Spor yazarlarından Antalyaspor - Galatasaray maçı yorumu
Galatasaray, Süper Lig'in 37. haftasında deplasmanda Fraport TAV Antalyaspor'u Mohamed'in golüyle 1-0 mağlup etti. Spor yazarları, Antalyaspor - Galatasaray maçını yorumladı
MEHMET DEMİRKOL
Antalyaspor’un bildik savunma oyunu, dün Göztepe’nin içine düştüğü sıkıntıyı yaşadı. Galatasaray’ın hareketli ön 6’lısı üzerine yoğunlaştılar. 10 kişiyle kendi ceza sahaları önüne iki sıra dizildiler. En öndeki Orgill, Etebo’yla aynı uzaklıktaydı.
Galatasaray’ın gerideki 4’lüsü baskı görmeden oyuna katıldı. 10. dakikadan itibaren savunma rakip yarı alana yerleşti ve oyun kurulumunda tüm oyuncular rol aldı. Antalya, Gökdeniz olmayınca bu tip bir oyunda hızlı tehditler üretmekte zorlanıyor. Ve Galatasaray’ın asıl zorluk çektiği geriden oyun kurulumuna baskı konusunda da hiçbir şey yapamayınca yıldırıcı bir akın sürekliliği oluştu.
UĞUR MELEKE
Galatasaray’ın 11’e 11’ken de, rakibi eksildikten sonra da hemen her şeyi doğru yaptığı bir gündü bu. Santradan itibaren önde baskı yaptılar, rakiplerini defalarca hataya zorladılar. Uzaktan-yakından denediler, akan oyun-duran top sayısız fırsat yakaladılar. Evet golü rakipleri 10 kişiyken buldular ama 11’e 11’ken de tek taraflı bir müsabaka vardı Antalya’da.
Podolski atılana kadar da şutlarda 15-1, kornerlerde 6-1 öndeydi Galatasaray. Tek eksikleri goldü. Son yarım saatte de öyle bir baskı kurdular ki o güneşe hiçbir kar dayanamazdı zaten. Ben dünkü iyi oyunun, öndeki genç-dinamik altılıyla direkt ilişkili olduğunu düşünüyorum: İleri altılının yaş ortalaması 24’tü dün. Ve Galatasaray bu sezon ne zaman önde gençleşse, iyi netice alıyorlar bu tercihten. Dün de galibiyeti getiren bir numaralı faktör dinamizmdi bence.
ÖMER ÜRÜNDÜL
Eğer Galatasaray'a karşı geçen haftaki Trabzonspor örneğinde olduğu gibi, temaslı takım presi yapamazsanız oyunu teslim edersiniz. Antalyaspor'un alışılmış iyi yerleşimli bir alan daraltan kurgusu var. Ama bunu çok geride kuruyorlar. Bu da tam Galatasaray'ın istediği ortamdı. Çabuk paslarla oyunu ilk 45 dakika tamamen karşı alana yıktılar.
İkinci devre Galatasaray'ın baskısı arttı. En sonunda da ilk bulduğu fırsatta direğe takılan Mohamed ikincisinde golünü attı. Galatasaray sonuçta üç puanı hanesine doyurucu bir futbol sergileyerek yazdırdı. Mete Kalkavan benim inandığım bir hakemdir. Ama bugüne kadar taktir haklarını bir büyük takım lehine bu kadar çok kullandığını görmemiştim.
ŞANSAL BÜYÜKA
Galatasaray maç başlar başlamaz, Antalya yarı alanında kamp kurdu. Öyle ki; Galatasaray bu sezon kaybettiği topu, en çabuk geri aldığı maçı oynadı. Antalyalı oyuncuların ayağında top beş saniye bile duramadı. Aslında maç, Antalya-Galatasaray maçı değildi, özellikle ilk yarıda kaleci Boffin‘e karşı Galatasaray vardı.
Yazmadan geçmeyelim. İlk yarıda Podolski‘ye bir sarı kart var. Podolski‘nin salladığı tekme Şener‘e geldiyse niye sarı, banko kırmızı... Yok gelmedi, ayağını boşa salladıysa Şener o kadar niye yattı? Anlamadın vallahi... Podolski maçın başından beri gergindi ve atılacağı çok açık belliydi. Ersun Hoca‘nın buna rağmen ikinci yarıya Podolski ile başlaması yanlıştı. Eksikliği hissedildi mi? Hayır... Kaleci Boffin, Naldo ve Kudryashov dışında zaten diğer oyuncuların varlığı belli değildi.
Galatasaray baştan sona hak ettiği, tek kale oynadığı maçı ancak tek golle kazanabildi. Çok fazlası ama çok fazlası olurdu. Zaten Antalya bu oyun anlayışı ile puan alsa, futbol kahrından intihar ederdi. Galatasaray puan kaybetse üzülürdüm. Hak etmesine rağmen kazanamadığı için... Antalyaspor puan alsa daha fazla üzülürdüm, ilkel futboluna rağmen puan aldığı için... Adalet yerini buldu.
DENİZ ÇOBAN
24’te Ömer Bayram’ın ceza sahasında yerde kaldığı pozisyonda, rakibi bence Ömer Bayram'ı iterek düşürüyor ama pozisyonun öncesinde ofsayt olduğu görünüyor. Dolayısıyla penaltı kararı verilse bile bu karar ofsayt gerekçesiyle VAR’dan dönerdi diye düşünüyorum.
25’te Şener’in Podolski’ye faulü aynı zamanda sarı kartı da gerektirirdi. Faulü çalan Kalkavan kartını göstermedi. Bir dakika sonra Podolski rövanş faul yaptı. Hareketi bence sarı karttan fazlasını gerektirirdi. Yaralayıcı, acımasız ve gaddarca bir hamlesi vardı rakibine. Kırmızı kart daha doğru olurdu. 59. dakikada Podolski 2. sarı kartı görerek oyundan atıldı. Bu pozisyonda Podolski’nin sarı kartı gerektirecek bir hamlesini ben göremedim. İkinci sarı kartın hatalı olduğunu düşünüyorum.