Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Nüfus Coğrafyası Nedir?

        Temel amacı ve araştırma konusu insan ile doğal ortam arasındaki ilişkiyi incelemek olan nüfus coğrafyası; yeryüzünün tamamı veya bir bölümünde nüfusun mekansal ve zamansal dağılışını açıklar. İklim, rölyef, su kaynakları, bitki örtüsü, tarım alanları ve yeraltı kaynakları gibi doğal coğrafi şartların bu dağılış üzerindeki etkisini inceler. Ayrıca sanayi alanları ve ulaşım ağları gibi beşeri coğrafya unsurlarıyla nüfusun dağılışı arasındaki ilişkiyi araştırır. Burada nüfusun dağılışının incelenmesinden kasıt, miktar veya oran olarak nüfusun nerede bulunduğu ile sınırlı olmayıp, nüfusun dağılış düzeni ve yapısıyla toplumların sosyal ve ekonomik yapıları arasındaki ilişkinin izahına kadar giden geniş bir anlam taşır.

        Beşeri coğrafyanın insan faaliyetlerini inceleyen bir alt disiplini olan nüfus coğrafyasının esas görevi, nüfusu mekansal hususiyetlere bağlı olarak incelemek, nüfusun coğrafi dağılışında mevcut alansal farklılıkları tespit etmek ve bunları sebep ve sonuçlarıyla açıklamaktır. Mekanla ilişkisini esas alarak nüfusu incelemek, nüfus coğrafyasını diğer bilimlerden ayıran, farklı kılan en temel özelliklerden biridir. Nüfusun mekansal dağılışını gösterme ve analiz etmede nüfus dağılış haritaları hazırlamak ve bunu bir yöntem olarak benimseyip kullanmak, nüfus coğrafyasını farklı kılan özelliklerden bir diğeridir.

        İnsan topluluklarının yeryüzündeki dağılış düzeni ve bunun nedenlerini, çeşitli nüfus özelliklerini açıklamayı amaç edinmiş olan nüfus coğrafyası; yeryüzünde yaşayan nüfus miktarıyla ilgilendiği gibi, yeryüzünün sık ve seyrek nüfuslu alanları, yerel ve küresel ölçekte göçler, kır ve şehir nüfusu ve dağılışı ile nüfusun sosyo-ekonomik özelliklerini de inceler.

        Nüfus coğrafyasının başlıca inceleme konularından biri de nüfus miktarı ve bunun zaman içindeki gelişiminin analizidir. Bunu yaparken, nüfus coğrafyasının esas amaç ve vazifesi, yıllara göre nüfus miktarını sayısal değer olarak vermek, istatistik bir analiz yapmak değildir. Nüfus coğrafyası, sayısal bir değer olan nüfus miktarını, nüfus gelişimine sebep olan olayların bir sonucu olarak görür, bu verinin mekansal ve zamansal dağılımını sebep ve sonuçlarıyla birlikte açıklar.

        Nüfusun miktarından çok niteliğinin önem kazandığı günümüzde nüfus coğrafyası, mutlak nüfus miktarı yanında nüfusun diğer özelliklerini de inceler. Bu kapsamda; nüfusun yaş ve cins yapısı, eğitim durumu ile ekonomik nitelikleri başlıca araştırma konularını teşkil eder. Bu özelliklerin, nüfusun dağılış düzeni ve diğer araştırma konuları ile sıkı bir ilişkisi vardır. Nüfus coğrafyası, mutlak miktar olarak nüfusun gelişimi ve bunun mekan ve zaman boyutunda dağılışıyla ilgilenir, bunlara yönelik mekansal ve sayısal analizler yapar. Nüfus coğrafyasında mekansal dağılışın hem yatay hem de dikey anlamı vardır. Yatay dağılışta bölgesel farklıklar, sık ve seyrek nüfuslu alanlar ortaya konur. Daha çok iklim ve yeryüzü şekilleriyle nüfus dağılışı arasındaki ilişkinin analiz edildiği dikey dağılışta ise yükselti ve iklim elemanlarıyla nüfus yoğunluğu arasındaki ilişki analiz edilir. Dağılışın zaman boyutu, nüfus artış ve azalış dönemlerinin tespiti, yıllara göre nüfusun gelişim seyrinin ortaya konmasıdır. Böylece nüfusun yeryüzünün tamamı veya belli bir bölgesindeki dağılımının zaman içindeki değişim ve gelişimi izah edilir. Nüfus kaynaklı sorunlar ve özellikle ekonomik kaynaklar ile nüfus arasındaki dengenin bozulması ve bunun sonuçlarını, mekansal boyutlarıyla inceler. Bütün bunları yaparken, çoğu kez, nitel ve nicel araştırma yöntemlerini birlikte kullanır. Başta nüfus dağılış haritası olmak üzere, çeşitli haritalarla olayın mekansal analizini yapar, sonuçlarını görsel olarak da sunar. Nüfusun çeşitli dağılış özelliklerini grafiklerle ifade ettiği gibi, yaş grupları ve bunun cinsiyete göre dağılışını göstermede nüfus piramitleri hazırlar, bunları görsel ifade yöntemi olarak kullanır.

