Tarih boyunca hamileliği tespit etmek için kullanılan bu yöntemlere çok şaşıracaksınız!
Tarih boyunca tıp dünyası gelişene kadar birçok deneysel aşamadan geçti. Günümüzde evde uygulanan hamilelik testleri ilk olarak 1970'li yılların ortalarında kullanılmaya başladı. 1970'lerden önce kadınlar kan veya idrar testi vererek hamile kalıp kalmadıklarını anlıyordu. Tarihin tozlu raflarında ise kadınların hamile olup olmadığını anlamak için oldukça ilginç testler uygulanıyordu. İşte, tarihte uygulanan ilginç hamilelik testleri...
KURBAĞA TESTİ
1940'lı yılların sonlarında bilim insanları, hamile bir kişinin idrarını canlı bir kurbağaya enjekte ediyordu. Eğer kadın hamileyse kurbağa 24 saat içerisinde yumurta üretebileceği düşünülüyordu.
CHADWİCK İŞARETİ
Hamileliğin erken dönemlerinde, altı veya sekiz haftalıkken, serviks, labia ve vajina, bölgeye artan kan akışı nedeniyle koyu mavimsi veya mor ile kırmızımsı bir renk alabiliyor. Hamileliğin bu olağanüstü belirtisi ilk olarak bir Fransız doktor tarafından fark edildi. Bu konuyu daha sonra 1886'da Amerikan Jinekoloji Derneği toplantısı sırasında doğum doktoru James Read Chadwick gündeme getirdi. O günden beri bu durum Chadwick işareti olarak bilinir.
GÖZLER
16. yüzyıl doktorlarından Jacques Guillemeau, bir kişinin hamile olup olmadığını gözlerinden anlayabileceğini iddia ediyordu. Oftalmoloji (göz hastalıkları ve cerrahisi) üzerine incelemeler yazan Guillemeau, ikinci ayın başlarında "hamile kadınların göz bebeklerinin küçüldüğünü, göz kapaklarının sarktığını ve göz kenarlarındaki damarların şiştiğini" dile getiriyordu. Bu teoriler pek doğru olmasa da doktorun haklı olduğu konu, gözlerin hamilelik sırarında değişerek görüşünün etkilenmesidir.
BİLİRKİŞİLER
16 yüzyılda Avrupa'da "idrar uzmanları" ortaya çıktı. Bu sözde bilirkişiler, kadınların hamile olup olmadığını idrar renginden ve özelliğinden anlayabileceklerini iddia ediyorlardı. Hatta bazı bilirkişiler idrarı şarapla karıştırıp sonuçları incelerdi. Bu test aslında çok da yanlış kabul edilmez çünkü şu anda hamile bir kişinin idrarında bulunan proteinlerin alkol ile reaksiyona girebildiği literatürde geçmektedir. Ancak bilirkişilerin kehanetleri sadece hamile insanlarla kalmamış, ayrıca başka hastalıkları tahmin edebildiklerini de söylemişlerdir.
ANAHTAR - MANDAL TESTİ
15. yüzyıln sonlarında yazılmış bir kadın tıp bilgisi koleksiyonu olan The Distaff Gospels'de çok ilginç bir test yönteminden bahsedilir. Kitapta şöyle yazar "Dostlarım, bir kadının hamile olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, ondan bir leğene idrarını yapmasını istemeli ve ardından leğene bir mandal veya anahtar koymalısınız. Ancak bir mandal kullanmak daha iyidir. Bu mandalı idrarla birlikte leğende üç veya dört saat bırakın. Ardından idrarı dökün ve mandalı çıkarın. Eğer leğende mandal izi görürseniz, kadın hamiledir, yoksa hamile değildir."
SOĞAN TESTİ
Eski Mısırlılar, Mısır tıbbi papirüslerinde ilginç bir hamilelik testi önermiştir. Bu teste göre hamile olduğu düşünülen kadının vajinasına soğan sokulur ve ertesi gün nefesi koklanırdı. Eğer kişinin nefesi soğan kokuyorsa hamile değildi. Bu test ne kadar mantıksız görünse bile o dönemdeki insanlara göre eğer kişi hamileyse yani karnında cenin bulunuyorsa rahim kapalı olur ve ağızı kokmazdı.
BUĞDAY VE ARPA TESTİ
Bilinen en eski evde gebelik testlerinden birisi eski Mısır'da uygulanıyordu. MÖ 1350'de hamile olduğu düşünülen insanlar, idrarlarını birkaç gün boyunca buğday ve arpa tohumları üzerine yapardı. Eğer buğday filizlendiyse kız, arpa filizlendiyse erkek çocuk olduğu düşünülüyordu. İkisi de filizlenmezse hamile olmadığı düşünülürdü. Bu testin en ilginç yanı ise gerçekten işe yaramış olmasıdır. 1963'te bu test, bir laboratuvarda yeniden uygulanmış ve gerçekten hamile kadınların yüzde 70'inin idrarı tohumlarda filizlenmiştir.
Kaynak: Mental Floss