Siyasal arenada birbirini anlama ve anlatma biçimidir. Siyasal iletişim, demokratik toplumlarda, bir siyasal sistem içerisinde gerçekleşmekte; bu sistemin unsuru olan siyasi partiler iktidar olma taleplerini kamuoyunda seslendirmekte, kendilerini anlatma çabası içerisine girmektedir. Siyasi parti temsilcilerinden kendilerini anlattıkları kadar diğerlerini de dinleme, anlama gayreti göstermeleri beklenmektedir. Dolayısıyla siyasal iletişim anlatma/dinleme/anlama retoriği ile bir toplumsal uzlaşının ve iş birliğinin de kapılarını aralamaktadır.
Siyaset, toplumdaki farklı sosyal sınıflara, çıkarlara ve taleplere sahip kişiler arasındaki paylaşım ve bölüşüm mücadelesi olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda kamuyu ilgilendiren sorunlarda kendi tercihlerini kabul ettirmek, uygulatmak ve başkalarının tercihlerini engellemek üzere çeşitli aktörlerin yürüttükleri mücadele de siyaset olgusunu tarif etmektedir. Kendi tercihlerini kabul ettirmek ve bölüşüm mücadelesinden galip çıkmak isteyen aktörler, tarih boyunca çeşitli iletişim kanallarını ve yöntemlerini kullanarak halkı ikna etmenin yollarını aramışlardır. Bu ikna süreci, eski zamanlarda yüz yüze iletişimle gerçekleşirken modern zamanlarda kitle iletişim araçları siyasal mesajların en önemli aktarım mecrası olmuştur.
Genel oy hakkının kitlelere verilmesiyle başlayan, kitle iletişim araç ve teknolojilerindeki hızlı gelişmeyle bugünkü anlamına kavuşan siyasal iletişim; 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmuş ve büyük oranda bu ülkede gelişmiştir. 1960 yılından itibaren de Batı Avrupa ülkelerinde yaygın şekilde kullanılmaya başlamıştır.
Gelişen iletişim teknolojileri, oluşan yeni medya mecraları ve seçmenin eskiye oranla çok daha bilinçli hale gelmesiyle birlikte iktidarı hedefleyen her siyasi partinin siyasal iletişimi ustalıkla kullanması elzem hale gelmiştir. Seçmen araştırmaları, gündem analizleri, kamuoyu yoklamaları vb. gibi veriye odaklı çalışmalar; siyasal iletişim uygulamalarının ve seçim kampanyalarının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Dijital medya mecraları ile sosyal medyanın yaygınlaşması, büyük veri analizlerini siyasal iletişim uzmanları açısından çok daha önemli hale getirmiştir. Seçim kampanyalarında seçmene yönelik mesaj tasarımlarında bu veri analizleri ön plana çıkmaya başlamıştır.
Siyasal iletişim üç temel fonksiyonu yerine getirir. Birincisi, "ortaya çıkan siyasal problemlerin tanımlanmasına yardımcı olması"; ikincisi, "bu problemlerin siyasal tartışma ortamına girerek meşruiyet kazanmasının sağlaması"dır. "Artık tartışma konusu olmaktan çıkmış, ortak bir görüş birliğine varılmış konuları gündemden düşürmek" de siyasal iletişimin üçüncü fonksiyonu olarak kabul edilir.
Siyasi partiler açısından seçmenlere "ne söyleyecekleri" kadar önemli olan bir diğer husus da "nasıl söyleyecekleri" konusudur. Katılımcı demokrasilerde sadece sistemce meşru kabul edilen siyasal kurumlar değil, siyasal süreç içinde güçlerini kabul ettirmeye çalışarak siyasal bir meşruiyet kazanmaya uğraşan tüm kişi ve kurumlar, siyasal iletişimin aktörleri olarak kabul edilir. Bunların arasında siyasi partiler, kamu yararına çalışan örgütler, sivil toplum kuruluşları, baskı ve menfaat grupları, medya kuruluşları, merkezi ve yerel hükûmetler ile vatandaşlar yer alır. Sadece siyasi partiler ve seçmenler ile siyasal iletişim sınırlandırılamaz; kamuoyunu etkileyen, kanaat önderliği yapan, toplumsal rol üstlenen tüm kişi, kurum ve kuruluşlar siyasal iletişim yönetiminin kapsamı içerisinde görülmelidir.
Siyasal iletişim felsefesinin/konseptinin sahada uygulandığı yer seçim kampanyalarıdır. Siyasal iletişim mesajlarının, ikna edici iletişim stratejilerinin ve vaatlerin seçmene ulaşmasına aracılık eden seçim kampanyaları, büyük oranda seçmenin karar vermek için ihtiyaç duyduğu "siyasal bilgiyi" taşır. Siyasal seçim kampanyaları aracılığıyla gerçekleştirilen iletişim, adayların amaçları ile seçmenlerin davranışları arasında bir bağ kurar.
Siyasal seçim kampanyalarının "bilgi verme, ikna etme ve kamu seferberliği" amaçları bulunmaktadır. Bir seçim kampanyasında seçmenlere; partiler, adaylar, uygulanan ve uygulanması gereken politikalar, gündemdeki konular hakkında aday ve partilerin tutumları gibi konularda bilgiler verilmekte, karar verirken ihtiyaç duyacakları hemen hemen tüm veriler sağlanmaktadır. Bilgi verme amacının yanında seçim kampanyalarında seçmenler, çeşitli ikna ve mesaj teknikleriyle herhangi bir aday veya parti lehine etkilenmeye çalışılır. Ayrıca siyasal seçim kampanyalarıyla seçmenlerin oy verme motivasyonları da harekete geçirilir, parti veya aday lehine her türlü çalışma için seferber olmaları amaçlanır.
Siyasal seçim kampanyalarında mesajın bir temaya dayandırılarak verilmesi başarılı olmak için kullanılan en yaygın yöntemlerden biridir. Kampanyada kullanılacak temalar belirlenirken ülke sorunlarının çok iyi bilinmesi, gündemin yakından takip edilmesi ve halkın beklentilerinin farkında olunması önem taşır. Siyasal kampanyada tema ve mesajın etkili bir biçimde vurgulanması için slogan kullanılır. Seçmenlere kampanyanın vurguladığı hususları hatırlatan ve dikkatlerini içeriğe yönelten sloganlar kısa ve özlü olmalı, kolay hatırlanabilir bir niteliği bulunmalıdır.
Siyasal iletişim uygulamalarının seçmeni ikna etme konusundaki başarısı açıktır. Özellikle demokratik toplumlarda; kamuoyunun ve medyanın öne çıkması, toplumların kanaatlerinin özgürce şekillenmesi siyasal iletişimin daha etkili şekilde yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
Siyasal iletişim yönetimi, seçim kampanyası planlaması elbette bir dizi teknik yol ve yöntemi bünyesinde barındırmaktadır. Ama tüm bunların yanı sıra siyasal iletişim yönetiminin başarısı, seçmenlere yönelik uyguladığı seçim kampanyasında etkili bir "hikaye" anlatabilmesinde saklıdır. O hikayenin içerisinde mutlaka büyük bir "fikir" bulunması gerekir; insanların o fikrin etrafında toplanması, peşinden gitmesi, o fikri savunmaktan mutluluk duyması, aynı fikri savunan insanlarla bir araya gelmesi, bir topluluğa ait olması ve bununla gurur duyması gibi unsurların tümü, seçmene anlatılacak hikayenin parçalarını oluşturur.
YAZAR
Abdullah Özkan