2020 yılında da devam edecek. İthal ara malların Türkiye'de üretimi konusunda çalışmalarımız sürüyor.
İVME Paketi ile başlattığımız, ihracatı ve yerlileştirmeyi destekleyen ölçülü ve sektör odaklı kredi politikamızı sürdüreceğiz.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan, Yüksek Teknoloji ve İnovasyon merkezli, ülkemizi kritik sektörlerde rekabetçi konuma getirecek Sanayi Strateji Belgesi bu alanda önemli bir görev ifade edecek.
'VARLIK FONU CARİ DENGEYİ GÜÇLENDİREN SABİT SERMAYE YATIRIMLARIYLA KATKI VERECEK'
Türkiye Varlık Fonu, cari dengeyi güçlendiren, ülkenin stratejik hedeflerini destekleyen ve özel sektör iş birliklerine dayanan sabit sermaye yatırımlara başlayacak.
Yine Turizm gelirlerimizi artıracak, 2023 için 75 milyon turist – 65 milyar dolar turist hedefi ile devreye alınan Turizm Strateji Belgesi'nin önemli bir desteğini göreceğiz.
Tıpkı krediler gibi, tüm yatırım, teşvik ve vergi uygulamalarında, cari denge öncelikli uygulamalara gideceğiz.
Lojistik Master Plan ile de ihracat ve sanayi alanındaki hedeflerimize büyük destek sağlayacağız.
'2019 BÜTÇE AÇIĞI/GSYH HEDEFİ %2,9, 2020 %2,9, 2021 %2,5, 2022 %1,5
Bu yıl bütçe dengesinde program hedefinin biraz üzerinde kaldık. Ekonomideki yavaşlama nedeniyle gelirlerimizin hedeflerimizin altında kalması bu sonuçtaki önemli faktörlerden birisi oldu.
Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim ki, böylesi zor bir dönemde, ekonomiyi desteklemek, cari açığı azaltmak, enflasyonla mücadelede hedeflerimize ulaşmak için özellikle ithalatı frenlemeye yönelik adımlar atmamız da kaçınılmazdı.
Önümüzdeki dönemde de gerek duyulduğunda üretime dayalı ekonomik dönüşümü finanse etmek için bütçe imkanlarını kullanılacağız. Ancak bunları yaparken her halükarda bütçe açığının milli gelire oranını, yüzde 3'ün altında tutacağız.
2019'u bütçe açığı milli gelir oranında yüzde 2,9'la kapatmayı hedeflerken. 2020'de de aynı oranı sürdürmeyi, 2021'de bu oranı yüzde 2,5'e, 2022'de ise yüzde 1,5'e düşürmeyi amaçlıyoruz.
'VERGİ REFORMUYLA BİRLİKTE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER YAPIYORUZ'
Bu kapsamda, vergide adaleti sağlayacak, daha çok kazanandan daha çok az kazanandan daha az vergi alınmasının önünü açacak ve gelirleri artıracak, uluslararası uygulamaları örnek alan bir Vergi Reformu'nda son sürece geldik.
Ayrıca, kamuda giderleri azaltmaya yönelik güçlü bir politika setini uygulayacağız.
KİT'leri, verimlilikleri artacak ve kamu maliyesine yükleri azalacak şekilde yeniden yapılandıracağız.
Kamu kaynaklarının kullanımının etkinliğini takip etmeyi kolaylaştıracak, şeffaflığı ve hesap verebilirliği artıracak program bazlı performans esaslı bütçelemeyi hayata geçireceğiz.
Mali açıdan sürdürülebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine olan yükü azaltmak amacıyla sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini güçlendirici politikaları, sosyal adaleti gözeterek hayata geçireceğiz.
Ayrıca yine vergi reformumuz ile, vergi tahsilat performansımızı artırmak amacıyla hem insan kaynağı hem de organizasyon anlamında önemli değişiklikler yapıyoruz.
Vergi denetçilerimize sektör bazlı eğitimler veriyoruz. Farklı coğrafi bölgelerde vergi tahsilat performansını haftalık olarak takip etmemize imkan sağlayan bir sistem kurduk.
