Spor yazarları, Fenerbahçe'yi yorumladı
Spor Toto Süper Lig'in 17. haftasında derbide Beşiktaş'ı ağırlayan Fenerbahçe, rakibiyle 2-2 berabere kalarak 2 puan kaybetti ve lider Trabzonspor'un 14 puan gerisinde kaldı. Spor yazarları, Fenerbahçe'nin derbi performansını değerlendirdi
UĞUR MELEKE: Dün Fenerbahçe ilk devrede topa %42 sahip oldu. Sadece 124 isabetli pas yaptı. Ama rakibine şutlarda 8-4 üstünlük kurdu. Rakip ceza alanında topla buluşmalarda da 14-8 Fenerbahçe üstündü. Çünkü Beşiktaş sete yerleşti, Fenerbahçe tamamlanamayan hücumlarda fırsatları değerlendirdi.
Pereira’nın kafasındaki ideal oyun bu. Topu istemiyor, fırsatı istiyor sadece. Mesut da 15 yıllık harika futbol kariyerinin ardından Pereira ile adeta bir kontratak oyuncusuna dönüştü. Bu tarz maçlarda geçişlerin kilit ismi oluyor. Dünkü geçişlerde hep o vardı başrolde.
ŞANSAL BÜYÜKA: Fenerbahçe çoğu maçta olduğu gibi, bu karşılaşmada da savunma kenarlarını çok boş bıraktı ve bunun faturasını ikinci beraberlik golüyle ödedi. Fenerbahçe savunma kenarlarını ısrarla böyle boş bırakmaya devam ederse, yoluna her maçta ikişer ikişer gol yiyerek devam eder.
Sonuçta 2-2 beraberlikle, iki takımın ikişer puandan kaybettiği 4 puan var. Önceki gün Galatasaray’ın kaybettiği 2 puanı koy üstüne, etti 6 puan... Trabzon kazandı, yaz 9 puan... Bir de işe toptan bakalım. Ligin ilk yarısı henüz bitmedi. Trabzonspor; Fenerbahçe‘den 14, Beşiktaş‘tan 17, Galatasaray‘dan 18 puan önde... İstanbul saltanatı sallanıyor. Ne sallanması, yıkıldı yıkılıyor...
ERCAN GÜVEN: Maçın son bölümünde Fenerbahçe Beşiktaş’ı zorlamaya çalıştı ama geç kalmıştı. Derbi anlamsız ve kimseye faydası olmayan bir puan paylaşımıyla tamamlandı. Cumartesi günü ne sorun varsa bugün yine aynı. Hesaplar şaştı, taraftar kızdı, Fenerbahçe’yi sadece Trabzonspor alkışlamış olmalı.
İLKER YAĞCIOĞLU: Mert Hakan ve İrfan hamlesi için Pereira çok geç kaldı. Can Bozdağan ilk devre çok etkisizdi. F.Bahçe'de de Zajc en etkisiz oyuncuydu. Kim Min Jae Fener'in en iyisi olarak göze çarptı.
Beşiktaş'ta da tabii ki Josef hem Siyah-Beyazlılar'ın hem de sahanın en iyisiydi. Sonuçta beraberlik iki takıma da yaramadı. Zaten liderin çok gerisindeydiler. Şimdi fark daha da açıldı. Kısa gecenin galibi yine Trabzonspor oldu.
GÜNTEKİN ONAY: Fenerbahçe kazanmaktan çok rakibini bozmayı düşünen görüntüsüne devam etti. Bu anlayış 50 bin kişi önünde oynayan ve maçı korner dahi atmadan tamamlayan Fenerbahçe’ye yakışmadı.
Sahada futbol oynamaya çalışan taraf Beşiktaş idi ve siyah beyazlılar son dakikada Batshuayi ile kazanma şansını kaçırdı. Şayet Önder Kareveli’nin başlangıç 11’i daha güçlü olsa Beşiktaş’ın derbiden 3 puan ile ayrılması işten bile değildi. Fenerbahçe ise defansif bir mantaliteyle sert bir oyun sergiledi ve 90 dakikayı net gol pozisyonu bulmadan tamamladı.
