Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Daru'l-İslam Nedir?

        İslam hukuku terimi olarak devletin siyasi ve hukuki düzeninin İslam esaslarına dayandığı, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin İslami otoritenin elinde bulunduğu ülke anlamındadır. Bu yetkilerin Müslüman otoritenin elinde bulunmadığı ülkelere ise daru'l-harb adı verilmiştir. Sözlük anlamı "İslam ülkesi"dir.

        Daru'l-harb sayılan bir ülke, halkının Müslüman olması veya fetihten sonra orada İslam hükümlerinin uygulanmasıyla daru'l-İslama dönüşür. Nüfusun Müslüman veya gayrimüslim, az veya çok olması önemli değildir.

        Daru'l-İslam bir ülkenin hangi durumlarda daru'l-harbe dönüşeceği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür.

        1. Maliki ve Hanbeli fakihleriyle Hanefiler'den Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e göre daru'l-İslam, İslam dışı hukuk düzeninin (küfür ahkamı) uygulanmasıyla daru'l-harbe dönüşür.

        2. Ebû Hanife'ye göre daru'l-İslamın daru'l-harbe dönüşmesi için şu üç şartın gerçekleşmesi gerekir: a) İstila edilen yerde İslam dışı hukuk düzeninin uygulanması. b) Ülkede ilk emanları (can ve mal güvenliği) üzere bulunan hiçbir Müslüman veya gayrimüslim (zimminin) kalmaması. c) Ülkenin daru'l-harbe bitişik olması. Ebû Hanife'ye göre İslam hakimiyeti altında bulunan bir yer İslam dışı güçlerin eline geçtiğinde ülke hükmünün değişmesi için fiili hakimiyet yeterli değildir. Hakimiyetin el değiştirmesiyle birlikte Müslümanların daha önce sahip oldukları can ve mal güvenliğinin kesintisiz devam etmesi, Müslümanların ibadetlerini yerine getirmede, dini eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmede serbest olmaları, bunların o yerde mevcut yönetimin görmezlikten gelemeyeceği bir güce sahip bulunduklarını ve dolayısıyla fiili de olsa gayri İslami hakimiyetin tam gerçekleşmiş sayılamayacağını göstermektedir. Bu da İslam hakimiyeti altında bulunan bu yerin küfür hakimiyetine geçmiş sayılmasına engeldir. Üçüncü şarta göre ülke, diğer İslam ülkeleriyle çevrili olup daru'l-harble sınırı bulunmazsa yine daru'l-harbe dönüşmez; zira etrafı İslam topraklarıyla çevrili bulunan bu ülkede gayrimüslimler gerçek anlamda bir hakimiyet kuramazlar.

        3. Şafiiler'e göre daru'l-İslam daha sonra istilaya uğramış olsa hatta istilanın üzerinden uzun yıllar da geçse daru'l-harbe dönüşmez. Daru'l-İslamın daru'l-harbe kesinlikle dönüşmeyeceği şeklindeki bu görüş, mülkiyetin hukuken gayrimüslimlere geçmeyeceği anlamındadır. Ancak bir İslam ülkesini istila etmiş olması sebebiyle bu devletle savaş halinde bulunulacağı ve ülkenin siyasi ilişkiler açısından daru'l-harb sayılacağı da açıktır.

        İslam tarihinde siyasi ve hukuki bir kavram olarak Daru'l-İslamın ortaya çıkışı Medine döneminde olmuştur. Çünkü Müslümanlar Mekke döneminde henüz müstakil olarak yaşadıkları bir toprağa ve siyasi oluşuma sahip değillerdi. Ancak hicretten sonra Medine'de İslam devletinin kurulmasıyla kendilerine ait bir ülkeye ve burada hakim olan müstakil bir yönetime kavuştular. Böylece ilk daru'l-İslam Medine olmuştur.

        YAZAR

        Ahmet Özel

        KAYNAK

        • Heytemi, İbn Hacer. Tuhfetü'l-muhtac. Kahire: el-Matbaatü'l-Meymeniyye, 1315/1897.
        • İbn Kudame, Muvaffakuddin Ebu Muhammed Abdullah. el-Muğni. Riyad: Daru Alemi'l-Kütüb, 1997.
        • Kasani, Aaeddin. Bedai'ü's-sanai' fi tertibi'ş-şerai'. Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1997.
        • Özel, Ahmet. İslam Hukukunda Ülke Kavramı: Darulislam-Darulharb. İstanbul: İklim Yayınlar, 1991.
        • Özel, Ahmet. "Darülislam", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi VIII içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1993. 541-543.
        • Serahsi, Şerhu's-Siyeri'l-kebir. Yay. Haz. Selahaddin el-Müneccid ve Abdülaziz Ahmed. Kahire: Ma'hedü'l-Mahtûtat bi-Camiati'd-Düveli'l-Arabiyye, 1971.
        • Zühayli, Vehbe Mustafa. Asarü'l-harb fi'l-fıkhi'l-İslami. Dımaşk: Daru'l-Fikr, 1965.