İlaveten, kamu yatırım harcamalarının ve teşvik programlarının etkinliğini artırıcı bir değişim programı başlattık. Bu çalışmaları kurumsal bir yapı altında sürdürüyoruz.
Geçtiğimiz sene sözünü verdiğimiz, Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi kurumsallaştı. Bakanlığımız bünyesinde Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğü olarak hizmete başladı. Kamu yatırım ve harcamaları ile teşvik uygulamalarının etkinliğini artırmaya yönelik çalışmaları sürdürüyor. Gerek YEP, gerek orta vadeli mali planın hazırlanmasına ve uygulanmasına yönelik çalışmalar bakanlığımız ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yakın işbirliği içerisinde yürütülüyor.
'2019 BÜYÜME HEDEFİ %0,5, 2020 %5, 2021 %5, 2022 %5'
Kıymetli hazirun, tüm alanlardaki hedeflerimizle uyumlu, kazanımlarımızı riske atmayacak bir büyüme planlamasını da bu program çerçevesinde tamamladık. Büyümede geçtiğimiz sene YEP çerçevesinde koyduğumuz, yüzde 2,3'lük hedefin biraz uzağında kalacağız.
2,3'lük hedefin altında kalmanın baz etkisini de dikkate alarak 2020 yılını yüzde 5 büyüme ile başlayıp, program boyunca ülkemiz için sürdürülebilir ve doğal büyüme oranı yıllık yüzde 5'lik büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz.
Öncü veriler, özellikle 3. Çeyrekle birlikte ekonomik aktivitedeki toparlanma ile işgücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme sinyalleri veriyor. 2020 yılında bunu daha da ileri taşıyacağız.
Başta enflasyon olmak üzere, hedeflerimizde yakaladığımız başarı, faizlerde ve risk primimizde düşüşü getirdi. 2020 yılında bu düşüş devam edecek. Ertelenen harcamaların devreye alınması ve sonrasında gelecek stokların artışı ile piyasalarda arzu edilen canlanma gerçekleşecek.
'KRİTİK SEKTÖRLERİN CANLANDIRILMASINI SAĞLAYACAĞIZ'
Yılın ikinci yarısından itibaren de kapasite artırıcı yatırımların başlamasını öngörüyoruz. Yapılan çalışmalar, sadece bu sürecin başlı başına yüzde 4'lük bir büyümeyi sağlayacağını gösteriyor.
Proje-bazlı yatırım teşvik sistemi başta olmak üzere; Ar-Ge, yenilikçilik ve teknolojik dönüşüm ile yüksek katma değerli ürünlerin üretimini destekleyeceğiz. On Birinci Kalkınma Planı'nda yer alan kimya, ilaç-tıbbi cihaz, makine-elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları olarak belirlenen imalat sanayi sektörleri öncelikli alanlarımız olacak.
İVME finansman paketi ve benzeri araçlar ile cari açığın düşürülmesine katkı veren, katma değerli ve teknolojik üretim yapan firmaları teşvik edeceğiz.
Varlık Fonu, petrokimya, madencilik ve yerli kaynağa dönük enerji üretimi alanlarında özel sektör iş birliklerine dayanan sabit sermaye yatırımlarında yer alacak. Sanayide kapasiteyi artıracak, maliyetleri düşürecek, rekabet potansiyeli kazandıracak Ulusal Verimlilik Planı'nı devreye alacağız.
Ayrıca kapsamlı olarak bir mevzuat taramasını başlattık. Şirketleri, büyümeme yönünde teşvik eden, büyümeden kaçındıran düzenlemeleri de gözden geçirecek, yenileyeceğiz.
Büyüme ile ilgili çok kapsamlı çalışmalar yaptık. Farklı görüşleri de dinledik. Yüzde 5'lik bu büyüme ile, bütçeye baskı oluşturmayacak, biriken reel durgun alanı da hesaba katarak, fiyat artışına da neden olmayacağız.