TÜMER METİN: Bir teknik adamın var, takımın da yıldızları vardır. Bu yıldızlar da dünya klasmanındaysa 1 tanesi mesela, Mesut Özil formayı kapmak için Real Madrid'de Arsenal'de bu çabayı sarf etmedi. Formayı kapabilmek için savaş veriyor adam.
Pereira'yı kırabilmek için sırf. Biz neden Pereira'yı sürekli neden yıldızları oynatacak mı diye konuşuyoruz? Hocalığın olaylarından birisi de bunları nasıl eğiteceğim ve nasıl daha iyi antrene ederim olmalı. Yaparsan da çıkıp fayda sağlarsın. Şu maça İrfan Can'la başlamamanın izahı olabilir mi?
METİN TEKİN: Maç öncesinde de ifade etmiştim. Fenerbahçe ile Vitor Pereira ile vedalaşıyormuş gibi. Pereira da bunun farkındaymış gibi bir oyun anlayışı, kadro var diye söylemiştim. Oyun seçimi de öyle oldu. Pereira, yine kendi inandığı şekilde oynadı. Kendi sahasında olmasına rağmen bekleyen, hızlı çıkmaya çalışan bir oyun oynadı. Fenerbahçe, oyunu ele almayı değil, sonucu ele almaya çalıştı. Bu, bütün maç boyunda devam etti.
SERDAR ALİ ÇELİKLER: Şimdi kendinizden pay biçin. Bir işyerinde çalışıyorsunuz. Patron sizin işinize son veriyor. 2 hafta sonra olmayacağınızı herkes biliyor. Yerinize gelecek isimler konuşuluyor. Bu ortamda ekibinizi nasıl yönetirsiniz? Bu halde, çalıştığınız kuruma nasıl fayda sağlarsınız? Vitor Pereira ve F.Bahçe'nin yaşadığı budur.
O da bu halde iken 'aşığı olduğu kendi fikrince' 5-2-3 ile sahaya çıktı. Herkes 3-4-3 diyor ama Osayi de sol kenarda oynayan Attila da kendi kalelerine doğru geri çekildiğinden 5-2-3 oluyor. Haliyle her durumda orta sahayı rakibe veriyorsunuz. Her maçta. Beşiktaş'a karşı da yine öyle oldu. Beşiktaş iyi oynarken F.Bahçe; ilk atağında penaltı kazandı. Bence penaltı değildi. Bu karar sonrası ev sahibi öne geçti. F.Bahçe için ideal bir ortam oluştu.
Bekleyecek ve kontra arayacaklardı. Ceza alanında kalabalıkken Josef'in şutu eşitliği getirdi. Beşiktaş yine etkin oynamaya başlamışken Vida'nın büyük, Ersin'in küçük hataları sonrası F.Bahçe skoru buldu. 86'da Serdar Dursun'un şutuna kadar başka da pozisyona giremediler zaten. Beşiktaş ise 2. yarıya doğal olarak önde başladı ve mükemmel bir Rıdvan ortasına harika bir Josef kafa vuruşuyla eşitlik geldi.
Sonrasında bomboş bir maç oldu. İrfan - MHY takviyesine rağmen top tutamayan ön alan baskısı kuramayan F.Bahçe ve tersine Fener alanına doğru dürüst geçemeyen Beşiktaş vardı. Artık tesadüflere ve kişisel hatalara bağlı kalan gol pozisyonunun sonuncusu son saniyede Batshuayi'ye geldi. Onun şutu da direkten dönünce kalitesiz kötü futbol maçı 2-2 bitti. Kim ve Crespo için teşekkür edip Vitor Hoca ile yolları ayırmak lazım.