Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi İşrakilik Nedir?

        İşrakilik; akıl yürütme veya bir bilgi vasıtasına gerek kalmadan bilginin doğrudan içe doğması, iç aydınlanma, keşf ve irfana dayanan bilgiyi kabul eden görüşün adıdır. Sembolik olarak güneşin doğudan yükselerek her şeyi aydınlatması gibi, coğrafi anlamda ışığın ve aydınlanmanın ana yurdunun "Doğu Hikmeti" olmasını işaret eder. Kurucusu Şihabuddin es-Sühreverdi (ö. 1191) olan İşrakilik; mevcudatın yetkinlikten eksikliğe sudurunu içeren bir nur metafiziğinden ibarettir. Bilgiye ulaşmada, keşf ve sezgisel yöntemin esas alındığı bu hareket varlığını irfani gelenek içerisinde devam ettirmiştir. Sühreverdi'nin düşüncesinde kavram, aydınlanma ve Doğu anlamlarını kendisinde birleştirmesi, güneşin doğudan doğarak, her şeyi aydınlatması ve bu yüzden de ışığın yurdunun irfan ve aydınlık ile aynı olması sembolizmine dayanır.

        Sühreverdi, işrak terimini; "Allah'ın yolu", "bütün ilimleri insana ulaştıran aydınlanma", "akli nûrların zuhuru", "Allah'tan gelen soyut, özel bir ışıma" şeklinde tanımlamışken hakikatin işraki tecrübe ile elde edilmesini İşrakilik, bu yolda kendisini izleyenleri İşrakıyyûn (İşrakiler) olarak belirlemiştir. En önemli eserine "Hikmetu'l İşrak" ismini veren Sühreverdi; bir nur metafiziği olan işrakiliği, hem araştırmacı hem de müteellih (teosofist) düşünürlerin yolu olarak açıklamış, dünyanın bu kişilerden asla mahrum kalmadığını ifade ederek kendisini bu anlayışın çağındaki temsilcisi olarak takdim etmiştir.

        İşrakilik; fikri kaynakları bağlamında; meşrıki hikmet anlayışıyla İbn Sina, Mişkatu'l Envar eseriyle Gazzali ve irfani birikim yanında; Fars bilge kralların ilkelerinden, Zerdüştlük ve Antik Yunan'ın Pisagor, Empedokles, Platon, Aristoteles gibi düşünürlerinin fikirlerinden esinlenerek oluşturulmuş eklektik bir düşünce hareketidir. Sühreverdi kendisini, kökleri neredeyse insanlık tarihine kadar uzanan bir felsefe geleneğinin yenileyicisi olarak görmüştür. Bu geleneğin kendisine biri "Doğu" (Antik İran Kaynaklı) diğeri "Batı"dan (Mısır-Yunan Kaynaklı) iki yolla ulaştığını her ikisinin de Hermes'e dayandığını belirtmiştir.

        İşrakilik "Doğu" ya özgü bir felsefe geleneği olarak ön plana çıkmış ve İslam Meşşailiği başta olmak üzere bir kısım felsefi geleneğe tepki olarak kendini takdim etmiştir. Sühreverdi, kendi bakış açısıyla Meşşai felsefede gördüğü mantıksal, epistemolojik ve metafiziksel tutarsızlıklardan kaçınmayı amaçlamıştır. Ancak beslendiği kaynaklar ve kendisini konumlandırdığı felsefi alan dikkate alındığında, tenkitlerine rağmen Meşşai düşünceden yararlandığı da görülecektir. Bununla birlikte Ziyai'nin de ifade ettiği gibi, İşraki felsefesi, ayrı bir sistematik kurguyla özgün bir felsefi inşadır. Sühreverdi, sezgisel yöntemle nur üzerine temellendirdiği düşünceleriyle, Gazzali sonrası büyük güç kaybeden Meşşailiğin aksine, varlığını günümüze değin devam ettirecek İşraki bir hikmetin ışığını yakmıştır. Bu anlayış Sühreverdi'den sonra İbn Kemmûne (ö. 1284), Şemseddin Şehrezûri (ö. 1288), Kutbuddin eş-Şirazi (ö. 1311), İbrahim Ahsai (ö. 1479), Celaleddin Devvani (ö. 1501), Nizameddin el-Herevi (ö. 1594), Mir Damad (ö. 1631), İsmail Ankaravi (ö. 1631), Sadreddin Şirazi (ö. 1641) gibi düşünürlerle varlığını devam ettirmiştir. 

        YAZAR

        Eyüp Bekir Yazıcı