'2019 İŞSİZLİK HEDEFİ %12,9, 2020 %11,8, 2021 %10,8, 2022 %9,8'
Beklenen kredi desteğinin olmaması, hedeflenenin altında büyümenin gerçekleşmesi ve inşaat sektöründeki konut arz fazlası nedeniyle istihdamda beklenen iyileşme sağlanamadı.
Az önce büyüme hedeflerimizden ve politikalarımızdan bahsettim. İnşallah sürecin hızlıca tesis edilmesi ile istihdamdaki artışı da beraberinde getireceğiz.
'İSTİHDAM TEŞVİKLERİNİN ETKİ ANALİZİ YAPILACAK'
2019 yılını yüzde 12,9'luk bir işsizlik oranı ile kapattıktan sonra, işsizlik oranını 2020'de yüzde 11,8'e, 2021'de yüzde 10,6'ya ve 2022'de 9,8'e düşürmeyi hedefliyoruz.
Ekonomik aktivitedeki toparlanma ile işgücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme kaydedeceğiz.
Program dönemi boyunca istihdamdaki kişi sayısının yıllık ortalama 1 milyon 66 bin kişi artarak işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesi sağlanacak.
İstihdam teşviklerinin etki analizleri yapılacak, teşviklerin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanmasını sağlayacağız.
İstihdamda; kredi şartlarının uygun hale gelmesi, inşaatta da talebin canlanmasını ve arz fazlasının azalmasını sağlayacaktır. Tamamlanmaya yakın yapıların bitirilmesinin desteklenmesi kısa dönemde bu alandaki istihdama olumlu katkı sunacaktır.
Tarım sulama ve sera yatırımlarının desteklenmesi ile tarımda arzı arttırmaya yönelik zamanında verilen uygun fiyat ve yapılan alımlarla tarım alanında da işsizliğin azalması sağlanacaktır.
Bireysel tüketimin artması, uygun kredi şartları, stok ve revizyon yatırımları, sanayi ve hizmet sektöründe ve turizm alanında istihdamı artıracaktır.
Gençlerde işsizlik, istihdam piyasasında talep edilen mesleklere yönelik (örneğin kodlama, bilgi işlemci, satış elemanı vs ) hedef odaklı sertifika ve meslek edindirme programları ile maksimum genç istihdam edilerek azaltılacaktır.
Yapısal işsizlikle yeni eğitim sisteminin yetkinlik bazlı seçme, yerleştirme, meslek seçimi ile ilgili yeni mesleklere yönelik program ve yönlendirmeleri, orta yaş gruplar, kadınlar ve gençlere ait girişimcilik ve meslek kazandırma programlarıyla orta vadede de işsizlikle mücadelede edilecektir.
'BANKACILIK İÇİN TEMİZ BİR SAYFA GÖRECEĞİZ'
Programımızın son alanını, finansal istikrar için devreye alacağımız politika setleri ve aksiyonlar oluşturuyor.
Program dönemi boyunca, finansal istikrarın güçlendirilmesi, dolarizasyonun azaltılması ve tasarrufların artırılması öncelikli hedeflerin başında olacak. Bunun yanında, finansal sistemin sermaye piyasası bacağını güçlendirilmek için çalışacağız.
Uygulanacak olan vergi, teşvik ve kamu finansman politikaları yoluyla; ülke kaynakları cari dengeyi güçlendirecek, yerli ve katma değeri yüksek üretime yönelecek.
Yine bu hedefler doğrultusunda kredi kanallarının açılmasını sağlayacağız.
'DOLARIZASYONUN AZALTILMASI SAĞLANACAK'
Dolarizasyona karşı bir tedbir setini devreye alacağız. BIST'de yeni oluşturulacak alternatif ürünler, Omnibus ile DİBS piyasasının uluslararası teminat özelliği getirilmesi, Hisse senedi piyasasında hisselerin gruplandırılarak yatırımcının kolay seçiminin sağlanması, halka açılmayı vergi indirimleri ile derinleştirilmesi, döviz piyasasının kurulması ile birlikte ilave tedbirler getirilmesi planlamaktadır.
