"Tüm dünya gibi, Türkiye de obezite konusunda alarm veriyor"
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez, Türkiye'deki 3 kişiden birinde obezite olduğunu belirterek, "Obeziteden kaynaklı çeşitli hastalıklarla uğraşıyoruz. Mücadele etmezsek, obezite bizi ele geçirecek" ifadelerini kullandı
Sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan obezite, modern çağın en büyük sağlık sorunlarından biri olarak öne çıkıyor.
Obezite, pek çok kronik hastalığa da yol açarken, hareketsiz yaşam, dengesiz ve sağlıksız beslenme hastalığın günden güne artmasına neden oluyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), geçen yıl yayınladığı rapora göre, dünya genelinde 1 milyardan fazla kişinin aşırı kilolu veya obeziteli olduğu bildirildi. Tüm dünyada görülen bu artış grafiği, Türkiye'de ise alarm seviyesinde.
Türkiye Endokrin Metabolizma Derneği Obezite Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Alper Sönmez, 4 Mart Dünya Obezite Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
Sönmez, "Çok yakın gelecekte, Türkiye nüfusunun yarısının obeziteli olacağını öngörüyoruz" ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE'DE OBEZİTE KADINLARI DAHA FAZLA ETKİLİYOR"
Obezitenin, biyolojik, sosyal ve çevresel nedenleri olduğunu aktaran Prof. Dr. Sönmez, şu bilgileri verdi: "Tüm dünya gibi, Türkiye de obezite konusunda alarm veriyor. Avrupa'da bu hastalık konusunda lider durumdayız maalesef. Türkiye'de obezite kadınları daha fazla etkiliyor. Ülkemizde özellikle 40 yaş üstü kadınlarda obezite çok sık görülüyor. Genetik yatkınlık, sosyal ve çevresel stres faktörleri, yetersiz ve kalitesiz uyku obeziteye neden olan önemli faktörlerdir. Bunların yanı sıra adına 'modern yaşam' denilen günümüz yaşam biçimi, hepimizi tüketim çılgınlığına sürükledi. Günümüz yaşam koşulları bizi daha hareketsiz kılarken, daha fazla kalori almaya doğru yönlendiriyor. Daha çok hazır gıdaya yönelip, 'fast food' yiyecekler satılan kapalı alışveriş merkezlerinde vakit geçirdiğimiz bu yaşam biçimi sağlığımızı tehdit ediyor. Obezite, çok hızlı bir artış sergiliyor ve biz uzmanlar bu durumun aciliyetini sıklıkla vurguluyoruz. Şu anda, Türkiye'deki 3 kişiden birinde obezite mevcut. Obeziteden kaynaklı çeşitli hastalıklarla uğraşıyoruz. Mücadele etmezsek, obezite bizi ele geçirecek."
"OBEZİTE 200'ÜN ÜZERİNDE HASTALIĞA YOL AÇIYOR"
Prof. Dr. Sönmez, stres faktörlerinin de yeme alışkanlıklarını değiştirdiğini ve insanların psikolojik belirti vermemesine rağmen, mutsuz ve stresli olduklarında daha çok ve daha sağlıksız yeme eğiliminde olabildiğini anlattı.
Bu durumun fazla kilo alımına ve kronik hastalıklara yol açarak organlara zarar verdiğinin altını çizen Sönmez, obezitenin neden olduğu hastalıkları şöyle sıraladı: "Bizi strese sokan, pek çok olumsuz sosyal faktör, yeme alışkanlıklarımızı değiştirebilir. Öte yandan obeziteyle yaşamını sürdürenlerin psikolojik sorunları daha da artarken dürtüsel beslenme alışkanlıkları da tetiklenir. Bu kısır döngü, kilo alımının artmasına, iç organlarımızın zarar görmesine neden olacaktır. Obezite, 200'den fazla hastalığa yol açan ve yaşam süresini kısaltan tehlikeli bir hastalıktır. Bu hastalıklar içinde, meme, kolon, rahim, pankreas, prostat gibi kanserler, glokom, astım, reflü, migren, inme, diyabet, hipertansiyon, gut, idrar kaçırma, yağlı karaciğer, böbrek taşı, kalp yetersizliği, anksiyete, topuk dikeni, Parkinson ve daha fazlası… Obezite olmasaydı, tip 2 diyabet hastalığını hiç duymayabilirdik bile. Türkiye'de tip 2 diyabet rahatsızlığı olan her 10 kişiden 9'unda kilo fazlalığı ve obezite hastalığı mevcuttur."
Prof. Dr Sönmez, küresel sorun haline gelen hastalığın çocukları da tehdit ettiğini ve bu çağdaki obezitenin kişinin geleceğini etkilediğini belirterek, çocukların ve ebeveynlerinin eğitimlerinin bu husustaki önemine dikkati çekti.
Obezitenin önlenmesinde en son çarenin ilaç veya cerrahi tedavi olduğunu aktaran Sönmez, obezitenin, topyekün mücadele edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurguladı.