Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Türkiye'de 30 bin kişi organ nakli olmayı bekliyor | Sağlık Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Organ Nakli Koordinatörleri Derneği (ONKOD), tarafından "3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası" kapsamında düzenlenen toplantıda, organ bağışı ve bu konuya ilişkin farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekildi.

        Habertürk'e açıklamalarda bulunan ONKOD Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Bilal, "Tedavisi yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün olan hastalıklar, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli sağlık sorunlarından biri. Canlıdan canlıya nakillerde dünyada 1. sırada olmamıza rağmen, kadavradan (kadaverik donör) nakiller ve kadaverik bağışçı sayısı olarak maalesef yeterli bir noktada değiliz" dedi.

        En çok beklenen organların böbrek ve karaciğer olduğunu ifade eden Bilal, "Bu organların canlıdan canlıya nakli de mümkün ve hastaların ailelerinin özverili desteği sayesinde büyük ölçüde canlıdan canlıya yapılıyor. Bizim dikkat çekmek istediğimiz konu ise ölen kişilerin organlarının bağışlanması; çünkü beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organlarının bağışlanması demek en az 8 hastaya yeni bir yaşam şansı vermesi demektir. Böbrek ve karaciğer bekleyen bazı hastalarımız sağlıklı ve gönüllü yakınlarının bağışlarıyla organ nakli olabiliyor. Ancak bu şansı yakalayamayan böbrek ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, sadece ölen kişilerin organlarının alınmasıyla mümkün olan başta kalp ve akciğer, pankreas, ince bağırsak gibi organlar ve kompozit doku dediğimiz yüz, el, kol, kornea nakli ile yeni bir yaşam şansı bulabiliyor. Bu organların nakli ancak beyin ölümü tanısı alan kişilerin bağışlanmış organ ve doku nakilleriyle mümkün olabiliyor. Hayattayken organlarımızı bağışlamak ve beyin ölümü durumunda ailelerin rıza verme oranını yükseltmek bu nedenle çok büyük önem taşıyor" dedi.

        REKLAM

        Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, son 15 yıllık süreçte (2008-2023) beyin ölümü tanısı almış kişilerin ailelerinin yalnızca yüzde 26’sı organ nakline izin verdi.

        Pandemi gibi sarsıcı süreçlerin de etkisiyle Türkiye'de kadaverikdonör sayılarının azalmaya devam ettiğini belirten Bilal, sözlerine şöyle devam etti: "2021’de 305 olan Türkiye’deki toplam kadaverikdonör sayısı, 2022’de 234’e kadar geriledi. 30 bini aşkın hastanın organ nakli beklediği ülkemizde bu sayılar, maalesef durumun sıkıntısını ortaya koyuyor."

        ÖNCELİĞİMİZ KADAVRADAN NAKİL ORANLARINI ARTIRMAK

        Canlıdan canlıya nakillerde dünyada 1. sırada olduğumuzu süyleyen Bilal, şöyle konuştu: "Burada en önemli etken kültürümüzdeki sıcak aile bağları ve yakın akrabaların özverili desteği. Bu kıymetli destek sayesinde mümkün olduğu ölçüde hastaları yaşama döndürmek mümkün olabiliyor. Ancak, kadavradan nakiller ve kadavradan donör konusunda dünyada son sıralardayız. Bu nedenle organ bekleyen hastaların sesini duyurmak adına ONKOD olarak temel hedefimiz, kadavradan nakil oranını artıran organ bağışçısı olma vasiyeti ve aile rızası oranını artırmak. Kalp ve akciğer nakli bekleyen hastaların kadavradan nakil dışında bir şansı bulunmuyor. Böbrek ve karaciğerin ise canlıdan canlıya nakli mümkün. Ancak canlıdan canlıya nakilleri yeterince kadavradan organ bağışı olmadığı için yapmak zorunda kalıyoruz; bu nedenle bizim önceliğimiz kadavradan nakil oranlarını artırmak.Elimizdeki veriler ışığında, her yıl kalp nakli bekleyen ortalama yüzde 10 civarında hastanın kalp nakli olabildiğini ön görüyoruz."