Bankacılık sektörü için sık sık gündeme getirilen NPL'ler ile ilgli reform niteliğinde bir adım atıldı. Bankalarımız için artık temiz bir sayfa başlangıcı bekliyoruz. Artık gerçek meseleleri olan, finansman sağlama işine döneceklerini düşünüyoruz. Birçok defa vurguladığım hedeflerle uyumlu finansman modellerini tıpkı kamu bankalarının yaptığı gibi devreye alacaklarına inanıyoruz.
'TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ KURULACAK'
Yılda 60 ila 100 milyar TL büyüklük sağlayacak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacak.
'İSTANBUL FİNANS MERKEZİ'Nİ 2021 SONUNA DOĞRU DEVREYE ALACAĞIZ'
Ayrıca İstanbul Finans Merkezi'ni de 2021 yılında tamamlayacağız.
'TÜRKİYE YENİ BİR EKONOMİK MODELE GEÇİYOR'
Geçtiğimiz sene bu zamanlarda YEP'i açıkladığımızda ayakları yere basan, sorunları doğru teşhis etmiş, doğru tedbir ve politikaları öngören program olduğu yönünde geri dönüşler almıştık.
Bir kez daha, sağlam projeksiyon ve aksiyonlarla kurgulanmış bir program ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Bugün birkez daha "Bismillah" diyoruz.
Zor bir süreci milletimiz ve paydaşlarımızın direnci ve desteği ile aştık. Bir kez daha onlara şükranlarımızı sunuyoruz.
Oluşturulmak istenen panik ve korku havasını dağıttıktan sonra şimdi kolları yeniden sıvıyoruz. Uluslararası piyasalara güven vermeye devam edeceğiz. Ancak geçtiğimiz seneden farklı olarak bu yıl, değişim için sahada olacağız.
Çünkü yine ifade ediyorum bir üst lige çıkmak için topyekûn bütün paydaşlar olarak değişmek zorundayız. Reel sektörümüzü ve bütün paydaşlarımızı ülkemizin her yerinde ziyaret edeceğiz. Gerek bu programın yürütülmesi gerek nasıl değişmemiz gerektiği yönünde istişareler yapacağız. Görüşlerimizi paylaşacağız. KOBİ'lerimize ayrı bir önem vereceğiz. Ölçek ve daha etkin olmaları için beklentilerini, sorunlarını dinleyeceğiz. Ülkemizin yeni bir başarı hikayesini, milletimizin desteği, reel sektörümüzün yani sanayicimizin, tarımın, hizmet sektörünün performansı ve finans sektörünün tam kapasite çalışması ile "Değişim başlıyor" YEP programı ile gerçekleştireceğiz.
OVP RESMİ GAZETEDE YAYIMLANACAK
YEP ile 2020 yılı merkezi yönetim bütçesine ilişkin süreç de belli bir noktaya getirilecek. Bakanlık ve kurum bütçelerinin hazırlanmasında, programın amaç ve öncelikleri esas alınacak. YEP ile uyumlu olmak üzere gelecek 3 yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleriyle hedef açık ve borçlanma durumu, kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren Orta Vadeli Mali Plan da Resmi Gazete'de yayımlanacak.
İLK YEP 20 EYLÜL 2018'DE AÇIKLANMIŞTI
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardından 20 Eylül 2018'de "Dengelenme, Değişim ve Disiplin" sloganıyla Yeni Ekonomi Programı (2019-2021) hazırlanmış, ekonomide dengelenme süreci vurgusu yapılmış ve yapısal reform adımları atılmıştı. Programdabüyüme hedefleri 2019 için yüzde 2.3, 2020 yılı için yüzde 3.5 ve 2021 yılı için yüzde 5 olarak belirlenmişti. Enflasyon hedefleri ise 2019 için yüzde 15.9, 2020 yılı için yüzde 9.8, 2021 yılı için yüzde 6 olmuştu. Bütçe açığının GSYH'ye oranının 2019 yılı için yüzde 1.8, 2020 yılı için yüzde 1.9, 2021 yılı için yüzde 1.7 olması hedeflenmişti. İşsizlik oranı hedefleri de 2019 için yüzde 12, 2020 yılı için yüzde 11.9 ve 2021 yılı için yüzde 10.8 şeklinde sıralanmıştı.