Mourinho'dan inciler!
Real Madrid'in en büyük yıldızı olan hocasından önemli açılamalar.
O dünyanın en iyisi ve bir şampiyon. Başında bulunduğu takımları zirveye taşımakla nam salan, söylediği sözlerin yanısıra rakipleriyle arasındaki diyaloglarla akıllarda kalan, ukala gibi görünse de bir çok kişi tarafından çok sevilen ve her zaman tartışılan bir teknik direktör Jose Mourinho...
-Egolu olduğunuz için sürekli eleştiriliyorsunuz. Medyayla niçin aranız yok?
Bana karşı bazı medya organları haksız saldırılarda bulundu. Kimseye karşı asla ön yargılı değilim. Öyle bir yapım da yok. Eleştiri olur ama yıpratıcı olursa o zaman bozuluyorum. Çünkü, futbol bilinmeyen bir denklem değil. Herşey saha içinde gerçekleşiyor. İyi ya da kötüyü hepimiz görüyoruz. Görünenleri eleştirmek en doğrusudur.
-Eski futbolcunuz Quaresma, Beşiktaş’ta yeniden doğdu. Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kendisi benim ilk gözağrım. Futbolun muhteşem isimlerindendir. En son İnter’de beraberdik. Fakat orada kendisinin yerinde oynayan üç oyuncu vardı. Yine de forma için savaştı ama olmadı. Futbol için yaratılmış bir yıldız kendisi. Umarım ileride bir gün tekrar çalışabiliriz. Bunu çok isterim. Onu izleyen büyük zevk alır. Beşiktaş’taki çıkışıyla 2011 onun yılı olacak.
-Quaresma’nın yanısıra, Guti, Fernandes, Almeida ve Simao’yu da renklerine bağlayan Beşiktaş, Türkiye’nin transfer şampiyonu. Büyük takım olmak için büyük oyuncular mı alınmalı?
Hedefi olan büyük düşünür. Büyük takımların da hedefi olmalıdır. Beşiktaş demek ki hedeflerini büyütmüş ki bu oyuncuları transfer etti. Böyle yıldızları almak kolay değil. Ayrıca, Nihat’ı da unutmayın. İspanya’dayken en iyi yabancılar arasındaydı. Guti, lider bir oyuncu. Simao, Fernandes ve Almeida kendi mevkilerinin en iyilerinden. Bugün İspanya’daki takımlara Beşiktaş’ın yabancılarını söyleyin, hepsi de onları kadrosunda görmek ister. Ben, büyük düşündüğüm için Real Madrid’e geldim. Benim gibi büyük düşünen oyuncularla başarılara koşmak için buradayım. Beşiktaş ve hocası Schuster de büyük düşündükleri için böyle oyuncularla yola devam ediyor.
-Almeida’yı R.Madrid’e istediğiniz doğru mu?
Onun gibi bir golcüyü kim istemez. Almeida hala aklımda. Dünyada sol ayağını çok iyi kullanan onun gibi bir forvet oyuncusu yok. Onu, R.Madrid’de görmek isterdim ama Beşiktaş çok erken davrandı. Gerçekten yöneticilerini tebrik ediyorum. Önemli bir transfer başarısı gösterdiler.
F.BAHÇE'YLE ANLAŞAMADIM
8 yıl önce İstanbul’a geldim. Fenerbahçe ile masaya oturduk. Ancak, yöneticilerin düşünceleriyle, benimkiler çok farklıydı. Anlaşma olmadı, Porto’ya gittim.
-Türkiye’den teklif gelse ülkemizde bir gün çalışmayı düşünür müsünüz?
Neden olmasın. Arz talep meselesi. Benim için önemli olan hedef. Geleceğim takımın hedefi olmalı. Ama, Türkiye’ye gezmek için gelmem. 8 yıl önce İstanbul’daydım. Fenerbahçe ile anlaşamamıştık. Daha doğrusu benim isteklerimi kabul etmediler, beklentilerime cevap vermediler. Asla günü kurtarmak ve para kazanmak için yola çıkmadım. Başarı için hedef koydum. İstanbul’a Bayram Tutumlu ile birlikte geldim. Bana müthiş inanıyordu. Israrla Fenerbahçe’ye beni getirmeye çalıştı. Ama masaya oturduğumuzda yöneticilerin düşünceleriyle benimkiler çok farklıydı. Ondan sonra Porto maceram başladı ve şampiyonluklar peşpeşe geldi. İstanbul’da unutamadığım anlar var. Kebapçıda buluşmuştuk. Acılı kebaplar ve peynirli sıcak bir tatlı geldi. Muhteşemdiler. Ardından çay içtik. Büyük keyifti. İstanbul Boğazı ise inanılmaz güzeldi.
- Türk Milli Takımı hakkında ne düşünüyorsunuz. Tanıdığınız oyuncularımız var mı?