        Nüfusun yeryüzündeki yatay ve dikey dağılışını inceleyen nüfus coğrafyası demografi, istatistik ve tarih gibi çeşitli bilimlerin araştırma sonuçlarından faydalanır ve bu konuda bütüncül bir anlayışa sahiptir. Ancak burada demografik hesaplama yöntemleri geliştirmek, bunlara dair formül üretmek, örneğin toplam doğurganlık hızını hesaplamak nüfus coğrafyasının konusu değildir.

        Bilim olarak coğrafyanın çok eskilere dayanan köklü geçmişi ve coğrafya içindeki diğer alt disiplinler ile mukayese edildiğinde, nüfus coğrafyası yeni sayılabilecek bir alandır. Akademik bir alan olarak geçmişi 19. yüzyılın ortalarına kadar giden nüfus coğrafyasında, çağdaş coğrafi anlayışla yapılmış ilk bilimsel çalışmalar 1950'li yıllarda başlamıştır. Bu alanda yapılmış bilimsel çalışmaların yayın tarihleri konuya dair bir fikir vermektedir. Günümüzdeki anlamıyla nüfus coğrafyasının şekillenmeye başlaması 1950'lerin başlarında Fransa ve ABD'de yapılan çalışmalar ile olmuştur. George (ö.2006) tarafından 1950 ve 1951 yıllarında yayımlanmış iki ayrı çalışma alanın ilk örneklerindendir. Adı geçen müellifin bu konudaki bir çalışması, 1976 yılında, Nüfus Coğrafyası adıyla ülkemizde de yayımlanmıştır. Nüfus coğrafyası konusunda ülkemizdeki ilk çalışma ise bu tarihlerden önce, 1932 yılında yayımlanmış Nüfus Kesafeti Haritaları Türkiye Kesafet Haritası İhzarına Dair Usuller isimli makaledir. Selen'e (ö. 1968) ait olan bu çalışmada, nüfus yoğunluğu haritasının çiziminde dikkat edilecek hususlar izah edilmiş, Türkiye nüfus yoğunluğu haritaları verilmiştir. 

        Nüfus coğrafyasının gelişiminde, Trewartha'ın (ö. 1984) uzmanlık alanı olarak nüfus coğrafyasını ortaya çıkarmak için 1953 yılında coğrafyacılara yaptığı çağrı, bir alt disiplin olarak nüfus coğrafyasının ortaya çıkması ve gelişmesine zemin hazırlamıştır. Aynı yıl nüfus coğrafyası konusunda yapmış olduğu bir literatür çalışması, bu alandaki önemli çalışmalardan biri olmuştur. Nüfus coğrafyasının şekillenmesinde etkili olmuş çalışmalardan biri de Beaujeu-Garnier'in (ö. 1995) 1956 yılında Nüfus Coğrafyası adıyla yayımladığı iki ciltlik eserdir. Tanoğlu (ö. 1978), bu eserin nüfus coğrafyasında izlenecek yolu gösterdiğini söyleyerek önemine işaret etmiştir. Bu ilk çalışmalardan sonra nüfus coğrafyasında zaman içinde yeni yayınlar olmuştur. Alanın öncülerinden olan Beaujeu-Garnier ve Zelinsky'nin (ö. 2013) 1966'da, Trewartha'nın ise 1969 yılında nüfus coğrafyası adıyla kitapları yayımlanmış, zaman içinde bunlara yenileri eklenirken, nüfus coğrafyası günümüzde süreli yayına sahip bir alan haline gelmiştir. Bu alanda ilk sayısı Eylül 1995'de çıkan International Journal of Population Geography dergisi, 2004 yılındaki 10. ciltten itibaren Population, Space and Place adıyla halen yayınlanmaktadır.

