Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer: Terör saldırısına karşı siviller hedef alınamaz
Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, İsrail-Hamas arasındaki çatışmalarla ilgili bir yazı kaleme aldı. "Terör saldırısına karşı siviller hedef alınamaz" diyen Sözüer, "Gazze'de su, yiyecek, elektrik kesip sivilleri bombalayarak göçe zorlamak, insanlığa karşı işlenen suçlardandır" dedi
Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, İsrail-Hamas arasındaki çatışmalarla ilgili sosyal medya hesabında bir yazı kaleme aldı. Sözüer şunları kaydetti:
1) Gazze'de su, yiyecek, elektrik kesip sivilleri bombalayarak göçe zorlamak, insanlığa karşı işlenen suçlardandır.
2) Terör saldırısına uğramak, hiçbir devlete insanlığa karşı suç işleme hakkını vermez. ABD'nin 11 Eylül saldırıları bahanesiyle Irak ve Afganistan işgallerinin o ülkelerde nasıl felaketler doğurduğu ortada.
3) Tıpkı Ukrayna'da olduğu gibi her toplumun ve elbette Filistinlilerin de işgale karşı direnme hakkı vardır. Ama sivilleri öldürmek, kaçırmak veya sivil ya da askerlere işkence yapmak, direnme hakkı kapsamında değildir, suçtur.
4) Hiçbir devlet ve elbette İsrail de terör saldırısına karşı, saldırganlara yönelik operasyon v.s yaparken açıkça sivilleri hedef alamaz.
5) Meşru savunma hakkının sınırları kasten aşılırsa, artık ortada meşru savunma değil, suç vardır.B u suça maruz kalanların kendilerini savunması meşrudur.
6) Gazze'deki insanlığa karşı suçu, medyasında konuşturmayan ve meşru gösteren, protestoları yasaklayan hükümet ve devletler, insan haklarındaki çifte standartlarını bir kez daha gösterdiler.
7) Gazze'de yaşayan Müslüman, Hristiyan veya başka inançtan Filistinlilerin katledilmesini yönelik harekata (Silah, mühimmat v.b vererek) destek verenler de en azından şerik konumundadır
8)Müslüman ülkelerin dünyada adalet ve insan haklarının gerçekleşmesi bakımından halen belirleyici bir konumda olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Yemen ve Suriye'de Müslüman sivilleri bombalayan veya bombalatanların "İslam" ülkeleri olmasını da unutmamak gerek.
9) Gazze'deki katliama sadece Müslümanlar değil, her kesimden insanlar örneğin Hristiyan, Yahudi gibi diğer dinlerden insanlar, sağcılar, solcular, liberaller, komünistler, feministler ve LGBT bireyler itiraz ediyor, protesto için yollara düşüyor. Ülkemizde, din, ırk, mültecilik, siyasi görüşü veya cinsel kimlik nedeniyle nefret söylemine karşı devlet kanunları tarafsız ve etkin uygulamalı.
10) Türkiye kendi içinde, ifade özgürlüğü başta olmak üzere, hak ve özgürlüklere etkili güvenceler sağlamada, hukukun ve demokrasinin gereklerini yerine getirmede, eksikliklerini bir an önce gidermelidir. Böylece vatandaşlarının insan haklarını hayata geçirme yükümlülüğünü yerine getiren güçlü bir hukuk devleti olarak, uluslararası camiada saygınlığı artar ve çifte standart uygulamakla haklı olarak eleştirdiğimiz ülkelere karşı daha tutarlı bir konumda olur.
Fotoğraflar: AA