Tezcan’ı alma değil, Salıcı ile tahkimat…
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, yerel seçimler için İYİ Parti ile görüşme yapan heyette yer alan CHP Aydın Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Bülent Tezcan ile görüştü. Tezcan, kendisine bu yönde bir bildirim gelmediğini, Almanya'ya gitmeden önce CHP lideri Kılıçdaroğlu ile konuştuğunu ve bu yönde bir talimatının olmadığını belirtti
CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifak müzakeresini, İYİ Parti’den Koray Aydın ile yürüten CHP’den Bülent Tezcan görüşmecilikten alındı mı?
Sorunun yanıtını vermek için bir gün öncesine dönmem gerek…
Tezcan’ın görüşmecilikten el çektirildiği haberi dün öğle saatlerinde duyuldu.
İddiaya göre hem Aydın hem de Tezcan bu görevi devam ettirmeyecek, onların yerine müzakereleri CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile İYİ Parti’den Cihan Paçacı yürütecekti…
Önce Paçacı’ya ulaştım, “Bilgim yok, bana da böyle bir görev verilmedi. Ama CHP’den Salıcı da dahil çok kişi ile konuşuyorum” yanıtıyla yetindi.
Bu kez kaynağıma yeniden dönüp, Paçacı’nın sözlerini aktardım, bir süre tereddüt etti ancak iddiasının arkasında da durmayı sürdürdü.
“HABERİM YOK, BANA SÖYLEMEDİ”
Ardından Bülent Tezcan’a öğleden sonra ulaşabildim, görevden alındığına ilişkin iddiayı aktardım…
Kısa süreli bir şaşkınlık geçirdi, kendisine bu yönde bir bildirim gelmediğini, Almanya’ya gitmeden önce CHP lideri Kılıçdaroğlu ile konuştuğunu ve bu yönde bir talimatının olmadığını belirtti.
“Ben, Koray Bey (Aydın) ile görüşmemi devam ettireceğim, ancak Sayın Genel Başkanın Almanya dönüşünü bekliyorum. Ona göre bir takvim yapacağız” dedi.
Hatta müzakerelerde bir yere kadar gelindiğinin de altını çizip, “Bir sorun yok, tam tersine ben başarı ile sürecin tamamlanacağına inanıyorum, sorun görmüyorum” diye de ekledi.
CHP’den konuyla dolaylı da olsa yakından ilgili iki genel başkan yardımcısının da haberi yoktu.
Yetmedi İYİ Parti’den de iki genel başkan yardımcısına daha sordum, “Onlar da devam ettiğini” belirtti.
GECE PARTİDE ÇALIŞTI
Tezcan da dün gece saat 22.00 civarı partinin aday belirleme heyeti ile bir arayagelip, hangi yerlerin boş bırakılması gerektiği konusunda müzakerelere dayalı bilgi aktardı.
Anlatıldığına göre “Kılıçdaroğlu’nun Almanya’ya giderken, Çarşamba günü Koray Aydın ile yapacağı görüşmeyi dondurması, kendisi dönene kadar beklenmesi” talimatını da arkadaşlarına aktardı.
AKŞENER DUYURDU
Ancak bu gelişmelerin yaşandığı önceki akşam parti yöneticileriyle yemek sonrası sohbetinde İYİ Parti lideri Meral Akşener Tezcan yerine Salıcı ile görüşmenin devam edeceğini bildirdi.
Şu kadarını söyleyeyim bugün öğle saatlerine kadar CHP’nin konuyla doğrudan ilgili olanları da dahil hiçbirinin gelişmeden haberi yoktu.
Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’nun Almanya gezisinde bulunan CHP’nin etkin isimlerinden birini aradım.
“Evet Salıcı görevlendirildi” dedi, hemen ardından da “Ama Sayın Tezcan da göreve devam edecek, iddia edildiği gibi el çektirilmiş değil” diye devam etti.
ELEŞTİRİLERE KARŞILIK
Aktardığına göre parti içinden, “Tezcan Merkez Yönetim Kurulu üyesi değil, neden görüşüyor” itirazları yükselmiş.
Kılıçdaroğlu eleştirileri, “Geçen dönem de Sayın Tezcan yürüttü, karşı tarafın beklentilerini ve kodlarını en iyi bilen olduğu için görevlendirdim” diye savuşturmuş.
Benzer hayıflanma İYİ Parti kanadından da dillendirilmeye başlanmış. Hatta İYİ Parti tarafından müzakere sürecinde ele alınmayan bazı yerlerle ilgili yanlış ifadelerin ileri sürülmüş olmasından duyulan yakınmalar da dile getirilmiş.
Durum böyle olunca “MYK ile müzakerede ele alınan sürecin bağlantısını resmi bir sıfatla tahkim etmek, hem de İYİ Parti’ye Genel Başkan seviyesinde bir müzakereci sunmak amacıyla Salıcı da heyete dahil edilmiş...”
KILIÇDAROĞLU’NA KADAR GÖRÜŞME YOK
Denildi ki, “Salıcı ile tahkim edilmiş görevini Tezcan da sürdürecek…”
Tezcan Salıcı ile sürdürür mü derseniz, Kılıçdaroğlu dönmeden bu soruya kimsenin yanıt verecek hali yoktu...
Zaten müzakereler de Kılıçdaroğlu gelene kadar dondurulduğu için kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.
Görünen o ki iki liderin baş başa görüşmesiyle sonuçlanacak…
Bu da yanlış anlama veya anlaşılma gibi sorunu da ortadan kaldırmış olacak.
Bütün bunlara karşın şunu söyleyebilirim ki her iki partide de müzakerenin hedefine ulaştırılmasına yönelik kararlılık vardı…