2002’de Dünya üçüncüsü olduğunuzda sizi büyük bir heyecanla izledim. O dönem çok iyi oyuncularınız vardı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ı izliyorum. F.Bahçeli Semih Şentürk’ü uzun yıllardır takip ediyorum. Gerekli sıçramayı yapamamış olması entersan, demek kulübünü çok seviyor ki ayrılmamış.
SAATLERE KARŞI ÇOK MERAKLIYIM
-Benim hobim saatlerdir. Özel el yapımı saatlere karşı meraklıyım. Şu anda 1 milyon Euro’nun üzerinde fiyatı olan saatler var. İsteseniz de bulamıyorsun. O saatlere sahip olmak için sıraya giriyorsunuz. Geçen yıla kadar saatlere çok para verdim. Şu anda sponsorum “deLaCour” ve kolumdaki saat de onların. Dünyanın en iyi saatini takıyorum.
REAL MADRİD VE BARÇA DIŞINDA TAKIM YOK
-Sizce dünyanın en iyi iki takımı hangisi?
Real Madrid ve Barcelona dışında takım yok. İki büyük ve diğer takımlar var. İki devin ise sistemleri savaşıyor. Tüm dünya da bu iki devi izliyor.
-Sistemler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben oyuncuya göre sistem oluştururum. Hep böyle çalıştım ve elde edilenler ortada. Sisteme göre oyuncu modeli benim kafamda hiçbir zaman olmadı ve olmayacak.
ERTUĞRUL SAĞLAM ÇOK BAŞARILI
Hedefiniz varsa istediklerinizi gerçekleştirirsiniz. Bu doğrultuda Bursaspor’un genç hocasını merakla takip ediyorum.
- Bir teknik direktör nasıl yetişmeli ve nasıl olmalı?
Teknik direktörler bildikleri doğrudan asla şaşmamalı. Meraklı ve araştırmacı olmalı. En önemlisi bir teknik adam kendisine örnek aldığı insanı asla kopya etmemeli. Kendi kişiliklerini, bilgilerini ortaya koymalı. Önünde mutlaka bir hedef olmalı. Eğer hedef varsa oraya gidersiniz. Mesela sizin ülkenizde şampiyon olan Bursaspor’un genç teknik adamı Ertuğrul Sağlam’ı merakla takip ediyorum. Çok başarılı. Danimarka’da da Kopenhag’ın hocası Staale Solbakken genç ve büyük işlere imza atacak yapıda. İyi yerlere gelecek.
-Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster’i tanıyor musunuz?
İyi bir meslektaşım. Kendisini takip ediyorum. İspanya’da büyük işler yaptı. Real Madrid’i şampiyonluğa taşımış bir hoca. Otoriter ve karizmatik. Aynı zamanda da disiplinlidir. İsmi ve kariyeri olan bir teknik adamdır.
MESUT'U İSPANYOLLAR 'TÜRK' DİYE ÇAĞIRIYOR
-Takımınızdaki Türk asıllı yıldızlarınızdan Mesut Özil’in yükselişini nasıl buluyorsunuz?
Mesut benim dört yıldır takibimdeydi. Müthiş yetenekleri ve özgüveni olan bir oyuncu. Türk Milli Takımı onu nasıl elinden kaçırmış, ondan nasıl faydalanma yolunu seçmemiş hayret ediyorum. Almanların çok akıllı bir iş yaptıkları ortada. Real Madrid taraftarına kendisini çok çabuk kabul ettirdi. Takım arkadaşlarıyla da uyumu mükemmel. Böylesine büyük bir takıma gelip de adapte sorunu yaşamayan çok az oyuncu vardır. Mesut da bunlardan biri. Almanya Milli Takımı’nda oynamasına rağmen İspanyollar Mesut’u “Türk” diye çağırıyor.
BİR HOCA DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKMELİ
-Sinema ile aranız nasıl, modayı takip eder misiniz?
Hayatımız ne kadar futbol olsa da sinema da yaşantımın bir parçası. Ben daha çok öğretici filmleri tercih ederim. Dram ve savaş filmlerini sevmem. Futbol ve sporla ilgili kitaplar ilgimi çeker. Giysilerim ise özeldir. Bana yakışanı giyerim.
-Bir teknik direktör sahaya eşofmanla mı yoksa takım elbiseyle mi çıkmalı? Hocalara giyim konusunda ne tavsiye edersiniz.
Öncelikle rahat olmalı. Hangi kıyafetin içinde kendisini rahat hissediyorsa, kenarda öyle olmalı. Çünkü takımı için sahada tüm kontrolleri sağlayacak kişi teknik direktördük. Ayrıca giydikleri de yakışmalı. Ben bu konuda dikkatli davranırım. Hocaların, lider olduklarını bilip lider gibi giyinmeleri gerekir. Bir hoca duruşuyla, hareketleriyle, giyimiyle sahanın içinde de dışında da dikkatleri üzerine çekmeli.
Hürriyet / İsmail Er