        Türkiye'de coğrafyacılar tarafından yapılmış nüfus coğrafyası çalışmalarının tarihçesi 1930'lu yıllara kadar gider. Bu konuda ilk yayınlar Darülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuasında basılmış makalelerden oluşur. Bunlar arasında ilk telif makale, 1932 yılında Selen'in, nüfus yoğunluğu haritaları konusunda yapmış olduğu, yukarıda adı zikredilmiş olan çalışmadır. Tanoğlu'nun Türkiye'de Çiftçi Nüfusu Yoğunluğu Meselesi (1945) ve Türkiye'de Nüfusun Dağılışı (1959) makalesi bu konudaki diğer öncü çalışmalar olmuştur.

        Bu isimlere ilave olarak Darkot (ö. 1990), Tunçdilek (ö. 2003), Tümertekin (ö. 2012), Emiroğlu (ö. 1994), Öngör (ö. 1996), Tandoğan ve Doğanay, nüfus ve Türkiye nüfusunu konu alan çok sayıda çalışmayı yapan ilk isimler olmuştur. Ayrıca son yıllarda Yılmaz, Mutluer, Işık, Özgür, Yüceşahin, Şahin ve Yakar bu alanda yoğunlaşan çalışmalarıyla öne çıkmış isimlerdir. Bu çalışmalarda ülke, bölge ve il ölçeğinde nüfusun dağılışı, ülke ve şehir içi nüfus hareketleri, uluslararası göçler, kır ve şehir nüfusu, nüfus yoğunluğu, göç sürecinde etkili olan unsurlar, nüfusun eğitim, yaş ve cins yapısı başlıca inceleme konuları olmuş, nüfus coğrafyası çalışmaları çeşitlenmiştir.

        Nüfus coğrafyasına ait çalışmaların bir kısmı ise çeşitli coğrafya kitaplarında bölüm olarak kendine yer bulmuştur. Selen'in 1945 yılında yayımladığı Türkiye Coğrafyasının Ana Hatları, Tümertekin'in Beşeri ve İktisadi Coğrafyaya Giriş (1962) ile Darkot'un Türkiye İktisadi Coğrafyası (1963) ve Tanoğlu'nun Beşeri Coğrafya Nüfus ve Yerleşme (1966) isimli eserleri bu konudaki ilk eserler olmuştur. Daha sonra bunlara Emiroğlu ve Doğanay'ın çalışmaları eklenmiştir. Bunlara ilave olarak Tunçdilek-Tümertekin'in Türkiye Nüfusu (1959) ve Özgür'ün Türkiye Nüfus Coğrafyası (1998) isimli çalışması nüfus coğrafyasını konu alan müstakil kitap çalışmaları olmuştur. 

        Nüfusun mekansal dağılışı, nüfus yoğunluğu ve kırdan şehre göçler gibi geleneksel araştırma konularına ek olarak, nüfus coğrafyası günümüzde özellikle doğal kaynaklar ile nüfus ilişkisi, nüfusun siyasal yönü, nüfus yaş analizleri, yaşam koşulları, eğitim durumu ve ekonomik faaliyet kollarına dağılımı gibi çeşitli alanlarda araştırmalar yapmaktadır. Geleneksel konular içinde yer alan göç meselesi, günümüz nüfus coğrafyasında daha bir çeşitlenmiş, şehir içi nüfus hareketlerinden uluslararası göçe kadar çeşitli ölçekte ele alınmaya başlanmıştır. Günümüzde özellikle kıtlık ve iç savaş nedeniyle meydana gelen, nüfusun dağılışı ve yapısını derinden etkileyen ülkelerarası göçler nüfus coğrafyasının ağırlıklı olarak üzerinde durduğu konular olmuştur. Güncel meselelere bağlı olarak nüfus coğrafyasının araştırma konuları da artmaktadır. Ayrıca giderek yaygınlaşan "Coğrafi Bilgi Sistemleri" sayesinde tematik ve güncel nüfus haritaları üretilmekte, mekana ve zaman bağlı analizler yapılmakta, nüfus coğrafyası çalışmaları içerik olarak zenginleşmektedir.

        YAZAR

        Cemalettin Şahin