Koronavirüste başarılı ülkelerin sırrı ne?
Koronavirüs mücadelesinde başarılı ülkelerin elde ettikleri iyi sonuçlar, "Ne yapıyorlar" sorusunu sormamıza neden oluyor. Sosyal izolasyon ve hasta takip sisteminin hakkını fazlasıyla veren Tayvan, günde 15 bin civarında testi isteyen herkese bedava uygulayan Singapur, hastaları cep telefonuyla izleyen ve insanların arabadan inmeden yapılan testler sayesinde bulaş riski taşımamalarını sağlayan Güney Kore şimdilik hastalıkla mücadelenin en başarılı ülkeleri olarak dikkat çekiyor. Ceyda Erenoğlu'nun özel haberi...
Koronavirüs tehditi, bu mücadelede başarılı olan ülkelerin neler yaptığını ve en etkili yolun hangisi olduğu sorusunu akla getiriyor. Tayvan ve Singapur gibi ülkelerin erken dönemde hastalığı engelleme başarısının arkasında erken aşamada hastaları izolasyona alıp etkili sınırlama yapmaları bulunuyor. Tayvan’da bir hastanın testinin pozitif çıkması halinde o hastanın sadece yakınlarının değil son günlerde iletişime geçtiği herkesin ve gittiği her yerin detaylı olarak araştırıldığı ve gidilen marketten uğranılan kitapçıya kadar etkileşimde bulunulan tüm kişilere test uygulandığı belirtiliyor. Ancak yüksek oranda insanın hastalığa yakalanması halinde sadece bu önlemin alınması da yeterli olmuyor.
Çok sayıda insana bulaştığı halde hastalığı sınırlayabilen iyi örnekler arasında Singapur ve Çin (nüfusunun büyüklüğü dikkate alındığında) bulunuyor. Singapur’un başarısında, günde 15 bin’e kadar test yapılması ve testlerin her isteyene bedava ve hızlı kitler ile uygulanması önemli rol oynuyor.
Güney Kore’de ki ölüm oranının başka ülkelere göre yüzde 1’lik oranla çok düşük olması da kısmen buna bağlanıyor. Güney Kore’nin bu başarıyı Çin’in aksine, sokağa çıkma yasağı gibi sert tedbirler almadığı halde elde etmesi dikkat çekiyor. Güney Kore’de insanlar arabaları ile test yerine gelip arabadan inmeden hızlıca test örneği verip bulundukları yerden ayrılabiliyor.Bu şekilde hastane gibi kalabalık ortamlarda bile birbirlerinden hastalık kapma veya bulaştırma tehlikesine maruz kalmıyorlar. Böylece semptomatik olmayan bireyler erken tespit ediliyor ve bu kişilerin virüsü başkalarına bulaştırması karantinaya ( bu kendi evleri de olabilir) alınmaları ile çok büyük ölçüde engelleniyor. Aynı ülkede hastalığın en başında semptomatik olmayan ve “vaka 31” olarak meşhur olan bir hastanın, hastalığı fark etmeden yüzlerce belki de binlerce kişiye bulaştırdığı tahminini de unutmamak gerekiyor.
GÜNEY KORE HASTALARI CEP TELEFONLARIYLA İZLİYOR
Tüm bu bilgileri toplayan Güney Kore, test sonuçları pozitif çıkanları cep telefonları aracılığı ile izliyor. Bu uygulama, başka insanlar ile olan temasın tespitinde ve bu hastaların karantinayı kırmasını engellemede çok etkili bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Güney Kore’nin başarısının arkasında tüm bunlara hazırlıklı olması ve 2015 MERS salgını tecrübesinden önemli dersler çıkarıp gerekli çalışmayı yapması geliyor.