        REKLAM

        İSPANYA ORGAN BAĞIŞINDA DÜNYA LİDERİ

        Avrupa ülkeleri ve Amerika’da kadavra bağışı oranlarının çok yüksek olduğunu söyleyen ONKOD Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Bilal, şunları söyledi: "Özellikle İspanya kadavradan organ bağışında milyon nüfus başına yüzde 50’ye yaklaşık oranla dünya lideri konumunda. Bu ülkenin kültürel yapısından çok organ bağışlama konusunda organ bağışlama kültürü edinebilmiş olmakla alakalı bir durum. Bu kültürü de topluma doğru bilgiyi ulaştırmakla sağlayabiliriz."

        ORGAN BAĞIŞININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER NELERDİR?

        Organ bağışına sıcak bakmamanın önündeki engellere değinen Bilal, "Bunun arkasında aile, kültürel ve sosyolojik birtakım sebepler var. Toplumun doğru sandığı fakat yanlış olan bazı inanışlar mevcut. Bunları topluma doğru aktarmamız büyük önem arz ediyor. Bu noktada beyin ölümünün tam bir ölüm hali olduğunun topluma net bir şekilde aktarılması kritik önem taşıyor.

        Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının tam bir geri dönüşümsüz kaybıdır. Kısaca, beyin ölümü tıbben ve hukuken tam bir ölüm hali olarak tanımlanıyor. Ancak ne yazık ki halk arasında koma olarak bilinen ‘bitkisel hayat’ kavramı ile ‘beyin ölümü’ kavramları birbiriyle karıştırılıyor. Beyin ölümü ile bitkisel hayat tanımlarından da anlaşılacağı üzere, biri ölüm, diğeri ise hayattır" diye konuştu.

        REKLAM

        Bilal, sözlerine şöyle devam etti: "Bu durumun yol açtığı dramatik tabloya baktığımızda;

        - 2023 Ekim sonu itibariyle beyin ölümü sayısı 1.389 olarak açıklanırken; aynı yıl, bu beyin ölümleri akabinde organ bağışına verilen aile izin sayısı 223 kaydedildi. Bu yıl, beyin ölümü tanısı almış kişiler için ailelerin sadece yüzde 16’sı organ nakline rıza verdi.

        - 2008 – 2023 yılları arasında açıklanan toplam beyin ölümü sayısı 23.057 olarak açıklanırken, aynı yıllar arasında organ bağışına verilen toplam aile izin oranı 5.887, izinli organ sayısı ise 25.282 olarak kaydedildi.

        Pandemiden önceki süreçte yüzde 26’ya kadar çıkmışken, son 2 yıldır bu oranlar yüzde 16’ya kadar düştü.

        Bu veriler aile rıza oranının yıllar içerisinde dramatik şekilde düştüğünü gösterir nitelikte; çünkü ülkemizde kişiler, organ bağışına izin verse aileleriyle görüşüp ailenin rızasının alınması uygulanmaktadır."

        ORGAN BAĞIŞINA KARAR VEREN KİŞİLER İÇİN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

        Organ bağışı, bireyin hayattayken kendi özgür iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını beyin ölümünden sonra başka hastaların tedavisinde kullanılmak üzere vasiyet etmesi olarak tanımlanıyor. Bilal, "18 yaş üstündeki, akli dengesi yerinde olan herkes organ veya doku bağışında bulunabiliyor. Ancak, kişinin organ bağışlama isteği kabul edilmiş olsa bile her ölümden sonra organ nakli mümkün olmuyor. Örneğin; evde, sokakta veya hastanelerin herhangi bir servisinde ölmüş kişilerin organları, organ bağışında kullanılamıyor. Yalnızca yoğun bakım ünitelerinde solunum cihazına bağlıyken yani beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organları nakledilebiliyor. 18 yaşını doldurmuş akli dengesi yerinde olan her birey kamu ve özel sağlık kuruluşları, organ nakli merkezleri, il/ilçe sağlık müdürlükleri gibi en yakın sağlık kurumuna giderek iki tanık huzurunda ölümünden sonra organlarının bağışlanmasını vasiyet edebilir" şeklinde konuştu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